iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 ŞEHİTLİK NEDİR ?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

ŞEHİTLİK NEDİR ? Empty
MesajKonu: ŞEHİTLİK NEDİR ?   ŞEHİTLİK NEDİR ? Icon_minitimePerş. Eyl. 16, 2010 5:31 pm

Mahkemede şahitlik yapmak, bilmek, yemin etmek, hazır bulunmak anlamlarına gelen “şehâde” kelimesinden türeyen “şehîd”, terim olarak Allah yolunda sava­şırken düşman tarafından öldürülen kim­seyi ifade eder (Fakihler tarafından farklı tanımlar da yapılmıştır).
Şehitler Allah katında yaşamakta ve O’nun nimetleri ile rızıklandırılmakta olan kimselerdir. Bu husus Kur’ân’da şöyle ifade buyurulmuştur: “Allah yolunda öldürülen­leri ölüler sanmayın. Aksine onlar diridirler. Rableri katından rtzıklandırılmaktadırlar” (Âl-i imrân 3/169). İbnu’l-Enbarî’ye göre, şehi­de bu adın verilmesinin sebebi, Allah’ın ve meleklerin cennette ona şahitlik etmeleri­dir. Bir görüşe göre de şehide bu adın ve­rilmesinin sebebi, kıyamet gününde onlar­dan, Hz. Peygamber ile beraber, daha önce geçmiş ümmetler hakkında şahitlik yapma­larının istenmesidir. Şehitlerden bu üm­metler hakkında şahitlik etmeleri istene­cek, onlar da şahitlikte bulunacaklardır. Buna göre şehîd kelimesi şahitlik yapan anlamını taşır. Nitekim bu husus el-Bakara sûresi, 2/143. âyetinde şöyle dile getirilir: “Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlar hakkında şahitlik yapasınız ve Peygamber de sizin hakkınızda şahitlik yapsın.” Ebû İshak ez-Zeccac, bu âyeti açıklarken şöyle der: Geçmiş ümmetler içinde iman etmeyenler, ahirette, kendile­rine gönderilen peygamberleri yalanlayıp inkâr edeceklerdir. Hz. Peygamber ve ümmeti ise o peygamberlerin doğrulukla­rına şahitlik yapacaklar, bunun gibi o üm­metlerin yalanlamaları hakkında ds şahitlik edeceklerdir. Hz. Peygamber de hem o ümmetler hakkında hem de ahir zaman ümmeti hakkında şahitlikte bulunacaktır. İmâm Ebû Mansur’a göre, o ümmetler hakkında şahitlik yapma hakkı Ümmet-i Muhammed’in en üstün kişilerine ait ola­caktır. Ümmetin en üstünü ise Allah yolun­da şehit olarak öldürülenler olup bu üstün­lükleri ile diğer ümmetlerden ayrılacaklar­dır. Nitekim yukarıdaki âyette yüce Allah şehitlerin yaşıyor olduklarını ve Rableri katından rızıklandırıldıklarını ifade etmiştir. Allah yolunda öldürülenleri, bu üstünlük bakımından, Hz. Peygamber’in şehit say­dığı diğer kimseler izleyecektir. Şenitlik Hz. Muhammed’in ümmetine tahsis edilmiş çok yüksek bir payedir. İslâm Allah yolunda öldürülenleri şehitlik rütbesi ile taltif etmiş.
onları onurlandırmıştır. Dolayısıyla Allah yolunda öldürülmek dinimizce sevimli ve gönülden istenecek bir konuma getirilmiş­tir. Hz. Peygamber “şehit cennettedir” buyurmuştur (Ebû Dâvud, Cihad, 25; Müsned, 5/58). Yine şehitler hakkında Yüce Allah şöyle buyurur: “Allah yolunda öldürülenle­re ölüler demeyin. Aksine onlar dirilerdir. Fakat sizler bunu bilemezsiniz” (el-Bakara 2/154). Şehitlerin bu yaşayışı cennette olup diğer insanlar kıyamete kadar bekletilmek­tedir. Yani şehitler İçin bir geçiş hayatı olmayıp doğrudan doğruya cennete git­mektedirler. Onlar için hesap kitap da yoktur. Şehitlerin Allah katındaki mertebe­leri diğer müminler için özendirilmiştir. Yüce Allah: “Kim Allah ve Rasûlüne itaat ederse, işte bunlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve iyi kullarla beraber olacaklardır” {en-Nisâ 4/69) buyurmuştur. Bu âyetten de açıkça anlaşılacağı üzere, şehitlerin dere­cesi Peygamberler ve sıddıklardan sonra üçüncü mertebedir.
Ebû Hureyre’den rivayet olunan bir ha-dis-i şerifte Hz. Peygamber ile bazı sahabileri arasında şöyle bir konuşma geçmiştir: “Şehit kimdir, bilir misiniz? Ashab: Allah yolunda öldürülen kimseler şehittir, dediler. Bunun üzerine Hz. Pey­gamber: O halde, şehitlerin sayısı azdır, buyurdu. Ashab: Bunlar kimlerdir ey Al­lah’ın elçisi? diye sordular. Buna karşılık Hz. Peygamber şöyle buyurdu: Kim Allah yo­lunda öldürülürse şehittir, kim Allah yolun­da ölürse şehittir, veba hastalığından ölen şehittir, karın ağrısından (koleradan) Ölen şehittir” (Müslim, imâre, 51, 2/521). Bu hadisin ifadesine göre, sadece savaşta ölenler değil, sayılan hastalıklardan ölenler de şehit kabul edilmiş, bu durum ümmet için bir rahmet vesilesi olmuştur. Yine Ebû Hureyre’den rivayet olunan başka bir ha-dis-i şerifte şehitlerin beş türlü olduğu ifade buyurulmuştur: “Veba hastalığından ölenler, kolera hastalığından ölenler, suda boğularak ölenler, yıkıntı altında ölenler, Allah yolunda şehit olanlar” (Müslim, İmara, 51). Başka bir hadis-i şerifte, canını ve dinini korumak için öldürülen kimselerin şehid olduğu ifade edilmiştir {et-Tirmizî, Diyât, 21; Ebû Dâvud, Sünne, 29). Yine bir hadis-i şerifte “Borçları dışında, şehidin bütün günahları­nın bağışlanacağı” ifadede buyurulmuştur (Müslim, imara, 119; İbn Mâce, Cihad, 10). Şehitli­ğin üstünlüğünü anlatan şu hadis-i şerif de dikkat çekicidir: “Enes b. Malik’ten rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Allah katında hayırlı bir mertebede bulunduğu halde ölmüş bulu­nan kullardan, dünya ve dünyada bulunan her şey kendisine verilecek olsa da Şehit­ten başkası dünyaya geri dönmek isteme­yecektir. Çünkü şehit, şehit olmanın üstün­lüğünü görmüştür. Şehitler dünyaya geri gönderilip bir kere daha öldürülmek iste­yecektir” (Buhârî, Cihad, 6). Hz. Peygamber başka bir hadis-i şerifte de şehit hakkında şu özellikleri zikretmiştir: “Bütün günahları bağışlanır. Cennetteki yerini görür. Kabir azabından kurtarılır. Kıyametin o büyük korkusundan emin kılınır. Başına öyle bir taç konulur ki, onun bir yakutu bütün dün­yadan ve dünyadaki her şeyden daha ha­yırlıdır. Yetmiş iki huri ile evlendirilir. Ya­kınlarından yetmiş iki kişi hakkında şefaatçi kılınır” (et-Tirmizî, Fadailu’l-Cihad, 25).
Fıkıh bilginleri Hz. Peygamber’in şehit-[erle ilgili söz, tavır ve uygulamalarını de­ğerlendirerek şehitleri üç kısma ayırmışlardır. Bu ayırım ışığında belirlenen hükümler özetle şöyledir:
1- Hem dünya hem ahiret hükümleri ba­kımından şehit sayılanlar:
Bunlar, Allah yolunda savaşırken öldürü­len kişilerdir. Hanefıler’e göre savaş dışında haksız bir saldırı neticesinde öldürülen ve bu sebeple varislerine diyet Ödenmesi gerekmeyen mümin de bu guruba dahildir. Hanbelîler de haksız yere öldürülen kişiyi bu kısım şehitler arasında kabul ederler.
Bu kısma giren şahitler kâmil (tam) an­lamıyla şehittirler. Bunlara “şehid-i hakiki” denir. Ahiret hükümleri bakımından şehit sayıldıkları gibi, dünya hükümleri bakımın­dan da haklarında özel bir uygulama yapı­lır. Şöyle ki:
Hanefî mezhebine göre bu tür şehit yı­kanmaksızın kanlı elbisesiyle defnedilir, elbisesi onun kefeni sayılır. Üzerinde silah vb. malzeme varsa bunlar çıkarılır; palto, ayakkabı, baş örtüsü vb. kefene elverişli olmayan şeyler de çıkarıldıktan sonra kalan elbisesi kefen-i sünnetten fazla ise eksilti­lir, eksik ise uygun ilave yapılır. Kanlı elbi­sesi onun için imtiyaz nişanesi ve ibadet eseri sayıldığından üzerindeki kan gideril-mez; fakat başka temiz olmayan maddeler varsa giderilir. Daha sonra namazı kılınıp defnedilir. İmâm Ebû Hanîfe’ye göre, cü-nüp, hayız veya nifas halinde ise yahut yükümlü değilse (küçük veya akıl hastası ise) yıkanır ve namazı ondan sonra kılınır. İmameyne göre bu durumlarda da yıkan­maksızın namazı kılınır.
Hanefîler’in dışındaki üç mezhebe göre -yükümlülük çağında olsun olmasın- şehit­ler yıkanmaz, kefenlenmez ve üzerlerine cenaze namazı da kılınmaz. Şu var ki şehidin üzerinde kan dışında temiz olmayan madde varsa giderilir, silah vb. malzeme alınarak uygun elbisesiyle defnedilir.
2- Sadece dünya hükümleri bakımından şehit sayılanlar:
Kalbinde nifak bulunmakla beraber dış görünüşü itibariyle müslüman olduğuna hükmedilen ve müslümanların saflarında bulunduğu sırada düşman tarafından öldü­rülen kişiler böyledir. Bunlar şehid-i dün­yadır; fakat şehit sevabını elde edememek­le beraber kendilerine dünyada şehid-i hakiki hakkındaki işlem yapılır.
Şafiî mezhebine göre ganimet için veya gösteriş için savaşan kişiler de bu gurupta kabul edilir.
3- Sadece ahiret hükümleri bakımından şehit sayılanlar:
Allah yolunda savaşırken yaralanmakla beraber, bir tarafa çekilip bir namaz vakti veya daha fazla bir süre -akli melekesi yerinde olduğu halde- yiyip içen veya te­davi gören ve daha sonra vefat eden kişi (“mürtes”) bu guruba girer. Yine hadislerde anılan ve yukarıdaki iki kısım kapsamında mütalaa edilmeyen kişiler de bu guruptaki şehitlerden sayılmışlardır. Bunların başlıcaları şunlardır: Hata ile veya haksız yere öldürülen (ve varislerine diyet öden­mesi gereken), yangında can veren, suda boğulan, çökük altında kalan, veba, kolera, sıtma vb. hastalıklar sebebiyle ölen, lohusa iken, gurbette veya ilim yolunda, cuma gecesinde, nefsi müdafaa sırasında, helal rızık kazanma çabası içinde vefat eden.
Bunlar ahiretteki sevap açısından şehit sayılırlar ve bu İtibarla “şehid-i hükmi” diye anılırlar. Fakat dünyadaki uygulama bakı­mından yukarıda birinci gurupta sayılan
şehitler hakkındaki hükümler cari olmaz. Yani, diğer müslüman ölüleri gibi yıkanıp kefenlenirler ve cenaze namazları kılınarak defnotunurlar.


ALINTIDIR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ŞEHİTLİK NEDİR ?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Şehitlik nedir, mertebeleri
» Kul hakkı nedir?
» Dua Nedir ......
» Dua Nedir 2
» Tabiun Nedir

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

İslamiyet ( Her Müslüman 'a Lazım Din 'i Bilgiler )

 :: İslamiyet Genel
-
Buraya geçin: