iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR ) |
| | Şeker Hastalığı (Diyabet) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
islam73 Medaratör
Mesaj Sayısı : 3832 Kayıt tarihi : 04/03/10 Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi
| Konu: Şeker Hastalığı (Diyabet) C.tesi Nis. 03, 2010 9:56 pm | |
| Seker hastalığı, pankreasın yeterince insülin hormonu salgılamamasından kaynaklanan hastalık. Şekelerin hücre içine sokulmasıyla görevli olan insülinin eksikliği, kan şeker düzeyinin yükselmesine ve idrarda şeker bulunmasına (glikozişeme) neden olur. Körlük, atardamar iltihabı, damar sertliği ve yarım felç, böbrek yetmezliği, vb. ciddi ihtilatlara yol açabilir. Tedavide hastalığın ciddilik derecesine göre uygun beslenme rejimine ya da insülin iğnelerine başvurulur. ŞEKER HASTALIĞI BELİRTİLERİ: Şeker hastalığının üç karakteristik belirtisi vardır, Bunlar Yunanca kökenli “Polidipsi”, “Polifaji” ve “Poliüri” sözcükleriyle anlatılır. Bunların anlamı sırasıyla “Çok (su) içmek”, “Çok yemek” ve “Çok idrar”dır. Yerleşmiş olan şeker hastalığının en değişmez bulgularından biri kan şekerinin insülin yetersizliği nedeniyle yüksek oluşudur. İnsülin hormonundaki eksiklik ya tam eksiklik, ya da kısmi eksiklik biçimindedir. “Çocukluk-gençlik çağı” (juvenil) şeker hastalığında, pankreasın tümüyle çıkarıldığı ya da tümüyle işlev dışı kaldığı iltihabi vakalarda, vücutta tam bir insülin eksikliği görülür. Bunların dışında kalan erişkin çağı şeker hastalığında ise, insülin salgısı vücut gereksinimlerini karşılayabilecek düzeyde değildir. Bu gibi vakalarda pankreastan insülin salgılanmasını artıran ilaçlar kullanıldığında, insülin salgılanmasında bir artış görülür. Demek ki bu hastaların pankreaslarında hala insülin salgılayabilme yeteneği bulunmaktadır. Halbuki juvenil şeker hastalığı ya da pankreasın tümüyle zarar gördüğü vakalarda bu ilaçlar etkisiz kalmaktadır. Çünkü pankreas insülin salgılama yeteneğini tümüyle kaybetmiştir. Bu hastaların yaşamlarını sürdürebilmek için kesinlikle dışardan insülin hormonu almaları gerekir. İnsülin azlığı ya da yokluğu nedeniyle glikoz kas ve yağ hücreleri tarafından enerji üretimi için kullanılmadığında kanın glikoz düzeyi yükselir. Kan glikozunu kullanmayan kas hücresi enerji üretimi için yapılarındaki proteinleri katabolizmaya uğratıp aminoasitlere parçalarlar ve bunları enerji hammaddesi olarak kullanmaya başlarlar. İnsülin eksikliğinde yağ hücrelerindeki yağlar parçalanıp kana verilir. Kan dolaşımıyla karaciğere taşınan yağların bir bölümü glikoza dönüştürülür. Karbonhidrat olmayan yağlardan, karbonhidrat olan glikozun sentez edilmesine “Glikoneojenezis” denir. Karaciğere taşınmış olan yağların bir bölümü kuvvetli asit olan “Keton cisimleri” denilen maddelere dönüştürülürler. Kas hücreleri bir bölüm keton cismini enerji üretiminde kullanırlar. Kullanılamayan keton maddeleri Özellikle idrar yoluyla atılır. Asit yapıdaki keton cisimleri idrar içinde atılırken, onlarla beraber vücuttan bir miktar alkali, sodyum ve potasyum da atılır. Bütün bu olaylar sonucu vücutta değişen bazı dengeleri şöyle özetleyebiliriz. İnsülin eksikliği nedeniyle kullanılamayan glikoz kanda birikir. Normal kan glikozu 100 ml kanda 90-110 mg ‘dır. Şeker hastalarında bu oran normalin çok üstüne çıkar. Kan şekeri 100mi fdel7O-18O mg düzeyine ya da daha yükseğe çıktığında idrar yoluyla glikoz kaybedilmeye başlanır. İdrarda glikoz bulunmasına “Glikozüri” denir. îdrar içinde atılan glikoz beraberinde fazla miktarda su da götürür. Buraya kadar anlattığımız olaylar kanın ozmotik basıncında artışa ve vücudun su kaybetmesine neden olurlar .Bu durumda beyindeki ozmoreseptörler, uyarılıp susama duygusu uyanır. Bu da hastayı su içmeye yöneltir. Şeker hastalarında asit yapıdaki keton cisimlerin fazlaca üretildiği ve bunların idrarla atılışları sırasında beraberlerinde bir miktar alkaliyi de götürdükleri yukarda belirtilmişti. Bu durumda vücutta bir asit ortamı gelişir. Buna “Asidoz” denir. Keton cisimleri de arttığından, bu olaya topluca “Ketoasidoz” adı verilir. Ketoasidoz vücut için normal bir durum değildir, koma ve ölüme kadar gidebilir. Çocukluk-gençlik çağı {juvenil) şeker hastalığı, çok su içme, çok yemek, çok idrara çıkmak, sinirlilik, kilo kaybı, güç kaybı gibi belirtilerle çok hızlı bir biçimde gelişir. Küçük çocukların sıklıkla yataklarını ıslatmayı sürdürdükleri ya da başladıkları görülür. Juvenil şeker hastalığında ketoasidoz gelişme oranı çok yüksektir. Bu hastaların pankreaslarında hiç insülin bulunmadığından tedavide insülinin vücuda dışarıdan verilmesi gerekmektedir. Erişkin çağında ortaya çıkan şeker hastalığı daha sinsi bir biçimde gelişir . Şeker hastalığı belirtileri daha hafif ve hissedilmez özelliktedir. İlk yakınmalar genellikle hafif bir kilo kaybı, gece idrara çıkma, kadın hastalarda vulva kaşıntısı, görme bulanıklığı, halsizlik gibi belirtilerden bir ya da birkaçıdır. Bazı hastalar ise ayak parmaklarında ya da topukta gelişen bir gangrenden ya da bir türlü kapanmayan yaralardan yakınırlar. 2.YAZI: Şeker Hastalığı (Diyabet) Belirtileri:
Sık sık idrara çıkma Aşırı susama Bulanık görme Halsizlik,bitkinlik Beklenmedik kilo kaybı Acıkma hissidir. Mide bulantısı Kusma Nefes kokusu Sık idrar yolu enfeksiyonu Adetten kesilme Kuru ve kaşıntılı deri Yaraların geç iyileşmesi Sık sık idrara çıkma (poliüri) hissi vardır.Çünkü kan şekeri yükseldiğinde böbrekler ememedikleri fazla şekeri atmak için çalışırlar.Genellikle kan glukozu 180 mg a ulaştığında idrarda glukoz atılmaya başlar (glikozüri). Uzun zamandır şeker hastası olanlarda bu seviye çok daha fazla yükselmeden idrarda glukoz çıkmayabilir. İdrarla atılan şeker beraberinde suyun da atılımını sağlar.Böylece oluşan sıvı kaybı ile aşırı susama (polidipsi) hissi oluşur.Bu belirti çoğu zaman hastalar tarafından sadece ağız kuruluğu olarak hissedilir. Bulanık görmede bu susuzluk periodları esnasında gözdeki glukoz ve su seviyelerindeki değişikliğe bağlıdır. Hücreler yakıt maddeleri olan glukozu yeterince alamadıkları için halsizlik ve bitkinlik oluşur. Bu kayıp yakıtı yerine koyabilmek için vücutta biriken yağlar yakılmaya başlar ve kilo kaybı ile birlikte aşırı acıkma hissi oluşur.Yağ hücreleri bozularak ketonlara dönüşür ve bu ketonlar idrarla atılır. (ketonüri)Kan şekeri yükselince deri enfeksiyonlarında artış olur.Şeker bakterilerin üremesi için uygun ortam oluşturur. Yüksek glukoz düzeyleri sinir harabiyetine sebep olarak geceleri ayak ağrıları ve kramplara sebep olabilir. İnatçı hiperglisemi uzun vadede kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları ve görme bozuklukları gibi diabet komplikasyonlarına da sebep olabilir. Diyabet Önerileri Diyet, alkol kullanımı, aktivite seviyesi, stres, hastalıklar ilaçlar ve hormon düzeylerindeki değişiklikler gibi bir çok faktör kan şekeri düzeylerini etkiler.Fakat düzey kendikendine sıkı sık yapılacak kan şekeri testleri ile izlenebilir.Böylece kan şekeri seviyelerindeki değişikliklere göre tedavi ayarlanabilir. Bazı öneriler: Beslenme:Diabetli hastalarda kan şekerinin normal düzeylerde tutulabilmesi için beslenme çok önemli rol oynamaktadır. Önemli olan az yenmesi değil ihtiyacı karşılayacak yiyeceklerin yenmesidir.Yiyecekler 4 esas gruba ayrılır:*Sebze ve meyveler(portakal, elma, muz, havuç,ıspanak), *hububatlar,tahıllar ve ekmek (buğday, pirinç, arpa, yulaf) ,* mandıra ürünleri (süt, krema, yoğurt) *etler, kümes hayvanları,balık,yumurta vs. Bu 4 esas grubun herbirinden hergün yenmesi önemlidir. Böylece vücüdun ihtiyaç duyduğu bütün besinler alınmış olur. Yiyeceklerdeki esas besinler: karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitamin ve minerallerdir.Karbonhidratlar vücuda enerji verir. Diabetlilerde en uygun seçim fasulye, bezelye, mercimek, tahıllar, hububatlar, sebze ve meyvelerdir.Proteinler arasında ise en uygun seçim hafif etler ve az yağlı mandıra ürünleridir. Lifli gıdalar kan şekeri ve yağ düzeylerini düşürmek için en sağlıklı besinlerdendir.Fazla yağlı yiyecekler diabet hastalarında çok zararlı olabilirler.Tuzu kısıtlamak ta önemlidir. Egzersiz: Düzenli yapılan egzersizlerle vücuttaki fazla şeker yakılır ve kan şekeri düzeyleri düşer.Doktorun önerdiği egzersiz şeklinin seçilmesi ve egzersizlerden sonra kan şekeri düzeylerinin ölçülmesi faydalıdır.Fazla enerji gerektiren egzersiz türlerinin kan şekerini aşırı düşürebileceği unutulmamalıdır. Stres ve Hastalıklar: Psikoljik stres veya soğuk algınlığı, grip, bakteriel enfeksiyonlarla oluşan fizyolojik stres insülinin gerektiği gibi işlevini sürdürmesini engelleyecek hormonların üretimine sebep olabilirler.Kalp krizi gibi bazı hastalıklar veya büyük travmalar kan şekeri düzeylerini yükseltebilirler.Stres ve hastalık durumlarında kanşekeri düzeylerinin sık sık kontrol edilmesi yararlı olacaktır. Pneumococcal pnömoniye ve gribe karşı aşılanmak riski azaltacaktır. Alkol: Alkol karaciğerden glikozun serbest bırakılmasını engelleyerek kan şekeri düzeylerinde çok fazla düşmelere sebep olabilir.
ALINTIDIR | |
| | | Tevazu Normal Üye
Mesaj Sayısı : 117 Kayıt tarihi : 08/06/10 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Şeker Hastalığı (Diyabet) Çarş. Haz. 09, 2010 10:57 pm | |
| Benim ailemde de diabet var.Dahası genetik şifremde kayıtlı.Er yada gec biliyorum ki diabet hastası olacağım,adayıyım.Hatta tokluk şekerlerim yüksek olduğu için antidiabetik ilaç kullanmaya başladım dr önerisiyle.Aslında birtakım bitkilerin faydalı olduğunu da biliyorum,örneğin tarçın,sabahları bir bardak nar suyu falan.Şimdilerde ise Eyüp sultana gittiğimde birisi elime bir dua kitabı tutuşturmuştu,orada yazılan;hergün bir su bardağı suya 7 kez asr suresini okumanın diabet hastalığına geleceği,şifa olacağıydı.Şimdilerde bunu yapmaktayım,tabiiki ilaç eşiliğinde...Benim gibi olan arkadaşlar varsa diye paylaşmak istedim:).Sonuçta duadan zarar gelmez... | |
| | | Lja Usta Üye
Mesaj Sayısı : 728 Kayıt tarihi : 19/01/10
| Konu: Geri: Şeker Hastalığı (Diyabet) Perş. Haz. 10, 2010 2:22 am | |
| Alla şifa versın dostlar.. benımde kodalarda kayıtlı korkarım.. malum üzüntü stres de şekere davetya çıkarıyor hem de en yaldızlısından kiloya da dıkkat etmek gerekıyor arkdaşlar. normal bı kıloda kalmak da hastalıktan koruyucu rolü üstleniyormuş | |
| | | Tevazu Normal Üye
Mesaj Sayısı : 117 Kayıt tarihi : 08/06/10 Nerden : istanbul
| Konu: Geri: Şeker Hastalığı (Diyabet) Perş. Haz. 10, 2010 8:15 pm | |
| Amin İnşallah,cümlemize... Kesinlikle stres pek önemsenmese de ciddi etken diabet için.Kilo almak kesinlikle önerilmiyor risk grubunda olanlara.Ama maşallah kan şekeri yüksek olunca,yüksek kan şekeri de yağ olarak depolandığından kilo olarak geri dönüyor malesef:(.O yüzden su içseniz de yarıyor.Aslında egzersiz çok faydalı da yapabilmek herzaman mümkün olmuyor.Düzenli yapmak gerek oysaki. Yine de güzel bir haber vereyim size,İngilterede yapılan araştırmalara göre en çok yaşayan insanlar diabet hastalarıymış Tabiiki kendilerine iyi baktıkları için... | |
| | | | Şeker Hastalığı (Diyabet) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|