iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kur’an-ı kerimi herkes anlayamaz

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

Kur’an-ı kerimi herkes anlayamaz Empty
MesajKonu: Kur’an-ı kerimi herkes anlayamaz   Kur’an-ı kerimi herkes anlayamaz Icon_minitimeSalı Ağus. 24, 2010 3:42 pm

Kur’an-ı kerimi tam olarak yalnız Resulullah anlamıştır. Çünkü
muhatabı Odur. Kur’an Ona gelmiştir. Ondan başkası tam
anlayamaz. Onun için Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(İnsanlara açıkla diye Kur’anı sana indirdik.) [Nahl 44]
Açıklamak, âyet-i kerimeleri, başka kelimelerle ve başka suretle
anlatmak demektir. Bırakın bizleri, ümmetin âlimleri de, âyetleri
anlayabilselerdi ve kapalı olanları açıklayabilselerdi, Allahü teâlâ
Peygamberine, sana vahy olunanları tebliğ et der, açıklamasını
emretmezdi. Bu ve benzeri âyetlere rağmen, (Resulullah Kur’anı
getirmekle işi bitmiştir, o bir postacı idi) diyen mezhepsiz türediler
vardır. Eshab-ı kiram, ana dilleri Arapça olduğu halde, bazı âyetleri
anlayamayıp, Peygamber efendimize sorarlardı. Resulullah, Kur’an-ı
kerimin tefsirini Eshabına bildirmiştir. Eshab-ı kiramın bildirdiğinden
başka türlü söyleyenler, dalalete, hatta küfre düşer. Tefsir, yoruma
değil, nakle dayanır.
M. Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Bir gün Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir’e ince
marifetleri, onun seviyesine göre anlatıyordu. Yanlarına Hazret-i
Ömer gelince, konuşma üslubunu onun da anlayacağı şekilde
değiştirdi. Hazret-i Osman gelince, yine konuşma tarzını değiştirdi.
Hazret-i Ali de gelince konuşmasını, hepsinin anlayacağı tarzda
değiştirdi. Resulullahın her defasında konuşma üslubunu
değiştirmesi, oradaki zatların istidatlarının farklı oluşlarından
meydana gelmiştir. (1/59)
Hadis-i şeriflerde, (Benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer
olurdu), (Osman’ın şefaati ile Cehennemlik 70 bin kişi sorgusuz
Cennete girecek) ve (Ben ilmin şehriyim Ali de kapısıdır)
buyuruldu. Her üçü de bu derece yüksek olduğu ve Arabiyi çok iyi
bildiği halde, Hazret-i Ebu Bekir’e anlatılan tefsiri bile anlayamadılar.
Çünkü Peygamber efendimiz herkese derecesine göre anlatıyordu.
İki hadis-i şerif meali:
(İnsanlara akıllarına, anlayışlarına göre söyleyin, inkârcı
olmasınlar, Allah’ı ve Resulünü yalanlamasınlar.) [Buhari]
(Aklın alamayacağı şeyi söylemek, fitneye sebep olabilir.)
[İbni Asakir]
Şahsi görüşe göre tefsir yapmanın büyük zararını iyi bilen
Hazret-i Ebu Bekir, (Kur’an-ı kerimi kendi görüşümle tefsire
kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler) buyurmuştur.
(Şir’a)
Kur’an-ı kerimi, Arapça bilen de tam anlayamaz. Dil bilmek ayrı,
ilim bilmek ayrıdır. Türkçe bilen, tıp, hukuk, fen bilgisini anlayabilir
mi? Hadis-i şerifte, (Kur’an, Allah’ın metin ipidir. Manalarının
hepsi anlaşılmaz) buyuruldu. Kur’an-ı kerim çok veciz olup, bitmez
tükenmez manalarının bulunduğu, bütün manaları bildirilse bile,
yazmak için kağıt ve mürekkep bulunamayacağı şöyle
bildirilmektedir:
(De ki, Rabbimin [hikmetli] sözleri için, denizler mürekkep
olsa, bir o kadar daha deniz ilave edilse, denizler tükenir,
Rabbimin sözleri tükenmez.) [Kehf 109]
Mevduat-ül-ulum’da deniyor ki:
(Kur’an ilmi, içinde şaşılacak, akıllara durgunluk verecek,
sayısız acayip haller bulunan engin bir denizdir. Ondaki her ilmi
öğrenmek, sırrına erişmek imkansızdır.)
İnsanların yazdığı anayasayı bile anlamak için hukukçulara
gidiliyor. Bir kanundan bile herkes aynı şeyi anlamazken, Allah’ın
kelamını nasıl anlayabilir?
Meal okumakla anlaşılamaz
Meal okuduğunu söyleyen bir okuyucu, (Yalnız senden yardım
dileriz. Fatiha 5, Yalnız Allah’a güvenin, Maide 23, Yalnız benden
korkun Bekara 40, âyetleri pek açıktır. Herkes anlar. Neresi
açıklansın?) diye sordu.
(Yalnız senden yardım dileriz) dedikten sonra, birinden bir
bardak su istesek bu âyete aykırı mıdır, değil midir? Hangi hususta
başkasından yardım istemeyeceğiz? Bunlar açık değildir.
(Yalnız Allah’a güvenin) buyuruluyor. Ne hususta Allah’a
güveneceğiz? Bir doktora muayene olsak, ilaç verse, güvensek, bu
âyete aykırı olur mu? Topkapı’dan Sirkeci’ye giden tramvaya binsek,
(Bu tramvay, bizi Sirkeci’ye götürür) desek, Allah’tan başkasına mı
güvenmiş olacağız? Demek ki güvenmenin izahı gerekir.
(Yalnız benden korkun) buyuruluyor. Başka bir âyet-i
kerimede, (İnsanlardan korkmayın, benden korkun) buyuruluyor.
(Maide 44) Hırsızdan, hainlerden ve yılandan korksak bu âyete
aykırı olur mu? Demek ki açıklaması gerekli.
(Namaz kılın, zekat verin) buyuruluyor. (Hac 78, Nur 56)
Namazın nasıl, kaç rekat kılınacağı, zekatın nasıl, hangi mallardan
verileceği açık değildir. Bütün bunlar, hadis-i şeriflerle ve âlimlerin
açıklaması ile anlaşılmıştır.
Fetih suresinin, (Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir)
mealindeki 10. ve Bekara suresinin, (Doğu da, batı da Allah’ındır,
nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır) mealindeki 115. âyet-i
kerimesinin tevile ihtiyacı vardır.
Yine mealen buyuruluyor ki:
(Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir.) [Araf
155, İbrahim 4]
Bu âyetleri okuyan bir dinsiz, (Doğru yola getiren ve sapıttıran
Allah olduğuna göre, beni de dinsiz yapan Odur. Benim bunda ne
suçum var) diyebilir. Bu bakımdan hadis-i şeriflere ve âlimlerin
açıklamasına ihtiyaç vardır.
Nitekim, âyetlerden anladığına uyup, (Hayır ve şer Allah’tan
olduğuna göre, bize günah işleten de Allah’tır. Biz günahlardan
mesul değiliz) diyenler çıkmıştır.
İşte bu tehlikeyi önlemek için Peygamber efendimiz, gerekli
açıklamayı yapmıştır. Âlimler de bunları açıklamış, artık, bahane
kalmamıştır. Kur’an-ı kerimi anlamak için açıklamaya ihtiyaç
olduğunu bizzat Hak teâlâ bildiriyor:
(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]
(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!)
[Haşr 7]
(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]
(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa
çıkarmayın.) [Muhammed 33]
(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden
Cehenneme gider.) [Nisa 13,14]
(Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün: Eyvah bize! Keşke
Allah’a itaat etseydik, Peygambere de itaat etseydik! derler.)
[Ahzab 66]
alintidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kur’an-ı kerimi herkes anlayamaz
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» SİLİNEN... Herkes Okusun Çok Önemli ( Üye Olan ve Olmayan Herkes Okusun )
» Herkes Okusun Çok Önemli ( Üye Olan ve Olmayan Herkes Okusun )
» Kur'anı kerimi okumanın sevabı
» Ölümü Özlemeyen Aşkı Anlayamaz
» Kuranı Kerimi Bahane Edenler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

Kuran-ı Kerim Hakkında Herşey

 :: Kur'an-ı Kerim Mucizeleri Ve Genel Paylaşımlar
-
Buraya geçin: