iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kıyamet-2....

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
gespenst
Administrator

Administrator
gespenst


Mesaj Sayısı : 1393
Kayıt tarihi : 23/07/09
Yaş : 44
Nerden : ANKARA

Kıyamet-2.... Empty
MesajKonu: Kıyamet-2....   Kıyamet-2.... Icon_minitimePaz Şub. 21, 2010 11:06 am

Deccal Fitnesi ve Bundan Korunmak

Deccal da kıyamete yakın bir zamanda çıkacaktır. İbn-i Kesir'in anlattığına göre, Allah-u Zülcelâl ilk önce şeytanı insanlara bela ettiği gibi sonunda da Deccal'i insanlara musallat edecektir. Deccal çıktığı vakit, dünyayı felaket bulutları kaplayacak, kendisi rüzgar önünde bulut gibi gidecek, yetmiş bin Yahudi ona katılacak ve bütün dünyayı dolaşacaktır. Medine'ye gelmek istediğinde melekler ona engel olacaklar ve şehre giremeyecektir.

Bir cemaat gelip Deccal'e inanacak, Deccal onların isteklerini yerine getirecek. Başka bir cemaati davet edecekse de onlar kabul etmeyeceklerdir. Bir harabeye uğradığı vakit, emri üzerine orada ne gibi hazine varsa dışarı çıkacak, mezarlıktan insanlar suretinde şeytanlar çıkacaktır. Bir yanında su ve bir yanında ateş olacak. Kendisine uymayanları ateşe atacak, uyanları da suya bırakacaktır. Gerçekte ona uyanların durumu kötüdür, asıl yanacak onlardır. (Hadislerde bildirildiği üzere onun ateşi su; su gibi görünen şey ise ateştir.) Deccal'in alnında “Kafir” diye yazılıdır ve bir gözü de kördür.

Daha sonra Allah-u Zülcelâl, İsa (A.S)'yı Dımeşk'de Emevi Camii'nin doğusundaki beyaz minareye iki ellerini meleklerin omuzlarına dayamış olduğu halde indirecek ve İsa (A.S)'nın yüzünden inci tanesi gibi terler dökülecektir. Misk saçan kokusu, on beş kilometreden duyulacaktır. Sonra, Kudüs'ün Led kapısında Deccal ile karşılaşacak ve onu harbesi (mızrağı) ile vurup öldürecek ve Deccal'ın kanı yerin dibine kadar akacaktır. Sonra İsa (A.S) cenneti bir kavme müjdeleyecek ve onlar da ona uyacaktır. Bundan sonra, Allah'ın vahyi üzerine İsa (A.S) cemaatle birlikte Tûr-i Sina'ya çekilecek, diğer taraftan Ye'cüc ve Me'cüc bütün mefsedet ve mel'anetleri icra edeceklerdir. Kudüs'e geldiklerinde: “Yer yüzünde ne kadar insan varsa öldürdük, şimdi de göklerdekileri öldürelim” diyecekler ve oklarını havaya kaldırıp atacaklar.

Bir süre sonra, Allah-u Zülcelâl küçük böcekleri bunlara musallat edip onları helak edecektir. Bunun üzerine, İsa (A.S), Tûr-i Sina dağında beraberindekilerle birlikte, bunların leş kokularından kurtulmak için dua edecektir. Allah-u Zülcelâl de leş kaldıran kuşları gönderip bunları denize döktürecektir. İşte bu sırada öyle bir düzenlik olacak ki, kurt koyun ile yürüyecek ve yıkılan nehirler yeniden tamir edilecektir...

Hz. Peygamber (S.A.V) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
“İsa (A.S) yeryüzüne inip bütün put ve haçları kırdıktan ve yeryüzünü adaletle düzene koyduktan sonra, Mehdi ile buluşacak ve aralarındaki anlaşma neticesinde, Mehdi imam olup namazı kılacaklar ve İsa (A.S) yedi yıl halifelik yapacaktır.”

İsa (A.S) yeryüzünde iken güneş batıdan doğacaktır. Artık bunu gören herkes imana gelecek, fakat kıyamet alametleri kesin olarak görüldüğü için bundan sonraki iman makbul olmayacaktır. Çünkü Hz. Peygamber (S.A.V) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

Güneş battığı vakit yine doğudan doğmak için Allah'tan izin ister, fakat kendisine bu izin verilmez de Batıdan doğar.”

Hatta güneş üç gün geçtikten sonra doğacaktır. Gece ibadet edenler bunun farkına varıp tevbe ve istiğfar ederler. Güneş batıdan doğup tam zeval yerine geldiği vakit, ay da aynı yere gelmiş olacak ve orada ay ile güneş tutulması olacaktır. Bir süre sonra açılacak ve yine batıdan batacaktır. Ardından eskisi gibi doğudan doğup batıdan batacaktır. Ancak, bundan sonra tevbe kapısı kapanmış olacaktır.
Bu olaylardan sonra İsa (A.S) Medine'ye gidip, orada bir kadın ile evlenir ve kız çocukları olur. Yeryüzünde tam kırk yıl kaldıktan sonra vefat eder ve Hz. Peygamber (S.A.V)'ın yanına defnedilir.

Deccal Fitnesinden Korunmak

Deccal, Mehdi (A.S) zamanında çıkacak ve İsa (A.S) tarafından öldürülecektir. Kim Deccal'in bu fitnelerinden kurtulmak istiyorsa, günahlardan kaçınıp Allah-u Zülcelal’i razı edecek salih ameller yapmalı ve Hz. Peygamber (S.A.V)’in tavsiye buyurduğu gibi, Kehf Suresi'nin başından yada sonundan on ayet ezberleyip okumalıdır.
Nitekim Ebu’d-Derda (R.A)’dan rivayetle Hz. Peygamber (S.A.V) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
"Kim Kehf Sûresi'nin başından -bir rivayette; sonundan- on âyet ezberlerse Mesih Deccâl'in şerrinden emin olur." (Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizî)

Bu sûrenin, okuyanı Deccal fitnesinden koruyacağı meselesinde âlimler "Bu sureyi bunu anlayarak, düşünerek kavrayarak okuyanların Deccal'a karşı intibaha (Uyanışa) gelip, fitnesine düşmekten kendilerini koruyacağını" beyan etmişlerdir. Kurtubî ve Nevevi böyle söylemekte müttefiktirler.


Dabbet-ül Arz ın Ortaya Çıkması

Kıyametin büyük alametlerinden birisi de Dabbetü’l-Arz denilen bir hayvanın çıkmasıdır. Rivayete göre, Dabbetü’l-Arz denilen bu hayvan salih peygamberin devesinin yavrusudur. Annesini kestikleri zaman kendisinin ve annesinin çıktığı kaya yarılmış ve bu kayanın içine girmiştir. Ahir zamanda bu kayadan çıkacaktır. Bu hayvan o kadar süratli yürüyecek ki, kovaladığını mutlaka yakalayacaktır.
Mü’min’in alnına mü’min diye yazacak ve o kimsenin yüzü parlayacaktır. Kafir olanın alnına da kafir diye yazacak ve onun da yüzü simsiyah olup kararacaktır.

Allah-u Zülcelal Dabbetü’l-Arz hakkında şöyle buyurmuştur:
“O söz (ün manası yani gazabı) insanların aleyhine gerçekleşip vukua ve zuhura geldiği (yani yaklaştığı) zaman, onlar için yerden bir Dabbe çıkarırız ki, bu hayvan onlara insanların ayetlerimize kat’i surette inanmaz olduklarını onlarla konuşur.” (Neml; 82)

Bazı alimler kelam eder yani konuşur kelimesini nişan olarak damgalamak anlamına geldiğini söylemişlerdir. Yani insanların alınlarını damgalar. Bazı alimler şöyle demiştir: “İnsanlar isyanlarına devam etmeleri için aleyhlerine olan tehdit zuhura gelir. İş vukua geldi, yani vacip oldu denilir. İnsanlar vaaz ve nasihatı sevmezler ve onlara nasihat tesir etmez. Kendilerine hiçbir nasihat kar etmez oldukları zaman Allah-u Teala onlar için yerden bir hayvan çıkarır da kendileri için konuşur. Yani akıl ve konuşma özelliği bulunan bir hayvan çıkarır. Bu da kendileri için bu hayvanın Aziz ve Celil olan Allah tarafından (kıyametin yakın olduğuna delalet eden) bir alamet olduğuna yakin ve kanaat hasıl olsun diye… Çünkü adet olarak hayvanların konuşması da yoktur, aklı da yoktur.”

Hz. Peygamber (S.A.V) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
Dabbetü’l-Arz beraberinde (Süleyman Peygamber'in mührü ile Musa Peygamber'in Âsa’sı olduğu halde) çıkar. Asa ile mü’minin yüzünü parlatır. Mühürle de kafirin burnunu damgalar. Hatta bir sofra halkı yemek yemek için toplanırlar da onların her biri mü’min olana: “Ey Mü’min!” Bir diğeri de kafir’e: “Ey Kafir!” diye hitap eder.” (Tirmizi, İbn Mace)

Ebu Davud’un Huzeyfe b. Esid’den tahric ettiği üzere Hz. Peygamber (S.A.V)’e Dabbetü’l-Arz’dan sorulunca, Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur:
Dabbe’nin üç çıkışı vardır. Birincisinde bazı şehirlerde çıkar, sonra gizlenir. Diğerinde de emirler kan dökerken bazı şehirlerde çıkar, yine gizlenir. Sonra da insanlar mescidlerin en şereflisi, en büyüğü ve faziletlisinin yanında iken yer kendilerini fırlatmaya başlar. Derken halk kaçışır, mü’minlerden bir taife kalır. 'Bizi Allah’tan başka hiç kimse kurtaramaz.' derler. Dabbe de onların üzerine çıkar, yüzlerini iri inciden yıldız gibi cilalandırır. Sonra hareket eder. Artık ne takip eden yetişebilir ne de kaçan kurtulabilir. Bir adama varır namaz kılıyordur. Vallahi sen namaz ehli değilsin der ve yakalar. Mü’minin yüzünü ağartır, kafirin burnunu kırar.” Sahabeler: “Ey Allah’ın Resulü! O zaman insanlar ne halde olur? diye sorduklarında Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurdu: “O zamanda insanlar mallarda ortak, şehirlerde barış (yahut sohbet) halinde ve seferlerde arkadaşlar gibi olurlar.” (Ebu Davud)

Bazı alimler "Dabbetü’l-Arz’ın çıkışı emr-i bi’l-maruf ve nehy-i ani’l-münker terk olduğu vakittir" demişlerdir.

Doğrusunu Allah-u Zülcelal bilir.

Yec'üc ve Mec'üc ün Çıkması


Kıyametten önce vaki olacak büyük alametlerden biri de Ye’cüc ve Me’cüc’ün çıkmasıdır. Allah-u Zülcelal, Ye’cüc ve Me’cüc’den bahseden ayet-i kerimelerde şöyle buyurmuştur:

“Dediler ki; Ey Zülkarneyn! Şüphe yok ki, Ye’cüc ve Me’cüc yerde fesat çıkaran kimselerdir. Bizimle onların arasında bir sed yapman üzerine sana bir vergi verelim mi?” (Kehf; 94)

Rivayete göre, Ye’cüc ve Me’cüc Nuh (A.S)’un oğlu Yasef’in evladındandır. Ye’cüc ve Me’cüc hakkında Allah-u Zülcelal başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün seddi açılıpta her tepeden saldıracakları ve gerçek vaad olan (kıyamet) yaklaştığı vakit, işte o zaman küfr (ve inkar) edenlerin gözleri hemen belerip kalacak; “Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gaflet içindeydik, hayır biz zalim kimselerdik. (diyecekler)” (Enbiya; 96-97)

Ye’cüc ve Me’cüc hakkında varid olan hadis-i şeriflerden biri şöyledir: Nevvas b. Sem’an (R.A)’dan rivayetle Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur:

“…Sonra Meryem oğlu İsa’ya, Allah’ın Deccal’in şerrinden korumuş olduğu bir kavim gelir. İsa, onların yüzlerine dokunup eliyle mesh eder. Ve onlara cennetteki yerlerini söyler. Onlar bu hal üzere bulundukları sırada birden bire Allah İsa’ya: “Ben şimdi bana ait olan bir takım kulları çıkardım ki, hiçbir kimsenin onlarla harb etmeye kudret ve kuvveti yoktur. Binaenaleyh sen etrafında bulunan kullarımı Tur’da iyice muhafaza et. Orasını kendileri için muhkem bir sığınak yap.” diye vahyeder. Ve Allah, Ye’cüc ve Me’cüc’ü gönderir. Halbuki onlar her bir tepeden sür’atle yürür geçerler. Onların ilk kafileleri Taberiyye Gölü'ne uğrarlar da onda bulunan suyun hepsini içerler. Ye’cüc ve Me’cüc kalabalığının sonu oraya uğrar da: “Yemin olsun bir defasında burada bir su vardı.” derler. Allah’ın Peygamberi İsa ile onun yardımcıları çepeçevre ihata olunurlar. Nihayet onlardan herhangi birine bir öküz başı, bugün birinizin yüz dinarından daha hayırlı olur. Müteakiben Allah’ın Peygamberi İsa ve arkadaşları Allah’a dua ederler. Allah, düşman askerleri içine deve ve davarların burunlarından olan bir burun kurdu gönderir ve sonunda hepsi bir tek kişinin ölümü gibi helak olurlar. Sonra Allah’ın Peygamberi ile onun sahabeleri yere inerler. Artık onlar yeryüzünde Ye’cüc ve Me’cüc fertlerinin yağlarının ve pis kokularının doldurmadığı bir karış yer bulamazlar…” (Müslim)

Güneşin Batıdan Doğması

Kıyametin büyük alametlerinden birisi de güneşin batıdan doğmasıdır. Güneşin batıdan doğması ile tevbe kapısı kapanır. Ne bir tevbe edenin tevbesi kabul olunur ve ne de iman eden kafirin imanı kabul olunur. Allah-u Zülcelal güneşin batıdan doğması hakkında ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

“Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini yahut Rabbinin bazı alâmetlerinin gelmesini bekliyorlar. Rabbinin bazı alâmetleri geldiği gün, önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz. De ki: Bekleyin, şüphesiz biz de beklemekteyiz!” (En’am; 158)

Müfessirlerin çoğunluğu bundan murad, güneşin batıdan doğması olduğuna ittifak etmişlerdir. Ebu Hureyre (R.A.) şöyle anlatmıştır: "Resulullah (S.A.V) buyurdular ki:

"Güneş, battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmaz. Batıdan doğunca, insanlar görür ve hepsi de iman eder. Ancak, daha önce inanmamış veya imanın sevkiyle hayır kazanamamış olan hiç kimseye bu iman fayda sağlamaz."(Buharî, Müslim, Ebu Davud)

Ebu Zerr (R.A) şöyle anlatmıştır: "Güneş battığı sırada Mescid'e girmiştim. Resulullah (S.A.V) bana:
'Ey Ebu Zerr! Şu (güneş batınca) nereye gidiyor, biliyor musun?' buyurdular. 'Allah ve Resulü daha iyi bilir!' dedim. "O, Rabb'inden secde etmek için izin istemeye gider. Ona izin verilir ve sanki kendisine şöyle denir: 'Git geldiğin yerden tekrar doğ.' O da battığı yerden doğar.' " (Tirmizi)

İnsanlar baktıkları zaman ışıksız olarak güneşin batıdan doğduğunu görecektir. O andan itibaren tevbe kapısı da kapanacaktır. O anda insanlar büyük bir paniğe kapılacak ve korkudan ne yaptıklarını bilemeyecek duruma geleceklerdir.

O gün iyi kimselerin ağlamaları kendilerine fayda verecektir. Kötü kimselerin ağlamaları ise kendilerine asla yarar sağlamayacaktır. Kafirlerin o anda iman etmiş olmaları kabul görmeyecektir. Rivayete göre, güneşin batıdan doğmasından sonra insanlar yeryüzünde yüz yirmi yıl daha kalacaktır.

Doğrusunu Allah-u Zülcelal bilir.


Devam Edecek.....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
loyal
Medaratör

Medaratör
loyal


Mesaj Sayısı : 618
Kayıt tarihi : 01/02/10

Kıyamet-2.... Empty
MesajKonu: Geri: Kıyamet-2....   Kıyamet-2.... Icon_minitimeCuma Mayıs 28, 2010 7:39 pm

guncell
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kıyamet-2....
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kıyamet.....
» Kıyamet-3....
» Gercekleşen Kıyamet Alametleri...
» Kıyamet Günü Pismanlıkları..
» Kıyamet Gününden Sahneler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

İslamiyet ( Her Müslüman 'a Lazım Din 'i Bilgiler )

 :: İman'ın Şartları ( Akaid ) :: Ahiret Gününe İman
-
Buraya geçin: