iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Masonluk Kabala ve Büyü

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

Masonluk Kabala ve Büyü Empty
MesajKonu: Masonluk Kabala ve Büyü   Masonluk Kabala ve Büyü Icon_minitimeÇarş. Eyl. 29, 2010 7:32 pm

Kabala, ne zaman doğmuş ve nasıl gelişmiştir?
Bu batıl öğretinin putperest kökeni gizlenerek hedeflenen nedir?
Tarihçiler tarafından "Yahudiliğin damarlarına giren ve onu tamamen ele geçiren gizli bir zehir" olarak tanımlanan Kabala, tüm sapkın ilkelerine rağmen bazı çevreler tarafından neden desteklenmektedir?


Masonluğun Kabala ile nasıl bir bağlantısı vardır?

Kabala, kelime anlamıyla "sözlü gelenek" demektir. Ansiklopedilerde veya sözlüklerde, Yahudi dininin mistik, batıni bir kolu olarak tarif edilir. Bu tanıma göre, Kabala, Tevrat'ın ve diğer Yahudi dini kaynaklarının gizli manalarını araştıran bir öğretidir. Ancak konuyu biraz daha yakından incelediğimizde, karşımıza daha farklı gerçekler çıkmaktadır. Bu gerçeklerin bizi ulaştırdığı sonuç, Kabala'nın, Yahudiliğin temeli olan Tevrat'tan da önce var olan, Tevrat'ın vahyedilmesinden sonra da Yahudiliğin içine nüfuz eden "pagan" (putperest) bir öğreti olduğudur.

Kabala hakkındaki bu ilginç gerçeği, Türk masonlarından Murat Özgen Ayfer, “Masonluk Nedir ve Nasıldır?” adlı kitabında şöyle anlatır:

"Kabala, özellikle Yahudi dini ile bağlantılı olmak üzere, metafizik nitelikli, kendine özgü bir ezoterik sistemi olan bir gizemci felsefenin genel adıdır. Yahudi gizemciliği olarak benimsenmekle birlikte, içerdiği öğelerden birçoğu, aslında Tevrat'ın ortaya çıkışından çok daha eski bir tarihte oluşturulmuş bulunduğunu göstermektedir."

Kabala'nın Yahudilikten daha eski olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Yahudi tarihçi Theodore Reinach, Kabala'yı "Yahudiliğin damarlarına giren ve onu tamamen ele geçiren gizli bir zehir" olarak tarif eder. Salomon Reinach ise Kabala'yı "insan zihninin en kötü sapmalarından biri" olarak tanımlamaktadır.

Kabala'nın "insan zihninin en kötü sapmalarından biri" olarak görülmesinin nedeni, bu öğretinin büyük ölçüde "büyü" ile ilgili olmasıdır. Kabala, binlerce yıldır hemen her türlü büyü ritüelinin temel taşlarından birini oluşturmuştur. Kabala ile uğraşan hahamların büyü gücüne sahip olduğuna inanılmıştır. Yahudi olmayan pek çok insan da Kabala'nın gizeminden etkilenmiş, bu öğretiyi kullanarak büyü ile uğraşmıştır. Ortaçağ'ın sonlarında Avrupa'yı saran, özellikle simyacılar tarafından benimsenen batıni çalışmaların kökeninde de Kabala'nın büyük rolü vardır.

Masonluğun Kabala ile Bağlantısı Var mıdır?

Mason örgütü Kabala ile çok yakından ilgili olan bir gruptur. Masonluk Kabala'daki sembollerin birçoğunu aynen almıştır. Bunların içinde en önemlisi Sefirot denilen şifresel grafiktir. Kabalist felsefenin şematik özeti olan bu çizim, hem mason hem de kara büyü kaynaklarında geçer. Sefirot ayrıca mason localarındaki oturuş şeklini de belirler. Masonların loca dizilişi, bu modele göre uygulanmaktadır.

Masonluk Kabala ve Büyü 119163994_1000fc94e7

İşte garip olan taraf, tam da bu noktadadır: Yahudilik, Tevrat'ın Hz. Musa'ya vahyedilmesi ile doğmuş İlahi bir dindir. Ama bu dinin içinde, İlahi vahyin kesin olarak yasakladığı büyücülüğü benimseyen Kabala adlı bir öğreti bulunmaktadır. Bu durum, Kabala'nın aslında Yahudiliğe dışarıdan ve sonradan giren bir unsur olduğunu göstermektedir.

Peki bu unsurun kaynağı nedir?

Yahudi tarihçi Fabre d'Olivet, bu soruya "Eski Mısır" cevabını verir. Fabre d'Olivet'e göre, Kabala'nın kökeni Eski Mısır'a uzanmaktadır. Kabala, İsrailoğulları'nın bazı liderlerinin Eski Mısır'dan öğrendikleri, sonra da nesilden nesile aktardıkları sözlü bir gelenektir.

Bu nedenle, Kabala ve masonluk ilişkisinin kökenini bulmak için, Eski Mısır'a bakmak gerekmektedir.

Kabalacılığın Eski Mısır'daki Kökleri

Ayetlerde bildirildiği gibi, Mısır'da iki önemli güç odağı bulunmaktadır: Firavun ve onunla birlikte söz sahibi olan yönetici kadro. Bu kadro, çoğu zaman Firavun üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Firavun onlara danışır ve zaman zaman onların telkinlerine göre hareket ederdi. Aşağıdaki ayetler, bu yönetici kadronun Firavun üzerindeki etkisine işaret etmektedir:

"Böylelikle (Musa) asasını fırlatınca, anında apaçık bir ejderha oluverdi. (Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi). Firavun kavminin önde gelenleri dediler ki: "Bu gerçekten bilgin bir büyücüdür." "Sizi topraklarınızdan sürüp-çıkarmak istiyor. Bu durumda ne buyuruyorsunuz?" Dediler ki: "Onu ve kardeşini şimdilik bekletiver, şehirlere de toplayıcılar yolla." (Araf Suresi, 107–111)

Dikkat edilirse, ayetlerde, Firavun'u yönlendiren, onu Hz. Musa'ya karşı kışkırtan ve yöntemler gösteren bir kadro olduğu haber verilmektedir. Mısır tarihinin kayıtlarına baktığımızda, bu "kadro"nun iki temel unsuru olduğu görülür: Ordu ve rahipler.

Konuyu tarihsel kayıtların eşliğinde incelediğimizde, İsrailoğulları'nı etkileyen putperest kültürün, uzun devirler içinde yaşadıkları Eski Mısır inanışı olduğunu görürüz. Bizi bu sonuca götüren önemli bir gösterge, Hz. Musa Tur Dağı'nda iken İsrailoğulları'nın saparak tapındıkları "böğüren buzağı heykeli"nin, aslında Mısır'daki Hathor ve Aphis adlı putların bir taklidi oluşudur.

Kabalacılığın Yahudiliğe Girişi Nasıl Olmuştur?

Mısır'ın putperest dininin İsrailoğulları üzerindeki etkisi pek çok değişik aşamada ortaya çıkmıştır. İçlerindeki peygamberden kısa bir süreliğine ayrıldıklarında hemen putperestliğe, buzağı heykeline tapınmaları bu sapkın inanca eğilim gösterdiklerini açıkça ortaya koyar. Hz. Musa'ya karşı söyledikleri bildirilen, "Ey Musa, biz Allah'ı apaçık görünceye kadar sana inanmayız." (Bakara Suresi, 55) "Ey Musa, onların ilahları gibi, sen de bize bir ilah yap." (Araf Suresi, 138–139) şeklindeki sapkın sözleri de, "gözle görülen", yani maddi varlıklara (putlara) tapmak istediklerini göstermektedir.

Masonluk Kabala ve Büyü 2694276306_e299c603ff

Eski Mısır'ın materyalist, büyüye dayalı batıni öğretilerini devralan Yahudiler, Tevrat'ın bu konudaki yasaklamalarını tamamen göz ardı ederek, diğer putperest kavimlerin büyü ritüellerini de benimsemişler ve böylece Kabala, Yahudiliğin içinde ama Tevrat'a muhalif bir mistik öğreti olarak gelişmiştir. İngiliz yazar Nesta H. Webster "Ancient Secret Tradition" (Antik Gizli Gelenek) adlı makalesinde, bu konuyu şöyle açıklar:

"Büyücülük, bildiğimiz kadarıyla, Filistin'in İsrailoğulları tarafından işgal edilmesinden önce, Kenanlılar tarafından uygulanıyordu. Mısır, Hindistan ve Yunanistan da kendi kahinlerine ve büyücülerine sahipti. Tevrat'ta büyücülük aleyhinde yapılmış lanetlemelere karşı, Yahudiler, bu uyarıları göz ardı ederek, bu öğretiye kendilerini bulaştırdılar ve sahip oldukları kutsal geleneği, diğer ırklardan aldıkları büyüsel düşüncelerle karıştırdılar. Dolayısıyla, Kabala karşıtlarının, Kabala'nın saf bir Yahudi kökenden gelmediği şeklindeki itirazlarının haklı temeli vardır." (Ancient Secret Tradition, Secret Societies And Subversive Movements, Nesta Webster, Boswell Publishing Co., Ltd., London, 1924)

Büyünün Kabaladaki Önemi

Kabala, Yahudilik dışı bir kaynaktan, Eski Mısır'ın ve Mezopotamya'nın bazı putperest toplumlarının pagan öğretilerinden kaynak bulmaktadır. Bu öğretilerin temel bir unsuru olan "büyü", bu nedenle Kabala'nın da önemli bir parçasıdır.

Kabalist öğreti, evrendeki metafizik dengeler, şeytani güçler ve bilinçaltı dünyasıyla yakından ilgilenir ve bunları büyü yöntemleri ile etkilemeyi amaçlar. Ünlü Yahudi araştırmacı Shimon Halevi, Kabala, Tradition of Hidden Knowledge (Kabala ve Gizli Sırlar Geleneği) adlı kitabında Kabala'yı şöyle tanımlamaktadır:

"Pratikte Kabala, kötülüklerle ilgilenmenin yolu ve semboller yoluyla psikolojik dünya üzerinde güç kazanmanın tehlikeli bir sanatı ve büyüye dayalı bir formudur." (Warren Kenton, Zevben Shimon Halevi Kabbalah : Tradition of Hidden Knowledge (Art and Imagination), Paperback, 1980.)

Kabala'yı tanıtan en tanınmış kitaplardan biri Die Kabala’da (Von Papus), Kabala-büyü ilişkisi şöyle vurgulanır:

"Kabala'nın teorisi, büyünün genel teorisine bağlanır." (Von Julius Nestler, Papus. Gerard Encausse, Die Kabbala, Einführung in die jüdische Geheimlehre, Fourier, 1975.)

Görüldüğü gibi Kabala, büyüyü temel alan sapkın bir öğreti olarak gelişmiştir. Tevrat'a rağmen, büyü başta olmak üzere tüm sapkın inançlarıyla Yahudiliğin içine sızan Kabala, bir zaman sonra Tevrat'ı tahrif ederek kendi öğretisini onun içine yerleştirmeye başlamıştır.

En önemlisi de Kabalacılar bu sapkın inanç ve eylemleriyle, büyüyü kullanarak, kötülüğü sistemli bir biçimde dünya çapında uygulamışlardır. Bu yüzden de bir nevi şeytanın temsilciliğini yapan Kabalistik anlayış, insanlık için tehlikeli olmaya devam etmektedir.

İnsanlık Tarihinde Meydana Gelen Her Olay Allah Katında Yazılıdır...
Ortaçağ'daki diaspora döneminde daha da güçlenen Kabalacıların, gizli bilimleri yani büyücülüğü kullanarak sözde Yahudi ulusunun geleceğini yönlendirmeye ve kötülüğü organize etmeye çalışmaları aslında boş birer çabadan ibarettir. Çünkü Kabalistler tarih boyunca büyü yoluyla kötülüğü organize etmeye ve din ahlakının yayılmasını engellemeye çalışsalar da, sonuç olarak Allah'ın kaderde yarattıklarının dışında hiçbir olayın yaşanması mümkün değildir. İnsanlık tarihinde meydana gelen her olay, daha o olay meydana gelmeden önce Allah Katında bulunan Levh-i Mahfuz'da yazılıdır. Yüce Rabbimiz, bu gerçeği Kuran'da şöyle bildirmiştir:

"Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır." (Hadid Suresi, 22)

Bu noktada belirtmek gerekir ki; yüzlerce yıldır olduğu gibi günümüzde de, yapılan telkinlerle putperest kökeni gizlenen bu karanlık öğreti, kendine taraftar bulabilmektedir. Kabala öğretisinin taraftarı olmuş kişilerin birçoğu, bu öğretiyi gerçek mahiyetini bilmeden savunmaktadırlar.

Ancak Kuran ahlakının dünya üzerinde hakim olacağı ahir zamanda zuhur edecek iki kutlu şahıs olan Hz. Mehdi ve Hz. İsa'nın vesilesiyle; dünya üzerindeki tüm bu sapkın felsefe ve öğretiler gibi Kabala da ortadan kalkacaktır. Böylece yanlış ve eksik bilgilendirilen kişiler, yeryüzündeki tek Hak din olan İslam'la tanışacak ve Allah'ın izniyle İslam'ın nuru tüm insanları aydınlatacaktır. Yüce Rabbimiz bu gerçeği Kuran'da şöyle bildirmiştir:

"Allah, yazmıştır: "Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır." (Mücadele Suresi, 21)

Yahudiliğin önemli sembollerinden olan altı köşeli yıldız gerek Kabala'nın gerekse Kabala kaynaklı büyücülüğün en temel sembollerindendir.

Masonlukta şeytan olumlu özellikler atfedilir, şeytan karanlığı aydınlatan bir güç olarak tasvir edilir: “Şeytanın feneri ulaşacağın yerdeki karanlığı aydınlatır.” (Mason Dergisi, s.29, s.23)

Masonluk, Kabala ve Büyü

Kabala'yı felsefelerinin temeli edinen masonlar, elbette büyü ile de ilgilenmektedirler. Ancak çok üst dereceli masonların bildiği ve katıldığı büyü ayinlerinin masonluktaki önemi bir kaynakta şöyle aktarılmıştır:

"Masonluğun geniş manadaki büyücülükle bir yakınlığı vardır." (Tarihte ve Günümüzde Masonluk, Paul Naudon, sf.186)

Çırak, Kalfa, Usta isimli mason yayınında, masonik yemin töreni şöyle anlatılır:

"Tören üç kısımdan oluşur: Yakarma, söz verme, lanetleme. Yakarma: Masonik ilahlara ve şeytani kuvvetlere, yemin garantisi olarak çağırıda bulunulur. Söz verme: şeytana verilen yeminin konusudur. Lanetleme: yeminin tutulmaması halinde uygulanacak ölüm cezasıdır." (Çırak, Kalfa, Usta, sf.40)

Masonik kaynaklarda anlatıldığına göre, masonlukta 33. dereceye gelecek kişide aranılan en önemli özelliklerden biri, medyumluğa olan yatkınlığıdır. 7 yılda bir, 7. ayın 7. gününde 7 büyük locadan 7 medyum üstadın katılımıyla toplantılar yapılır.

Masonluğun bilinen sembollerinin haricinde, sadece büyü törenlerine özgü tütsü, cam küre gibi malzemeler toplantının dekorunda yer alır. Masanın üzerine bir keçi kafatası konur. 7 kollu şamdanın 7 mumu yakıldıktan sonra seans başlar. Kabala'daki sözde büyülü kelimeler dakikalarca tekrarlanır. Tören sırasında kimse konuşmaz, birbirine bakmaz dikkat dağıtacak en ufak bir hareket yapılmaz.

Bu ayinler masonların dış dünyadan en çok gizlemeye çalıştıkları sırlarından birisidir. Düşük dereceli masonlardan hiçbirisinin bu ayinlerden haberi olmaz. Şeytana tapınma ayinlerinin bir masona açıklanması için, masonların deyimiyle masonik ilkelerle, iyice yoğrulmuş olması gerekir. Ancak (sözde) yeterli "olgunluğa" geldiğinde kendisine bu sır verilir.

Kuran’da Hz. Musa’nın Firavun’un emrinde çalışan büyücülerle olan mücadelesi, bozguncular ve sapkın Kabalistler için bir ibrettir. Yüce Rabbimiz Kuran’da, Hz. Musa’nın büyücülükle uğraşanları şöyle uyardığını bildirmiştir: "Onlardan atınca, Musa dedi ki: ‘Sizlerin (ortaya) getirdiğiniz büyüdür. Doğrusu Allah onu geçersiz kılacaktır. Şüphesiz Allah, bozgunculuk çıkaranların işini düzeltmez." (Yunus Suresi, 81)

ALINTIDIR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

Masonluk Kabala ve Büyü Empty
MesajKonu: Geri: Masonluk Kabala ve Büyü   Masonluk Kabala ve Büyü Icon_minitimePerş. Eyl. 30, 2010 9:07 pm

güncel
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
zeyl
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 27/11/10

Masonluk Kabala ve Büyü Empty
MesajKonu: Geri: Masonluk Kabala ve Büyü   Masonluk Kabala ve Büyü Icon_minitimeC.tesi Kas. 27, 2010 5:09 am

KABBALLAH
1. Kabala ‘nın tanımı.
2. Kabala’nın Tarihi.
• Yahudi tarihi ve değişik Yahudi guruplarıyla ilgili kısa bilgiler
• Tevrat
3. Kabala ‘nın ana hatları ve bazı yorumları.
4. Kabala’dan türeyen değişik akımlar
• Sabetaycılık
• Hasidizm
5. Hermetik Kabala
Tanımı:
Kabala, Yahudilerin kutsal kitabı Tevratın herkes tarafından bilinen açık anlamından başka, ezoterik anlamı bulunduğu, sembollere gizlenen bu anlamın öğrenilmesi ve yorumlanması geleneği olarak tanımlanabilir.
Kabala kelimesi, kimilerine göre İbranice Kibbel kökünden türetilen ‘’gelenekle kabul edilmiş şey’’ , kimilerine göre ise gene İbranice KBLH harflerinden oluşmuş, ‘’vahiy olarak almak, kabul etmek’’ kimilerine göre de ‘’sözel gelenek’’ anlamındadır.

Kabala ezoterik bir anlayış olduğundan dolayı hayata ve yaradılışa dair, çok çeşitli boyutlarda ve konularda yorumlar içerir. Amaç, yaradılışın sırlarına vakıf olmak, bireyin kendini arındırıp, geliştirerek mükemmele ulaşmasıdır. Yani mükemmel insan olmak ve bu suretle Tanrıya yakın olmaktır. Araç ya da kaynak ise Tevrattır.

Burada Kabala nın tarihine geçmeden önce Tevrat ve Yahudilerle ilgili bazı kısa bilgiler iletmek istiyorum. Yahudi kime denir? Yahudi sözcüğü, en büyük İsrail kabilesi olan ‘’Yahuda kabilesinden olan’’ demektir. Yahudiler daha sonraları Musa dininden olan anlamına gelen Museviler olarak anılacaklardır. Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat bu dinin kurucusu olarak, Tanrının buyruklarını kabilesine ileten ilk peygamber olduğu iddiasıyla İbrahim’i gösterir. Evrenin ve insanın yaradılışını anlattıktan sonra insanların nasıl tek soydan çeşitli soylara ve tek dilden, çeşitli dillere geçtiğini açıklar ve insan soyunu Adem’den başlatarak Musa’ya kadar getirir. İbrahim, İshak, Yakup, Yusuf ve Musa peygamberler hepsi Nuh’un üç oğlundan Sam ‘ın soyundandır ki bunlara bilindiği gibi Samiler adı verilir. Musa, Tanrı Yahve’den 10 emri almış ve esaretten kurtardığı ırkı, Musa’nın dininden anlamına gelen Museviler olarak anılmaya başlanmıştır.
Tevrat denince akla, ilk beş kitap ; Tekvin, Çıkış , Levililer, Sayılar ve Tesniye gelir. Musa’dan sonra gelen kitaplarla Musevilerin Tanakh adını verdikleri Eski Ahit meydana gelir. Eski Ahit, Tevrat’ın yazılı kurallarını içerir. Tevrat’ın bir de gelenek haline gelmiş Hahamların yorumlarını içeren sözel kuralları vardır ki İS 200 - 500 de Talmud adı altında toplanarak kağıda dökülmüştür. Yani Tevrat denince aslında Eski Ahit ve Talmud birlikte düşünülmelidir.
Tevratın ezoretik yorumlarını içeren Kabala yani gelenek, bazı Kabalistlere göre ilk Yahudi olarak kabul edilen İbrahim Peygamber’e kadar gider. Tanrı Yahve, İbrahim’e yaradılışı 10 sefirot ( Tanrı nın açılımları) ve 22 harften (İbrani alfabesi) oluşan toplam 32 yol halinde anlatır ve gelenek böylece başlar. Kabala bilgileri herkese verilmez, ancak inisiye olanlara verilir.

Kabala geleneğinin ilk olarak yazıya geçirilmesi 1.yy Filistin’ine kadar gitmektedir. 1 yy da Kudüs’te başlıca 3 Yahudi gurubu bulunmaktadır. Saddusiler, Farisiler ve Esseniler. Saddusiler, katı kurallara sahip bürokratik yönetici kesimdir. Yönetim açısından Yahudi ilkelerinden çok Roma ilkelerini , kültürel açıdan da Yunan ekinini benimsemektedirler. Yazılı Tevrata katı bir şekilde bağlıydılar. Talmud’u kabul etmiyorlardı. Farisiler; Hem Eski Ahit’e hem de Talmud’a bir bütün olarak inanıyorlardı. Bugünkü ortodoks Yahudiliğin temelini oluşturmuşlardır. Kudüs’te bulunan 3. grup Eseniler ise ruhun ölümsüzlüğüne inanan, kendilerine has yaşam tarzları olan kapalı bir guruptu. Saddusi ve Farisilerden farkları, Eseniliğin doğuştan değil ancak bireyin inisiye olmasıyla elde edilebilmesiydi. En önemli inisiyelerden biri de İsa peygamberdir. Esenilik Kabala’nın en çok kabul gördüğü sect’ tir.
(Bu arada bugünkü ortodoks yahudiler dediğimiz zaman, daha çok Sefarad ve Eşkenaz Yahudileri akla gelmektedir. Sefardik İbrani dilinde İspanya demektir.Ve Sefardim ( İspanyol ve Portekiz Yahudisi) ve Mizrahim (doğu) ( Kuzey Afrika ve Ortadoğu Yahudileri) olmak üzere iki gurupta toplanırlar. ( Ladino konuşurlar) Eşkenaz İbranice Almanya demektir. Almanya, Fransa, Doğu Avrupa Yahudileriyle Amrika’da bulunan Yahudilerin çoğu Eşkenazdır. (Yiddiş konuşurlar.)
Bir çok haham Kabala Felsefesinin 12.yy da Fransa Provence’ında yaşamış olan Kör İsak ‘la başladığını kabul eder. Kabala bilgisi içeren üç ana kitap bulunmaktadır. Bunlar, Sefer Yezirah (Yaratmanın Kitabı), Sefer Zohar (İhtişamın Kitabı) ve Sefer Bahir ( Işığın Kitabı) dır. Yezirah 1. yy da, Zohar 13.yy da, Bahir ise 12.yy da yazıya geçirilmiştir.
Sefer yazı demektir. Tanrının yazısından evrende var olanların tümünü anlamak gerekir. Tanrının düşüncesi bu var olanların anlamıdır. Kabala bilgisinin ilk yazılı metni olduğu kabul edilen Sefer Yezirah ( Ing.Book of formation, Tr. Oluşumun Kitabı) yaradılışın hikayesini Sefirot la anlatır. Yaşam Ağacı da denilen Sefirot 10 sefira dan meydana gelmiştir. Sefirot , üç sütun halinde, alt alta sıralanmış sol ve sağda üçer, ortada ise dört sefira olacak şekilde konuşlanmıştır.
Hepsi birbirleriyle bağlantılıdır. Bu bağlantı İbrani alfabesinin 22 harfi ile gerçekleştirilmiştir. Kabala felsefesinde harflerin özel bir önemi vardır. Harfler ve sayılar birer sembol olarak kullanılır ve bu yolla varlık birliği yani Tanrının birliği (Vahdeti Vücut) anlatılmaya çalışılır.
Sefer Yezirah der ki: Sefirot on’dur. Dokuz değil; on’dur on bir değil; Akıl ve Hikmetini onları anlamakta yoğunlaştır; inceleme ve araştırmalarını, irfan ve vicdanını onlara ada; var olan herşeyde Sefirot’u temel bil; Tanrıyı onlarla kavramaya çalış. Aslında bu sefirot, mükemmel insanın tasarımı olup insanın kendini tanımasıyla varacağı noktayı tarif etmektedir.
Kabalada aşkın tanrı ( fizik ötesi) AYN diye adlandırılır. İbranice’de Ayn ‘’hiç birşey’’ ‘’yokluk’’tur. Tanrı için kullanıldığında ise ‘’Varoluşun ötesinde’’ anlamındadır. AYN SOF içkin tanrıdır, ‘’ sonu olmayan’’ olarak ifade edilir. Zaman ve mekanla sınırlanamaz. AYN SOF; ‘’olan’’ ve ‘’olmayan’’ın toplamıdır. ‘’Mutlak Herşey’’dir. ‘’Tanrı Tanrıdır, Tanrıyla kıyaslanabilecek ne vardır?’’ İfadesi Kabalistlerin Tanrıyı bu dünyanın dışında tuttuğu anlaşılmaktadır.
Sefer Bahir’de ise şu sorular sorulur?
• Eğer Dünya’yı Tanrı yarattıysa, yani bir tarfta Tanrı diğer tarafta Dünya varsa, Tanrı olmazsa Dünya ne olur?
• Eğer Dünya Tanrı’nın bizzat kendisiyse, o zaman neden mükemmel değil?
Saf ve mükemmel valıkla, saf ve mükemmel olmayan Dünya arasındaki ilişkiyi Kabala da aramış deiğişik şekillerde ifade etmiştir.
Mükemmel insanın tasarımı ya da yaradılışın hikayesi diyebileceğimiz Hayat Ağacı yani Sefirot daha önce de söylediğim gibi 3 sütundan oluşur. Bu sütunların çok çeşitli ifadeleri mevcuttur. Sağdaki sütun Merhamet ( Etkin Kuvvet, Genişleme, Yayılma) soldaki sütun Adalet ( Şiddet, Pasif form, Sınırlama) ortadaki sütun ise İrade ( Denge, Rahmet, Erdem) dir.
Sefiralar arasındaki ilişki üç ilke ile yönetilir. Merhamet sütununa yani sağa doğru genişleme ve Adalet sütununa yani sola doğru sınırlama şeklindedir. İrade ise tüm bu hareketi dengede tutan unsurdur. Diğer bir deyişle İlk sefira Keter ( Crown ) dir. Keter taç anlamındadır. Güç, bilgelik, Adalet gibi bir kralın sahip olması gereken özellikler keter ile sembolize edilir. En üst ve ortada olmasıyla bütünselliğini gösterir. Ruhsal olarak Tanrıyla birleşmeyi temsil eder.
Denge sütunundan sağa doğru genişleyen Merhamet, kuvvet ve yayılmanın etkisinde olan olan Hikmet ( Wisdom) sefirası, tanrının eril kısmının ifadesidir. İnsan düşüncesinde etkin içsel zekadır. İnsanlar tarafından dehanın, ilham ve içedoğuş ve irfanın simgesidir.

Üçüncü sefira olan Binah ( intuition, understanding) adalet sütununda yer alır. En yüksek dişil yayılmadır. Anlayıştaki adalet biçim ve kasılmayla dengelenir. Aklı ve geleneği simgeler.
Binah daha sonra orta sütun olan Denge sütununa dokunur. Bu nokta Yaşam Ağacının en önemli noktasıdır. Bu nokta Mutlağın girebileceği ve doğrudan varoluşa karışacağı yerdir. Bu nokta Tanrıdan gelen bilgiyi temsil eder.
Etkin veya içsel duygunun sıfatı Hesed ( mercy) yani marhamettir, bazen sevgi olarak adlandırılır. Edilgin veya dışsal duygunun sıfatı ise Gevurah ( strength) dır. Disiplin, adalet, ayırma gibi eylemlerimizde açığa çıkar.
Buradan sonraki sefira Tiferet, yani güzelliktir. Denge sütununda en ortada yer alan Tiferet Adalet ve merhametin bütün sefiralarıyla doğrudan ilgilidir. İnsan psikolojisinde Tiferet’in yeri bireyselliğin özü olan ego dur. (Külli Nefs) Merhamet ve Adaletin bilinç dışı akışını ayarlayan ‘’Bekçi’’dir. Arınmış bir kişinin ulaşabileceği en üst noktadır. Tiferet, direkt olarak mesih kavramıyla ilintilidir. Bu noktaya ulaşmış kişi mesih seviyesine erişmiş, yani Tanrı ile ilişkiyi tam olarak kavrayabilecek hale gelmiş demektir.
Bir sonraki sefira etkin ve genişleyen yan Nezah, sınırlayıcı sefira da Hod adını alır. Nezah insan açısından içgüsel eğilimleri, Hod ise bilinçli ve kontrollü psiko-biyolojik süreçleri gösterir.
Denge sütununda bu iki sefiradan sonra Yesod yani temel bulunur. Yesod bilinçaltıyla ilgilidir ve kişiliğimizin temelini oluşturur.
En alttaki sefira Malkut yani krallıktır. En üstteki Taç sefirasını tamamlar niteliktedir. Fiziksel dünyayı ve ölümü simgeler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
zeyl
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 27/11/10

Masonluk Kabala ve Büyü Empty
MesajKonu: Geri: Masonluk Kabala ve Büyü   Masonluk Kabala ve Büyü Icon_minitimeC.tesi Kas. 27, 2010 5:12 am

Farklı Kabalist yaklaşımlar:
1. Abraham Abulafia (1240 – 1295) Sadece sessiz harflerden oluşan İbrani Alfabesinin Tanrısal doğasına inanmaktaydı. Kabala’nın en önemli öğretilerinden biri, Harflerin yerinin değiştirilmesiyle elde edilen yeni kelimelerin manalarını ve aralarındaki ilişkileri irdelenmesidir. Esrime (kendinden geçme hali) ulaşmak için saatlerce soyut harf kombinasyonları yapılır. Ve esrim haline ulaşıldığı anda söylenen sözlerin de özel bir anlamı ve önemi olduğuna inanılır. İbrani alfabesinde her harfin rakamsal bir değeri vardır. Dolayısıyla, sözcüklerin de sayısal bir değeri mevcuttur. Aynı sayısal değere sahip kelimeleri bularak kelimelerin ifade ettiği nesnelerle fikirler arasında bağlantılar araştırılarak çeşitli yorumlar yapılır. Bütün bunların temeli Tevratı okuma tekniğinden doğar. Kabala’da Tevratı okumanın 3 temel tekniği mevcuttur. Themuria, Gematria ve Notaria. Themuria; sözcükleri oluşturan harflerin yerleri değiştirilerek yeni sözcükler elde etme ve bunları tefekkür etme tekniği, Gematria; sözcükleri oluşturan harflerin değerinin hesaplanması tekniği; Notaria; bir metnin şifrelenmesinde ve kodlanmasında kullanılan akrostiş tekniğidir. Tüm bu teknikler sayesinde elde edilen yeni sözcük ve anlamların tefekkürü Kabala’nın çalışma alanına girmektedir.
2. Kabalanın en önemli kitaplarından Sefer Zohar (İhtişam Kitabı) İS 170 yılında yazıya geçirilmiş Moses de Leon tarafından (1238 – 1305) de yayımlanmıştır. Zohar Tevratın ilk beş kitabındaki cümlelerin birebir ezoterik yorumlarından ve Tanrısal süreçlerin teosofik anlatımları olan ve çok geniş ve değişik konuları içeren bir dizi metinden oluşur.
3. ( 1534 – 1572) Isaac Luria Ashkenazi ‘nin öncüsü olduğu Lurianik Kabalalistleri Sefer Zohar kitabında yer alan metinlerde Evrenin yaradılış sürecini betimlerler. Bu betimlemeler Fizikçilerin betimlemesiyle ilginç bir benzerlik gösterir.
Big Bang teorisi evrenin saf enerjiden oluşan küçük bir noktadan başladığını ve bunun balon gibi dışa doğru genişlediğini ileri sürerler. Fizikçiler, bunu bir patlama olarak tanımlarken, Kabala, bunu bir içe çekilme olarak yorumlar. Tanrı dünyayı yaratmak istedi ve her yeri ışık şeklinde kaplarken içine çekildi ve varlıkların yaratıldığı boşluğu yarattı. Kabalistlere göre Tanrı yaratılmış dünyanın dışındadır ve gizlenmiş Tanrı olarak durmaktadır.

Merkabah Mistisizmi:
Daha sonra göreceğimiz Hasidism’e de kaynaklık edecek olan Merkabah mistisizmi Tanrının insanlara kendisini göstermesi olgusudur; makbul kullarının kalbinde Tanrısal sırların açığa çıkması halidir. Çeşitli meditasyon, kendinden geçme halinde ibadetler ve sihir içeren ritüellerle çalışan Merkabah’ın kökeni, Zekeriya Peygamber’e dayanır. Zekeriya Peygamber ( Ezekiel ) ön görüleri ya da kehanetleri ile ünlüdür. Babil diasporası sırasında Süleyman Mabedi ‘nin (İS 586 yılında Babil Kralı Nebukadnezar tarafından) yıkılacağı kehanetinde bulunur. Bunun, Tanrının Yahudilerin geçmişte Tanrı yolundan ayrılıp Mısır Tanrılarına tapdıkları için verdiği bir ceza olarak görür. Tapınağın yıkılması ve Kudüs’ün yok edilmesi, ölümü sembolize eder onun için. Yeni Tapınağın kendisi tarafından yapılacağını ve Yahudilerin kendi önderliğinde yeniden doğacağını tahayyül eder. Zekeriya peygamberin Tanrının tahtına kadar 7 kat göğün ruhsal alemi boyunca yolculuk yaptığı sırada Tanrıyı Taht arabasında otururken gördüğü ve onunla konuştuğu söylenir. Bu mistisizm Şekinah adı verilen Tanrısal seviyeyi tefekkür ederek bu aleme ulaşmayı amaçlar. Zekeriya Peygamberin yaşadığı aslında, diğer peygamberlerin de yaşadığı, derin tefekkürler sayesinde içkin Tanrısına ulaşmak , irfan sahibi olmaktır.
17. ve 18. yy boyunca Ortodoks Yahudilik Kabalayla içiçe yaşadı. Ancak iki akım Yahudiler için sapma olarak değerlendirilmiş ve Yahudilerin Kabalaya duyduğu ilgiyi azaltmıştır. Bundan sonra, günümüzde de olduğu gibi Kabala sihir ve Tarot falcılığının ana kaynağı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
1. Sabetaycılık. Sabatay Zvi İspanyol kökenli bir ailenin çocuğu olarak 1626 yılında İzmir’de doğmuştur. Doğum günü olarak Mabedin 1. ve 2. yıkılışıyla aynı güne geldiği iddia edilmektedir. Sabatay kendisini mesih olarak ilan etmiş ve Lurianik kabalist olan müritlerini kutsal topraklara götürerek bir Yahudi Devleti kuracağını ilan etmiştir. Bu durum Osmanlı Ortodoks Museviler tarafından bir tehlike olarak görülmüş ve Padişaha şikayet edilmiştir. Bunun üzerine Sabbatayla birlikte 200 ailelik bir grup Musevilikten Müslümanlığa dönmek durumunda kalmıştır. Tarihe, dönmeler olarak geçen bu grubun sadece görünüşte müslümanlığı kabul ettiği ve içerinde kapalı olarak kendi geleneklerine göre yaşadıkları söylenir. Sabbatay bir süre Anadolu’da yaşadıktan sonra Arnavutluk’a sürülmüştür. Cemaatinin büyük çoğunluğu Selanik’e yerleşmiş ve birer Türk ve Müslüman görüntüsünde yaşamışlardır. Halen kapalılıklarını koruyan Sabetaycıların mevcut olduğu ve çoğunlukla İstanbul ,İzmir, Manisa Edirne, Kırklareli, Antep, Adana ve Hatay ve Çanakkale ‘de yaşadıkları bilinmektedir. Çoğunlukla biri İbranice ve biri de Türkçe olmak üzere iki isim kullanmaktadırlar. Sabatayist öğretiye göre mesih yeryüzüne gelecek ve kurtuluş gerçekleşecektir. Öğretiye göre Adem peygamberden bu yana Sabbatay Zvi 17. mesihtir. 18. mesih kıyamet gününde gelecektir ve yeni tanrısal kurallar koyacaklardır. Sabbatay’ın koyduğu 18 emirin bu öğretiden kaynaklandığı düşünülmektedir. Kimileri, bu 18 emrin, Yahudi ayinlerinin temelini teşkil eden 18 duayı temsil ettiği, kimleri ise bunu 10 emrin geliştirilmiş hali olarak yorumlamaktadır. Mesih, Yahudi inanışının temelini teşkil etmektedir. Gelecek olanın mesih olarak kabul edilebilmesi için mesihim demesi değil Kutsal topraklarda Mabedi inşa etmesi gerekmektedir. Bazı Kabalistlere göre mesih Tanrının sureti sayılan Adem Kadmon dur. Lurianik ve Sabatayist Kabala’nın temel görüşlerinden biri de yeniden inşa etme, onarma anlamına gelen Tikkunim’ dir.İki uygulaması vardır. 1. Kutsal Kıvılcımların yeniden kaynaklarına dönmesi; yani insanın kendini yüceltmesi 2. Kendimize ait ikiliklerin uzlaştırılmasıdır. Bu kavram ‘’ ya kendin gibi ol, ya da olduğun gibi görün’’ olarak yorumlanabilir.
2. Hasidism. Doğu Avrupa’da 1700 lü yıllarda Israel Ben Elizer ( Baal Shem Tov ya da Beth olarak bilinir.) ile başlayan bir harekettir. Baal Shem Tov, vücudun ve ruhun acılarını yakarmalar, dualarla mucizevi şekilde iyileştiren kişi olarak tanındı. Öyküleri ve önerileri etrafında Hasidik denilen müritlerin toplanmasına sebeb oldu. Hasidism 4 temel ilkeye dayanıyordu. 1. Tanrıya dua ederek güçlü bir ruhsal deneyim yaşama; 2. Dini emirlerin uygulanmasında bireyin ‘’içte niyetli‘’ olmasının büyük önemi; 3. Tanrıya ibadette kendini maddi şeylerden men etmektense, bunlardan sevinç duyma; 4. Müstesna erdemleri sayesinde Tanrıya daha yakın olan tsadik ( dürüst kişi) veya Ribbi sıfatını taşıma.
Hasidikler, hayatla ilgili tüm önemli kararlarını tsadik lere danışırlar. Hasidiklerin kendilerine has giyinişleri, saç ve sakal şekilleri vardır.

Orta çağda geleneğin yazıya dökülmesiyle birlikte, Yahudi olmayanlar da Kabala üzerinde çalışmışlardır. Bazı Hristiyanlar, Kabalayı kutsal kitabın gizlerini onlara açacak bir araç olarak gördüler. Bazıları ise Yahudileri Hristiyanlığa döndürmeye yarayacak doktrinler bulmaya çalıştılar içinde. İlk başlarda Hristiyan Kabalası denen daha sonra Hermetik Kabala adını alan bu akım tamamen Yahudi Kabalasının dışında gelişmiştir. Bugün hala bir takım sihir ve falcılık teknikleriyle içiçe girmiş modern Kabala adı altında çalışmaktadır.
Kabala dört Dünya’dan bahsetmektedir. Bu dört dünya Ateş, Hava, Su ve Toprağa karşılık gelmektedir. Azilut (Yayılma Dünyası), Beriyah (Yaratma Dünyası), Yezirah (Oluşum Dünyası) ve Asiyah ( Fiziksel Dünya) Bu dört dünya insanın varlığının farklı düzeylerine denk düşer. Fiziksel beden, duygular alemi, akıl, ve ruhtur. Tasarımsal olarak bu, Yakup’un merdiveni gibi de görülebilir. Kabala’da zaman zaman bir beşinci dünya’dan bahsedilir ki o da ADAM KADMON yani Kamil İnsan dır. Bu, açıklanamaycak, öte bir haldir. Kamil İnsanın Tanrıyla bütünleşmesini, Hakikate ulaşmasını anlatır.
Bir Kabala yorumu şöyle der; (Tefekkür ve İçebakış üzerine) Her sabah yenileniriz, ruhumuz yeniden yaratılmış gibi olur. Eğer bir insan yatmadan önce kendini ciddi bir biçimde yargılamıyorsa, yaşam o insanı gün boyu yargılar. Bu nedenle uyumadan önce günlük olumsuz davranışlarınızı iyice düşünün. Eylemlerinizden sorumlusunuz. Kendinize dürüst olun ve ben merkezli eylemlerinizi araştırın. Egonuz ne kadar ağır gelirse gelsin, kendinizi değiştirmeye çabalayın.Yüzleştiğiniz sorunları sorgulayın. Sorgularken ne kadar açık olursanız yanıtlar da o kadar sonuç verici olur. Egonuzun ve şüphenizin ötesine gidin. Destek isteyin. O zaman ruhunuz bedeninizden ayrılır, sorularınızın yanıtlanabileceği düzeye çıkar. Gece ne kadar üzerimizde çalışırsak, gündüz sular o kadar dingin olur.
Eğer bir insana karşı kötü duygular besliyorsak, uyuduğumuzda iki ruhun da Üst Dünyalara yükselmesini engelleriz. Dolayısıyla diğer insanlara duyduğumuz bütün öfkemizi sona erdirmeliyiz, bizi ne kadar kızdırlarsa kızdırsınlar.Hoşgörüsüzlüğümüz ve ben merkezli rekabetçiliğimiz yüzünden acı çekmelerine neden olduğumuz insanlardan da af dilemeliyiz. Kaybedek birşey yok. Bir sonuç almaya başladınız mı bu fikre daha açık olmaya başlarsınız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
zeyl
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 27/11/10

Masonluk Kabala ve Büyü Empty
MesajKonu: Geri: Masonluk Kabala ve Büyü   Masonluk Kabala ve Büyü Icon_minitimeC.tesi Kas. 27, 2010 5:18 am

Kabala mevzusunda şu an online ders veren trk çevrilmiş video ve yayınlar mevcuttur.ilgilenenler bakabilir.sanırım link vermek yasaktır diye buraya yazmadım.
ilgililenenlere isterlerse verebilirim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Masonluk Kabala ve Büyü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Milletlere, Kavimlere, Toluluklara, Nesillere Yapılan En Tehlikeli Büyü : Sonsuz Büyü
» KABALA'NIN İÇ YÜZÜ
» 6.His Kimde Vardır Nasıl Gelişir ? (Kabala)
» büyü
» Büyü Nedir?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

Reddiye Kitabı Ve İslama Davet ( Nasıl Müslüman Olurum )

 :: diğer din ve inanışlar ve Reddiyeleri :: Hristiyanlık Ve Reddiyesi - Yahudilik ( Musevilik ve Reddiyesi )
-
Buraya geçin: