iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR ) |
| | Tadil-i Erkâna Riayet (Rükünlerin Hakkını Vermek) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
ulvi Administrator
Mesaj Sayısı : 3306 Kayıt tarihi : 30/10/09
| Konu: Tadil-i Erkâna Riayet (Rükünlerin Hakkını Vermek) Ptsi Kas. 02, 2009 5:38 am | |
| Tadil-i Erkâna Riayet (Rükünlerin Hakkını Vermek) 135- Namazlarda tadil-i erkana riayet, İmam Ebû Yusuf'a göre, bir rükün olduğundan farzdır. Bundan maksad, namazın kıyam, rükû ve secde gibi her rüknünü sükunetle yerine getirmek ve bu rükünleri yaparken her uzuv yatışıp hareket halinden beri bulunmaktır. Örnek: Rükûdan kıyama kalkarken vücud dimdik bir hale gelmeli ve sükunet bulmalı, en az bir kere: "Sübhanellahi'l-Azîm" diyecek kadar ayakta durup ondan sonra secdeye varmalıdır. Her iki secde arasında da böylece bir tesbih mikdarı durmalıdır. 136- Tadil-i Erkan, İmam Azam ile İmam Muhammed'e göre, vacibdir. Bu iki ayrı görüşten birincisine göre, tadil-i erkan yapılmaksızın kılınan bir namazı yeniden kılmak gerekir, ikinci görüşe göre ise, tadil-i erkanı terkden dolayı yalnız sehiv secdesi gerekir. Fakat böyle bir namazı yeniden kılmak daha iyidir. Böylece insan ihtilaftan kurtulmuş olur. Ayrıca kerahetle kılınan namazları da yeniden kılmak vacib görülmüştür. 137- Namazdan manevî haz duyanlar, namazda tadil-i erkana riayet ederler, acele etmekten sakınırlar. Acele etmeyi saygıya ve edebe aykırı görürler. Hayatın en yararlı ve en kıymetli saatleri ibadetle geçen zamanlardır. Boş yere veya kısa bir yarar uğrunda zamanlarını harcayan insanların namaz gibi yüksek bir ibadetten, devamlı bir mutluluk yolundan ve İlahî huzurun zevkinden mahrum olmamak için çalışmamaları pek garip ve acınacak bir hal değil midir?
Alıntıdır
En Doğrusunu Allah Bilir | |
| | | gespenst Administrator
Mesaj Sayısı : 1393 Kayıt tarihi : 23/07/09 Yaş : 44 Nerden : ANKARA
| Konu: Geri: Tadil-i Erkâna Riayet (Rükünlerin Hakkını Vermek) Paz Mart 07, 2010 7:50 pm | |
| TA"DİL-İ ERKAN Namazda rükû, rükûdan sonra ayakta durma, secde ve iki secde arasındaki oturmanın hakkını vererek, tam bir sukûnet içinde ve yerli yerinde mutmain olarak yapmak. Ta"dîl, düzeltmek, kuvvetlendirmek demektir (İbn Manzûr, Lisânü"lArab, XI, 432). Erkân ise "rükn"ün çoğuludur. Kelime anlamlarıyla ta"dîl-i erkân, rükünlerin yerli yerinde yapılmasını ifade etmektedir. Allah Teâlâ Kur"an"da, Hz. Peygamber (s.a.s) de hadislerinde namazların gerektiği gibi kılınmasını özellikle belirtmiştir. Kur"an, namaz kılmayı ifade için "namaz kılmak" anlamına gelen "sallâ" fiili yerine "ekame" fiilini tercih etmiştir ki, bu kelime "hakkını vererek yapmak" anlamına gelmektedir. Hz. Paygamber de pek çok hadisinde bu konuyu işlemiştir. Ebû Hureyre (r.a)"ın rivâyetine göre bir gün Hz. Peygamber (s.a.s) mescide girdi. O arada bir adam daha mescide girdi ve namaz kıldı. Sonra Hz. Peygambere gelerek selâm verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Dön ve namazını kıl; çünkü sen namaz kılmadın" buyurdu (Buhârî, Eymn, 15; Tirmizî, Salat, 110, İsti"zân, 4; Nesâî, İstiftâh, 7, Tatbîk, 15, Sehv, 67; İbn Mâce, İkâme, 72). Bir başka hadisinde Hz. Peygamber: Rükû ve secdeleri tamamlayın” buyurmuştur (Buharî, Eymân, 3; Müslim, Salât, III; Nesâî, Tatbîk, 16, 60). Diğer bir rivâyette de "Rükû ve secdelerinizi güzel yapın" (Ahmed b. Hanbel Müsned, II, 234, 319, 505) buyurulmuştur. Teberanî"nin el-Kebr"indeki bir hadise göre Hz. Peygamber (s.a.s) namaz kılarken rükûyu tam yapmayan, secdeye de yatıp kalkan bir adamı görünce: "Şu adam bu hali üzere ölse Muhammed milleti dışında ölmüş olurdu" buyurdu. Huzeyfe (r.a) rükû ve secdelerini tam yapmayan bir adamı gördü ve adam namazı bitirince, namazının olmadığını, eğer ölmüş olsa, sünnet üzere ölmeyeceğini; bir başka rivâyette de, Hz. Muhammed (s.a.s)"in yaratıldığı fıtratın dışında bir fıtrat üzere ölmüş olacağını hatırlattı (Buhârî, Ezan 119; Nesâî, Sehv, 66; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 384). Ayrıca Hz. Peygamber ahirette kişinin ilk sorguya çekileceği ibadetin namaz olduğunu haber vermektedir. Eğer namazı düzgün ise felah bulmuş, kurtulmuştur. Eğer namaz konusunda başarısız olmuş ise, hüsrana uğramıştır (Tirmizî, Salât, 188; Ebû Dâvud, Salât, 145; Nesâî, Salât, 9, Tahrîm, 2; İbn Mâce, İkâme, 202; Darimı, Salât, 91,...). Delâleti zannî olsa da, bu hadîslerin bütünü ele alındığında, neredeyse delâleti kat"î gibi görünmektedir. Bu nasslardan yola çıkan İmam Mâlik, İmam Şâfiî, Ahmed b. Hanbel, İmam Ebû Yûsuf gibi fukahanın çoğunluğu ta"dîl-i erkanın farz olduğu görüşündedirler. İmam Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed"e göre ise, ta"dl-i erkân vâciptir. Muhakkîk fukaha da bu görüşü tercih etmiştir. Bir gruba göre de ta"dîl-i erkan vacibe yakın sünnet-i müekkededir (Ali el-Kâr, Risâle fi"l-hâs alâ ta"dîli"l-erkân fi"s-sâlât, Süleymaniye ktp, Es"ad Efendi, nr. 1690, vr. 127b; Tahtâvî, Hâşiye alâ Merâkı"l-felâh, İstanbul 1985, s. 202). Ancak İbnü"l-Hümâm"ın naklettiğine göre, İmam Muhammed ve Ebû Hanîfe"nin bu konudaki görüşlerinin Ebû Yusuf"un görüşüne benzediğini bildiren bir rivâyeti vardır. Nitekim İmam Muhammed"e rükû ve sücûdda i"tidâlin terki sorulduğunda "namazın câiz olmadığından korkarım" diye cevap vermiştir (Ali el-Kârî, a.g.e., vr. 128a). Tercih edilen ve muteber olan görüş, İmam Azam ile İmam Muhammed"e göre ta"dîl-i erkânın vacip olduğu olduğudur (Tahtâvî, Haşiye alâ Merâkı"l-felâh, İstanbul 1985, s. 201). Ta"dl-i erkân"ın farz olduğunu söyleyen fukahaya göre, bunun terki halinde namaz bâtıl olur ve ta"dîl-i erkâna riayet ederek yeniden kılmak gerekir (Ali el-Kârî, a.g.e., vr. 127b,128a). Vacip olduğunu söyleyenlere göre ise sehv secdesi gerekmektedir. Ta"dl-i erkân"a riayet"in ölçüsü rüknler arasında Sübhânallah diyecek kadar durmaktan ibarettir (Ali el-Kârî, a.g.e., vr. 128a; Tahtâvî, Hâşiye alâ Merâkı"l felâh, İstanbul, 1985, s. 201). Buna göre, meselâ rükûdan doğrulduktan sonra dimdik ayakta durup, en az sübhânallah diyecek kadar beklemek ve daha sonra secdeye gitmek, secdeler arasında da en az sübhânallah diyecek kadar oturmak gerekmektedir. Hanefilerden bazıları rükû ve secdelerde i"tidâle riayet etmeyenin namazını iade etmesi gerektiği görüşündedir. Diğer bazısı da ta"dîl-i erkânın sehven terki halinde sehiv secdesi, kasden terki halinde ise namazın iadesi gerektiği görüşündedir (Ali el-Kârî, a.g.e., vr. 128a, 130a-b). Ta"dîl-i erkâna riayet etmeksizin kılınan namaz, sıfatındaki noksanlık sebebiyle kâsır (eksik) edâdır. Kasır eda ile ödenmiş yükümlülükteki eksiklik, misli varsa misliyle telâfi edilir. Eğer yoksa noksan olanın hükmü sâkıt olur ve noksanlıktan dolayı günah terettüp eder. Ta"dil-i erkânın misli olmadığından misli ile telâfisi mümkün değildir (Şâşı, el-Usûl, Beyrut 1402/1982, s. 150). Namazda, özellikle rükûdan sonra ayakta durma ve secdeden sonra oturma konusunda dikkatli olmak gerekmektedir. Çünkü bunlar hafif olarak hemen geçiştiriverilen yerlerdir. Buralarda hiçbir şey okunmasa dahi, bir tesbîha miktarı susarak durulmalıdır. Bu kadar durulmaz ise, namazı bozulmamakla beraber kişi günahkâr olur (Tahtâvî, a.g.e., s. 201). | |
| | | Lja Usta Üye
Mesaj Sayısı : 728 Kayıt tarihi : 19/01/10
| Konu: Geri: Tadil-i Erkâna Riayet (Rükünlerin Hakkını Vermek) Paz Mart 07, 2010 9:42 pm | |
| cok önemlı bır konuya değinmişsin kardeşim, Allah razı olsun. bende elımden geldıgınce özen gösterıyorum ama bir tesbiha mıktarı ile acaba ne kadar bır sureyı kasdettın | |
| | | Semihbaba4125 Medaratör
Mesaj Sayısı : 1338 Kayıt tarihi : 31/01/10
| Konu: Geri: Tadil-i Erkâna Riayet (Rükünlerin Hakkını Vermek) Perş. Mayıs 13, 2010 4:41 pm | |
| | |
| | | mümine sultan Administrator
Mesaj Sayısı : 6157 Kayıt tarihi : 15/01/10 Yaş : 48 Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.
| Konu: Geri: Tadil-i Erkâna Riayet (Rükünlerin Hakkını Vermek) Cuma Mayıs 28, 2010 9:22 am | |
| rabbim namazımızı hakkıyla eda edenlerden eylesin inşş. ALLAH razı olsun abim.. | |
| | | | Tadil-i Erkâna Riayet (Rükünlerin Hakkını Vermek) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|