iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Helâl Gıda Ve Gıda Maddeleri Üzerine Güzel Bir Yazi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

Helâl Gıda Ve Gıda Maddeleri Üzerine Güzel Bir Yazi Empty
MesajKonu: Helâl Gıda Ve Gıda Maddeleri Üzerine Güzel Bir Yazi   Helâl Gıda Ve Gıda Maddeleri Üzerine Güzel Bir Yazi Icon_minitimeÇarş. Mart 31, 2010 6:06 pm

Anne-babanın vazifelerinden biri de kendi rızıklarına dikkat
etmeleri gerektiği gibi çocuklarına da hoş, tayyib, helâl bir rızık
yedirmeleridir.
Helâlı ve haramı belirleme yalnız Allah ve Peygamber’inin
yetkisindedir. Diğer insanlara böyle bir yetki verilmemiş, hattâ buna
kalkışanlar şu âyetle uyarılmıştır: “Siz dillerinizin uydurduğu yalana
dayanarak, ‘Şu helâldir, bu haramdır!’ demeyin. Aksi hâlde Allah’a
karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah’a karşı yalan uyduranlar ise
kurtuluşa eremezler.”

Kur’ân ve Sünnet’te hükümlerin konulması “menfaatin celbi ve mazarratın
def’i (yarar sağlama ve zararı önleme)” ilkesine dayanır. Yüce Allah
birçok âyette dünyayı, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle insanın emir
ve tasarrufuna verdiğini, hayvanları ve bitki örtüsünü insan için
yarattığını bildirmiştir. Kur’ân’da et, süt ya da gücünden
yararlanılacak hayvanlardan, kuş türlerinden ve deniz avının helâl
kılındığından söz edilir.

Eşyada asıl olan mubahlıktır. Bu yüzden Kur’ân ve Sünnet’te sadece
yenilmesi, içilmesi veya kullanılması caiz görülmeyen şeyler
belirtilir, bunların dışında kalan şeylerin meşru olduğu bildirilir.

Kur’ân-ı Kerîm’de yenilmesi yasaklanan hayvanlar ve hayvanî gıdalar
ikisi Mekke’de ikisi Medine döneminde inen dört âyette sayılmıştır,
bunlar; ölü hayvan, domuz eti, kan ve Allah’tan başkası adına kesilen
hayvandan ibarettir. Bu konuda son inen âyette şöyle buyurulur:

“Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilmiş,
boğularak veya vurularak yahut yukarıdan yuvarlanarak ölmüş ya da
(başka bir hayvan tarafından) süsülmüş veya canavar tarafından
parçalanmış hayvanla -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili
taşlar üzerinde boğazlananlar ve fal okları ile kısmet aramanız size
haram kılınmıştır. Bunlar itâat sınırı dışına çıkmaktır…”

Hayvan kesilirken besmele çekilmesi, av hayvanı ise avlanma kurallarına uyulması gerekir.

Hanefilere göre besmele kasten terk edilmediği sürece Müslüman veya
ehl-i kitaptan birisinin keseceği hayvanın eti yenir. Hanefiler bu
konuda daha çok Mekke döneminde putlar adına kesilen hayvan yerine
Allah’ın adı zikredilerek kesilecek hayvan etinin yenilmesini bildiren
âyetlere ve Hz. Peygamber’in her önemli işe besmele ile başlanmasını
bildiren hadîs ve uygulamalarına dayanırlar.

İmam Şâfiî’ye göre ise her önemli işte olduğu gibi hayvan keserken de
besmele çekilmesi Sünnet veya müstehap olmakla birlikte, besmele terk
edilse bile Müslüman veya ehl-i kitaptan birisinin keseceği hayvanın
eti yenir.

Hz. Aişe şöyle demiştir: “Bedeviler bize et getirirlerdi. Biz
onların besmele çekip çekmediklerini bilmezdik. Hz. Peygamber, ‘Siz
yerken besmele çekin ve yiyin.’ buyurdu.” Eğer hayvan kesilirken
besmele çekmek şart olsaydı, Hz. Peygamber durumları bilinmeyen
bedevilerin getirdiği etin yenilmesini emretmezdi.

Kur’ân’daki Yasağın Sünnet’le Genişletilmesi
Kur’ân-ı
Kerîm’de helâl kelimesi ile ifade edilen mubahlığın ölçüsü şöyle
belirlenir: “Sana kendileri için nelerin helâl kılındığını soruyorlar.
De ki: Bütün iyi ve temiz şeyler (tayyibât) size helâl kılınmıştır.”
Bununla birlikte Hz. Peygamber’e de helâl ve haramı açıklama ve
gerektiğinde bunlara ilâve yapma yetkisi tanınmıştır. “O peygamber
onlara iyiliği emreder, kötülükten meneder, onlara temiz olan şeyleri
(tayyibât) helâl, pis olan şeyleri (habâis) de haram kılar.”

Peygamber Efendimiz’in, kendisine verilen bu yetkiyi, “temiz olan gıda
maddelerinin yenmesi, pis ve zararlı olanların ise yasaklanması”
ölçüleri içinde kullandığında şüphe yoktur.

Kur’ân’da yasak edilen dört çeşit hayvanî ürünün, Hz. Peygamber’in şu hadîslerinde genişletildiği görülür:

“Allah’ın Resûlü, köpek dişi olan yırtıcı hayvanları ve tırnaklı yırtıcı kuşları yemeyi yasakladı.”
Sonuç olarak Ebû Hanîfe, Şâfiî ile Ahmed İbn Hanbel’e ve İmam Mâlik’in
sağlam görüşüne göre, hadîslerde zikredilen bu gibi hayvanların
etlerini yemek caiz değildir. İmam Mâlik’in ikinci görüşüne göre ise
yukarıdaki hadîs haramlık değil kerâhet bildirir

Deniz hayvanları
Deniz hayvanları da insanın yararlanması için yaratılmıştır. Kur’ân-ı
Kerîm’de: “Size deniz avı helâl kılındı..”buyurulur. Hz. Peygamber
şöyle buyurmuştur: “Bizim için iki ölü ve iki kan helâl kılındı.
Ölüler; çekirge ve balık. Kanlar da karaciğer ve dalaktır.”

Hanefiler yukarıdaki âyet ve hadise dayanarak, suda yaşayan
hayvanlardan sadece balık çeşidine girenlerin caiz olduğu
görüşündedirler.

Hanefiler dışındaki üç mezhebe göre yukarıdaki âyette bir sınır
getirilmediği için denizde yaşayabilen her hayvanın eti yenebilir.
Diğer yandan Hz. Peygamber, “Denizin suyu temiz, ölüsü helâldir.”buyurmuştur. Ancak bazıları su domuzunu ve su köpeğini istisna ederek,
diğerlerinin helâl olduğunu söylemişlerdir. Bu konuda şöyle bir kıyas
da yapılmıştır: Deniz hayvanlarında kan mevcut değildir. Haram kılınmış
olan ise ancak kandır. Bu yüzden deniz hayvanlarının hepsi tıpkı balık
gibidir.

Kur’ân’la Yasaklanan Nebatî Ürün: Şarap
Kesin içki yasağı bildiren âyette şöyle buyurulur: “Ey iman edenler!
Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer
pisliktir. Bunlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz.”

İçki yasağı için âyet ve hadîslerde kullanılan “hamr” sözcüğü Ebû
Hanîfe ve onun görüşünde olan kimi sahabe ve tâbiî fakihlerine göre
yalnız yaş üzümden yapılan içkinin adı olup, Kur’ân nassı ile “li
aynihî haram” olan budur. Hanefi mezhebinde müftâ bih olan görüş ise
diğer üç mezhepte olduğu gibi içildiği zaman kişiyi sarhoş eden bütün
içecekler hamr (şarap) hükmündedir. Bunların azı da çoğu da haramdır.
Çünkü Hz. Peygamber, “Sarhoşluk veren şeyin çoğu ve azı haramdır.”
buyurmuştur.

Nebiz
Ebû Hanife’ye göre şarap dışındaki diğer sarhoş edici maddeler aynen ve
bizzat değil kıyas yoluyla haram kapsamına girer. Burada illet “iskâr
(sarhoş etme)” niteliği olup, bu da “Her sarhoşluk veren şey haramdır.”
gibi hadîslere dayanır.Yaş üzüm suyu ancak ekşiyip acılaştıktan ve
köpüğünü attıktan sonra keskinleştiği takdirde hamr (şarap) hükümleri
tam olarak bulunur. Üçte ikisi gidinceye kadar kaynatılmış kuru üzüm ve
kuru hurma ise nebiz adını alır ve sarhoş eden miktarını içmek caiz
olmaz. Eğer bunda bir sertlik hissedilirse suyla hafifletilmesi
gerekir. Rivayete göre Hz. Ömer’e kuru üzüm nebizi getirildiğinde su
isteyerek onun üzerine dökmüş, sonra da içerek, “Taif kuru üzümünün
nebizinde acılık olur.” demiştir.Müslim’in naklettiği birkaç
hadîste, Allah Elçisi’nin nebîzin içilmesine izin verdiği, ancak,
farklı meyve ve maddelerden yapılan nebîzlerin karıştırılarak
içilmesini yasakladığı nakledilir.

Sonuç olarak üzümden yapılan içkiler aynen haram ve necistir, bunun
dışındaki meyve vb.den yapılan alkollü içkileri de içmek haramdır.
Ancak bunların kendileri şarap gibi necis sayılmaz, bir kimsenin
üzerine şarap dökülse namaza engel olurken, meselâ ispirto, kolonya
gibi bir sıvı dökülse, namaza engel olmaz. Zaten alkol uçucu bir madde
olduğu için, kısa bir süre sonra buharlaşır. Ebû Hanife’nin temsil
ettiği Irak ekolü bu konudaki hadîslerin bir kısmını zayıf bulmuş, bir
kısım hadîslerde de nebize, mecazen hamr (şarap) denildiğini
söylemiştir.

Günümüzde alkollü içki ve uyuşturucular pek çok bitki ve
meyvelerden elde edilir olmuş; haşhaş, esrar, kokain gibi sıvı veya
katı olanları bulunmuştur. Adı ne olursa olsun; yenildiği, içildiği,
damara zerk edildiği veya dumanı çekildiği zaman sarhoşluk veren yani
iskâr niteliği bulunan her madde çoğunluk fakihlerce doğrudan, Ebû
Hanîfe’ye göre ise şaraba (hamr) kıyas yapılarak içki hükmünde ve yasak
kapsamındadır.

İstihâle ve Tagayyür
İstihâle; hayvanî veya nebatî bir ürünün bir hâlden başka bir hâle
geçmesi, tagayyür de nitelik değiştirmesi demektir. Böyle bir değişim
sonunda daha önce pis olan bir madde temiz hâle dönüşebilir. Bunun
sonucunda haramlık da kalkmış olur. Örnek: Şarap sirkeye dönse, misk
ahusunun kanı miske dönse bunlar temizlenmiş olur. Yine pis bir toprak
altüst edilmekle, pis bir zeytinyağı da sabun hâline getirilmekle temiz
hâle gelir.

Lâboratuar ortamının bulunmadığı müctehid imamlar döneminde, tecrübeye
dayanarak verilen değişim örneklerinin günümüz kimya tahlilleri ile de
kontrol edilmesi gerekir. O dönemde maddelerin daha çok “renk, koku ve
tat” değişikliği dikkate alınarak nitelik değiştirip değiştirmediği
anlaşılmaya çalışılmıştır.
Şarabın sirkeye dönüşmesi ile ilgili bir değerlendirme

1- Hanefilere göre şarap sirkeye dönüşünce artık yeni bir madde hâline
gelmiş olur. Şaraplıkla ilgisi kalmaz. Dayandıkları deliller: Hz.
Peygamber şöyle buyurmuştur: “Herhangi bir deri tabaklandığında temiz
olur. Sirke durumuna gelen hamrın helâl olması gibi.” Bu bozuk bir
cevherin iyileştirilmesi gibidir.
İçki yasağı bildiren âyet gelince, başlangıçta Ebû Talha’ya ve diğer
sahabeye evlerindeki şarapların sirkeye dönüştürülmesi için izin
verilmemesi, onları şarap içme alışkanlığından uzaklaştırmak içindir.
Nitekim hadîste, “Sizin en iyi sirkeniz şaraptan (hamr) yapılandır.”
buyrulmuştur.

2- İmam Şâfiî’ye göre şaraptan (hamr), içine tuz veya sirke gibi bir
şey atarak, onu güneşte tutarak veya ateşte kaynatarak sirke yapmak
caiz değildir.
Dayandığı deliller şunlardır: Hadîs: “Hz. Peygamber hamrın sirkeye
çevrilmesini (başka bir rivayette sirke edinilmesini) yasakladı.”Ebû
Talha’dan rivayete göre, onun evinde yetimlere ait şaraplar (hamr)
vardı. Kesin içki yasağı bildiren âyet gelince, “Ey Allah’ın Rasûlü!
Bunları ne yapayım, sirke yapmayayım mı?” diye sordu. Hz. Peygamber
“Hayır yapma, dök!” buyurdu.Kısaca şarap sirkeye çevirmekle mal
hâlini almaz, kendisi necis olduğu için, sirke yapmak için ona
katılacak madde de necis hâle gelir.

Gıdalardaki Katkı Maddeleri ve Zararları
Katkı maddesi deyince; normalde gıdanın besleyici unsurlarından
olmadıkları hâlde, gıda üretiminde teknolojik işlemlere yardımcı olma,
bozulmayı önleme, dayanıklılığı artırma, besleyici değeri koruma, renk,
görünüş ve lezzet gibi duyusal özelliklerini düzeltme ve koruma gibi
değişik maksatlarla besinlere katılan maddeler akla gelir.

İnsanlarda doğuştan anomaliye yol açan maddelerin bir kısmı gıdaların
içinde yapıtaşı olarak bulunur. Kafein, metil ksantin ve metil glioksal
bunlardandır. Diğer bazı maddeler ise gıdalara bilerek katılır.
Nitrikler gibi. Doğumsal anomaliye yol açan maddelerin hemen hepsi aynı
zamanda kanser yapıcı etkiye de sahiptir. Bazı katkı maddeleri de insan
vücudunda alerji meydana getirir. Astım, kurdeşen, saman nezlesi bunlar
arasındadır. Yine bu katkı maddeleri insan bünyesi için toksik-zehirli,
kanser yapıcı, hattâ nesilleri bozucu tesire sahip olabilirler.

Sadece alkolde çözünen bir renk maddesi, eğer çözülmeden bir içeceğe
karıştırılırsa tortu bırakır ve ortamı renklendirmez. Tortu yoksa belli
miktarda alkolü içerdiği akla gelir ki, bunun seviyesi % 1,2 kadar
olabilir.

Özel katkı maddeleri
1- Peynir mayası: Sütü pıhtılaştırıp peynir hâline getirmek için
kullanılan bir enzimdir. Bu işlevi sütü sıvı tutan süt proteinlerini
parçalayarak yapar. Peynir mayası geviş getiren hayvan buzağılarının
dördüncü midelerinden (şirden) elde edilir. Günümüzde bu mayalar
dana, domuz, piliç gibi hayvanlardan elde edilmektedir. Domuz mayası
çok ucuza mal edildiği için çoğunlukla dana mayasına karıştırılarak
kullanılır.

2- Kimyasal mayalar: Genetik mühendisleri, buzağı genlerine konakçı
mikroplar aşılayarak kimyasal kaynaklı mayalar elde etmişlerdir. Bugün
için Batı ülkelerinde peynir üretimi için kullanılan mayaların yarısını
bu çeşit enzimler oluşturmaktadır.

3- Jelâtin (E441): Hayvanların deri, kemik, kıkırdak, bağ dokusu gibi
kısımlarının uzun süre kaynatılması, asit ve kireçle muamele edilmesi
sonucunda elde edilen şeffaf ve yumuşak bir maddedir.

Jelâtin sığır, domuz, balık ve kümes hayvanları gibi omurgalıların
Kollagen’inden elde edilen bir protein türüdür. Gıda ve ilâç üretiminde
ve sanayide birçok kullanım alanı vardır. En çok kullanıldığı alan
jöleler ve jelâtinli şekerlemelerdir. Ayrıca hazır gıdalarda
sabitleştirici, kıvam artırıcı olarak kullanıldığı gibi, dondurma,
reçel, krem peynir ve margarinlerde yapı elemanı olarak kullanılır.
Jelâtin elma suyu benzeri meyve sularını ve sirkeleri berraklaştırmak
için de kullanılır.

Jelâtin ve benzeri gıda katkı maddelerinin İslâm’a göre eti yenen
hayvanî ürünlerden üretilmesi yoluna gidilmelidir. Günümüzde Müslüman
ve Yahudilerin tüketimine sunulmak üzere uygun hayvanlar ve balıktan
üretilmiş jelâtinler de bulunur. Nebatî kaynaktan elde edilmiş jelâtin
yoktur.

Sonuç olarak günümüzde özellikle peynir mayası ve jelâtin gibi domuzdan
da elde edilebilen katkı maddelerinin güneşte kurutulma, tuzun içinde
uzun süre bekletme, güneşte kurutulup öğütülme, jelâtinde olduğu gibi
uzun süre ateşte kaynatılma gibi üretilme şekilleri dikkate alınarak
kimyevî bir değişime uğrayıp uğramadığı lâboratuar kontrolü ile tespit
edilmelidir.

* Uludağ Üniv. İlâhiyat Fak. Öğrtm. Üyesi
hdonduren@yeniumit.com.tr
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Helâl Gıda Ve Gıda Maddeleri Üzerine Güzel Bir Yazi Empty
MesajKonu: Geri: Helâl Gıda Ve Gıda Maddeleri Üzerine Güzel Bir Yazi   Helâl Gıda Ve Gıda Maddeleri Üzerine Güzel Bir Yazi Icon_minitimeÇarş. Mart 31, 2010 6:59 pm

Sonuç olarak günümüzde özellikle peynir mayası ve jelâtin gibi domuzdan
da elde edilebilen katkı maddelerinin güneşte kurutulma, tuzun içinde
uzun süre bekletme, güneşte kurutulup öğütülme, jelâtinde olduğu gibi
uzun süre ateşte kaynatılma gibi üretilme şekilleri dikkate alınarak
kimyevî bir değişime uğrayıp uğramadığı lâboratuar kontrolü ile tespit
edilmelidir.
ALLAH razı olsun ...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Helâl Gıda Ve Gıda Maddeleri Üzerine Güzel Bir Yazi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Helal Gıda Hakkında Bilgisi Olan Kardeşlerim Bilgilerini Paylaşabilirler Mi Bu Başlıkta
» Ayasofya Hakkinda Güzel Bir Yazi:
» ULVİ ABİ ALLAH C.C SENDEN RAZI OLSUN NE GÜZEL KARDEŞ NE GÜZEL MÜMİNSİN:)
» En güzel güne en güzel alyanslar :)
» Adı Güzel, Kendi Güzel, Ya Hz.Muhammed

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

Aile Ve Kadın Dünyası

 :: Evlilik, Aile Ve Çocuk, Hamilelik ( Gebelik ) ve Bebek Bakımı
-
Buraya geçin: