Tasavvuf edebiyatında masiva

Konu: Tasavvuf edebiyatında masiva Ptsi Ocak 25, 2010 10:09 am

TASAVVUF EDEBİYATINDA MASİVA

Bu yazımızda, ünlü mutasavvıf şairimiz Aziz Mahmut Hüdayi Hazretlerinin şiirlerini takip ederek tasavvufî edebiyatın gül kokulu bahçesine gireceğiz. Bu bahçedeki güllerin dikeni konumundaki "masiva" üzerinde duracağız.
Masivayı kısaca, Allah'tan başka her şey; kulu Allah'tan uzaklaştıran bütün unsurlar diye açıklayabiliriz. Masiva mutasavvıfların nazarında sevgiliye ulaşmada bir engeldir ve bu yönüyle de dervişlerin düşmanlarındandır.
Derviş, masivayı gönlünden çıkarmalıdır. Masiva sûfiler için manevi bir kir mesabesindedir. Bu bakımdan masivadan kurtulmak aynı zamanda "yuyunmak" temizlenmek mânâsına da gelir. Temizlenip safiyâne olamayan mürid ise ilahî sırlara eremez.
Mâsivâya meyli dilden yuyuban
Fahr-i âlem Mustafâ'ya uyuban
Kâbe kavseyn ma'nâsından tuyuban
Aceb sırr-ı Ev-ednâ'ya erem mi

Mâsivâdan elin yu
Kandırmasın değme su
Hüdâyî katreyi ko
Ummânı bilmek gerek
Masiva dervişi oyalar ve vuslatını geciktirir. Bu nedenle sâlik masivaya takılmamalı, hedefine bir an önce varmalıdır. Aksi halde tâlibin geçirdiği her vakit onun için ziyan olur. Vuslat için masivadan kurtulmak, masivadan kurtulmak için de Allah'ın yardımı gereklidir. Hüdayi Hazretleri de mevlâsından yardım talep etmektedir.
Mâsivâya bakuban kalmayalım
Tâ hevâ vü hevese dalmayalım
Zâga şâhbâz-ı dili salmayalım
Kerem et hey ulu Mevlâ kerem et
Vahdet (teklik, birlik) sûfiler için aynı zamanda bir nevi bakış açısıdır ve baktıkları her şeyin özünde vahdeti ararlar. Bu anlamda mutasavvıflara göre hakikatte yalnız bir sevgi ve bir aşk vardır. Diğer sevdalar onlar için gerçek değil yalandır. Gerçek olmayan şey ise onlara mutluluk vermez ve onların nazarında kurudur.

Ahvel olup bire iki bakmagıl
Kendini şirk âteşine yakmagıl
Gaflet ile her yanaya akmagıl
Ko sîvâyı matlab-ı a'lâyı gör
Bakma yalan dünyâya
Akma kuru sevdâya
Yalvar Ganî Mevlâ'ya
Lutf ile ihsân gelsin

Mutasavvıflarca varlığın özünü bilmek (marifet) çok önemlidir. Bunun için de sâlik en başta kendi varlığından (nefsinden) kurtulmalıdır. Derviş bu dünyadaki varlıklara kapılmak yerine Hakk'a vasıl olursa varlığın özüne ermiş olur. Böylece damlalardan vaz geçip yerine bir okyanusu tercih etmiş olur.
Varlığın eyle zâil
Ola gör Hakk'a vâsıl
Geç katreden ey gâfil
Bahr ile ummân gelsin
Masivayı gönlünden sürüp atan sûfinin kalbine mârifet ve batınî ilmiler dolar. Bunun için kalbin sâfiyâne olması şarttır. Hüdayî Hazretleri şiirlerinde buna da işaret eder.

Ta'alluk defterin dür
Mâsivâyı dilden sür
Hakk'ı anla bilegör
İlm ile irfân gelsin

Hakikate eren sûfi, geçici olanla atrık ilgilenmez. Bu durum seyr-i sülûkta belli bir mesafe kaydeden sâlikler için olgunlaşma alâmetlerindendir. Hüdayî Hazretleri de ilahisinin sonunda masivayı terk etme hususunda ilerlemişlerin artık başka sevdalara ihtiyaç duymadığını belirtir.
Koyup gayrı sevdayı
İsteyelim Mevlâ'yı
Bu yalancı dünyâyı
N'idelim şimden gerü

alıntı....

Yeni Üye Mesaj Sayısı : 27 Kayıt tarihi : 16/01/10

masivayı gönülden çıkarabilmek duasıyla ,Allah razı olsun...

"Masivadan el çekip mahlukattan ümit kes
Virdin olsun her nefes "Allah bes, baki heves"

» TASAVVUF İLMİ
» Tasavvuf Ehline Dair
» Tasavvuf ve Abdulkadir Geylani (ks)
» Bir Bilim Olarak Tasavvuf
» Tasavvuf Ehline Dair

İslamiyet ( Her Müslüman 'a Lazım Din 'i Bilgiler )

Tasavvuf edebiyatında masiva

İslamiyet ( Her Müslüman 'a Lazım Din 'i Bilgiler )

İslamiyet ( Her Müslüman 'a Lazım Din 'i Bilgiler )