iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 KRALLARI ÖLDÜREN TEVAZU ASHABIN DURUŞU

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

KRALLARI ÖLDÜREN TEVAZU ASHABIN DURUŞU Empty
MesajKonu: KRALLARI ÖLDÜREN TEVAZU ASHABIN DURUŞU   KRALLARI ÖLDÜREN TEVAZU ASHABIN DURUŞU Icon_minitimePtsi Mayıs 24, 2010 9:52 pm

Resulullah'ın halifesi; Hz. Ebubekir'in Tevazuu Uneyse (ra) anlatıyor:
Biz mahallenin genç kızları, koyunlarımızı Hz. Ebubekir'e getirirdik;
Hz. Ebubekir, bize: "Size İbn Afra'nın sağdığı gibi, sağmamı ister
misiniz?" derdi.

Hz. Ebubekir ticaretle iştigal eden bir zattı.
Her gün pazara gider, alış veriş yapardı. Kendisinin bir sürü koyunu
vardı. Bu koyunlar akşamları ona getirilirdi. Bazen de kendisi çıkarak
koyunları güderdi. Bazen de bu işi başkası yapardı. Kendisi başkalarının
koyunlarını da sağıyordu. Halife olduğu zaman o mahalleden bir genç
kız: "Artık bizim koyunlarımızı hayvanlarımızı sağmazsın" dedi.

Bunun üzerine Hz. Ebubekir cevap olarak "Hayır, hayatımla yemin ederim,
onları sizin için sağacağım ve umarım ki, yüklenmiş olduğum vazife daha
önceki iyi ahlâklarımı değiştirmeyecektir" dedi. Eskisi gibi mahallenin
koyunlarını sağmaya devam etti. Hatta bazen: "Kızım, nasıl sağmamı
istersin? Köpüklü mü sağayım, köpüksüz mü?" diye sorar, sorduğu kişi de:
"Nasıl istediğini ona söylerdi. Hz. Ebubekir de istenilen şekilde
sağardı. [İbn Sa'd]


Hz. Osman: üzerinde ince bir örtü ile mescitte yatardı


Ebu Nuaym anlatıyor: Hz. Osman halife iken bir katıra binmişti.
Nail adındaki hizmetçisini de terkisine almıştı. Hz. Osman geceleri
abdest suyunu kendisi hazırlardı. Ona: "Bazı hizmetçilere söylesen bunu
yaparlar!" denildi. Bunun üzerine: "Hayır! Onlardan bunu istemem. Çünkü
geceler onların istirahat zamanıdır" dedi. Hz. Osman geceleyin aile
efradından hiç kimseyi uykudan uyandırmazdı. Ancak uyanık bulduğu bir
kimseyi çağırır; o da abdest suyunu getirirdi. [İbn Sa'd] Hz. Osman
halifeyken, mescidde yalnız olarak ve bir örtüye bürünerek yatardı. [Ebu
Nuaym]


Hz. Ömer,
hutbede nefsini öldürüyor


Merzevi anlatıyor:
Hz. Ömer'in bir bayramda, çıplak ayakla mescide geldiğini gördüm. Hz.
Ömer: "Essâlâtu câmiatun" diye bağırttı. Halk toplandıktan sonra Hz.
Ömer minbere çıktı. Allah'a, layık olduğu şekilde hamd ve sena ettikten
sonra Peygamber'e sâlât u selam getirdi ve: "Ey insanlar! Ben Mahzum
oğulları kabilesinde teyzelerime çobanlık yaptığımı hatırlıyorum. Onlar
bana bir avuç hurma veya kuru üzüm verirlerdi. Bunun için bütün gün
çalışıyordum; hem de büyük zorluklarla" dedikten sonra minberden indi.
Abdurrahman bin Avf: "Ey Müminlerin Emiri! Yine bugün nefsini ayıpladın
durdun" dedi. Hz. Ömer: "Ey Avf'ın oğlu! Ben nefsimle baş başa kaldım.
Bana dedi ki: "Sen Müminlerin Emirisin. Senden üstün kim olabilir? Ben
de ona haddini bildirmek istedim" dedi. Hz. Ömer: "Ey insanlar! Ben
hatırlıyorum ki, yiyecek yemek dahi bulamıyordum. Benî Mahzum'da
halalarım vardı. Ben onlara tatlı su taşırdım. Onlar da bana bir kaç
avuç kuru üzüm verirlerdi. Ben şimdi nefsimde bir gurur hissettim, onun
başını ezmek istedim" dedi. [İbn Sa'd]


"Beni terkine alır mısın?.."


Hz. Ömer sıcak bir günde çıktı. Abasını başına koymuştu. Onun yanından
merkebe binmiş bir köle geçiyordu. Köleye: "Ey genç! Beni terkine alır
mısın?" dedi. Köle hemen merkepten inerek: "Ey Müminlerin emiri, sen
bin!" dedi. Hz. Ömer: "Hayır! Ben binmem. Sen bin, ben senin terkine
binerim. Sen beni yumuşak yere bindirmek, kendin de sert yere binmek
istiyorsun" dedi. Böylece Hz. Ömer gencin terkisine bindi ve öylece
Medine'ye girdi. Halk Hz. Ömer'e bakıyordu. [Müntehab, Dineveri]


Devasa savaşçı Hz.
Ali'nin tevazuu


Hz. Ali'yi gördüm, bir dirheme
hurma almıştı ve onu abamsı bir elbisenin eteğinde taşıyordu. Ben
veyahut da bir başkası: "Ey Mü'minlerin emiri! Müsaade et de ben
taşıyayım" dedik. Hz. Ali: "Hayır, çocukların babası onların yemeğini
taşımaya herkesten daha müstahaktır" dedi. [Buhari]

Hz. Ali
halifeyken çarşılarda dolaşarak yolunu şaşıranlara yol gösterir,
kayıpları araştırır, güçsüz ve fakirlere yardım eder, satıcıların
yanından geçerken onlara: "İşte ahiret yurdu: Onu yeryüzünde böbürlenmek
ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere veririz. Sonuç sakınanlarındır"
(Kasas: 28/83) ayetini okuyarak: "Bu ayet adalet ve tevazu gösteren
idareciler ve halk üzerinde nüfuz sahibi kimseler hakkında inmiştir"
diyordu. [İbn Asakir]

Hz. Ali'yi gördüm, kasırdan çıkıyordu.
Sırtında iki elbise vardı. Birisi baldırlarının yarısına kadar uzanan
izar, diğeri de ona yakın bir yere kadar sarkan bir cübbe idi. Elinde de
bir asa vardı. Onunla pazarda geziyor, Allah'ın takvasını ve güzel
alışveriş yapılmasını emrederek: "Ölçüyü ve tartıyı hakkıyla yapınız.
Vücudunuzu şişirmeyiniz" diyordu. [İbn Sa'd]


Satışınızı yapın ama yemin etmeyin...


Bir gün mescidden çıkmıştım ki arkamdan bir kişi: "Elbiseni
yukarıya çek; o zaman hem temiz kalır, hem de takvaya daha yaraşır ve
eğer Müslüman isen saçından da kes" dedi. Baktım ki, bu sesin sahibi Hz.
Ali'dir. Elinde de asası vardır. Hz. Ali sonra develerin satıldığı
pazara vardı. Oradakilere de: "Satışınızı yapın, ama yemin etmeyin.
Çünkü yeminle yapılan bir satışta bereket olmaz" dedi.

Sonra
bir hurmacının yanına vardı. Bir hizmetçinin ağladığını görerek: "Neden
ağlıyorsun?" diye sordu. Hizmetçi kız: "Şu satıcıdan bir dirheme hurma
aldım. Fakat efendim hurmaları iade etmemi emretti" dedi. Hz. Ali,
hurmacıya: "Hurmaları al, parasını ver: Bu işte kızın bir yetkisi
yoktur" dedi. Fakat hurmacı kabul etmek istemedi. Ben hurmacıya, 'sen
onun kim olduğunu biliyor musun?' dedim. Hurmacı: "Hayır" dedi.

"O Müminlerin emiri Ali'dir" dedim. Hurmacı bunun üzerine kızın
parasını verdi. Sonra "Ey Müminlerin emiri, beni bağışla" dedi. Hz.
Ali: "Benim seni bağışlamam, senin müşterileri memnun etmene bağlıdır"
dedi. Sonra Hz. Ali hurmacıları gezerek:

"İhtiyaç sahiplerine
yardım edin ki, kazancınız bereketli olsun" dedi.

Daha sonra da
elbisecilere uğradı. Bir ihtiyarın dükkânının önünde durdu ve: "Ey
ihtiyar, bana üç dirheme iyi bir gömleklik satar mısın?" dedi. İhtiyar
onu tanıyınca, Ondan almadı başka bir dükkâna geçti. Ona da aynı sözü
söyledi. O da Hz. Ali'yi tanıdı. Ondan da bir şey almadı. Sonunda bir
gencin dükkânına girdi ve ondan aldı. Hz. Ali gittikten sonra dükkân
sahibi geldi. Ona: "Senin oğlun Müminlerin emirine üç dirheme bir
gömleklik sattı" dediler.

Dükkân sahibi, oğluna: "Müminlerin
emirine neden iki dirheme vermedin?" dedi. Sonra Hz. Ali'ye giderek:
"Aldığın gömleklik iki dirhemdir. Oğlum senden bir dirhem fazla almış"
dedi ve bir dirhemi geri vermek istedi. Fakat Hz. Ali: "Bu karşılıklı
rıza ile yapıldı. Ben üç dirheme razı olarak aldım. Onun için verdiğin
bir dirhemi alamam" dedi ve almadı. [Beyhaki]

(Kaynak: M. Yusuf
Kandehlevi Hayatü's-Sahabe)


Bir parça ekmek ve bir parça et!


Hz. Ömer
bir valiyi, bir idareciyi gönderdiğinde, oranın halkına: "Bu adamın
sözünü dinleyiniz. Sizin için adaletten ayrılmadıkça ona itaat ediniz"
diye yazardı. Huzeyfe'yi Medayin'e vali tayin ettiğinde ise: "Bunu
dinleyiniz, ona itaat ediniz. Sizden ne isterse veriniz" yazmıştır.
Böylece Huzeyfe, Hz. Ömer'in yanında bir merkebe binerek, sırtında eğer
olduğu ve azığı da bulunduğu halde, Medayin'e vardığında, toprak
sahipleri ve köy ağaları onu istikbal ettiler. Onun elinde bir ekmek ve
etli bir kemik vardı.

Eğerli bir merkebin sırtında onları
yiyerek geliyordu. Böylece Ömer'in emir namesini Medayin halkına okudu.
Halk: "Sen ne istiyorsan söyle bakalım!" dediler. Huzeyfe: "Sizden şu
yediğim yemeği istiyorum, onu bana vereceksiniz. Bir de sizinle kaldıkça
bu merkebimin yemini vereceksiniz" dedi. Böylece Allah'ın dilediği
kadar Medayin'de kaldı. Sonra Ömer kendisine bir mektup yazarak
Medine'ye davet etti. Hz. Ömer'e Huzeyfe'nin geldiği haberi verilince,
gitti, yolunun üzerinde bir yerde pusuya yattı. Ömer onu yanından
geçerken görünce dikkatle baktı ve nasıl gönderdiyse, öyle döndüğünü
gördü. Hemen kalkıp onun boynuna sarıldı. Ve: "Sen benim kardeşimsin,
ben de senin kardeşinim" dedi. [İbn Sa'd] Huzeyfe Medayin'e geldiğinde
çullu bir merkebe biniyordu.
Elinde bir ekmek ve bir parça da et
vardı. Merkebin sırtında bunları yerdi. Merkebe yanlamasına biner, iki
ayağını aynı tarafa sarkıtırdı. [Ebu Nuaym]

ALINTIDIR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

KRALLARI ÖLDÜREN TEVAZU ASHABIN DURUŞU Empty
MesajKonu: Geri: KRALLARI ÖLDÜREN TEVAZU ASHABIN DURUŞU   KRALLARI ÖLDÜREN TEVAZU ASHABIN DURUŞU Icon_minitimePtsi Ara. 20, 2010 9:46 pm

güncel
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
KRALLARI ÖLDÜREN TEVAZU ASHABIN DURUŞU
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» "İKİNCİ CİLT" 33. HİKAYE ÖLEN Mİ ÖLDÜREN Mİ ?
» Kurandan önceki kitaplarda Ashabın zikredilmesi
» Ashabın Uhud ve Hendek Savaşlarında Meleklerle Desteklenmesi
» Tevâzu....
» Tevazu Duası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

İslamiyet ( Her Müslüman 'a Lazım Din 'i Bilgiler )

 :: İslamiyet Genel
-
Buraya geçin: