iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kalbin Amelleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Kalbin Amelleri Empty
MesajKonu: Kalbin Amelleri   Kalbin Amelleri Icon_minitimePerş. Ekim 14, 2010 7:45 pm


بســـم الله الرحمن الرحيم

Giriş

Bir olan Allah'a hamd ve kendisinden sonra bir daha peygamber gelmeyecek olan Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e salât ve selam olsun.
Allah'a hamd olsun. Ondan yardım ve bağışlanmadileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allah'asığınırız. Allah'ın doğru yola ilettiğini hiçbir kimse saptıramaz vesaptırdığını da hiçbir kimse doğru yola getiremez. Allah'tan başka ibadetelayık ilah olmadığına ve Muhammed'in onun kulu ve elçisi olduğuna şehadet / tanıklıkederiz.
("Hutbetu'l-Hâce"ismiyle meşhur olan bu duayı cuma hutbelerinde ve sair konuşmalarındaokuyan Rasûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem bizzat sahabilerine öğretmiştir.Ebû Dâvûd (2188) Tirmizî (1892) Dârimi (2202).)
Bunlar; "Makamlar ve Haller" diyeadlandırılabilecek kalbin amelleri ile ilgili kısa bazı açıklamalardır. Buameller, imanın temellerinden ve dinin esaslarındandır.
Allah'ı ve Rasûlünü sevmek, Allah'a tevekkül etmek,dini ona halis kılmak, ona şükretmek, hükmüne karşı sabretmek, ondan korkmak,ümitsizliğe düşmemek vb.
Müminlerden üzerimizde hakkı olan kimi kardeşlerimbunları hemen yazmamızı istedi. Öyle ya hepimiz aceleciyiz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Kalbin Amelleri Empty
MesajKonu: Geri: Kalbin Amelleri   Kalbin Amelleri Icon_minitimePerş. Ekim 14, 2010 7:46 pm


بســـم الله الرحمن الرحيم

İnsanların Dereceleri

Bütün bu ameller, alimlerin ittifakı ile, ilke olaraksorumlu olanbütün insanlara farzdır. İnsanlar bedenî ameller konusunda üç sınıf olduklarıgibi, bu ameller konusunda da üç sınıftır.
1 - Kendisine zulmedenler / zalim,
2 - Adaletli (Mu'tedil) olanlar / muktasıd ve
3 -Hayırlarda önde (sabikun bi'l-hayrat) / sâbık olanlar.
("Sonra biz oKitab'ı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Onlardan da nefislerinezulmeden var, muktesid giden var ve Allah'ın izniyle hayırlarda öncü olanlarvar. İşte o, büyük fazl" (35 Fatır/32) ayetine işaret etmektedir.)
1 - Kendisine zulmeden; emredilen şeyi terketmek veyayasaklanan şeyi işlemek suretiyle itaatsizlik yapandır.
2 - Muktasıd; Vacipleri (farz emirleri) yerine getiren ve haramları terkedendir.
3 - Hayırlarda önde olan / sabık ise; gücü yettiği kadar vacip (farz emirler) ve müstehap amelleri işleyen, haram ve mekruh şeyleri terkedendir.
Muktasıd ve sabık olan kişinin silinecek günahlarıolabilir. Bunlar ya tevbe ile -Allah tevbe edenleri ve temizlenenleri sever- ya işlenen iyiliklerle (hasenat) veya başa gelen musibetlerle yahut başka şeylerle silinir. (yok edilir.)
Hem muktasıd olanlar, hem hayırlarda önde / sabık olanlar,Allah'ın şu ayette belirttiği veli kullarındandır.
"İyi bilin ki, Allah'ın dostlarına korku yoktur,onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar Allah'a inanmış ve O'na karşı gelmektensakınmışlardır." (10 Yunus/61-62).
Allah'ın velilerinin (Evliya) tanımı, mümin ve muttaki (takva sahibi) olmalarıdır. Bu da genel (umumi) ve özel (hususi) kısımlarına ayrılır.
- Genel olanlar, muktasıd olanlardır.
- Özel olanlar da, sabık olanlardır.
Sabık olanların dereceleri daha üstündür.Peygamberler ve sıddıklar gibi.
Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem Buhârî'nin EbuHureyre'den rivayet ettiği şu hadiste bu iki sınıftan bahsederek şöyle buyurur:
"Yüce Allah şöyle der: Kim benimbir velime düşmanlık yaparsa, bana savaş açmış olur. Kulum, kendisine farzkıldıklarımla bana yaklaştığı kadar başka hiçbir şeyle bana yaklaşamaz. Kulumbana nafilelerle yaklaşmaya devam eder ve ben de kendisini severim. Onuseversem işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benimleişitir, benimle görür, benimle tutar ve benimle yürür.(Yani görmesi, işitmesi, tutması ve yürümesinde hepbenimledir, benim rızamı düşünür.) Benden isterse veririm, bana sığınırsakorurum. Ölmek istemeyen mümin kulumun canını almakta tereddüt ettiğim kadarbaşka bir şeyde tereddüt etmedim. Ölmek istemez, ben de onu incitmek istemem,ama ölüm kaçınılmazdır." (Buhârî(6502) Ahmed; (6/256) buna yakın lafızlar ile Aişe'den)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Kalbin Amelleri Empty
MesajKonu: Geri: Kalbin Amelleri   Kalbin Amelleri Icon_minitimePerş. Ekim 14, 2010 7:47 pm


بســـم الله الرحمن الرحيم

İman - Amel İlişkisi

Müminlerden kendi kendine zulmeden ise, iman ve takvası oranında Allah'ın velisi olduğu gibi, günahkarlığı (fücuru) oranında da bunun aksidir. Çünkü bir kişide ceza ve mükafat görebilecek şekilde hem sevabı gerektiren iyilikler (hasenat), hem cezayı gerektiren günahlar (seyyiat) bulunabilir.
Bu, bütün ashabın, imamların, ehli sünnet ve cemaatin görüşüdür. Bunlar, kalbinde zerre kadar iman olan kişinin cehennemde ebedi kalmayacağını söylerler.
Hariciler ve Mutezile gibileri ise; kıble ehlindencehenneme giren kişinin orada ebedi kalacağını ve çıkmayacağını söylerler.
Büyük günahları (kebair) işleyenler hakkındacehenneme girmeden önce veya girdikten sonra ne peygamberin, ne başkasınınşefaati olur, derler. Onlara göre bir kişide sevap ve ceza, iyilikler vekötülükler birarada bulunamaz. Mükafatlandırılan kişi ceza görmez ve cezalandırılankişi de mükafat görmez, derler. Bu konunun Kur'an, Sünnet ve icma'dan delilleriçoktur. Onları ilgili yerlerinde belirttik.
Bu ilkeden birtakım hükümler çıkar. Şöyle ki;
"hakiki iman sahibi olanların bu imanları oranında amellerinin de olması gerekir. Bu kişilerin günahları da olabilir."
Buhârî, Ömer b. el-Hattab'dan şöyle rivayet eder:
"Eşek diye anılan bir adam vardı.Rasûlullah'ı güldürürdü. Bu adam içki içerdi, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem de onu cezalandırırdı. Bir gün içtiği için getirildiğinde, adamın biriona:
"Allah lanet etsin, Rasûlullah'a nekadar çok getiriliyor!" dedi. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhive sellem:
"Lanet etme, o, Allah'ı ve Rasûlünüseviyor"buyurdu. (Buhârî (6780) )
Bu da gösteriyor ki içki içme günahı işleyen bir kişiAllah'ı ve Rasûlünü seviyor olabilir.
Allah'ı ve Rasûlünü sevmek, imanın ensağlam temelleridir.
Aynı şekilde, zahid olan bir kişi de, içindeki nifak vebid'at sebebiyle Allah ve Rasûlü tarafından nefret edilen kişi olabilir.
Nitekim Sahih ve diğer kitaplarda Ali, Ebu Said el-Hudri vebaşkalarından Peygamberin Haricilerle ilgili şöyle dediği rivayet edilir:
"Biriniz onların namazı yanındanamazını, orucu yanında orucunu ve okuması yanında okumasını azımsar. Kur'an'ıokurlar ama onların gırtlaklarından aşağı gitmez. Ok yaydan çıkar gibi İslamdançıkarlar. Onları nerede görürseniz, öldürün. Onları kim öldürürse kıyamet günüecrini alır. Onlara yetişirsem, Ad kavminin öldürüldüğü gibi öldürürüm". (Buhârî(3344); Müslim (1/1064)
Ashab, Emiru'l-Mu'minin Ali b. Ebi Talib'inyanında bunlara karşı savaştılar.
Sahih hadiste Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellembunlarla ilgili olarak şöyle buyurur:
"Müslümanların bölündüğü bir sıradadinden çıkan bir fırka ortaya çıkar. Hakka en yakın olan iki gruptan birionları öldürür". (Müslim(1/1065)
Onun için Sufyan-ı Sevrî ve başka birçok imamşöyle der:
"İblis, günahtan çok, bid'atısever. Çünkü günahtan tevbe edilir ama bid'attan tevbe edilmez. Çünkü Allah'ınve Rasûlününün teşri etmediği bir şeyi din edinen bid'atçı, yaptığı amelkendisine süslü geldiğinden onu güzel görür. Güzel gördüğü sürece de ondantevbe etmez. Çünkü tevbe etmenin sebebi, kişinin yaptığı işin tevbe edilmesigereken kötü bir iş olduğunu bilmesi veya emredilen vacip yahut müstehap birameli terkettiğinden tevbe etmek gerektiğini anlamasıdır. Yaptığı iş kötüolduğu halde onu güzel görmeye devam ettiği sürece ondan tevbe etmez."
Ne var ki ondan tevbe etmeside mümkündür ve olmuştur.Çünkü Allah ona doğru yolu gösterebilir ve kendisi de hakkı görebilir. Tıpkıkafirlerden, münafıklardan, bid'at ve sapıklık ehlinden zümrelere yol gösteriphidayet verdiği gibi. Bu da bildiği hakka uyması ile olur. Kim bildiği şeylerleamel ederse, Allah ona bilmediklerini öğretir.
Yüce Allah buyuruyor:
"Doğru yolu bulanların ise Allah doğruluklarınıartırır, onların karşı gelmekten sakınmalarını sağlar." (47Muhammed / 17)
"Şayet onlara "Kendinizi öldürün" yahut"Memleketinizden çıkın" diye emretmiş olsaydık, pek azından başkalarıbunu yapmazlardı. Kendilerine verilen öğüdü yerine getirmiş olsalardı, onlariçin daha iyi ve daha sağlam olurdu. O zaman onlara kendi katımızdan büyük birecir verir ve onları doğru yola eriştirirdik." (4 Nisa/66-68)
"Ey iman edenler! Allah'tan sakının, peygamberineinanın ki, Allah size rahmetini iki kat versin; size ışığında yürüyeceğiniz birışık var etsin; sizi bağışlasın; Allah bağışlayandır, acıyandır." (57 Hadid/28)
"Allah iman edenlerin dostudur, onlarıkaranlıklardan aydınlığa çıkarır." (2 Bakara/257)
"Ey Kitap ehli! Kitaptan gizleyip durduğunuzunçoğunu size açıkça anlatan ve çoğundan da geçiveren peygamberimiz gelmiştir.Şüphesiz size Allah'tan bir nur ve apaçık bir Kitap gelmiştir. Allah, rızasınıgözetenleri onunla, selamet yollarına eriştirir ve onları, izni ile,karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Onları doğru yola iletir." (5 Maide/15-16).
Kitap ve Sünnette bunun delilleri çoktur. Hevesineuyarak bildiği haktan yüz çevirenin durumu da aynı şekildedir. Yüz çevirmesi,ona cehalet ve sapıklık verir ve apaçık hakkı görmeyecek derecede kalbiniköreltir.
Yüce Allah buyuruyor:
"...Ama onlar yoldan sapınca, Allah da onlarınkalplerini saptırmıştı. Allah, yoldan çıkan milleti doğru yolaeriştirmez." (61 Saf/5)
"Kalplerinde hastalık vardır. Allah onlarınhastalığını artırmıştır." (2 Bakara/10)
"Kendilerine bir mucize gösterilirse, mutlaka onainanacaklarına dair bütün güçleriyle Allah'a yemin ederler. De ki:"Mucizeler, ancak Allah katındadır"; onların, mucize geldiği zaman dainanmayacaklarını anlamıyor musunuz? Onların kalplerini, gözlerini, ona ilkdefa inanmadıkları gibi çeviririz; onları taşkınlıkları içinde şaşkın şaşkınbırakırız." (6 Enam/109-110)
Bu, olumsuzlaştırma ve kınama sorusudur. Yani o mucizegeldiğinde onların inanmayacaklarını ne biliyorsunuz?!
Daha önce ona inanmadıkları halde sonra onlarınbakışını ve kalplerini değiştiririz de inanırlar.
Ayette"İnne" okuyanların okumasına göre ise kendilerine mucize geldiği taktirde bile kesinolarak ona inanmayacaklardır ve önce inanmadıkları gibi şimdi de onlarınbakışını ve kalplerini değiştiririz, böylece inanmazlar, anlamında olur. Onuniçin Said b. Cubeyr gibi seleften kimileri şöyle der:
"İyilikten sonra iyilik işlemek,iyiliğin bir mükafatıdır ve kötülükten sonra kötülük işlemek, kötülüğün bircezasıdır".
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Kalbin Amelleri Empty
MesajKonu: Geri: Kalbin Amelleri   Kalbin Amelleri Icon_minitimePerş. Ekim 14, 2010 7:49 pm


بســـم الله الرحمن الرحيم

Sıdk (Doğruluk) ve Fazileti

Buhârî ve Müslim, İbni Mesud'dan Rasûlullah sallallahualeyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Doğruluktan şaşmayın.Çünküdoğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söylediği vesöylemeye devam ettiği sürece Allah'ın yanında sıddîk olarak yazılır. Yalandanda sakının. Çünkü yalan söylemek, kötülüğe (fücura) götürür.Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söylediği ve söylemeye devam ettiğisürece Allah'ın yanında yalancı olarak yazılır."(Buhârî (6094); Müslim (105/607)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bu sözüyledoğru söylemenin iyilik işlemeyi gerektiren ve yalan söylemenin de kötülükişlemeyi gerektiren bir etken olduğunu belirtir.
Yüce Allah şöyle buyurur:
"İyiler(ebrar) şüphesiz nimet içindedirler. Allah'ınbuyruğundan çıkanlar (fuccar) cehennemdedirler." (82 İnfitar/13-14)
Onun için alimlerden biri, etrafında olan kişileretevbe etmelerini söylerken, ürkütmemek ve nefret ettirmemek için daima doğrusöylemesini emrederdi. Onun için alimler ve şeyhler konuşmalarında ihlas vedoğru olmaktan çokça söz eder ve "Doğru söylemeyen kişi banauymasın"derlerdi.
"Doğru söylemek, Allah'ın yer yüzünde kılıcıdır,hangi şeye vurulursa keser" derler.
Seyf b. Esbat ve başkaları şöyle der:
"Kim Allah'a karşı doğru olursa,mutlaka kendisine de doğru davranılır".
Bunun örnekleri çoktur.
Sıdk (Doğruluk) ve ihlas, gerçekte imanın ve İslam'ınnetleşmesidir. Bilindiği gibi müslüman olduğunu söyleyenler mümin ve münafık olmak üzere iki kısma ayrılırlar.
Mümin ile münafık arasındaki fark, doğruluktur.
Münafıklığın üzerinde bina edildiği temel ise, yalancılıktır. Onun için Allah, gerçek imanı anarken onu doğrulukla niteler.
"Bedeviler: "iman ettik" dediler, deki: "İman etmiş değilsiniz ama İslam olduk deyin; iman henüz gönüllerinizeyerleşmedi; eğer Allah'a ve peygamberine itaat ederseniz, işlediklerinizden birşey eksilmez; şüphesiz Allah, bağışlar, merhamet eder. İman edenler, ancakAllah'a ve peygamberine inanmış, sonra şüpheye düşmemiş; Allah uğrundamallarıyla, canlarıyla cihat etmiş olanlardır. İşte onlar doğruolanlardır." (49 Hucurat/14-15)
"Allah'ın verdiği bu ganimet malları bilhassa; yurtlarındanve mallarından edilmiş olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'ındinine ve peygamberine yardım eden muhacir fakirlerindir. İşte doğru olanlarbunlardır." (59 Haşir/Cool.
Yüce Allah, imanlarında doğru olanların içlerindeşüphe taşımadıklarını, mal ve canlarıyla onun yolunda cihad ettiklerini belirtir. Çünkü öncekiler ve sonrakilerden alınan söz budur.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Allah peygamberlerden söz almıştı: "Andolsun ki size Kitap, hikmet verdim; sizde olanı tasdik eden bir peygambergelecek, ona mutlaka inanacaksınız ve ona mutlaka yardım edeceksiniz, ikraredip bu ahdi kabul ettiniz mi?" demişti. "İkrar ettik"demişlerdi de: "Şahid olun, Ben de sizinle beraber şahitlerdenim"demişti." (3 Âl-i imran/81).
İbni Abbas radıyallahu anh şöyle der:
"Allah, gönderdiği her peygamberden şu sözüalmıştır:
Hayatta iken Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)peygamber olarak gönderilirse, ona iman edeceksin ve destekleyeceksin, Muhammedpeygamber olarak gönderilirse ona iman edeceklerine ve destekleyeceklerine dairkendi ümmetinden de söz alacaksın" (İbn Kesîr Tefsiri(1/378)
Yüce Allah buyuruyor:
"And olsun ki peygamberlerimizi belgelerlegönderdik; insanların doğru hareket etmeleri için peygamberlere kitap ve ölçüindirdik; pek sert olan ve insanlara bir çok faydası bulunan demiri de varettik. Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine görmeksizin yardım edenlerimeydana çıkarması içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, güçlüdür." (57 Hadid/25)
Allah kitabı ve mizanı indirdiğini, kendisine vepeygamberlerine kimin yardım ettiğini ortaya çıkarması ve adaletin yerinegelmesi için de demiri indirdiğini belirtmiştir.
Onun için din, yol gösteren kitap ve yardım edenkılıçla ayakta durur.
Yol gösterici ve yardımcı olarak da olarak Allahyeter.
Kitap ve demir, indirilişte ortak olsa da, bu, birinininmediği yerden diğerinin inmesine engel değildir. Çünkü Kitap, Allah'tanindirilmiştir.
"Aziz ve hakim olan Allah'tan Kitab'ın indirilmesidir" (39 Zümer/1),
"Elif Lam Ra. Bu, ayetleri muhkem olan, sonrahakim ve habir olan tarafından tafsil edilen bir kitaptır" (11 Hud/1),
"Şüphesiz Kur'an sana hakim ve alim olantarafından veriliyor" (27 Neml/6) ayetlerinde belirtildiği gibi.
Demirde içinde yaratıldığı dağlardan çıkarılmakta / indirilmektedir.
Dinin temellerini içeren birr (iyilik) iddiasında sadık (doğru) olanları nitelemesi de bu şekildedir.
Yüce Allah buyuruyor:
"Yüzlerinizi doğudan yana ve batıdan yanaçevirmeniz birr(iyi olmak demek) değildir; lakin iyi olan, Allah'a, âhiret gününe,meleklere, Kitaba, peygamberlere inanan, O'nun sevgisiyle, yakınlarına,yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara ve köleler uğrunda mal veren,namaz kılan, zekat veren ve ahitleştiklerinde ahitlerine vefa gösterenler,zorda, darda ve savaş alanında sabredenlerdir. İşte onlar doğru olanlardır vesakınanlar ancak onlardır." (2 Bakara/177)
Münafıkları ise, Allah değişik ayetlerde yalancılıklanitelemiştir. Şöyle buyurur:
"Kalplerinde hastalık vardır, Allahhastalıklarını artırmıştır. Yalan söyleye geldikleri için onlara elem vericiazab vardır." (2 Bakara/10)
"İkiyüzlüler sana gelince: "Senin şüphesizAllah'ın peygamberi olduğuna şehadet ederiz" derler. Allah, seninkendisinin peygamberi olduğunu bilir; bunun yanında Allah, ikiyüzlülerinyalancı olduklarını da bilir." (63 Munafikun / 1)
"Allah'a verdikleri sözden caydıkları ve yalancıoldukları için O'nunla karşılaşacakları güne kadar Allah kalplerine nifaksoldu." (9 Tevbe/77)
Kur'anda bunu belirten ayetler çoktur.
Bilinmesi gereken şeylerden biri de, doğru söylemek ve tasdik etmek, hem söylemde/sözde hem amellerde olur.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sahih hadisteşöyle buyurur:
"İnsan oğluna zinadan payıyazılmıştır ve onu mutlaka yapar. Gözler zina eder ve onların zinası bakmaktır,kulaklar zina eder ve onların zinası dinlemektir, eller zina eder ve onlarınzinası dokunmaktır, ayaklar zina eder ve onların zinası yürümektir, kalp arzueder ve canı çeker, tenasül organı da bunu ya doğrular veya yalanlar" (Buhârî(6243); Müslim (2657)
Düşmanla savaşmakta kararlı olanların saldırıları için:"düşmana doğru / gerçekten bir saldırı yaptılar" denir. "Falankişi sevgi ve dostluğunda sadıktır / doğrudur." denir. Bunun benzerleri çoktur.
Bütünbunlarla iradesi, amacı ve isteğinde sadık / doğru olan kişiler kastedilir.
Müminamelinde, haber ve konuşmasında doğru/samimi olan kişidir.
Münafık, doğru olanmüminin zıttıdır. O da sözünde veya amelinde yalancı olan kişidir. Amelinigösteriş için yapan kişi gibi.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Şüphesiz münafıklar Allah'ı aldatmağaçalışırlar, oysa O, onlara aldatmanın ne olduğunu gösterecektir. Onlar namazatembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, ne onlarla, ne debunlarla olur, ikisi arasında bocalayarak Allah'ı pek az anarlar. Allah'ınsaptırdığı kimseye yol bulamayacaksın." (4 Nisa/142-143)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Kalbin Amelleri Empty
MesajKonu: Geri: Kalbin Amelleri   Kalbin Amelleri Icon_minitimePerş. Ekim 14, 2010 7:50 pm


بســـم الله الرحمن الرحيم

İhlas İslamın Gerçeğidir

İhlas ise, İslamın gerçeğidir. Çünkü "İslam" başkasınadeğil, sadece Allah'a teslim olmaktır.
Yüce Allah buyuruyor:
"Allah, geçimsiz efendileri olan bir adamla, yalnızbir kişiye bağlı olan bir adamı misal olarak verir. Bu ikisi eşit midir?Övülmek Allah içindir, fakat çoğu bilmezler. Şüphesiz sen de öleceksin, onlarda ölecekler." (39 Zumer/29-30)
Allah'a teslim olmayanlar, büyüklenenlerdir.
Hem Allah'a hem başkasına teslim olanlar isemüşriklerdir.
Hem büyüklenmek, hem ortak koşmak / şirk, İslamınzıttıdır. İslam ise şirk ve büyüklenmenin zıttıdır. "İstislam"formu, hem lazım hem müteaddi olarak kullanılır.
"Rabbi ona: 'Teslim ol" buyurduğunda,"Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti. İbrahim bunu oğullarınavasiyet etti. Yakup da: "Oğullarım! Allah dini size seçti, siz de ancakO'na teslim olmuş olarak can verin" dedi." (2 Bakara/131-132)
"Evet, iyilik yaparak Allah'a teslim olanın ecriRabbi'nin katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir." (2 Bakara/112)
Kur'an'da bunun örnekleri çoktur.
Onun için İslam'ın başı/ esası:
Allah'tan başka ibadete layıkilah olmadığına şahitlik / tanıklık etmektir.
Bu da yalnız Allah'a ibadetetmeyi ve onun dışında hiçbir şeye ibadet etmemeyi içerir.
O da, Allah'ınöncekilerden ve sonrakilerden başka bir dini kabul etmeyeceği genel İslamdır.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Kim İslam'dan başka bir dine yönelirse, onunkikabul edilmeyecektir. O âhirette de kaybedenlerdendir." (3 Âl-i İmran/85).
"Allah, melekler ve adaleti yerine getiren ilimsahipleri, O'ndan başka ibadete layık ilah olmadığına şahitlik etmişlerdir.O'ndan başka ibadete layık ilah yoktur, O güçlüdür, Hakîm'dir."
"Allah katında din, şüphesiz İslam'dır...." (3 Âl-i İmran/18-19)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Kalbin Amelleri Empty
MesajKonu: Geri: Kalbin Amelleri   Kalbin Amelleri Icon_minitimePerş. Ekim 14, 2010 7:51 pm


بســـم الله الرحمن الرحيم

Dinin Temeli

Belirttiğimiz bu şeyler, gerçekte dinin temelinin / aslının kalpteki bilgi / ilim ve ameller olduğunu ve bunlar olmadan zahir amellerin bir işe yaramadığını gösterir.
İmam Ahmed'in Müsned'inde rivayet ettiği hadiste Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
"İslam, açık olandır, iman isekalptedir." (Ahmed (3/134-135)
Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Numanb. Beşir'den ittifakla rivayet edilen hadiste şöyle buyurur:
"Helal açıktır, haram da açıktır.İkisi arasında birçok insanın bilmediği şüpheli şeyler vardır. Şüphelişeylerden kim sakınırsa, dinini ve ırzını korumuş olur, kim de şüpheli şeyleredüşerse, harama düşer. Tıpkı korunun etrafında koyunlarını otlatan çoban gibi.Her an korunun içine girebilir. Dikkat edin, her kralın bir koruluğu vardır,Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Vücutta bir parça et vardır, o düzelirsevücut düzelir, bozulursa, vücut da bozulur, O da kalptir."(Buhârî (52); Müslim (107/1599)
Ebu Hureyre'nin şöyle dediği rivayet edilir:
"Kalp, hükümdardır, organlar daonun askerleridir, hükümdar iyi olursa, askerleri de iyi olur, hükümdar kötüolursa, askerleri de kötü olur." (Suyuti,el-Camiu's-Sağîr; el-Elbânî, Daîfu Camiu's-Sağîr (4/131)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Kalbin Amelleri Empty
MesajKonu: Geri: Kalbin Amelleri   Kalbin Amelleri Icon_minitimePerş. Ekim 14, 2010 7:51 pm


بســـم الله الرحمن الرحيم

Batınî (Kalbi) Ameller

Allah'ı sevmek, ihlaslı olmak, ona tevekkül etmek,hoşnutluk gibi iç amellerin tümü kişisel ve toplumsal olarak herkese emredilenamellerdir. Kişi hangi makamda olursa olsun, onları terketmesi hiçbir şekildeiyi olmaz.
Hüzün:
Hüznü, Allah veya Rasûlü emretmiş değildir. Aksine,dinî kimi meselelerle ilgili de olsa, bazı yerlerde mahzun olmakyasaklanmıştır.
Yüce Allah buyuruyor:
"Gevşemeyin, üzülmeyin, inanmışsanız, mutlaka sizen üstünsünüzdür." (3 Âl-i İmran/139)
"Arkadaşına (Ebu Bekir'e) "Üzülme, Allah bizimledir"diyordu;..." (9 Tevbe/39),
"İnkarcıların sözleri seni üzmesin, çünkü bütünkudret Allah'ındır. O, işitir ve bilir." (10 Yunus/65),
"Bu, kaybettiğinize üzülmemeniz ve Allah'ın sizeverdiği nimetlerle şımarmamanız içindir. Allah, kendini beğenip öğünen hiçkimseyi sevmez." (57 Hadid/23)
Mahzun olmak, bir yarar sağlamadığı gibi bir zararı daönlemez. Onun için bir yararı yoktur. Yararı olmayan bir şeyi de Allahemretmez.
Evet, hüzünle beraber bir haram işlenmiyorsa, başına gelenlereüzülmek gibi, mahzun olmak kişiye günah sayılmaz.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
"Şüphesiz Allah, kalbin mahzun olması veya gözün yaşarmasından dolayı sorumlu tutmaz, (dilini göstererek)sadece bundan sorumlu tutar veya merhamet eder" (Buhârî(1304) Müslim (2/636)
"Göz yaşarır, kalp mahzun olur, amaAllah'ın hoşuna gidecek şeyler dışında bir şey söylemeyiz" (Buhârî(1303) Müslim (6/1707)
"Onlara sırt çevirdi, "Vah, Yusuf'a yazıkoldu!" dedi ve üzüntüden gözlerine ak düştü. Artık acısını içindesaklıyordu." (12 Yusuf/84) ayetindeki hüzün de bu türdendir.
Bazan hüzünle beraber kişinin sevap kazandığı veövüldüğü bir olay olur. Sevap kazanmak ve övülmek, hüzünden dolayı değil, oolaydan dolayıdır. Dininden dolayı kendi başına veya bütün müslümanların başınagelen musibetlerden dolayı kişinin mahzun olması gibi.
Kalbindeki hayırsevgisi, kötülüğe düşmanlık ve bunun sonuçlarından dolayı kişi hüzünlenereksevap kazanır. Ancak bundan dolayı üzülmek; eğer sabretmek, cihad etmek, yararısağlamak ve zararı önlemek gibi emredilen bir şeye engel olursa, o zaman hüzünyasak olur. Olmazsa, mahzun olduğu için kişi günah işlemiş olmaz. Ama kalbinzayıflığına, Allah ve Rasûlünün emrettiği şeyleri yerine getirmektenalıkoymasına yol açıyorsa, başka yönden övülmesine karşın, bu yönden kötü olur.
Allah sevgisi, ona tevekkül etmek (güvenmek) veihlaslı olmak gibi şeyler salt iyiliktir. Bütün peygamberler, şehitler,sıddikler ve salihler için güzel ve iyi şeylerdir.
Bu makamların havas/özel kişiler için değil de, avam/genel için olduğunu söyleyenler, özel kişileri bunun dışında tutuyorlarsa, yanılmaktadırlar. Çünkü bu şeylerin hiçbirinden hiçbir mümin muaf değildir. Bunlardan ancak münafık ve kafirler hariç olurlar.
Bazıları bu konuda birtakım şeyler söylemiştir. Söylediklerinin yanlışlığını ve bu makamlar konusunda bilgisinin yetersiz olduğunu başka yerlerde geniş bir şekilde belirttik.
Sadece şu kadarını belirtelim; bu makamlarda insanlar, özel/havas ve genel/avam şeklinde ikiye ayrılırlar. Özel kişiler için bunlardan özel makam, genel kişiler için de genel makam vardır.
Mesela bu adamlar şöyle derler:
"Tevekkül, rızık istemede kendini savunmaktır.Özel / havas olan kişi ise kendini savunmaz. Tevekkül eden kişi tevekkülü ileherhangi bir işi ister. Arif olan kişi ise, işlerin ayrıntılarını bildiği içinhiçbir şey istemez."
Denilebilir ki tevekkül, dünya çıkarları için tevekkületmekten daha geneldir. Çünkü tevekkül eden kişi kalbinin, dininin düzgünolması, dilinin ve iradesinin korunması gibi şeylerde Allah'a tevekkül eder.Bunlar onun için en önemli şeylerdir. Onun için her namazda rabbine
"Sadece sana ibadet eder ve sadece senden yardımisteriz" (1 Fatiha/5)diye seslenir.
Nitekim ayetlerde şöyle denir:
"Ona ibadet et ve kendisine tevekkül et"(11 Hud/123),
"....De ki: O benim Rabbim'dir, O'ndan başka İlahyokdur, yalnız O'na güvenirim, dönüşüm de O'nadır." (13 Ra'd/30)
Allah, birçok yerde ibadeti ve tevekkülü bir arada belirtmiştir. Çünkü bu ikisi, dinintümünü içine alır. Onun için seleften biri şöyle der:
"Allah, indirdiği kitapları Kur'an'da, Kur'anilmini Mufassal (uzun sureler) de, Mufassal bilgilerini Fatiha'da ve Fatihabilgilerini de:
"Sadece sana ibadet eder ve sadece senden yardımisteriz"ifadesinde toplamıştır." (Şeyhü'lİslam İbn Teymiyye başka bir yerde bu sözün Hasan el-Basrî'ye ait olduğunubelirtmiştir. (Bk. Mecmûu'l-Fetâvâ 16/17)
"Sadece sana ibadet eder ve sadece senden yardımisteriz" de hem rabb, hem kulu için olan şeyler biraraya toplanmıştır.
Müslim'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiği hadisteRasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur:
"Allah, namazı benimle kulumarasında iki kısma böldüm, yarısı benim, yarısı onundur, kuluma istediğiniveririm, der.
Kul "Alemlerin rabbine hamd olsun"deyince,
Allah, "Kulum bana hamdetti"der.
Kul "Rahman ve Rahimdir"deyince,
Allah "Kulum beni övdü" der.
Kul "Din gününün malikidir"deyince,
Allah "Kulum beni yüceltti"der.
Kul "Sadece sana ibadet eder vesadece senden yardım isteriz" deyince,
Allah "Bu benimle kulum arasındaiki kısımdır, kuluma istediği verilecektir" der.
Kul "Bizi doğru yola eriştir.Nimete erdirdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğrayanların, ya da sapıtanlarınyoluna değil." deyince, "Hepsi kulumundur ve kulum ne istersevereceğim, der." (Müslim (1/38) Malik(1/84) Nesâî (2/136) Tirmizî (4/270)
Görüldüğü gibi Fatiha'nın yarısı Allah'ı övmekten ve vereceği hayırdan oluşurken, diğer yarısı da kulun istemesi ve dua etmesinden oluşur. Her ikisi hem Rabbin hem kulun olan şeyleri bir araya getirmiştir.
- Kulluğu yalnız Allah'a ayırmak Allah'ın hakkı,
- yardımı yalnız Allah'tan istemek de kulun görevidir.
Buhârî ve Müslim, Muaz b. Cebel'den şöyle rivayeteder:
"Bir merkebe binmiş olanRasûlullah'ın terkisinde idim.
"Ey Muaz, kullar üzerinde Allah'ın hakkının neolduğunu biliyor musun?" dedi.
Allah ve Rasûlü bilir, dedim. Şöyle dedi:
"Allah'ın kullar üzerinde hakkı, onakulluk etmeleri ve hiçbir şeyi kendisine ortak koşmamalarıdır. Bunu yaptıklarıtaktirde kulların Allah üzerinde hakkının ne olduğunu biliyor musun?" dedi.
Allah ve Rasûlü bilir, dedim.
"Onun üzerindeki hakları, onlara azap etmemesidir,dedi". (Buhârî (2706) Müslim (1/58) Ahmed (5/228) İbnMâce (2/1435)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Kalbin Amelleri Empty
MesajKonu: Geri: Kalbin Amelleri   Kalbin Amelleri Icon_minitimePerş. Ekim 14, 2010 7:52 pm


بســـم الله الرحمن الرحيم

İbadetin Mahiyeti

Allah'ın emri, sevgisi ve rızası açısından "ibadet";kendisi için kulları yarattığı amaçtır.
"İnsanları ve cinleri bana ibadet etmekten başkabir şey için yaratmadım" (5/ Zariyat/56) buyurur.
Peygamberler bunun için görevlendirilmiş ve kitaplaronun için indirilmiştir.
İbadet, Allah sevgisinin tamamını ve en mükemmelini, onakarşı hiçliğin ve alçalmanın zirvesini (tezellül) içeren bir isimdir.
Allah'a karşı küçülmeden yoksun bir sevgi ve sevgidenyoksun alçalma, ibadet olmaz. İbadet, ancak her ikisini bir aradabulundurandır. Onun için yalnız Allah'a yapılır.
İbadetten kulun kendisi yarar görmesine rağmen -kiAllah'ın alemlere ihtiyacı yoktur- ibadeti sevmesi ve ondan hoşnut olmasıaçısından, ibadet Allah'a aittir.
Onun için Yüce Allah kulun günahlardan tevbeetmesine, ıssız ve yırtıcıların kol gezdiği bir yerde yiyeceği ve içeceğiüzerinde bulunan binitini yitirip araya araya bulmaktan ümidini kesmiş yorgunbir şekildeuyuyan kişinin uyandığında onu bulmasına sevinmesinden daha çok sevinir. (Müslim(2744)
Bununla ilgili önemli birtakım meseleleri başkayerlerde detaylı açıkladık. (Bk.Mecmûu'l-Fetâvâ (10/304)
Tevekkül etmek ve Allah'tan yardım istemek (istiane), kuliçindir. Çünkü kulun amacına ulaştığı ve yaptığı ibadetten elde ettiği maksadıiçin yol ve araç odur.
Allah'tan yardım istemek (istiane), dua ve istekte bulunmakgibidir.
Taberânî, "Kitabu'd-Dua"da Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Yüce Allah şöyle buyurur:
"Ey insanoğlu, dört şey vardır,biri benim, biri senindir, biri de benimle senin, diğeri de seninle kullarımarasındadır.
Benim olan, bana ibadet etmen ve hiçbir şeyi bana ortakkoşmamandır.
Senin olan ise, amelindir, onunla seni ödüllendiririm, onun içinsen en çok ona muhtaçsın.
İkimiz arasında olan da, duanın senden, kabul etmeninbenden olmasıdır.
Seninle kullarım arasında olan ise, insanların sana nasıldavranmasını istiyorsan, senin de onlara öyle davranmandır"(HadisiCamiu's-Sağîr'de Suyûtî rivayet etmiş ve hasen görmüştür. Hafız el-Heysemî"Senedinde Humeyd İbnu'r-rabi' vardır. O tedlis yapardı." Demiştir.el-Elbânî hadisi "Daîfu Camii's-Sağîr" de ve "Silsiletu'l-Ehadîsu'd-Daîfe" de zikretmiştir.)
Bunun Allah'ın, şunun da kulun olması, başlangıçtasevgi ve hoşnutluğun onunla ilgili olması açısındandır. Çünkü kul baştakendisine uygun ve yararlı gördüğü şeyi sever ve ister. Allah ise,hoşnutluğundan amaç olanı sever ve ondan hoşnut olur. Böylece ona bağlı olarakvesileyi sever. Yoksa, emredilen her şeyin yararı kula dönüktür. Hepsini deAllah sever ve hoşnut olur.
Bütün bunlardan dolayı tevekkülün umumi / avâmîmakamlardan olduğunu sananlar, tevekkül ile sadece dünya lezzetlerininistendiğini sanırlar. Bu ise yanlıştır. Çünkü din işlerinde tevekkül etmek,ondan daha büyüktür.
Tevekkül, vacip ve müstehap şeylerin ancak kendisiyle tamamlandığı dinin esaslarındandır.
Tevekkülü olmayanlar; Allah'ın (sevdiği) emredip hoşnut olduğu şeylere iltifat etmeyenlerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kalbin Amelleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Recep Ayının Fazileti ve Amelleri
» İnsanın Salih Amelleri İle Allah Tealâ'ya Tevessül Ederek Duâ Etmesi
» Kalbin secde ediyor mu bak!
» kalbin sesi ve zikir
» Kalbin mühürlenmesi ne demek?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

bynokta Kafe - Eğlence ve Duygu Dünyası

 :: E - Kitap Paylaşım Bölümü
-
Buraya geçin: