iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR ) |
| | Gonul Topragina Ekilen Sevgi | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
mümine sultan Administrator
Mesaj Sayısı : 6157 Kayıt tarihi : 15/01/10 Yaş : 48 Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.
| Konu: Gonul Topragina Ekilen Sevgi Cuma Tem. 09, 2010 4:23 pm | |
|
Küçülen dünyamizda dolasip, gönül ve kalp fukarasi insanlari gördükçe vazifemizin ve mesuliyetimizin ne kadar çok büyük ve ne ölçüde önemli oldugunu görmemek, sezmemek mümkün degil Günümüzde insanlar her ne kadar akil ve irade sahibi olsalar, dünyayi çok iyi tanzim etseler, zevkler ve lezzetler için de yasasalar da, yine de huzurlu degiller Gökyüzünü Günes ve Ay'la, yildizlar ve sistemlerle; denizleri rengarenk mahlukatla; arzin yüzünü insanlar ve hayvanlar için her mevsim sayisiz nimetlerle donatan, tanzim ve tezyin eden, merhameti sonsuz Rab bilinmeyince, bütün güzelliklerin kiymeti bilinmez, manasi anlasilmaz hale geliyor Dünya ve ahiret hayatinin, huzur ve saadet kaynagi olan Allah ve Resulallah'i sevdirmeyi en büyük ideal ve vazife bilen, bu yolda rahatini, istirahatini terkederek, sevdiklerinden ayri, gurbeti iliklerine kadar yasayan, gece-gündüz kosma, hakka ulasma ve ulastirma yolunda azimli ve kararli, gönül fatihleri ve ruh mimarlari, herkesin dünya nimetlerine takilip kaldigi günümüzde; menfaat, makam, mansip, san, söhret ve sehvet gibi bütün engelleri asarak, hizmet askiyla hareket ediyorlar Gönül fatihleri ve ruh mimarlari; pusulasini kaybetmis, yol ve yönünü bir türlü tayin edememis, kalpleri bulanik, beyinleri sarsik, duygulari ve uzuvlari kirlenmis insanlarin hizmetine kosma, ellerinden tutma, aydinliga kavusturma, çoraklasmis sinelerini ab-i hayat olan hakikatlerle sulama ve bunu hayatlarinin gayesi bilip, bu yolda her türlü sikinti ve güçlüge katlanmayi vazife bilmektedirler Bu ne müthis bir iman ve ahiret suuru, ne müthis bir murakabe ve muhasebe duygusu ve ne müthis bir insanlik sevgisidir ki; ask ve sevkle gerilime geçerek, fedekarligin her türlüsünü yaparak, gözleri yasartan tablolar sergilemektedirler Rahat ve istirahatlerini; batmislar, düsmüsler için terk ediyor, sevdiklerinin hasretiyle yanip tutusuyor ve gece-gündüz, düsmüs ruhlari kaldirma yolunda çok ciddi gayret sarfediyorlar Bütün sikintilarin kaynagi, inançsiz, sorumsuz insan oldugu gibi, sevginin, emniyetin kaynaginin da hesap endisesiyle kivranan insan oldugunda süphe yoktur Hazan vurmus sonbahar yapraklari durumuna düsmüs insanimizin, sefkatle ve merhametle kucaklanmaya, ruhlarina inilip gönüllerinin tamir edilmeye ihtiyaci vardir Karanligi bogan günes gibi, küfrün ve dalaletin topyekün dünyayi tehdit ettigi günümüzde, Kur'an'in nuru yeniden doguyor, cani dudagina gelmislere hayat ve ruh oluyor Her türlü dünya nimetlerine sahip olan, teknolojinin her türlüsünden istifade eden, balik-deniz misali, nimet denizlerinde yüzen insanoglu, huzur bulamamakta, bir türlü sikintidan kurtulamamaktadir Kurtulus; yanilmaz ve yaniltmaz, kainatin iftihar tablosu essiz lider; Hz Muhammed (sas)'i tanimak ve tanitmakla olacaktir
Bu ihtiyaci hisseden dünya, geçmiste oldugu gibi, Sonsuz Nur'a kosuyor
Günümüzdeki nesillerin bilhassa gençlerin, korkunç derecede ifsat ve idlal edildigi halde -günaha; harama mani bütün engeller kaldirilmis olmasina ragmen- imana, Kur'an'a ve Efendimiz (sas)'e yönelmeleri gösteriyor ki, insanlik, fitratindaki olan gerçek hakikati ariyor Kur'an ahlakini yasayarak güzel örnek olur, muhtaç gönüllere dogruyu ve hakikati anlatabilirsek, kelebeklerin isiga kostugu gibi onu taniyan herkes, Ninovali Addes'in deyisiyle; "Seni gökte ariyordum yerde buldum Allah, ayagima gönderdi" diyecektir O, sinelerimizde Hz Ebubekir (ra)'e muhatap oldugu an gibi taptaze Rabbimizden sonra, kainatta ondan daha sevimli kimsemiz yok O'nun nesrettigi nura engel ve perde olmadigimiz taktirde, bir filiz gibi gönüllerde yeserecek ve nuru kainati saracaktir
Efendimiz (sas)'i kameti kiymeti ölçüsünde tam taniyamadik ve tanitamadik Anlayamadik, anlatamadik O'nu gerçek manada taniyanlar canlarini, mallarini, herseylerini feda ettiler Yeniden ayni ruhu temsil edecegine inandigimiz, dünyanin her yerinde O'nun adina bir neslin dirilisi gerçeklesmektedir O'nun nurlu atmosferine girenleri elbette O, sefkat dolu sinesine basacak ve onlari mahrum etmeyecek, ellerinden tutup sahip çikacaktir O'na kosmayan, yollarda sehvete, söhrete, gurur-kibir ve menfaate takilip kalanlar er-geç pisman olacak, ellerini dizlerine vuracak, ama o zaman her sey bitmis olacak, pismanlik fayda vermeyecektir Insan tanidigini, yakinligi ölçüsünde sever Bilmedigine karsi seviyesine göre uzak durur, bazen nefret eder, düsman olur Bütün kainat emrine verilen insan nereden gelir, nereye gider, vazifesi nedir? Elbette bu önemli sorulara cevap bulmasi gerekir Insanin; kabiliyeti ilimle gelisen bir varlik olmasi itibariyla, mutlaka kainat kitabini anlatacak, sirrini çözecek, yaratilis gayesini kendisine duyuracak, varlik agacinin çekirdegi ve olgun meyvesi olan, alemlere rahmet olarak gönderilen Zat'a ihtiyaci vardir Bizler O'nunla gerçegi, dogruyu, esyanin hakikatini, Rabbimize saygi ve itaati, ana-babaya, büyüklere hürmeti, küçüklere sefkati, dul ve yetime, yolda kalmisa, yakin akrabaya yardimi hep O'ndan ögrendik Dünya pazarinda ahiret ihtiyaçlarimizi O'nunla elde ettik Gidip gelmeyecegimizi, sorgulanip hesap verecegimizi, düstügümüzde elimizden tutacagini, günahlarimizdan af dileme yollarini yine O'ndan ögrendik Ya Resulallah! Ufkumuzda dogdugun günden bugüne sinelerimizdeki kin ve nefret, yerini sefkat ve merhamete birakti
Gönül topragina ekilen sevgi ve güzellikler meyveye dönüstü Ya Rasulallah! Seninle kainat manasini buldu Insanlik sikintilardan kurtuldu Açlar seninle doydu Dul ve yetimlerin yüzü seninle güldü Buna ragmen, seytan ve avaneleri seni en büyük düsman gördüler Yilan, çiyan ve yarasalar senden hep rahatsiz oldular Neticede hepsi maglup oldular Içleri kin ve nefretle dolu, hüzün ve kederden boguldular Bütün bunlar imtihandi Astin bütün engelleri, ulastin sonsuz alemlere Firdevsler sıkti seni Döndün asli vazifene Ömür bir füze hizi ile ilerliyor Bir daha elde edilmesi mümkün olmayan firsatlar süratle elden kaçiyor Eyvah deyip pisman olacagimiz gün (mahser) bizi bekliyor Pismanliklarin çare olmadigi o güne, burada hazirlik gerekiyor Yarin yaparim degil, bugünkü ise yariyor Evet, bizim için en emniyetli, en güvenilir yol; gülmeyip aglayan, aglayanlari güldüren mahzun Peygamber'in vapuruna binmek olacaktir
| |
| | | | Gonul Topragina Ekilen Sevgi | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|