iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
slact
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/05/10
Yaş : 50
Nerden : İstanbul

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 3:11 am

Cin var mı, diye soranlara, acele cevâb vermek îcâb eder. Çünki, Cinnin var
olmas
ında şübhe etmek, pek tehlükelidir. Cevâb olarak, islâm âlimlerinin sağlam
kitâblar
ından çıkardığım, aşağıdaki bilgileri, dikkatle ve insâf ile okumak ve doğru
şünerek, anlamak lâzımdır.
Cin, cinnet, cinân, Cennet, cenân ve cenîn gibi C ve N harflerinden meydâna gelen
kelimeler (örtülü) demekdir. Cennet denilen yer, meyveler, çiçekler, kokular ile örtülü
oldu
ğundan, bu ism verilmişdir. Delilere, mecnûn denilmesi de, aklının örtülü olduğu
içindir. Geceye (Cünn-i leyl) denir. Çünki, karanl
ık, gün ışığını örtmüşdür. Cin denilen
mahlûklar da, gözümüzden örtülü oldu
ğu için, cin denilmişdir. Cin kelimesi, Cinnî
isminin cem’idir. Cin, cinnîler demekdir. Peri, fârisîde, cin demekdir.
Mahlûklar, görülen, görülmiyen diye iki k
ısmdır. Ayrıca, mekânsız, madde olmıyan
mahlûklar da vard
ır. İmâm-ı Mâverdî diyor ki, (Cin, dört ana maddeden yapılmışdır: Su,
toprak maddeleri, havadaki gazlar ve ate
ş. Bunlardan ateş; alev, ışık ve dumandır.
Mâric denilen, alev k
ısmından yaratılan cinnîlerin mü’minleri, kâfirleri, fâsıkları vardır).
- 738 -
Bugünkü fen bilgimize göre, bu dört ana madde, yüzbeş elementden (basît cismden)
meydâna gelmekdedir.
Şu hâlde bütün mahlûklar, elementlerden yapılmış olup, enerji
(kudret) ta
şırlar. Normal fizik şartlarında, katı ve sıvı (mâyı’) hâlinde bulunan varlıkları
ve renkli gazları görebildiğimiz için bunlardan yapılmış cismler görünür. Meselâ insanda
kat
ı maddeler ve su çok (yüzde yetmişden fazla) bulunduğundan, insan görünüyor.
Otlar ve bütün hayvanlar da böyledir.
Cinnîler, havadan ve nârdan [ya’nî ate
şden] meydâna gelmişdir. [Ateşin alev kısmı
görünmez, içindeki katı zerreler, sıcakda ışıklandığı için, parlak görünüyor.] Bunun için,
cin de görünmez.
Alev iki k
ısmdır: Biri zulmânî [görünmiyen], ikincisi nûrânî [bu da görünmez].
Zulmânî olandan cin, nûrânî olandan ise melekler yarat
ılmışdır. İnsanlar, toprak
maddelerinden yarat
ıldığı hâlde, Allahü teâlâ, bu maddeleri organik ve organize hâle, et
ve kemi
ğe çevirdiği gibi, meleklerde ve cinde alev şekli değişerek, onlara mahsûs latîf,
her
şekle dönebilen bir hâle gelmişdir.
Cinnin ta’rîfi
şöyledir: Cin ya’nî peri, ateşin alev kısmından yapılmış cismler olup, her
şekle girebilirler.
Melekler ise, nûrânî cismlerdir. Muhtelif
şekllere girebilirler. Melek ile cin, yaratılış
bakımından birbirine yakındır. Melekler, muhteremdir, kıymetlidir. Cin, hakîrdir,
k
ıymetsizdir. Melekde, nûr [ışık] kısmı, cinde ise, alev maddesi fazladır. Elbette nûr,
zulmetden efdaldir. Meleklerin, cinnîlere yak
ınlığı, insanın hayvana yakınlığı gibidir.
İnsanların üstün olanları, melekden kıymetli, cin de hayvandan kıymetlidir.
İslâm âlimlerinin çoğu, meleklere cism dedi. Doğrusu da öyledir.
Meleklerin varl
ığına inanmıyan kâfir olur. Cism olduklarına inanmıyan kâfir olmaz,
bid’at sâhibi olur.
Cinnin varl
ığına da inanmıyan kâfir olur. Eski felsefecilerden bir kısmı, Kaderiyye
[ya’nî mu’tezile] f
ırkasının çoğu ve zındıklar, Cin ve şeytânlara inanmadı. Cin, zekî, dâhî
insan demekdir.
Şeytânlar da, kötü kimseler demekdir dediler. Din kitâblarını okumıyan
ve islâm âlimlerinin sözlerini bilmiyen, elbette inanmaz. Fekat, Kur’ân-
ı kerîmde açıkça
bildirildi
ği hâlde ve islâm büyüklerinin kitâbları dolu olduğu hâlde, Kaderiyye fırkasının
inanmamas
ı, şaşılacak şeydir. Çünki bunlar, Kur’ân-ı kerîme uyduklarını söylüyor.
Demek ki, bu kadar uymakdad
ırlar. Hâlbuki, Cinnin var olması, akla uymıyan birşey
de
ğildir. Ya’nî aklın red edeceği birşey değildir. Çünki, Allahü teâlânın kudretinin
yapam
ıyacağı birşey değildir. Bugün fen adamları, akl ve din sâhibleri, aklın imkânsız
demedi
ği şeyleri red etmiyor. Kur’ân-ı kerîmde bildirilen şeylere, kelimenin açık ve
me
şhûr ma’nâlarını vermek lâzımdır. Şeyh-i ekber [Muhyiddîn-i Arabî] “kuddise sirruh”,
Cinnin var oldu
ğunu, şu âyet-i kerîmeler ile gösteriyor:
1 — Zâriyât sûresinin ellialt
ıncı âyetinde meâlen, (İnsanları ve Cinnîleri ancak,
beni bilip itâ’at, ibâdet etmeleri için yaratd
ım)
buyruluyor.
2 — Errahman sûresi, yetmi
şdördüncü âyetinde, Cinnin Cennete gireceği bildiriliyor.
3 — Errahman sûresinin otuzbirinci âyetinde
(Sekalân) buyuruyor ki, (Ey insanlar
ve cinnîler!)
demekdir. Resûl-i sekaleyn, müftîyüssekaleyn, gavsüssekaleyn [ya’nî,
insanlar
ın ve cinnin Peygamberi, müftîsi, velîsi] gibi ismler de, cinnin varlığını
göstermekdedir.
Kitâbl
ı kâfirlerin hepsi, ateşe tapanlar, puta tapanlar, budistler, müşrikler ve Yunan
felesoflar
ının çoğu ve tesavvuf büyükleri cinnin var olduğuna inanıyor. Süleymân
aleyhisselâm
ın vak’ası da, cinnin varlığını göstermekdedir.
Cinnîleri anlatan âyet-i kerîmelere, akllar
ına göre, başka ma’nâ verenler mürted olur.
(Milel-nihal) kitâbında ve imâm-ı Muhammed Birgivînin “rahmetullahi aleyh” yazdığı
- 739 -
(Tarîkat-i Muhammediyye) kitâbındaki fetvâ ve (Akâ’id-i Nesefî) şerhindeki açıklama,
mürted olacaklar
ını bildirmekdedir. Fetvâ şudur:
(Kur’ân-
ı kerîmin âyetlerine, kelimelerin açık, meşhûr ma’nâları verilir. Bu ma’nâları
değişdirerek, bâtınîlere [İsmâ’îlîlere] uyanlar kâfir olur).
Kul-e’ûzü sûresi ve Cin sûresi, cinnin varl
ığını ıkca haber vermekdedir.
[Bilgileri noksân ba’z
ı kimselerin, cinnîleri hayâl (illüzyon) sanarak, yok demeleri
k
ıymetsizdir. Korkudan, göz önünde hâsıl olan hayâller, elbette yokdur. Fekat, bu
hâyalleri cin sanmak, cinden haberi olmamak demekdir. Bir
şeye yok diyebilmek için, o
şeyi tanımak, kavramak lâzımdır. Tanımadan yok demek, çocukca lâf olur. Bu gibilere,
ilm adam
ı demek, yersiz olur. Bütün Peygamberlerin haber verdiği ve hele,
Peygamberlerin en üstününün “aleyhi ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” çe
şidli
zemânlarda haber verdi
ği bir bilgiye, akla, tecribeye dayanmadan, zan yolu ile, çala
kalem yok demek, ilm adam
ına yakışır bir şey değildir. Cinne, meleklere, Cennete,
Cehenneme hattâ Allahü teâlâya inanm
ıyanların biricik sözleri, (Kim gitmiş, kim
görmü
ş. Var olsalardı görürdük. Görülmiyen şeye inanmak, abdallık olur) demeleridir.
Gözün akla de
ğil, aklın göze bağlı olması lâzım sanıyorlar. Hâlbuki akl, duygu organları
üstünde bir kuvvetdir ve his edilen şeylerin doğrusunu, yanlışını ayıran bir hâkimdir.
İnsanlar, göze tâbi’ olsaydı, insanlık şerefi, gözün kuvveti ile ölçülseydi, kedi, köpek ve
fârenin insandan dahâ
şerefli, dahâ kıymetli olması lâzım gelirdi. Çünki, bu hayvanlar,
karanl
ıkda da görüyor, insan ise göremiyor. O hâlde, göremediğine inanmak istemiyen
kimse, insanl
ığı, hayvandan aşağı şürmekdedir. Demek ki, his organlarımız, aklın
u
şakları, âletleridir. Kumandan, hâkim, akldır. Akl, görünmiyen, duyulmıyan şeyleri red
etmedi
ği gibi, yokluğu isbât edilemiyen ve anlaşılamıyan şeylere de yok demez.
Bunlara yok demek, akla uygun bir söz olmaz].
Cinnin varl
ığı, dînin açıkca bildirdiği birşey olduğundan, inanmıyan müslimânlıkdan
ç
ıkar, hiçbir ibâdeti kabûl olmaz.
Cinnin insanlara zarar verdikleri, yard
ım etdikleri, insanları isteklerine
kavu
şdurdukları, çeşidli zemânlarda, birçok müslimân ve kâfirler tarafından görülmüş ve
haber verilmi
şdir. Buna karşılık, inanmıyanlar, pek azdır. Ya’nî yalnız felesof taklîdcileri
ve t
ıb diploması alan birkaç kimsedir. Eski tecribeli doktorlar ve şimdi, tıbbı zevk edinip
ihtisâs kazananlar
ın çoğu, yok deyip geçemiyor, müslimânlara uyuyorlar. İslâm âleminin
en büyük doktoru olan
İbni Sînâ, Yunan felesoflarının te’sîri altında kalıp, islâmiyyetden
bir nasîb alamad
ığı hâlde, (Kanûn) ismindeki kitâbında, Sar’a hastalığını anlatırken,
Cinden bahs etmekdedir. Meselâ diyor ki, (Hastal
ıklara birçok maddeler sebeb olduğu
gibi, cinnin hâs
ıl etdiği hastalıklar da vardır ve meşhûrdur).
[Cin hakk
ında bilgi, her Peygamberin kitâbında vardı. Süleymân aleyhisselâmın emri
ile i
ş görürlerdi. İdrîs “aleyhisselâm” diri olarak Cennete çıkarılınca, onu çok sevenler,
ayr
ılık acısına dayanamadı. Resmini yapıp seyr eyledi. Dahâ sonra gelenler, bu
resmleri tanr
ı sandı. Çeşidli heykeller de yapılıp tapıldı. Böylece putperestlik meydâna
ç
ıkdı. Peygamberimizden “sallallahü aleyhi ve sellem” bin sene önce, Hicazdaki Huzâ’a
hükûmetinin reîsi olan Amr bin Luhay, puta tap
ınmak dînini Şâmdan Mekkeye getirdi.
Putlara tapanlar, putlardan ses i
şitirdi. Cin, putun, ya’nî heykelin içine girip söylerdi.
Peygamberimizin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” dünyâya te
şrîf etdiği, islâmiyyetin
ba
şladığı, birçok putlardan işitilmişdi. Bu sözlerle, çok kimselerin müslimân olduğu,
(Mir’ât-i Mekke) târîh kitâbında uzun yazılıdır. Şeytânlar, diri insanın içine de girer.
İnsanın his ve hareket sinirlerine te’sîr ederek, hareket ve ses hâsıl ederler. İnsanın, bu
kendi söz ve hareketinden haberi olmaz. Böylece vaktîle Romada ve Pe
ştede, son
zemânlarda Adanada konu
şan çocuk ve hastalar görülmüşdür. Bunları konuşduran cin,
uzak memleketlerdeki veyâ eski zemânlardaki
şeyleri söylediklerinden, ba’zı kimseler,
bu çocuklar
ın iki rûhlu olduğunu veyâ başka insanın rûhunu taşıdığını, ya’nî tenâsüh
sanm
ışdır. Böyle zan etmenin yanlış olduğunu, dînimiz açıkca bildirmekdedir. Eskiden
kâhinler, cinnîlerden ba’z
ı şeyler işiterek falcılık yapardı. Bunun için, puta tapanlar,
[size=12]
[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
slact
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/05/10
Yaş : 50
Nerden : İstanbul

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 3:12 am

- 740 -
cinnin varlığına inanır ve cinden korkardı. Cinnin var olduğunu, müslimânlar,
putperestlerden i
şiterek öğrenmedi. Kur’ân-ı kerîmden ve Muhammed aleyhisselâmdan
ö
ğrendi. Müslimânlar, puta tapanlar gibi, cinden korkmaz. Muhâfaza melekleri, insanları
cinden koruduğu gibi, âyet-i kerîme ve düâ okuyup, Allahü teâlâya sığınanlara da birşey
yapamazlar].
İnsanlar, ilk olarak, toprakdan yaratıldığı gibi, cin de, alevden yaratıldı. Cin de, erkek
ve di
şi olur. Evlenmeleri, evleri, yimeleri, içmeleri, üremeleri, ölmeleri hakkında ve
Muhammed aleyhisselâm
ın onlara da Peygamber olduğu, Kur’ân-ı kerîmi dinledikleri,
Mekke-i mükerremede ve Medîne-i münevverede topland
ıkları ve Resûl-i ekremin
“sallallahü aleyhi ve sellem” onlara Kur’ân-
ı kerîm okuduğu, ibâdet etdikleri, sadaka
verdikleri, iyi i
şlerine sevâb verildiği, cin kâfirlerinin Cehenneme gireceği, mü’minlerinin
Cennete girece
ği ve Cennetde Allahü teâlâyı görecekleri, Cinnin arkasında nemâz
k
ılanın nemâzının sahîh olup olmıyacağı, Cum’a ve cemâ’atler onlar ile de olup
olm
ıyacağı ve nemâz kılanın önünden geçmeleri câiz olduğu, çeşidli kitâblarda yazılıdır.
İnsanın cin ile evlenmesinin câiz olduğu, cinnin insan kadınına te’arruz edince gusl
abdesti lâz
ım olduğu, cin ile insan arasında hâsıl olan çocuğun nasıl olacağı [Belkıs
gibi], Cinnin kesdi
ği hayvanın yimesi câiz olduğunu, cinnîlerin insan âlimlerine süâl
sorup fetvâ ald
ıklarını, insanlara va’z etmelerini, insanlara şi’r söyleyip insanların
i
şitmesini, insanlara, hastalık tedâvîsi, ilâc öğretdiklerini, insandan korkduklarını,
insanlara itâ’at etdiklerini bildiren, âlimlerimizin çe
şidli yazıları vardır. Bu kitâblar, cinnin
varl
ığını göstermekdedir. Cinnîlerin insanlara olan zararlarına karşı tedbîr alınması,
cinnin zarar
ına karşı korunulması, cinnîlerin küçükleri yükseklerine ita’at etdikleri,
insanlar
ın iyiliklerine karşı iyilik yapdıkları, kötülüğe karşı kötülük ve zarar yapdıkları,
sar’a hastas
ının bedenine girip, hastanın hareketleri ve işlerinin, cinnin hareketi ve işi
oldu
ğu, böyle hastanın tedâvîsinde cin ile sorgu, süâl, cevâblaşma olduğu, cinnin
insanlarla alay etdikleri, cinnin insan gibi, nazarlar
ı değeceği, cinnin harb etdikleri,
bilhâssa Ramezân ay
ında azdıkları, cinnin insanlarla ibâdet etdikleri, cinnin, hadîs-i
şerîflerin sahîh olup olmamasında insanlarla müzâkerede bulunmaları, Server-i âlemin
“sallallahü aleyhi ve sellem” Ümm-i Ma’bedin çad
ırında müsâfir olduğunu Mekke
ehâlisine haber vermeleri, Ümm-i Ma’bedin müslimân oldu
ğunu haber vermeleri, Bedr
muhârebesini haber vermeleri, geçmi
ş şeyleri cinden sormak câiz olduğu, ileride olacak
şeyleri sormak câiz olmadığı, müezzinlerin ezânlarına, kıyâmetde, cinnîlerin şâhid
olacaklar
ı, Ebû Ubeyde ve arkadaşları vefât edince, cinnîlerin ağlayıp mâtem etdikleri,
Ömer “rad
ıyallahü anh” vefât etdiği zemân, mersiye okudukları, Osmân “radıyallahü
anh”
şehîd olunca, ağlayıp inledikleri, hazret-i Alînin “radıyallahü anh” şehîd olduğunu
haber verdikleri, Hüseyn “rad
ıyallahü anh” şehîd olunca ağlayıp, bağırdıkları ve başka
Sahâbîler
şehîd olunca bildirdikleri, Ömer bin Abdül’azîzin vefâtını haber verdikleri,
imâm-
ı a’zam Ebû Hanîfenin ve imâm-ı Şâfi’înin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”
vefâtlar
ında ağladıkları, cinnin insan kalbine vesvese getirdiği ve dahâ pekçok meşhûr
vak’a ve i
şler kıymetli kitâblarda yazılıdır. Bunların hepsi, cinnin varlığını
göstermekdedir. [Keçi, yılan, kedi şekline girdikleri çok görülmüşdür. Mikrop şekline de
girip, insan
ın damarlarında dolaşırlar.]
Cinnîler yir, içer. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”;
(Sağ el ile yiyiniz,
sa
ğ el ile içiniz! Çünki, şeytân, sol eli ile yir ve sol eli ile içer!)
buyurdu. Şeytânların
hepsi kâfirdir.
İnsanları aldatmağa uğraşırlar. İbâdetleri unutdurup, günâhları iyi
gösterirler. Nefsin arzûlar
ını kızışdırırlar. Şeytânlar da, ateş ile havadan yaratılmışdır.
Fekat cinde hava,
şeytânda ateş fazladır. Cin ve şeytânlar, en ufak yerden geçerler,
insan
ın içine, damarlarına girerler.
(Aynî târîhi)nde diyor ki, (Cinnîlerin sayısı, insanların on katından fazladır.
Şeytânların sayısı, bu ikisinin on katlarından fazladır. Meleklerin sayısı da, bu üçünün
say
ılarının, on katından dahâ çokdur). [(Buhârî) şârihlerinden Mahmûd bin Ahmedin
(Aynî târîhi) ondokuz cilddir.] Her insanın yanında, kâfir bir cinnî arkadaşı vardır. Fekat,
melekler, insanlar
ı bunların kötülük yapmalarından korur. Cinden, Peygamber olmadığı
- 741 -
(Eşbâh)da yazılıdır. Muhammed aleyhisselâmdan önce, cinnîlere Peygamber
gelmedi
ğini, imâm-ı Mukâtil bildirmekdedir.
(Eşbâh) kitâbının sâhibi, bunun ikinci kısmında ve imâm-ı Hamevî “rahmetullahi
teâlâ aleyhimâ”, bunun hâ
şiyesinde diyor ki: İlk insan toprakdan yaratıldı. Bütün
insanlar
ın bedenleri toprak maddelerinden meydâna gelmekdedir. Fekat insanlar, etdir,
kemikdir. Toprak de
ğildir. Cin de, ateşden meydâna gelmiş ise de, ateş ve hava
de
ğildirler.
(Kurtubî tezkiresi)nde buyuruyor ki, (Cinnin ölümü, yerde gâib olmakdır. İhtiyârları,
gençle
şmeyince ölmez. Ölecekleri zemân, çocukluk hâline döner ve yerde gâib olurlar.
Cin üç s
ınıfdır: Bir sınıfı, rüzgâr ve hava gibidir. Bir kısmı yerdeki böcek ve hayvancıklar
gibidir. Birinci k
ısmda, altmışsekizinci maddeye bakınız! Bir kısmı da emrlerle, ibâdetle
vazîfelidir. Bunlara hesâb ve azâb vard
ır).
Seyyid Ömer “rahmetullahi teâlâ aleyh” diyor ki, bana bir cin k
ızı geldi. Benimle
evlenmek istedi.
Şemseddîn Hanefîden sordum. Hanefî mezhebinde câiz değildir dedi.
Böyle söyledim. Beni ald
ı. Yer altına, evlerine götürdü. Büyüklerine söyledi. Büyükleri
dedi ki, seyyid
Şemseddînin cevâbı başımızın üstündedir. Fekat, cinnin insan ile
evlenmesi,
Şâfi’î mezhebinde câizdir. Biz Hanefî değiliz, Şâfi’îyiz.
İnsanların çoğalması, menî iledir. Cinnin çoğalması ise gaz (hava) iledir. Ya’nî
erkekden di
şiye bir gaz geçerek bundan, yavru hâsıl olur. Bundan anlaşılıyor ki, insan
ile cin evlenmesi, hayâl iledir. Hakîkî evlenmek olmaz. Fekat, âlimlerden ço
ğu, hakîkî
evlenmek olmakdad
ır dedi ve gusl abdesti lâzım olur ve Belkıs, insan ile cin arasında
hâs
ıl olmuşdur dediler. [Cin, insan şekline girip evlenmekdedir.]
İnsan, cinni ve şeytânları, uyanık iken ve rü’yâda görebilir. Çünki, onlar her şekle
girebilir. Çok güzel sûretlere girerler.
İhtilâma sebeb olurlar. Peygamberlerden
“aleyhimüsselâm” ve Evliyâdan ço
ğu şeytânı görmüş ve konuşmuşdur. Her ne şeklde
olursa olsun, cinni gören kimse, hep ona bakarsa cin
şeklini değişdiremez. Gözden
kaçamaz. Ona sorup cevâb al
ınabilir. Bir ân başka tarafa bakılırsa, hemen kendi
şekline girip gayb olur. İmâm-ı Şâfi’î “rahmetullahi aleyh”, (Cinni kendi şeklinde
gördü
ğünü iddi’â eden kimsenin şâhidliği kabûl olmaz!) buyurdu. Çünki, hayâli kuvvetli
olanlar, bulunm
ıyan şeyleri görüyorum sanır. Hayâlleri [illüziyonları] birşey sanır. Sihr
yap
ılmış kimseler de, böyle hayâller görüp, bunları cism zan eder. Hayâli fazla olanlara,
çirkin
şeyler güzel görünür. Çirkin tarafları görünmez. Dünyâya düşkün olanlara,
dünyân
ın herşeyi böyle görünür. Çirkinlikler, güzel görünür. Fekat uyanık olanlar, keskin
görü
şlüler, herşeyin doğrusunu görüp aldanmaz.
İnsanın cin ile tanışması, arkadaş olması, kıymetli birşey değildir, zararlıdır. Onlarla
konu
şmak, fâsık insanla arkadaşlık etmek gibidir. Onlarla tanışan kimse, fâide
görmemi
şdir. Muhyiddîn-i Arabî “kuddise sirruh” (Fütûhât) kitâbının ellibirinci bâbında
buyuruyor ki: (Hiçbir insan, cinden Allahü teâlâya âid bir bilgi edinmemi
şdir. Çünki,
cinnin din bilgileri pek azd
ır. Onlardan dünyâ bilgileri edineceğini sanan kimse de,
aldanmakdad
ır. Çünki, fâidesiz şeyle vakt geçirmeğe sebeb olurlar. Onlarla tanışanlar,
kibrli olur. Hâlbuki, Allahü teâlâ, kibrli olan
ı sevmez). (Reşehât)da molla Câmî
hazretlerinin halîfesi, Abdülgafûr-i Lârî, Muhyiddîn-i Arabînin bir risâlesinde
şöyle
buyurdu
ğunu bildiriyor: (Cinnin ilk babaları İblîs değildir. İblîs, cin tâifesindendir. Cin,
ate
ş ve havadan yaratıldığı için çok latîfdirler. Çabuk hareket ederler. İnsan bunlara
hafîf çarp
ınca, hemen ölürler. Bunun için, ömrleri kısadır. Din bilgileri azdır. Kibrli
olduklar
ından, birbirleri ile, hep mücâdele, muhârebe ederler. Ateşden müte’essir
olmazlar. Cehennemlik olanlar
ı, Zemherîrde, ya’nî soğuk Cehennemde azâb
göreceklerdir.
İblîs ve çocukları, hak ve sevâb olan iyi şeyleri yapmağı da insana
hât
ırlatırlar. Fekat, bunları yaparken, nefsde ucb, riyâ hâsıl olarak veyâ farzın
kaç
ırılmasına sebeb olarak, insan çok günâha girer). Cin ile tanışmağa özenmemeli,
Evliyâ-i kirâm
ın rûhâniyyetlerinden istifâde etmeğe çalışmalıdır. Evliyânın rûhları,
[size=12]
[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
slact
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/05/10
Yaş : 50
Nerden : İstanbul

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 3:13 am

- 742 -
görünmeden de, kendi beşerî şeklinde görünerek de, sevdiklerine fâide verir ve
belâlardan korur. Onlar
ı tanımağa, sevmeğe ve sevilmeğe uğraşmalıdır.
(Hadîkat-ün-nediyye)de, bütün bedenin âfetlerini bildirirken, yazılı olan hadîs-i
şerîfde buyuruluyor ki, (Tetayyur eden ve tetayyur olunan ve kâhinlik yapan ve
kâhine giden ve sihr, büyü yapan ve yapd
ıran ve bunlara inanan, bizden değildir.
Kur’ân-
ı kerîme inanmamışdır).
Tetayyur, uğursuzluğa inanmakdır. Kâhinlik, cinden
bir arkada
ş edinip, olmuş ve olacak şeyleri ona sorup, ondan öğrenmek ve bunları
başkalarına bildirmekdir. Cinle tanışan falcılar ve yıldıznâmeye bakıp, sorulan herşeye
cevâb verenler böyledir. Bunlara ve büyücülere gidip, söylediklerine, yapd
ıklarına
inanmak, ba’zan do
ğru çıksa bile, Allahdan başkasının herşeyi bildiğine ve her dilediğini
yapaca
ğına inanmak olup, küfr olur.
İbni Hacer-i Hiytemî, (Fetâvâ-yı hadîsiyye)nin yüzyirminci sahîfesinde diyor ki,
(Birinin kolunu kesip, sonra yap
ışdırmak, kendi ağzına, bedenine bıçak, kama sokup
ç
ıkarmak gibi gösteriler yapan tarîkatcılar, bu gösterilerini sihr, göz boyamak şeklinde
yap
ıp, kerâmet gösterdiğini söylerse, hâkim tarafından öldürülür. Başka şeklde
yap
ıyorsa, öldürülmez. Fekat, ağır cezâlandırılır. Mâlikî âlimlerinden Abdüllah ibni ebî
Zeyd Kayrevânî “rahmetullahi aleyh”
(İsbât-ü kerâmât-il-Evliyâ) kitâbında diyor ki,
sihrinde küfre sebeb olacak
şey yoksa, el çabukluğu yapıyorsa, fekat kerâmet ve
tarîkatc
ılık şeklinde gösterirse, cezâlandırılır. Böyle tarîkatcıların yanlarına gitmek, seyr
etmek câiz de
ğildir. Bir kadın, zevcine, kendisinden veyâ başkasından soğuması için
büyü yapd
ığını söyledi. Bunu öldürmediler. Cezâlandırdılar. İbni Ebî Zeyd “rahmetullahi
teâlâ aleyh” diyor ki, (Bir kimse, kitâba bakarak cin ile konu
şduğunu, bu cinne emr
ederek, sar’a yapan habîs cinni kovdu
ğunu, büyü çözdüğünü, habîs cinni öldürdüğünü
söylerse, buna inanmamal
ıdır). Cin ile arkadaşlık etdiğini, cin pâdişâhına hizmet etdiğini
söyliyen kimsenin büyücü oldu
ğu anlaşılır. Mısrdaki Fâtımî devletinin altıncı reîsi olan
Hâkim bi-emrillah Mansûr, D
ırâr ve bunun talebesi Hamzaya uyarak, cin ile tanışdı ve
Cin pâdi
şâhına hizmet ederek, sapıtdı. Şeytânların maskarası oldu. Tanrılık da’vâsına
kalkd
ı. İbni Ebî Zeyd diyor ki, (Cinci tarîkatcıya inanmak, insanı cinden kurtardığına
inanarak, ona ücret vermek câiz de
ğildir. Büyü çözene de para vermek câiz değildir).
Kocas
ının muhabbet etmesi ve kendisine eziyyet etmemesi için, bir kadına, Kur’ân-ı
kerîmden ve Selef-i sâlihînin bildirdikleri düâlardan muska yazmak, karşılık birşey
istememek câizdir. Ne oldu
ğu bilinmiyen şeyleri yazmak, okumak ve kendisine
okutmak, bunlar
ı muska, tütsü yapmak harâmdır). Kâdî-zâde, (Birgivî
vas
ıyyetnâmesi)
ni açıklarken, Birgivînin, (Bir kimse, ben çalınanları, gayb olanları
bilirim dese, böyle söyliyen ve buna inanan kâfir olur. Bana cin haber verir. Bunun için
bilirim dese, yine kâfir olur. Zîrâ, cin de gayb
ı bilmez. Gaybı yalnız Allahü teâlâ bilir.
Ondan ba
şka kimse bilmez) yazısını, (Allahü teâlânın vahy ve ilhâm etdikleri bilir. Cin,
her
şeyi bilmez. Allahü teâlânın bildirdiğini ve görüp anladığını bilir. Cin, bu iki yoldan
ö
ğrendiğini haber verirse, bana cin haber verdi demekde zarar yokdur. Peygamberler
kabrlerinde, bilmedi
ğimiz bir hayât ile diridirler. Allahü teâlâ, onlara vahy, ilhâm ve keşf
yolu ile, gayb ve gizli
şeyleri bildirmişdir. Diri insanların işlerini ve hâllerini onlara ve
diledi
ği mü’minlerin rûhlarına bildirmekdedir) şeklinde açıklamakdadır. Cinnin sâlih
olanlar
ına da bildirmesi câizdir. Fekat, mü’min ve sâlih olmıyan, bid’at ehli ve fâsık
tarîkatc
ıların, yobazların yalanlarına inanmamak, tuzaklarına düşerek, felâkete
sürüklenmemek için, çok uyan
ık olmalıdır. 909.cu sahîfeye ve (El-münîre) kitâbına
bak
ınız!
(Dürr-ül-muhtâr)ın Tahtâvî ve İbni Âbidîn hâşiyelerinde, son cildin sonunda diyor ki,
(
İnsanın, bilmesi lâzım olmıyan şeyleri münâkaşa etmek mekrûhdur. Öğrenmesi emr
edilmemi
ş olan şeyleri sormak câiz değildir. Meselâ, Lokman ve Zülkarneyn Peygamber
midir, de
ğil midir? Cebrâîl aleyhisselâm, Peygamberlere nasıl gelirdi? Melek ve Cin,
insanlara ne
şeklde görünürler? İnsan şeklinde görünürken, yine cin ve melek midirler?
Cennet ve Cehennem nerededirler? K
ıyâmet ne zemân kopacak? Îsâ aleyhisselâm,
gökden ne zemân inecek?
İsmâ’îl ve İshak aleyhimesselâmdan hangisi efdaldir ve
- 743 -
hangisi kurban edildi? Fâtıma ve Âişeden “radıyallahü teâlâ anhümâ” hangisi dahâ
efdaldir? Resûlullah
ın “sallallahü aleyhi ve sellem” ana babaları ve Ebû Tâlib hangi
dinde idiler?
İbrâhîm aleyhisselâmın babası kim idi? Bunlar gibi şeyleri sormamalıdır.
Bunlar
ı öğrenmekle emr olunmadık).
(Hazînet-ül-esrâr) kitâbında diyor ki, Sar’a hastasından, rûhânînin def’ edilmesine
ve hastan
ın şifâsına âid hadîs-i şerîfleri bildirelim: [(Lugat-ı Nâci)de cin kelimesinde
diyor ki (Rûhâniyyûn üç s
ınıfdır: Hep iyilik yapan, ahyâr. Melekler böyledir. Hep kötülük
yapan e
şrâr. Şeytânlar böyledir. İyilik de, kötülük de yapan evsât. Cinler böyledir.]
(Herkese Lâzım Olan Îmân) 26.cı sahîfeye bakınız!
İmâm-ı Beyhekî (Delâil-ün-nübüvve) kitâbında ve imâm-ı Kurtubî (Tezkire)
kitâbında bildiriyor ki, Ebû Dücâne “radıyallahü anh” buyurdu ki, yatıyordum. Değirmen
sesi gibi ve a
ğac yapraklarının sesi gibi, ses duydum ve şimşek gibi, parıltı gördüm.
Ba
şımı kaldırdım. Odanın ortasında, siyâh birşey yükseldiğini gördüm. Elimle yokladım.
Kirpi derisi gibi idi. Yüzüme, k
ıvılcım gibi şeyler atmağa başladı. Hemen Resûlullaha
“sallallahü aleyhi ve sellem” gidip, anlatd
ım. Buyurdu ki, (Yâ Ebâ Dücâne! Allahü teâlâ,
evine hayr ve bereket versin!). Kalem ve kâ
ğıd istedi. Alîye “radıyallahü anh” bir mektûb
yazd
ırdı. Mektûbu alıp, eve götürdüm. Başımın altına koyup, uyudum. Feryâd eden bir
ses, beni uyand
ırdı. Diyordu ki, (Yâ Ebâ Dücâne! Bu mektûbla, bizi yakdın. Senin
sâhibin, bizden elbette çok yüksekdir. Bu mektûbu, bizim kar
şımızdan kaldırmakdan
ba
şka, bizim için, kurtuluş yokdur. Artık, senin ve komşularının evine gelemiyeceğiz. Bu
mektûbun bulundu
ğu yerlere gelemeyiz). Ona dedim ki, sâhibimden izn almadıkca bu
mektûbu kald
ırmam. Cin ağlamasından, feryâdından, o gece, bana çok uzun geldi.
Sabâh nemâz
ını, mescidde kıldıkdan sonra, cinnin sözlerini anlatdım. Resûlullah
“sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (O mektûbu kald
ır. Yoksa, mektûbun acısını,
k
ıyâmete kadar çekerler!).
Kefevînin
(Mecmû’a-tül-fevâid) kitâbında ve Demîrînin (Hayât-ül-hayvân) kitâbı,
kaf harfindeki (Kunfez) kelimesinde diyor ki, (Bir kimse, bu mektûbu, yan
ında taşısa
veyâ evinde bulundursa, bu kimseye, eve ve etrâf
ına cin gelmez ve dadanmış olup
zarar veren cin de gider). Bu mektûb
(Hazînet-ül-esrâr) ve (Hayât-ül-hayvân)da
yaz
ılıdır. Süleymâniyye kütübhânesi, (Ayasofya) kısmında, [2912] sayıda (Hayât-ülhayvân)
ın fârisîsi, [1913] de ise türkçesi vardır. Müslimânlara kolaylık olmak için bu
mektûb,
(Teshîl-ül-menâfi’) kitâbının sonunda da [207.ci sahîfesinde de] yazılıdır. Bu
kitâb,
(Hakîkat Kitâbevi)nde satılmakdadır.
Âyet-el-kürsî,
İhlâs, Mu’avvizeteyn ve Fâtiha sûrelerini sıksık okumak da, insanı
cinden muhâfaza eder. Bu âyet-i kerîmeleri okumakla ve bu mektûbu taşımakla ve şifâ
âyetlerini okumakla ve yaz
ıp suyunu içmekle fâidelenmek istiyenlerin Ehl-i sünnet
i’tikâd
ına uygun olarak doğru îmân sâhibi olması lâzımdır. Bunları yazanın ve
kullanan
ın i’tikâdı doğru olmazsa ve küfr alâmetlerini kullanır, harâm işlerse, fâideleri
görülmez.
Fârisî
(Şevâhid-ün-nübüvve) 163.cü sahîfesindeki hadîs-i şerîfde, (Yatarken Âyetel
kürsî okuyana,
şeytân yaklaşamaz)
buyuruldu.
Kâdî Bedrüddîn-i
Şeblînin “rahmetullahi teâlâ aleyh” (Akâm-il-Mercân) kitâbı arabî
olup büyükdür. Hep cinden bahs etmekdedir. Bir yerinde diyor ki, (Cinden, geçmi
ş,
olmu
ş şeyleri sorup öğrenmek câizdir. Gelecekde olacak şeyleri sormak câiz değildir.
Geçmi
ş şeyleri görüp, işitip bilirler. Sar’a hastasını ve başka cin çarpanları cinden
kurtarmak için, küfre sebeb olan
şeyleri yapmak câiz değildir. Cinden kurtulmak için en
iyi on çâreyi [k
ısaltarak] yazıyoruz:
1- E’ûzü Besmele ile Fâtiha sûresi okumal
ıdır. 2- E’ûzü Besmele ile iki Kul-e’ûzüyü
okumal
ıdır. 3- E’ûzü Besmele ile Bekara sûresinin ilk beş âyetini okumalıdır. 4- E’ûzü
Besmele ile Âyet-el-kürsî okumal
ıdır. 5- E’ûzü Besmele ile Bekara sûresinin son iki
âyetini okumal
ıdır. 6- E’ûzü Besmele ile Ha-Mîm Mü’mîn sûresinin başından (masîr)e
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
slact
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/05/10
Yaş : 50
Nerden : İstanbul

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 3:14 am

- 744 -
[/size]
[/size]
kadar ve Âyet-el-kürsî okumalıdır. 7- (Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh
lehülmülkü ve lehülhamdü ve hüve alâ külli
şey’in kadîr)
okumalıdır. 8- Çok (Allah)
demelidir. 9- Hep abdestli bulunmalı, farzları ve sünnetleri hiç terk etmemelidir. 10-
Kad
ınlara bakmakdan, çok konuşmakdan, çok yimekden ve galabalıkdan sakınmalıdır).
(Berekât) kitâbında, Muhammed Sa’îdi “rahmetullahi teâlâ aleyh” anlatırken sonunda,
imâm-
ı Rabbânînin “rahmetullahi teâlâ aleyh” Cinden korunmak için, (Lâ havle velâ
kuvvete illâ billah-il-aliyyil’azîm)
okuduğunu yazıyor. İmâm-ı Rabbânî hazretleri,
yüzyetmi
şdördüncü mektûbunda, Cini def’ için bunu okumağı tavsiye etmekdedir. Buna,
(Kelime-i temcîd) denir.
Şeyh-ül-islâm İbni Hacer Hiytemînin “rahmetullahi teâlâ aleyh” (Tezekkürü Âsâr-ilvâride)
kitâbında da, cinden koruyan düâlar yazılıdır. Bu kitâb, Süleymâniyye
kütübhânesi, (Reîs-ül-küttâb Mustafâ efendi) k
ısmında, [1150] sayı ile mevcûddur.
(Hakîkat Kitâbevi) tarafından (Minha) sonunda basdırılmışdır.
Cin ve
şeytân şerrinden kurtulmak için ve sar’a hastalığına ve sihre karşı (Teshîl-ülmenâfi’)
kitâbının sonundaki (âyât-ı hırz)ı yedi gün okumalı ve yazıp, üzerinde
ta
şımalıdır.
Celâleddîn-i Süyûtînin “rahmetullahi aleyh”
(Kitâbürrahme fittıbb-i velhikme)
kitâbında sihr, nazar ve cinden korunmak için kıymetli bilgi vardır. Yüzellinci bâbında
buyuruyor ki, (
Şeytânın vesvesesinden, sıkıntıdan kurtulmak için, hergün bu düâyı
okumalıdır: Yâ Allah-ür-rakîb-ül-hafîz-ür-rahîm. Yâ Allah-ül-hayy-ül-halîm-ül’azîm-ürraûf-
ül-kerîm. Yâ Allah-ül-hayy-ül-kayyüm-ül-kâimü alâ külli nefsin bimâ kesebet, hul
beynî ve beyne adüvvî!). Yüzyetmi
şdördüncü maddesi sonunda diyor ki, (Hiltit veyâ
şeytân tersi adındaki zamkı yanında taşıyan kimseye cin gelmez. Sar’a hastası, bunu
koklarsa, iyi olur). Asa Foetide denilen bu zamk, esmer, pis kokulu, reçine olup,
antispasmodique olarak, ya’nî sinirleri teskîn edici olarak Avrupada, toz, hap ve ihtikan
şeklinde adale ve sinir gerginliğini gidermek için, kullanılmakdadır. (Ütrüc), ya’nî Ağaçkanunu
bulunan eve cin girmiyece
ği, (Hayât-ül-hayvân)da ve (Kâmûs)da yazılıdır.
İmâm-ı Rabbânî “rahmetullahi aleyh”, talebeleri ile, uzak bir yere gidiyordu. Gece,
bir hânda kald
ılar. (Bu gece, bu hânda bir belâ hâsıl olacak. Şu düâyı okuyunuz!)
buyurdu:
(Bismillâhillezî lâ-yedurru ma’ asmihî şey’ün fil-erdı velâ fissemâi ve
hüves-semî’ul’alîm).
Gece büyük yangın oldu. Bir odada eşyâlar yandı. Bu odaya
haber verilmemi
şdi. Düâyı okuyanlara birşey olmadı. Bu düâ, (Umdet-ül-islâm) ve
(Berekât) kitâblarında yazılıdır. (Tergîb-üs-salât) kitâbında ve (Kıyâmet ve Âhıret)
kitâbı 155.ci sahîfesinde hadîs-i şerîf olduğu da bildirilmekdedir. Derdlerden,
belâlardan, fitne ve hastal
ıklardan korunmak için, sabâh ve akşam, İmâmın bu sözünü
hât
ırlayarak, üç kerre okumalıdır. Âyât-i hırz [koruyucu âyetler] da, okumalıdır.
Âlemlerin Rabbinin mahbûbu Muhammeddir.
Cismi pâk, ismi Ahmed, âlemlere rahmetdir.
Hulk-i azîm sâhibi Levlâke.... muhâtab
,
Menba-
ilm, edeb, feyz, nûr ve muhabbetdir.
Odur gerçek vâs
ta, Hak’la kul arasna,
Sözü
ifâ rûhlara, adgönül pasna.
Odur hakîkî tabîb, me’yûs kalb hastas
na,
De
il kendi, ümmeti, meleklerden yüksekdir.
Bu en seçkin kuluna, Hak yard
mclar verdi,
En sevdi
i kullarona Eshâb eyledi.
Resûlullah: yollar
, benim yolumdur dedi,
Asrlar
n iyisi bu asrgöstermidir.
Muhammed Mustafây
canndan çok sevdiler,
Mal, mülk, makâmlar u
ğruna terk etdiler.
- 745 -
slâmyaymak için severek can verdiler,
Yâ Rab, bu ne güzel hâl, yâ Rab, bu ne izzetdir.
Onun bir sohbetinde nefsleri pâk oldu.
Kalblerine ma’rifet, feyz, nûr, tecellî doldu.
Evliyâ hâllerini onlar bir anda buldu,
Ve hep Ona uydular, bu ne büyük
erefdir.
Onlar hepsi âdildir, kimseye zulm etmezler,
Nefsleri için aslâ, hilâfet istemezler.
Bu yüzden harb etmezler, birbirini üzmezler,

En yüksek makâmdalar ve hepsi müctehiddir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Emir Sultan
Medaratör

Medaratör
Emir Sultan


Mesaj Sayısı : 1130
Kayıt tarihi : 16/01/10
Nerden : Lefkoşa/k.k.t.c.

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 7:57 am

Selamün Aleyküm,Allah Razı Olsun Ellerine sağlık,Emeğine sağlık kardeşim.


CENAB-I ALLAH YAR VE YARDIMCIN OLSUN.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
slact
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/05/10
Yaş : 50
Nerden : İstanbul

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 8:19 am

"Ve Aleyküm selâm" Allah hepimizden Razı Olsun..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rayiha arşınca
Medaratör

Medaratör
Rayiha arşınca


Mesaj Sayısı : 1038
Kayıt tarihi : 06/06/09

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 8:35 am

sayın slact;1.si açtığınız tüm konuları yanlış bölüme açmışsız.
2.si bu konuların çoğü formumuzda mevcuttür.değerli hocalarımızın açıklamalarıyla birlikte...

3.açtğınız konular çok hassas kaynak belirtmemişsiniz..

konu açmadan önce daha dikkatli olalım lütfen : )

bölüm modu geldiğinide kontrol etmesini rica ediyorum...

yineliyorum...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
slact
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/05/10
Yaş : 50
Nerden : İstanbul

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 8:56 am

Saygı değer Kardeşim madem online sın lütfen bu konunun aynısını ve adresini bana yani buraya mesaj olarak atarmısın aynısını merak ettim lütfen görebilirmiyim aynı şeylermi yazılmış..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rayiha arşınca
Medaratör

Medaratör
Rayiha arşınca


Mesaj Sayısı : 1038
Kayıt tarihi : 06/06/09

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 9:03 am

dikkat ederseniz açtığınız bu konu deil,açtığınız konuların çoğü mevcuttur yazılmış...uyarımı farklı ve yanlış anlamayın lütfen...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
slact
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/05/10
Yaş : 50
Nerden : İstanbul

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 9:04 am

Önemli olan konuların başlığı değil, önemli olan içerdiği içeriktir. Sizde beni yanlış anlamayın lütfen...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rayiha arşınca
Medaratör

Medaratör
Rayiha arşınca


Mesaj Sayısı : 1038
Kayıt tarihi : 06/06/09

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 9:09 am

slact demiş ki:
Önemli olan konuların başlığı değil, önemli olan içerdiği içeriktir. Sizde beni yanlış anlamayın lütfen...

ben sizi yanlış anlamıyorum zaten.mod olarak bana verilen görevi yaptım ama farklı anladınız ve bir noktaya takıldınız.uyarıda sadece bu açıklamayı yazmamıştım...
buyrun hayırlı forumlar.....


En son Rayiha arşınca tarafından Paz Mayıs 30, 2010 9:16 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rayiha arşınca
Medaratör

Medaratör
Rayiha arşınca


Mesaj Sayısı : 1038
Kayıt tarihi : 06/06/09

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 9:12 am

teşekkür yazınızı aldım şimdi Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_smile

hayırlı forumlar.....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
gespenst
Administrator

Administrator
gespenst


Mesaj Sayısı : 1393
Kayıt tarihi : 23/07/09
Yaş : 44
Nerden : ANKARA

Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Empty
MesajKonu: Geri: Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...   Cinn Hakkında En Geniş Bilgi... Icon_minitimePaz Mayıs 30, 2010 10:19 am

Konu gerekli yere taşınmıştır ,lütfen konuları doğru yerlere açmaya gayret edelim....selamla
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Cinn Hakkında En Geniş Bilgi...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tilavet Secdesi ve hangi Ayet´lerde yapilacagi hakkinda genis bilgi
» Bölüm Hakkında Bilgi
» NAMAZ HAKKINDA BİLGİ.....
» Bu bölüm hakkında Bilgi
» BAHARATLAR HAKKINDA GENEL BİLGİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

Dualar ve Havas Büyü ve Sihirden Kaçınılmasına Özen Gösterilmiştir

 :: Havas :: Cinler, şeytanlar ve Diğerleri
-
Buraya geçin: