iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Müslüman ve mümin arasındaki fark

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Müslüman ve mümin arasındaki fark Empty
MesajKonu: Müslüman ve mümin arasındaki fark   Müslüman ve mümin arasındaki fark Icon_minitimeÇarş. Ekim 27, 2010 8:55 am


Ebu Yahya Suheyb b. Sinan (r.a.)'den rivayet edildiğine göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Müminin işi hayret vericidir. Zira onun her işi hayırlıdır. Bu meziyet yalnız mümine mahsustur. Zira o sevinirse şükreder. Bu ise onun için hayırdır. Başına bela gelirse sabreder. Bu da onun için hayırdır." (Müslim)



Daha önce defalarca okuduğum ve çok net anladığımı düşündüğüm bu hadis-i şerifi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] aslında çok da iyi anlamamış olduğumu fark ettim. Bunu fark etmemde en büyük etken[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İsmet Özel'in "Kırk Hadis" isimli kitabında bu hadisle ilgili okuduğum yorumu oldu. Ve hadisi yeniden inceledim. Hadisin bende oluşturduğu yeni izlenimini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] benim gibi dikkat etmeyenler (anladığını sanıp anlamayanlar) olabilir düşüncesiyle[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bazı noktalara dikkat çekerek sizlerle paylaşmak istedim. Meraklılarına İsmet Özel'in yorumunu da okumalarını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ayrıca tavsiye ederim.



Öncelikle ben[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hadisin başında geçen şaşırtıcı durumun sadece müminlere has bir özellik olduğuna daha önce dikkat etmemiştim. Oysa şimdi öğrendiğim şu ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir hadisi doğru anlayabilmek için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öncelikle hadiste geçen kavramlar üzerinde durmak gerekiyor.




Çünkü hadislerde geçen kavramlar[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gelişi güzel söylenmiş kavramlar değil. Her biri anlamayı kolaylaştıracak şekilde özenle seçilmiş ve özellikle söylenmiş sözler. Şahsım adına çoğunlukla gözden kaçırdığım noktanın bu olduğunu düşünmekteyim. Bu sebeple hadiste geçen mümin kavramını[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Müslim [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Mümin [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Muhsin" sıralamasını takip ederek idrak etmeliyiz ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hadisi daha iyi anlayabilelim. İlk olarak "müslim"den başlayalım.



"Müslim" kelimesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "esleme" kökünden gelmekte olup[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] teslim olan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] teslim olarak selamete (kurtuluşa) eren demektir. Kişi [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ın iradesine boyun eğerek yani O'na teslim olarak islama girer ve müslüman adını alır.

İslam'a girmek yada girmemek herkesin şahsi

kararıdır. Bu konuda kimse kimseye baskı yapma hakkına sahip değildir. Bize düşen sadece tebliğdir.



"Dinde zorlama yoktur. Doğruluk sapıklıktan tamamen ayrılmıştır. Kim tağutu inkar edip [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]’a iman ederse en sağlam kulpa yapışmış olur. [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] işitir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bilir.”



Teslim olmayı kabul ederek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İslama giren kişi bilmelidir ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] islamın bazı rükunları vardır. Bunlar Rasulullah (s.a.v.) 'in hadis-i şerifiyle bize öğrettiği rükunlardır. Ömer b. Hattab (r.a.) 'dan rivayet edilen hadis şöyledir:



"İslam beş şey üzerine bina edilmiştir: [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'tan başka ilâh olmadığına ve Rasulullah (s.a.v.)'in O'nun kulu ve peygamberi olduğuna şehadet etmek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] namaz kılmak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zekat vermek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kabe'yi haccetmek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ramazan orucunu tutmak."



Bunlar müslüman olmanın temel şartlarıdır. Nasıl ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir binanın temelleri sağlam olmadığı zaman yıkılma ihtimali artarsa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] müslüman olan kişi de bu temel şartlan yerine getirmediği takdirde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kişinin islam binasının yıkılma ihtimali artar.

Bu şartlar ayrıca imanın kalpte yerleşmesi açısından önemlidir. Az sonra açıklayacağımız iman ile islamın şartlan (buna amel de diyebiliriz) daima birbirinden ayrılmayan iki unsur olarak karşımıza çıkar.

İslama girmek için temel bir iman gerekir. Ancak imanın yerleşmesi için amel gerekir. Zira bir kimsenin ameli arttıkça imanı artar.



İmanı arttıkça da ameli çoğalır. Ki Rasulullah (s.a.v.)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] islama yeni giren ve "şimdi ne yapmam gerek" diye soranlara[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öncelikle islamın şartlarını saymaktadır. Yine [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]-u Tealâ ayet-i kerimede[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



"Bedeviler: "iman ettik" dediler. De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak müslüman olduk" deyin. İman henüz kalplerinize yerleşmemiştir. Eğer [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'a itaat ederseniz amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] affedicidir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] merhamet edicidir."



buyurmaktadır. Buradan da anlıyoruz ki[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İslamın şartlarını yerine getirmek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] imanın artmasına vesile oluyor ve imanın kalbe yerleşmesini sağlıyor. Yani müslim olmadan mümin olunamıyor.



Müslimlik vasfı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] müminlik vasfından önce geliyor. Ancak bu müslim (müslüman) olan her kişinin mümin olacağı anlamına gelmiyor. Mümin olabilmek ayrı bir çaba gerektiriyor. Bu sebeple mümin kimdir[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öğrenmemiz gerekiyor.



Mümin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "iman eden" demektir. İman ise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "emn" kökünden gelmekte olup[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güvenme[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] verilen bir habere kalpten inanma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] haberi getireni tasdik etme; bir şeye tereddüde düşmeksizin inanma demektir. İmanın hakikati[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "mutlak tasdik"tir.
Orjinal Link: TEVBE EDENLERİN SİTESİ [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



Hadiste geçen şaşırtıcı durumun müslümana değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mümine has olduğuna dikkat edelim. Müminin her işi hayırdır[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] müslümanın değil. Neden? Çünkü mümin kişi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gönülden iman ederek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iman ettiği tüm esasları içine sindirmiş biri olarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ın gözetimi altına giren yani emniyette olan kişidir.

Aynı zamanda emniyet veren ve emniyet duyulan kişi. İşte onun her işinin hayır olması[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu emniyet duygusundan kaynaklanmaktadır. Zira o[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kadere tereddütsüz iman etmiştir.



Hayrın da şerrin de [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'tan geldiğine şehadet etmiş ve bunu sözleriyle dile getirdiği gibi kalbiyle de hiç şüphe duymayacak şekilde tasdik etmiştir.

Böyle bir kişi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daima [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ın gözetimi altında olduğunun idrakindedir. Bu sebeple[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendisine bir nimet verildiğinde veya sevineceği bir durumla karşılaştığında şükreder.

Çünkü o[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunun [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ın vermiş olduğu bir lütuf olduğunun ve bu nimeti nasıl kullanacağı konusunda imtihan edileceğinin farkındadır. Bu yüzden asla gurur ve kibre kapılmadan şükreder. Ve bu nimeti hayır yolunda kullanmak için çabalar.



Buna en güzel örnek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Rasulullah (s.a.v.)'in Mekke'nin fethinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] devesinin üzerinde secde halinde şehre girmesidir. Gerçi Rasullulah (s.a.v.) muhsin derecesinde bir insandı.

Ama vurgulamak istediğim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sıradan bir müslüman böyle bir durumda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunun hakettiği bir başarı ve gayretinin bir sonucu olduğu düşüncesiyle kibre ve gurura kapılabilirdi.

Ve yıllar önce terketmek zorunda bırakıldığı bir şehri fethetmenin gururuyla[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendisine kötülük edenlerden intikam alma yoluna gidebilirdi. Oysa Rasulullah (s.a.v.)'in kendisine kötülük eden o insanlara[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nasıl davrandığını biliyoruz.

İşte bu davranışlar ancak olgun bir müminin ve dahi muhsinin gösterebileceği davranışlardır. Çünkü henüz belli olgunluğa erememiş bir müslüman[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] böyle bir başarı elde ettiğinde yada kendisine bir nimet verildiğinde bunu tamamen kendi çabasıyla elde ettiğini ve zaten hakettiği bir başarı olduğunu düşünerek kibre kapılıp[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şımarabilir.

Nitekim kendisine zenginlik verilen bir çok kimsenin "ben çalıştım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kazandım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] neden başkalarına verecekmişim" diyerek zekatı dahi vermeye çekindiklerini biliyoruz.



Yine bir müslüman sıkıntıya düştüğünde yada başına bir felaket geldiğinde "neden bütün dertler beni buluyor[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunu hak edecek ne yaptım[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] benim rahat içinde olan Ayşe'den Ahmet'ten ne eksiğim var" gibi düşünce ve sözlerle isyana düşebilir.



Oysa mümin bir kişinin böyle sıkıntılı durumlarda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] isyan sözcükleri ağzından çıkmadığı gibi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalbinden de böyle düşünceler geçmez. Zira o[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bunun da bir imtihan olduğunun farkındadır.

Her sıkıntıyla beraber bir ferahlık olduğunun ve her şerde bir hayır olduğunun idrakindedir. Ona düşen sabretmektir.



Şikayet etmeyip sabrederek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sıkıntılı durumu kendisi için hayra dönüştürmeyi başaran kişidir mümin.

İşte müminin bu durumu şaşılacak bir şeydir. Çünkü o her durumda kazanır. Ve mümin olmayan kişinin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu anlaması gerçekten zordur.



Zira sadece müminin her işi hayırdır. Başkasının değil. Müslümanın da bu hayra erişebilmesi için[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mümin olma yolunda çabalaması gerekir; müminin de muhsin olma yolunda. Birbirini takip eden bu zincirin en son halkası olan “Muhsin” kavramına da kısaca değinelim.



Muhsin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "ihsan duygusu altında olan” demektir. İhsan ise "hasene" kökünden gelmekte olup[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "iyilik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] güzellik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] uygun ve güzel olanı en güzel ve kusursuz bir şekilde yapmak" demektir. Cibril hadisi olarak bilinen hadis-i şerifte Rasulullah (s.a.v.)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



"ihsan nedir?" sorusuna[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "İhsan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ı görüyormuşçasına O'na kulluk etmendir. Zira sen O'nu görmesen de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] O seni mutlak surette görür."



buyurmuştur. Buradaki "[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ı görüyormuşçasına" ifadesinin "[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ın bizatihi görülmesinin değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ın sıfatlarını idrak ederek kulluk etmenin istenildiği anlatılmaktadır" denmiştir. İhsan ahlâkının iki yönü vardır:



1- Başkasına iyilik etmek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] nimet kazandırmak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yardımcı olmak ve bütün bunları güzellikle yapmak.



2- Amelde ihsan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yani bir şeyi güzel bir bilgi ile bilmek (mesela [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ı) veya bir şeyi güzel bir amelle yapmak.



İhsanda[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha fazlasını vermek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha güzeli ile karşılık vermek anlayışı vardır. İhsan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] müminin yalnız ibadetle ilgili meselelerde yükümlü olduğu bir sorumluluk değil[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bütün söz ve işlerindeki değişmez tavrıdır. Rasulullah (s.a.v) [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



"[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her şeyde ihsan ile davranılmasını kullarının üzerine gerekli kılmıştır. Bundan dolayı öldürdüğünüzde güzel davranın[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hayvanların kesiminde güzel davranın"



buyurmuştur. Yapılan iyiliklerin hasbî ve [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] rızası için olmasının gerekliliğine de işaret eden Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:



"İnsanlar bize iyi davranırsa onlara iyilik yaparız[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şayet köyü davranırlarsa onlara kötülük yaparız diyen şahsiyetsizlerden olmayın. Kendinizi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanlar iyi davranırsa onlara iyilikle mukabele etmeye[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şayet kötülük yaparlarsa onlara yine iyilikle karşılık vermeye alıştırın."



Muhsin kişi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daima [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ın gözetimi altında olduğunun bilincinde olarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yaptığı her işi ihsan üzere yani en güzel şekilde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ibadetin amacına ve hikmetine uygun şekilde yapar. İhsan olması için ihlas gerekir. Rasulullah (s.a.v.)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



"İnsanlara güzellikle davranan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'a kulluk yaparken kulluğun gereği olan; kulluk yapılan zatı iyi tanımanın gereklerini yerine getiren muhsinlerin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]'ın rahmetine çok yakın olduğunu"

bildirmiştir.



İşte müslümanın hedefi bu olmalıdır. Müslüman olmak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] islam binasına girmek; muhsin olmak ise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu binanın en üst katma yerleşmektir. Rasulullah (s.a.v.)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



“İki günü birbirine denk olan ziyandadır.”

buyurmaktadır. Yani kişi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “müslüman oldum[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tamam” dememelidir. Sürekli ilim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] irfan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kişilik ve ahlaki özelliklerini geliştirmek[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatalarını görerek düzeltmek yolunda çalışmalıdır. Zira[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ancak çalışanlar kazanacaklardır.



Biz de yine onun bir duasıyla bitirelim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

“Rabbimiz! İlmimizi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tevfik ve hidayetimizi fazlalaştır.” (Amin…)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Müslüman ve mümin arasındaki fark
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Müslüman Kalmak Müslüman Ölmek
» Büyü, Keramet ve Mucize Arasındaki Fark
» KALPLE NEFİS ARASINDAKİ İNCE FARK
» mümin kimdir.....................
» mümin müslüman

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

İslamiyet ( Her Müslüman 'a Lazım Din 'i Bilgiler )

 :: İslamiyet Genel
-
Buraya geçin: