iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kıyamet.....

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
gespenst
Administrator

Administrator
gespenst


Mesaj Sayısı : 1393
Kayıt tarihi : 23/07/09
Yaş : 44
Nerden : ANKARA

Kıyamet..... Empty
MesajKonu: Kıyamet.....   Kıyamet..... Icon_minitimePaz Şub. 21, 2010 11:03 am

“Ve muhakkak ki kıyamet gelecektir, bunda hiç şüphe yoktur. Allah bütün kabirlerde olan kimseleri diriltecektir.” (Hacc: 7)
Bir şeyin bilinmesi için o şeyin varlığına delalet eden alamet ve işaretleri vardır. Allah-u Zülcelâl kıyametin ne zaman kopacağını kimseye bildirmemiştir. Ancak gerek ayetlerde olsun, gerek hadisler de olsun, kıyametin kopmasının yaklaştığına dair alametler vardır.
Kıyametin kopması demek, kainatın yok olması ve dünyada yapılan iyiliğin mükafatının görülmesi, kötülüğün cezasının çektirilmesi günü olan Ahiret aleminin başlaması demektir.


Küçük Alametler:

Kıyametin kopmasını belirten küçük ve büyük alametler vardır. Küçük alametlerin bazıları şunlardır:
İnsanlar arasında ilim öğrenenlerin azalıp cahilliğin çoğalması.
İnsanlar arasında emin kimse bulunmaz olur.
Adam öldürmek ve her türlü fitne, fesat her tarafa yayılır.
Doğru söyleyenler, her yerden kovulurlar. İşinden atılırlar.
İslamiyet'e uygun işler, ayıp ve kusur sayılıp terk olunur.
Hepimizin gördüğü gibi bu küçük alametlerin çoğu zuhur etmiştir. Kıyametin yaklaştığını haber veren küçük alametlerin tamamının ortaya çıkmasından sonra, büyük alametler meydana gelir.


Büyük Alametler:
On büyük alametler meydana çıkmadan kıyamet kopmaz. Çünkü Hz. Peygamber (S.A.V.), bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
“On büyük alamet görülmeyince kıyamet kopmaz. Bunlar; Ateş, Deccal, Dabbet'ül Arz, güneşin batıdan doğması, İsa (A.S)'ın gökten inmesi, Ye'cüc ve Me'cüc'ün çıkması, doğuda batıda ve Arabistan'da ay tutulması, bunlardan sonra Yemen'den bir ateş çıkıp halkı bir araya getirecektir”


Ebu Sâid (R.A) anlatıyor: "Resûlullah (S.A.V) buyurdular ki:
"Ruhumu kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl'e yemin olsun ki, vahşi hayvanlar insanlarla konuşmadıkça, kişiye kamçısının ucundaki meşin, ayakkabısının bağı konuşmadıkça, kendinden sonra ehlinin ne yaptığını dizi haber vermedikçe kıyamet kopmaz." (Tirmizi, Fiten 19, (2182).)

Yine Ebu Hureyre (R.A) anlatıyor:
"Resûlullah (S.A.V) buyurdular ki: 'Fırat nehri altın bir dağ üzerinden açılmadıkça kıyamet kopmaz. Onun üzerine insanlar savaşırlar. Yüz kişiden doksan dokuzu öldürülür. Onlardan her biri: 'Herhalde savaşı ben kazanacağım' der." (Buhari, Fiten 24, Müslim, Fiten 29, (2894); Ebu Dâvud, Melahim 13, (4313, 4314); Tirmizi, Cennet 26, (2572, 2573).)
Hz. Ali (R.A) anlatıyor:

"Resûlullah (S.A.V) (bir gün): 'Ümmetim onbeş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belanın gelmesi vâcip olur!' buyurmuşlardı. (Yanındakiler) 'Ey Allah'ın Resûlü! Bunlar nelerdir?' " diye sordular.



Aleyhissalâtu vesselâm saydı:
Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında) tedavül eden bir metâ haline gelirse, -Emanet (edilen şeyleri emânet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (malı yerini tutup, yağmalayıp nefislerine helal) kıldıkları zaman,
Zekât (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telâkki ettikleri zaman.
Kişi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadınına itaat ettiği;
Babasından uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı;
Mescidlerde (rıza-yı ilâhi gözetmeyen husûmet, alış-veriş, eğlence ve siyâsiyâta vs. müteallik) sesler yükseldiği zaman.
Kavme, onların en alçağı (erzel) reis olduğu;
(Devlet otoritesinin yetersizliği sebebiyle tedhiş ve zulümle insanları sindiren zorba) kişiye zararı dokunmasın diye hürmet ettiği;
(Çeşitli adlarla imal edilen) içkiler (serbestçe) içildiği;
İpek (haram bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği;
Şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri edinildiği;

"Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakâret ettiği zaman artık kızıl rüzgârı (zelzeleyi), yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) veya gökten taş yağmasını (kazfi) bekleyin." (Tirmizi, Fiten 39, (2211).)

Hz. Muâz İbnu Cebel (R.A) anlatıyor: "Resûlullah (S.A.V) (bir gün):

"Beytu'l-Makdis'in imârı Yesrib'in harabıdır. Yesrib'in harâbı melhamenin (savaşın) çıkmasıdır. Melhame İstanbul'un fethidir, İstanbul'un fethi Deccâl'in çıkmasıdır!" buyurdular. Sonra elini (Resûlullah), konuşmakta olduğu kimsenin (yani Hz. Muâz'ın) dizine vurdular ve: 'Bu söylediğim kesinlikle hakikattir. Tıpkı senin burada oturman hak olduğu gibi' buyurdular." Hz. Muaz burada kendisini kasdetmektedir. (Yani Aleyhissalatu vesselam'ın konuştuğu ve dizine elini vurduğu kimse Muaz İbnu Cebel (R.A)'tır.)" (Ebu Davud, Melahim 3, (4294).)
Doğuda ,Batıda ve Arap Yarımadasında Bir Yerin Batması


Dünyanın üç yerinde üç yerin batması ya da çökmesi olayı da kıyamet alametlerindendir. Bu üç batışın vuku bulacağı yerlerden biri batıda, biri doğuda, birisi de Arap Yarımadası' nda olacaktır. Nitekim Hz. Peygamber (S.A.V) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Siz daha önce on alamet müşahede etmedikçe kıyamet kopmaz. Duhan (duman) Deccal, Dabbetü’l-Ard, güneşin batıdan doğması, İsa’nın nüzulü, Ye’cüc ve Me’cüc’ün çıkması, biri batıda biri de doğuda biri ise Arap Yarımadası' nda olmak üzere üç tane yer çökmesi, bu alametlerin sonuncusu ise Yemen’den çıkıp da insanları mahşer yerlerine doğru önüne katarak süren bir ateştir.” (Müslim)


Dumanın (Duhanın) Çıkması

Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
“Gökten bir duman çıkacağı günü gözetle!” (Duhân; 10)

Hz. Peygamber (S.A.V) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
“Duhânın [dumanın] te’siri mü’mine nezle gibi gelir, kâfire ise çok şiddetlidir.” (Ebû Dâvud)


Deccal Fitnesi ,Çıkması ve Yalancı Deccallar


Kıyametin büyük alametlerinden birisi de Deccal’in çıkmasıdır. Deccal büyük bir fitne olup, Allah-u Zülcelal ona akılları hayrete düşürecek şekilde bir kuvvet verir. Bu kuvvetle istediği zaman buluttan yağmur yağdırır, istediği zamanda durdurur. Ölüyü diriltir, çöl olan yerlerde de ot bitirir. Bütün bunlar insanoğlu için fitne ve imtihandır. Onun yaptıklarına mü’minler aldanmazlar. Fakat kalplerinde şüphe bulunan kimseler ona aldanıp uyarlar. Allah-u Zülcelal’in koruduğu kimseler hariç, insanların bir çoğu ona aldanacaktır. Deccal hakkında varid olan hadis-i şeriflerden bir kaçı şunlardır:

“Nuh’dan sonra, hiçbir peygamber yoktur ki, kavmini deccal ile korkutmasın. Ben de sizi onunla korkuturum.” (Tirmizi)

Huzeyfe (R.A) şöyle anlatmıştır:Resulullah (S.A.V) buyurdular ki:
"Deccal çıktığı vakit beraberinde su ve ateş vardır. Ancak halkın ateş olarak gördüğü tatlı sudur; halkın su olarak gördüğü ise yakıcı bir ateştir. Sizden kim o güne ererse, halkın ateş olarak gördüğüne düş(meyi kabul et)sin. Çünkü o, tatlı soğuk sudur."(Buhârî, Müslim, Ebu Davud)

Bu hadis, Deccal'le ilgili haberlerin sembol ve teşbih ifade ettiğini, değerlendirmelerin izafî olduğunu anlamada daha açıktır. Çünkü, Deccal beraberinde ateş getirecek. Fakat bunun ateş olması beşerî bir değerlendirmedir; insanlara göre ateştir, İlahî ölçülere göre ise o ateş değil, tatlı sudur. Resulullah'ı dinleyen mü'minlerin o ateşi tercih etmesi gerekir. Çünkü insanlar nazarında tatlı olan "su"yu ise, Allah nazarında ateştir.

Hz. Peygamber (S.A.V) bilhassa bu Deccal fitnesine karşı uyarıda bulunmuştur. Hadislere göre, bu fitne, insanlığın en büyük fitnesidir. Hz. Nuh'tan bu yana bütün peygamberler aleyhimüsselam, ümmetlerini Deccal fitnesine karşı uyarmışlardır. Deccal'in iki gözünün arasında kafir yazılıdır, okuma yazmayı bilen de bilmeyen de bunu okur. Deccal'ın beraberinde ateş ve cennet beraber bulunur, onun ateşi cennet, cenneti ateştir. Onun iki akan nehri vardır. Bakınca biri tatlı sudur, diğeri yakıcı ateştir. Fakat kim buna kavuşursa ateş olan nehre gelmeli, ondan içmelidir. Zîra o aslında tatlı sudur. Deccal Medine ve Mekke haricinde her beldeye ayak basacaktır. Çıkacak olan Deccal sayıca otuzu bulacak, hepsi de Allah ve Resulü hakkında iftiralar düzerek küfre düşecektir.

Yalancı Deccaller

Ebu Hureyre (R.A) anlatıyor:
"Resulullah (S.A.V) (S.A.V) buyurdular ki: 'Otuz kadar yalancı deccaller çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Bunlardan her biri Allah'ın elçisi olduğunu zanneder.' " (Tirmizî, Ebu Davud)

Yukarıdaki hadis-i şerifte görüldüğü gibi, bir çok hadis-i şeriflerde kıyamet alametlerinden olan bir çok Deccallerin ortaya çıkacağı zikredilmektedir. Yalnız son Deccal ile önceki Deccal'ler arasında fark şudur: Son Deccal ilahlık davasında bulunacak, diğerleri ise peygamber olduklarını veya peygambere yakın bir şahsiyet olduklarını iddia edeceklerdir.
Kıyametin büyük alametlerinden olan Mesih ve Deccal hakkında Nevvas b. Sem’an (R.A)’den rivayetle Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur:

“Beni sizin üzerinize en çok korku ve endişeye düşüren Deccal’dir. Eğer o ben henüz sizin içinizde bulunurken meydana çıkarsa, ben sizin önünüzde ona karşı durup sizi müdafaa eder ve ona hiçbir yardımcıya muhtaç olmadan tek başıma ve delille galebe çalarım. Eğer ben içinizde yok iken çıkarsa, o zaman her bir kişi bizzat kendi nefsini müdafaa etmek durumunda olacaktır. Allah da her bir Müslüman üzerine benim halifemdir. Şüphesiz o (Deccal) sevilmeyecek nev’iden gayet kıvırcık saçlı bir gençtir. Onun bir gözü (salkımından dışarı fırlamış iri bir üzüm tanesi gibi) dışarı fırlamıştır. Sizden her kim ona yetişirse hemen ona karşı Kehf Suresi'nin baş taraflarını okusun. O Şam ile Irak arasında kayalıklardan çıkacaktır da, sağ ve sol (her tarafta) tarafta en süratli bir şekilde şiddetle fesatlar çıkaracaktır.

Ey Allah’ın kulları! Siz sebat ediniz.”
Sahabeler: “Ey Allah’ın Resulü! Onun yeryüzünde kalması ne kadar sürer?” diye sordu. Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurdu: “Kırk gün. Bir gün bir sene gibidir. Bir gün bir ay gibidir. Bir gün de bir Cuma (bir hafta) gibidir. Onun geri kalan günleri ise sizin günleriniz gibidir.”

Sahabeler: “Ey Allah’ın Resulü! Bir sene gibi uzun olan o gün içinde bize bir günün namazı kafi gelir mi?” diye sordular. Bunun üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurdu: “Hayır. Siz o uzun günde, ondan önceki günlerinizdeki her namaz vakti kadar zamanı takdir edin (öylece namazınızı kılın)”

Sahabeler tekrar: “Ey Allah’ın Resulü! Onun yeryüzündeki sürati ne kadardır?” diye sorunca Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurdu: “Rüzgarın yöneltip sevk ettiği yağmur gibidir. Deccal bir kavmin üzerine gelir ve onları davet eder. Onlarda ona iman edip kendisine uyarlar. Müteakiben o, göğe emreder, gök yağmur yağdırır, yere emreder de o da her türlü bitkiyi bitirir.” (Müslim)



Devam Edecek.........
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
loyal
Medaratör

Medaratör
loyal


Mesaj Sayısı : 618
Kayıt tarihi : 01/02/10

Kıyamet..... Empty
MesajKonu: Geri: Kıyamet.....   Kıyamet..... Icon_minitimeCuma Mayıs 28, 2010 7:38 pm

guncell
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kıyamet.....
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kıyamet-2....
» Kıyamet-3....
» Gercekleşen Kıyamet Alametleri...
» Kıyamet Günü Pismanlıkları..
» Kıyamet Gününden Sahneler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

İslamiyet ( Her Müslüman 'a Lazım Din 'i Bilgiler )

 :: İman'ın Şartları ( Akaid ) :: Ahiret Gününe İman
-
Buraya geçin: