Fatih Sultan Mehmet'in öyküsü Turkish Fatih Sultan Mehmet'in öyküsü
Fatih Sultan Mehmet'in öyküsü Fatih1

İstanbul’u fetheden efsanevi Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmed’in bugün doğumunun 578’inci yılı kutlanıyor. 30 Mart 1432 tarihinde dünyaya gelen ve 3 Mayıs 1481 yılındaFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul genç bir yaşta vefat eden II. MehmedFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul yedinci Osmanlı padişahıydı. İstanbul’u fethederek “Fatih” lakabını alan hükümdarFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul böylece Orta Çağ’ın sona ererek Yeni Çağ’ın başlamasına sebep oldu. Bu “çağ açan hükümdar”ın elbette pek çok sıra dışı hikâyesi de var. Yüzyıllardır dilden dile dolaşan bu hikâyeleri merakla okuyacaksınız.

Hapisteki papazlar
Fatih Sultan MehmedFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul İstanbul’un fethinden sonra tüm hükümlüleri serbest bırakır. Ancak bu hükümlüler arasında yer alan iki papaz zindan çıkmak istemezler. Halka zulüm ve işkence eden Bizans İmparatoru’naFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul adaletli olmasını tavsiye ettikleri gerekçesiyle hapse atılan papazlarFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul bundan böyle hapisten çıkmamaya yemin etmişlerdir.
Olaydan haberdar olan sultanFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul huzuruna çağırdığı papazların ağzından kendi hikâyelerini dinler ve onlara şöyle der:

Papazlar zaman kaybetmeden yola çıkarlar. İlk durakları Bursa’dır. Orada şöyle bir olayla karşılaşırlar:
Bir Müslüman’ınFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul “hiçbir kusuru yok” denilerek bir Yahudi’den satın aldığı atın hasta olduğu ortaya çıkar. MüslümanFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul sabah olur olmaz kadının yolunu tutar. Ancak kadı henüz gelmemiştir. Bir süre boyunca bekleyen MüslümanFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul kadının gelmeyeceğini düşünerek atını alıp geri döner ve at o gece ölür. Olayı sonradan öğrenen kadıFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul atın sahibi Müslüman’ı çağırarak şöyle der:

“Eğer geldiğinizde ben makamımda bulunsaydımFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul atı sahibine iade edip paranızı alırdım. Ancak zamanında daireme gelmediğim için olayların bu şekilde gelişmesine sebep oldum. O yüzden atın ölümünden doğan zararı ben ödeyeceğim.” Bu olay karşısında hayrete düşen papazlar buradan İznik’e geçerler. Bu şehirde ise şöyle bir mahkeme ile karşılaşırlar:


Bir Müslüman’dan tarla satın alan başka bir Müslüman ekin zamanı gelip de tarlasını sürmeye başlayınca sabanına bir küp altın takılır. Çiftçi altınların hepsini alarak tarlanın ilk sahibine giderek küpü vermek ister. Ona “Ben senden tarlanın altını değilFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul üstünü satın aldım. Eğer tarlanın içinde bu kadar altın olduğunu bilseydin bana bu fiyata satmazdın. Al şu altınlarını” der.Tarlanın ilk sahibi iseFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul tarlayı kendisine taşı ve toprağıyla beraber sattığını söyleyerek altınları kabul edemeyeceğini söyler. Anlaşmaya varamadıkları için iki Müslüman soluğu kadının huzurunda alırlar. KadıFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul adamlara çocukları olup olmadığını sorar. Birinin erkek diğerinin ise kız çocuğu vardır. KadıFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul bu iki çocuğu nikâhlayarak altını da çeyiz olarak onlara vermeye hüküm verir. Bu iki olaya tanık olduktan sonra papazlar İstanbul’a gelerek Fatih Sultan Mehmed’in huzuruna çıkarlar ve şöyle derler:“Bizler artık inandık ki bu kadar adalet ve birbirinin hakkına saygı ancak İslam dininde vardır. Bu dinin insanları başka dinden olanlara bile kötülük yapamazlar. Bu yüzden biz zindana dönme kararımızdan vazgeçtikFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul sizin idarenizde hiç kimsenin zulme uğramayacağına inandık.

“Bu halkla ben dünyayı bile fethederim”

Henüz 21 yaşında olan ve İstanbul’u fethetmeye karar veren Fatih Sultan MehmedFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul orduya katılacak olan halkını imtihan etmek amacıyla sabahın erken saatlerinde tebdil-i kıyafetle başkent Edirne’nin pazarında dolaşmaya başlar. Çarşının bir ucundaki dükkâna giderek birkaç erzak alır. Dükkândan çıkarken elindekilerin yetmeyeceğine kanaat getirip biraz daha erzak isterFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul ancak dükkân sahibi vermek istemez:

“Ben sana satış yaparak siftahımı yapmış oldum. Başka alacağın varsa şuradaki dükkândan alFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul çünkü o henüz siftah etmedi.” Sultan gittiği ikinci dükkânda da ikinci bir mal istediğinde aynı karşılığı alır ve böylece bütün çarşıyı baştan sona dolaşır.Padişah saraya geldiğinde secdesine kapanarak şöyle der:
“Ya Rabbi sana hamdolsun… Bana böyle birbirini düşünen insanların olduğu bir millet ihsan ettin. Ben bu milletimle değil Bizans’ıFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul dünyayı bile fethederim.”

Padişahla mahkemelik olan Yahudi
Fatih Sultan MehmedFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul yapılacak bir cami inşaatı için uygun görülen bir araziyi istimlâk eder. Ancak bu arazi bir Yahudi’ye aittir. İstimlâk kararına itiraz etmek için arazi sahibi YahudiFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul kadının karşısına çıkarak padişahtan şikâyetçi olduğunu belirtir. KadıFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul padişahı huzuruna çıkarır.

Adem’in çocukları
Sultan MehmedFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul dışarıda gezerkenFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul yanına gelen dilenciye bir altın verir. Dilenci aldığı parayı beğenmez. “Aman SultanımFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul koskoca padişah kardeşine bu kadar mı para verir?"
Sultan’ın cevabı gecikmez:
“Bu keşfini sakın ola ki başkasına söylemeye kalkma. Diğer kardeşlerimiz de pay isterlerse sana zırnık bile düşmez.”





Açlık
FatihFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul hocası Akşemseddin’e sorar:
- İnsan açlığa ne kadar dayanabilir?
Akşemseddin yanıt verir:
- Ölünceye kadar.


Napolyon'un Fatih hayranlığı

St. Helen Adası’nda sürgünde olan Napolyon Bonaparte’a “Fatih Sultan Mehmed mi büyükFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul yoksa siz mi daha büyüksünüz?” sorusunu yöneltirler. Fransız hükümdarın yanıtı şöyle olur:

“Büyüklükte ben onun çırağı bile olamamFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul çünkü benFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul kılıçla zapt ettiğim yerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım. Fatih ise fethettiği yerleri nesilden nesle intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır.”


Genç Fatih
Bir gençFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul “Fatih Sultan MehmedFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul neden hep yaşlı bir insan suretinde resmediliyor?” diye soruncaFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul bir yazar ona şöyle cevap verir:

“Yaptığı işler öyle büyük kiFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul insanlar bunları genç birinin yapabileceğini hayallerine bile sığdıramıyorlar.”


Gönül fetheden İstanbul
Fatih’e sorarlar:
- İstanbul’u niçin fethettin?
Cevap verir:
- Çünkü önce o benim gönlümü fethetti.


Kader
Çok yaramaz bir çocuk olan II. Mehmed’eFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul babası II. Murad Han:
“Ne kadar yaramaz bir çocuksunFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul senden adam olmaz” diye çıkışır.
Mehmed’in orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan hocası Akşemseddin ise gülümseyerek şöyle söyler:
“Peder ne derFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul kader ne der."

Müjdeli haber

Oğlu Mehmed’in yaklaşan doğumu üzerineFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul II. Murad sabaha kadar uyuyamazFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul gece boyunca Kur’ân-ı Kerim okuyarak müjdeli haberi bekler. Tam Fetih Suresi’ni okuduğu sırada oğlunun doğum haberi padişaha iletilir. Sultan bu müjdeli haber üzerine:
“Ravza-i Murad’da bir gül-i Muhammedî açtı”* der.


Balıkesir yolculuğu
Sultan FatihFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul tebdil-i kıyafetle köy köyFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul kasaba kasaba gezmek için seyahate çıkar. Yorulduğu bir sırada dinlenmek için gözüne ilişen bir kulübenin kapısını çalar. Karşısına çıkan kadıncağızdan içecek soğuk bir şey vermesini rica eder. Kadın ter içinde kalan misafirine ayran ikram eder. Fakat padişahFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul her yudumda ağzına gelen saman çöpleri yüzünden ayranını hızlı içemez. Ayranını yudumlaya yudumlaya içen Fatih ihtiyar kadına sorar:
“NineFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul ayranın çok lezzetli ama içindeki şu saman çöpleri ne?”
Kadın gülümseyerek cevap verir:
“A evladım! Ter içindesin. Eğer bu soğuk ayranı saman katmadan verseydim bir yudumda içecekFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul belki de hasta olacaktın. Kıyamadım sana!”
BuFatih Sultan Mehmet'in öyküsü Virgul sultanın çok hoşuna gider ve fakir kadına kulübesinin civarındaki araziyi bağışlar. iŞTE BİZİM ATAMIZ BÖYLE ARKADAŞLAR OSMANLIYI CEKEMEYEN KÖPEK DERS ALSINLAR..Fatih Sultan Mehmet'in öyküsü 9