Ebu Sufyan'nın Dilinden

628 yılında Persleri mağlup eden Bizans İmparatoru Herakleyus, zafer dönüşü Suriye’de bulunduğu sırada, Hz. Peygamber S.A.V. in kendisini islam’a davet eden mektubu eline geçti. Bu mektuba kızmaktan ziyade ona alaka duyan ve bilhassa bu tebliğin nasıl bir şey olduğunu öğrenmek isteyen Bizans İmparatoru bu konuda sual sorabilmek için Hz. Peygamber S.A.V. in hemşerilerinden bazılarının yanına getirilmesini emretti. O sıralarda Hz. Peygamber S.A.V. en azılı düşmanlarından Ebu Süfyan’da Mekkeli tacirlerin başında Suriye de bulunuyordu. O zaman hicretin 6. Senesiydi ve Hz. Peygamber S.A.V. le Kureyş mütareke halindeydi. Herakleyüs’ün adamları onlara rastladılar ve kendilerini İmparatorun huzuruna çıkarttılar. O zaman Herakleyüs ve adamları İlya da yani Beytü’l-makdis’deydi, yanında Rumların ileri gelenlerin bulunduğu bir sırada Herakleyüs huzuruna kabul etti. Herakleyüs ve Ebü Sufyan arasında şöyle bir konuşma geçti;
_Herakleyüs; Peygamberim diyen bu zata neseben en yakın olanınız hanginizdir..?
_Ebü Süfyan, En yakını benim,
_Herakleyüs; Arkadaşlarınla birlikte yanıma gelin yaklaşın, ben seninle konuşurken arkadaşlarında yanında bulunsun. Ben sana o Peygamber olduğunu iddia eden Zat hakkında bazı sorular soracam, arkadaşlarında doğruyu söylediğine şahitlik etsinler.
_Ebu Süfyan içinden, “Vallahi arkadaşlarım yalan söylediğimi ötede beride söylerler diye utanmasaydım Onun hakkında yalan söylerdim”
_Herakleyüs; İçinizde Onun Nesebi nasıldır?
_Ebu Süfyan; İçimizde Onun Nesebi çok büyüktür.
_Herakleyüs içinden “Peygamberlerde zaten böyle kavimlerinin soylularının içinden gönderilirler”
_Herakleyüs; Sizden bu sözü Ondan evvel söylemiş kimse varmıydı?
_Ebu Süfyan; Yoktu.
_Herakleyüs içinden “O zaman Ondan önce bu iddiada bulunmuş başka kimse olsaydı onu örnek alıyor derdim”
_Herakleyüs; Pekii Aba ve Ecdadı içinde hiç Melik olan varmıydı?_
_Ebu Süfyan; Yoktu
_Herakleyüs içinden “ Eğer ecdadından Melik olan biri olsaydı babasının mülkünü geri almaya çalışıyor diye düşünürdüm”
__Herakleyüs Peki Ona tabi olanlar halkın ileri gelenleri mi yoksa alt tabakası mı?
_Ebu Süfyan; Çoğunlukla alt tabakası.
_Herakleyüs içinden “Evet zaten başlangıçta Peygamberlere tabi olanlarda böyle kimselerdir”
_Herakleyüs; Ona tabi olanlar artıyorlar mı yoksa eksiliyorlar mı?
_Ebu Süfyan; Gün geçtikçe artıyorlar
_Herakleyüs içinden” Eğer bir din, Hak din ise tebliği tamamlayıncaya kadar, o dine tabi olanların sayısı gün geçtikçe artar.”
_Herakleyüs; Pekiiii içlerinde onun dinine girdikten sonra beğenmezlik edipte dininden dönen varmı?
_Ebu Süfyan; Hayır hiç olmadı.
_Heakleyüs içinden “Hak bir dine iman sayesinde meydana gelen inşirah kalbe girip kökleşirse böyle olur.”
_Herakleyüs; Peki bu iddiada bulunmazdan evvel Onu yalancılıkla hiç itham etmiş miydiniz?
_Hayır, Bütün Mekke’nin en emin insanı olarak bilinirdi.
_Herakleyüs içinden, “Bende bilirim ki, insanlara karşı yalan söylemeyen bir kimse Allah hakkında da yalan söylemez”
_Herakleyüs; Pekii hiç sözünde durmadığı olurmuydu_
_Ebu Süfyan; Hayır, verdiği sözü muhakkak yerine getirirdi. Ancak biz şimdi Onunla bir müddet anlaşma halindeyiz, bu müddet içerisinde ne yapacağını bilmiyoruz.
_Herakleyüs içinden “ Gerçek Peygamberlerde sözlerinden asla dönmezler.”
_Herakleyüs; Pekii, Onunla hiç savaştınız mı?
_Ebu Süfyan; Evet savaştık. Bazen O bizi mağlup eder bazen da biz onu.
_Herakleyüs; Peki size neler emrediyor?
_Emu Süfyan; Bize yalnız Allah’a ibadet ediniz, hiç bir şeyi Ona ortak koşmayınız, atalarınızın taptığı putları terk ediniz, bize namazı, doğruluğu, iffetli ve namuslu olmayı ve sılayı rahmi emrediyor.
_Bunun üzerine Herakleyüs yüksek bir sesle; “Eğer bu dediklerin doğru ise, O Zat şu ayaklarımın bastığı yerlere bile çok yakın bir zamanda hâkim olacaktır. Zaten ben bu Peygamberin zuhur edeceğini biliyordum, Fakat sizden olacağını tahmin etmezdim. Onun huzuruna varabileceğimi bilsem Kendisiyle görüşebilmek için her türlü zahmete katlanırdım. Yanında olaydım ayaklarını yıkardım.”
Sonra Herakleyüs; Dıhiye aracılığıyla, Busra Emirine gönderilen ve kendisine iletilen Hz. Peygamberin mektubunu istedi. Mektubu getiren adam onu Herakleyüse verdi o da okudu, mektup da şunlar yazılıydı..;
Bismillahirrahmanirrahim
Allah’ın kulu ve Resulü Muhammed’den, Romalıların büyüğü Herakleyüse. Hidayete tabi olanlara selam olsun. Ben seni İslam’a davet ediyorum, İslam’a gir ki selamete eresin ve Allah’da sana Ecrine iki kat versin. Eğer kabul etmezsen tebaan olan çiftçilerin günahı senin boynunadır. Ey kitap ehli sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz. Allah’tan başkasına tapmayalım Ona hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp kimimiz kimimizi İlahlaştırmasın. Eğer yüz çevirirlerse işte o zaman şahit olun ki biz Müslümanlardanız deyiniz.”
Ebü Süfyan sonrasında der ki; “ Herakleyüs diyeceğini dedikten ve mektubun okunması sona erdikten sonra, bir gürültü aldı yürüdü sesler yükseldi bunun üzerine bizi dışarı çıkardılar. Arkadaşlarıma dedim ki Muhammed’in işi iyice büyüdü Krallar dahi ona katılmaya başladı. Baksanıza Melike Herakleyüs bile ondan korkuyor. İşte o zamandan beri Onun yakında başarıya ulaşacağı inancını hiçbir zaman yitirmedim ve sonunda Allah bana hidayeti nasip etti”


Bu yazdıklarımın çoğunu nette bulamassınız. Yazılması gereken bir site var ise o da bu sitedir, benim kanaatim. Bu sitenin değerini bilelim arkadaşlar. Selamunaleyküm...


N'ola tâcum gibi başumda götürsen dâim
Kadem-i pâkini ol Hazret-i şah-ı Rüsül’ün
Gül-i gülzar-ı nübüvvet o kadem sahibidür
Ahmedâ durma yüzin sür kademine o gülün

Padişah I.Ahmet k.s