iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 heysem abiye hediyemdir

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

heysem abiye hediyemdir Empty
MesajKonu: heysem abiye hediyemdir   heysem abiye hediyemdir Icon_minitimeÇarş. Mayıs 19, 2010 6:29 pm

MüMiN'LeR BiRBiRLeRiNe MüŞFiK ve DeSTeKLeYiCi oLMaLı

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



Hidayet Allah'tandır. Cenab-ı Hakk hidayeti herkese eşit gönderir. Kulların burada alırlarına, kabiliyetlerine, Allah tarafından gönderilen elçilere olan bağlılıkları, yüce yaratıcımızın kelamını muhatap almaları, yönlerini Rahmani anlamda yüzlerini Allah'a çevirmeleri açısından gerçekleşecek olan doğru yolu bulma, hidayete erme hadisesi cereyan etmekle beraber, hidayeti istemenin önemini vurgularken, hidayete tabi olmanın amel noktasında gereğinin altını çizmek gerekir.


Bu dünya hayatını yaşarken, Allah'tan gelen hidayetle biz kullar emir ve yasakların uygulamalarını hayatımıza yansıtırken olan heyecanımızda bazı bilinç dışı hareketlerle, söylemlerle zedelense de; bizler içimizde yeşeren iman filizlerinin baltalanmasına fırsat vermemeliyiz. Yanan kulluk ateşini canlı tutma hedefimiz ve yılmaz gayemiz olmalıdır.


İslam olmakla beraber kulluğun şevkini ruhumuza, hayatımıza nakşederken çevremizle olan etkileşimde bir takım yanlış ifadeler bizi başladığımız kulluk vazifesinde ve yarışında geriye düşürmemeli, bizi soğutmamalı, alıkoymamalı.


Oysaki Kur’an-ı Azimmüşşan'da Rabbimiz; İnsanı “kim daha güzel amel işleyecek diye denemek için yaratmış ve dünyaya göndermiştir.” (Mülk, 67:2) Ahirette herkesi ameline göre hesaba çekerek yargılayacaktır. (Tövbe, 9:94, 105; Yasin, 36:54) “Zerre kadar hayırlı amel işleyen onun karşılığını, zerre kadar şerli amel işleyen de onun karşılığını görecektir.” (Zilzâl, 99:7-Cool buyurmaktadır.


Gelişen hadisenin bazı örneklerle bunları belirtirsek, bilahare konunun anlaşılması daha net olacaktır. Öncelikli yanlışımızın ne olduğu hususunda kabullenmemizin hassaten arz-ı endamı gerekiyor. Her şeyi bilir havasının bizleri getirdiği noktaya parmak basmak, oluşan bu hamdikapın vahim durumunu gözler önüne sermek vacip olmuştur.

Gerçeklerin idrakindeyiz biliyoruz her şeyi,

Kulluk ve amelde gevşeklik neyin nesi,


Günümüz bozulmuş düzenin gerekçesi,


İnan ki seninkinden farklı değil bahanesi.

Gönül muradı yaptığımız ibadetlerin hazzını iman daireside yaşarken, yaşatma adına bir takım gayretler içine girdiğinizde mutlak manada belki bilmeden yolunuza taş koyulması hadiselerin başındadır. Mesela bir vakte kadar Namazdan uzak bir yaşantınız vardı lakin Namaza başladınız ve Namaz kılıyorsunuz artık ve coşkusu azalarınızda, yüreğinizde kendinizi bulmuşsunuz kul olmuşsunuz, bir müddet sonra paylaşmak istiyorsunuz çevrenizdeki insanlarla; devamında vesile olmak adına kendinize yön tayin ediyorsunuz. Kimileri bu hareketin büyüklüğünü kavrayamadığından küçümser ifadelerle "Hocam", "Vay uçuyorsun mübarek" daha ileri giderek "Başımıza hoca kesildin" tarzı ifadelerle kendi eksikliğini kapatma yoluna giden tutumlar sergilemeleri nasıl bir mantığın ürünüdür anlamak lazım. Bunun yanında dedik ya her şeyi çok biliyor da, yine de başkalarından bir şeyler öğrenmek istiyor; gel gör ki iki kelimede derin manalar arayan ama halden anlamayan dünya hayatının neşe ve eğlencesine ram olan, kelam itibariyle mangal da kül bırakmayan kompleks bir tavır geliştirmeleri, ruhsal bir çatışmanın tahlillerini bize sunarken, esasında yaptıkları yanlışın farkındadırlar bir nevi. O sebeple genel anlamda muhalif konumundadırlar. Eyvallah demeleri zor olduğundan olaylara karşı, bunun yerine ben bilirim edaları nefsi ve hevai bir anlayışın tezahürüdür. Doğrulara amenna demenin yanında eleştirisel mütalaalar zihinlerinde yer eder. Kendi doğrularını dillendirirler çağrışımlarını terennüm ederler. Bu durumdan halas olmaları öncelikli olarak bakış açılarını değiştirmeleri, yersiz kuruntulardan kendilerini alıkoymalarıyla mümkündür.

İbadet, kulluk denince,


Herkes imam olmuş kendince,


Bilmişlik edaları var bence,


Bilinmez halleri nasıldır nice.

Her şey bir yana mü'minler birbirlerine müşfik ve destekleyici olmalı, köstek olmamalı. Kulluk yarışında hased bulunmamalı, talip olunan kutsal davada bilincli hareket etmeli, kin gütmemeli. Başkalarının hata ve kusurları bizim tesellimiz olmamalı. Kendimize çeki düzen vermeliyiz. Kendi ayıp ve kusurlarımızla ilgilenmeliyiz.


Sadi Şirazî anlatıyor:


“Çocukluğumda bir gece ibadet etmek niyetiyle, babamla birlikte geç vakte kadar oturmuştum. Bir ara pencereden dışarıya baktığımda, komşu evlerin karanlık olduğunu görerek;


“Baba” dedim “Ne olurdu şu evlerdekiler de kalkıp iki rekât namaz kılsalardı. Ölü gibi uyuyorlar”


Babam beni şaşırtan şu cevabı verdi:


“Canım oğlum! Bu ibadetinden dolayı kendini üstün görüp halkı çekiştireceğine, keşke sende uyusaydın.”
Bir kıssa alınacak çok hisse var, tasavvufta, yani takva yaşantısında, hiç kimsenin ayıbına bakma, kimsenin ayıbını kusurunu başkalarına aktarma, anlatma, ayıplı olan kendine dön, nefsine dön, gözü perdeliyiz hepimiz ne görüyoruz da, gördüğümüz fani Dünyanın fani işleri, birde Dünya gözüyle değil kalp gözüyle görenler vardır ki, işte onlar diyorlar ki kendi ayıbın yeter onları düzeltmeye çalış, herkes bu düşünceyle hareket etse, işte bitti, her hareketimize dikkat eder, etrafımızda güllük gülistanlık olur.
Allah c.c. cümlemize ibret almayı, neye bakarsak bakalım Allah (c.c) hatırlayarak bakmayı rızasına uygun hal ve hareketlerde bulunmayı nasip eylesin.
Allah'a c.c. emanet olunuz selam ve dua ile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

heysem abiye hediyemdir Empty
MesajKonu: Geri: heysem abiye hediyemdir   heysem abiye hediyemdir Icon_minitimeÇarş. Mayıs 19, 2010 6:33 pm

NeReDe BeNiM RıZaM iÇiN BiRBiRiNi SeVeNLeR?..

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Kardeşlerimizi Sevmeliyiz
Kâinatın mayası sevgidir. Merhametli Rabbimiz, hudutsuz sevgisinden küçük bir parçayı yeryüzüne indirince, her varlığın gönlünde sevgi tomurcukları baş verdi. O gün bu gündür küçücük kuşlar bile yavrularını koruyup beslemek için çırpınıp durdu.
Âlemlerin Rabbi’ne göre kâinatın en değerli varlığı insan, insanların en değerlisi de mü’minlerdir. İşte bu sebeple Yüce Rabbimiz mü’minlerin birbirini sırf Allah rızâsı için sevmesini ister. Sevgili Peygamberimiz, sevdiğini Allah rızâsı için sevmenin, mü’mini mükemmelliğe götürdüğünü belirtir (Buhârî, Îmân 9, 14; Müslim, Îmân 67).
Çok şükür Allah Teâlâ bizleri, güzel dinimizin huzur ve mutluluk dolu gül bahçesinde buluşturdu. Birbirimizin kardeşi olduğumuzu söyledi (Hucurât 49/10). Dinimizin birçok güzelliğine birlikte sevinmemizi sağladı. Meselâ ezan sesini duyunca hepimizin içi ferahlar. Câmide din kardeşlerimizle omuz omuza olduğumuz ve hep birlikte Rabbimizin huzuruna çıktığımız zamanlarda derin bir iç rahatlığı duyarız. Ramazan günlerinde iftar telâşına düşmüş kardeşlerimizi görünce, aynı duyguları paylaşmanın verdiği sevinçle onlara daha bir sıcak bakarız. Sahur vaktinde hiç de âşinası olmadığımız pencerelerden bize göz kırpan ışıkları farkedince, o yuvalarda bizim gibi ibadet heyecanıyla uyanmış din kardeşlerimizin yeni bir oruca başlama niyetiyle uyanık olduğunu düşünüp seviniriz.
Bize bu güzel duyguları yaşatan Yüce Rabbimiz, ben Müslümanım diyen herkesin bizim kardeşimiz olduğunu hatırlatmakla kalmaz, kardeşlerimize sahip çıkmamızı, yardıma muhtaç olduklarında yardımlarına koşmamızı tavsiye eder. Daha da önemlisi birbirimizi gönülden sevmemizi, sevdiğimizi birbirimize söylememizi ister. Kendi rızâsı için birbirlerini sevenlere, arşının gölgesinden başka gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, onları özel olarak gölgelendireceğini müjdeler (Müslim, Birr 37).
“Allah seni affetsin”
Bizi İslâm’ın sıcak ikliminde buluşturan Yüce Rabbimiz birbirimizi sevmemizi istediği kadar, birbirimizi kırmaktan, gönüllerimizi incitmekten kaçınmamızı da emreder. Çünkü sevgi, sevilene karşı anlayışlı, şefkatli ve nâzik olmayı gerektirir. Seven, sevdiğini üzmekten, incitmekten sakınır. Nitekim Allah Teâlâ da biricik sevgilisine, Kâinâtın Efendisine öyle davranmıştır.
Şu misâl bizim için ne kadar ibretlidir:
Son derece sıcak bir yaz mevsimiydi. Peygamber Efendimiz Tebük Seferi’ne gidileceğini, herkesin ona göre hazırlık yapması gerektiğini duyurdu. Fakat münâfıklar bu sıkıntıya girmek istemedi. Her biri bir bahâne uydurup Efendimizden izin istedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz de onlara istedikleri izni verdi. Fakat Allah Teâlâ Resûl-i Ekrem’inin onlara izin vermesini doğru bulmadı ve Sevgili elçisini bu davranışından dolayı uyarmak istedi. Ama onun bu uyarıdan dolayı üzülmesine razı olmadı. Bunun için de pek nâzik bir dil kullanarak “Allah seni affetsin” diye söze başladı ve uyarısını şöyle dile getirdi: “Neden kimin doğru söylediğini, kimin yalancı olduğunu anlayıncaya kadar beklemedin de onlara izin verdin?” (Tevbe 9/43).
Kadî İyâz, Peygamber Efendimiz’in değerini anlatmak üzere kaleme aldığı ünlü Şifâ-i Şerîf’inde, Ebü’l-Leys es-Semerkandî’nin (ö. 373/973) bu âyetle ilgili şu yorumunu nakleder:
“Eğer Cenâb-ı Hak ‘Allah seni affetsin’ gibi bir giriş cümlesiyle değil de, doğrudan doğruya ‘Onlara niye izin verdin?’ diye söze başlasaydı, bu sözün dehşetinden Resûl-i Ekrem’in kalbi paramparça olabilirdi. Fakat Allah Teâlâ Resûlüne olan merhameti sebebiyle, kalbinin rahatlaması için, kendisini bağışladığını belirterek söze başladı; sonra da, ‘Savaşa gitmemek için mâzeretleri olduğunu ileri sürenlerden hangisinin doğru söylediği, hangisinin yalan söylediği iyice ortaya çıkmadan onlara niçin izin verdin?’ buyurdu” (nşr. Abduh Ali Kûşek, Beyrut 1420/2000, s. 70).

Demekki seven, sevdiğinin üzülmesini istemez. Onu tedirgin edecek bir dil kullanmaz. Ona çıkışırken bile, kalbini kırmamak için sözünü yumuşatarak söyler. Biz de öyle yapmalı, sevdiklerimize, mü’min kardeşlerimize sitem ederken bu ilâhî üslûbu kullanmalı, onları üzmekten kaçınmalıyız.
Kimleri nasıl sevmeliyiz?
Her şeyden önce dost diye seveceğimiz insanları iyi seçmeliyiz. Dindar, takvâ sahibi Müslümanlara muhabbet beslemeli, Allah'a karşı gelmekten sakınanları dost edinmeliyiz. Çünkü Allah Teâlâ, Peygamber Efendimizin haber verdiğine göre,

rızâsını kazanmayı hedef almak şartıyla:

Birbirine muhabbet besleyenleri,

Birbirlerini ziyaret edenleri,

Kardeşi muhtaç olduğu vakit malını esirgemeden onun ihtiyaçlarına sarfedenleri,
Ve birbirini koruyup gözetenleri sever

(Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239).

Biz de sevdiklerimize bu ölçülere göre ilgi göstermeliyiz.

Kendimiz için istediğimiz her iyi ve güzel şeyi din kardeşlerimiz için de istemeliyiz (Buhârî, Îmân 7; Müslim, Îmân 71). Kendimiz için istemediğimiz bir şeyi din kardeşlerimiz için de kesinlikle arzu etmemeliyiz.
Düşündüğümüz, tasarladığımız güzel şeyleri kendilerini sevdiğimiz kardeşlerimize de söylemeli, böylece hem onları sevindirmeli hem de o konudaki görüşlerini almalıyız.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Peygamber Efendimizden öğrendiğimize göre, gördüğümüz güzel rüyalar şeytandan değil, Allah’tandır. Bu tür rüyalarımızı sadece sevdiklerimize anlatmalıyız (Buhârî, Ta‘bîr 46). Çünkü rüyalar, büyük ölçüde yapılan yoruma uygun şekilde çıkar. Bu sebeple rüyaları ne söylediğini bilmeyen kimselere değil, bizi seven, rüyamızı iyiye yoracak olan sevdiklerimize anlatmalıyız. Kötü rüyaları ise hiç kimseye söylememeliyiz.
Sevgiyi büyütüp besleyen güzel davranışlar vardır. Sevenleri birbirine daha fazla yaklaştıran bu davranışları kardeşler birbirinden esirgememelidir. Hz. Ömer’in belirttiğine göre, insan bir kardeşiyle karşılaştığında;
Ona önce selâm vermeli,
Bulunduğu meclise geldiğinde ona yer açmalı,
Kendisine hitap ederken en çok sevdiği ismiyle hitap etmelidir.

Bugün insanlar birbirlerine, karşısındakini çileden çıkarmak istercesine onun en sevmediği isim ve lakabıyla seslenerek nükte yaptıklarını sanıyorlar. Böyle kaba ve kırıcı bir hitapla karşılaşan kimse bunu önemsemiyormuş gibi davransa bile, gönlünün hassas noktasındaki bazı teller mutlaka kırılacak, fark ettirmemeye çalışsa bile o anlayışsız arkadaşına gücenecektir.
Sevenlerin yardımlaşma şekillerinden biri de, birbirine dua etmeleri, birbirinden dua istemeleridir. Bir defasında Hz. Ömer umreye gidecekti. Resûl-i Ekrem Efendimizin huzuruna çıkarak izin istedi. Sevgili Efendimiz de ona izin verdikten sonra “Sevgili kardeşim, bizi duandan unutma!” buyurdu (Ebû Dâvûd, Vitr 23; Tirmizî, Daavât 109).
Bir Peygamber bile din kardeşinden dua istediğine göre, Allah rızâsı için sevdiğimiz ve bizi sevdiğini umduğumuz kardeşlerimizden biz de dua istemeli ve onlara dua etmeliyiz.
Allah rızâsı için sevdiğimiz kardeşlerimiz bizim için çok kıymetlidir. Onlar kederimizi sevince dönüştüren, bize hayatı güzel gösteren birer gönül cilasıdır. Onların değerini bilmeli, kendilerini incitmekten şiddetle sakınmalıyız.

M.Yaşar KANDEMİR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

heysem abiye hediyemdir Empty
MesajKonu: Geri: heysem abiye hediyemdir   heysem abiye hediyemdir Icon_minitimeÇarş. Mayıs 19, 2010 7:05 pm

Dostlar wardır soba gibi,yüreğindeki ateşle ısıtır elimiizi
Dostlar wardır:yıldız gibi,hawa kapalıyken bile kapkara bulutların bekçisidir gökyüzünde.....
Dost wardır,iyi bir öğretmen gibi,nasıl sorulacağını öğretir
Dostlarımız war,bizlere benzerler biraz...
Dostluklar wardır.erken dolar wadesi;dostluklar vardır, dewam eder ahirette!
İşte böyledir dostlardır,herşeye lanet ettiğim günlerde bile,yaşamını güzel kılan..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
heysem abiye hediyemdir
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» bayanlara hediyemdir...
» lja kardeşime hediyemdir..
» Kurtuluş abime hediyemdir...
» sevban kardeşime hediyemdir...
» ULVİ ABİYE .....!!!!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

İslamiyet ( Her Müslüman 'a Lazım Din 'i Bilgiler )

 :: İslamiyet Genel
-
Buraya geçin: