Kuantum düşünce tekniği denilen şey uzun uzun incelemeye gerek duyulacak bir şey değil. Sonuçtan yola çıkarak ne demeye çalıştıklarını anlatmaya gayret edeyim. Aşağıya ******* sitesinden bir alıntı yapıştırıyorum. Bu alıntıyı okuduktan sonra derdimizi anlatmaya çalışalım.

Alıntı:
Bu Teknikten Yararlanarak Hayatlarında Değişiklikler Yaratan Kişilerden Örnekler Verebilir Misiniz?

Tabii ! Pek çok var. Çünkü kural hiç şaşmaz: Düşünceler hayatımızı oluşturur.

En yakın bir örnek bir mimar hanımla ilgili. İşinde hiç memnun olmadığını söylemişti. Ona nasıl bir işte çalışırsa mutlu olacağını sordum, anlatmaya başladı. Bunları bir bir yazdık. Ciddi bir firmanın araştırma ve geliştirme departmanında çalışmak istiyordu. İmgesel olarak bilinçaltına kodladık. Ertesi hafta telefonla müjdeyi verdi. Tam da istediği bölümde iyi bir şirkette hafta başında işe başlıyordu.

Buna benzer yüzlerce örnek var. Burada sorun sistemle ilgili değil. Kendilerine yüzde yüz yararlı olacak bu sistemi uygulamak için katılımcıları ikna etmekle ilgili. Belki de bu işe keyifli bir ikna çalışması diyebiliriz. Bir başka çarpıcı örnek de bir öğrenciyle ilgili. Üniversiteye hazırlık yapan bu gencin sınavla ilgili korku dolu düşünceleri vardı. Onunla bir çalışma yaptık. Binlerce kişi arasında o bir yıldız gibi parlıyordu. O kalabalık arasında fark edilmemesi mümkün değildi. Hayalinde sınavı kazanmış hatta üniversite diplomasını alıyor görmesini sağladık. Bu sınavın hayatının bir çok önemli günlerinden sadece biri olduğunu ama tek belirleyici olay olmadığını tespit ettik. Bütün bunlar zihin özel bir algılama düzeyindeyken gerçekleştirildi. Bu genç üçüncü kez sınava giriyordu ve artık dördüncü bir şansı yok gibi gözüküyordu. Tabii ki daha sonra onun sınavı kazandığına dair telefon aldım.
Öncelikle “düşünce tekniği” kelimelerinin başına “kuantum” kelimesinin konması sizi aldatmasın. Kuantum, fizik bilimiyle ilgilidir. Ve maddenin atom altı parçacıklarıyla ilgilenir. “Düşünce tekniği” kelimelerinin başına bilimsel bir terim koymuş olmaları büyük şeytanlıktır. İnsanların çoğu bu bilimsel terim ile “düşünce tekniği” denilen şey arasında bir bağlantı olduğunu sanmakta bu sebeple de kendilerini bu işi pazarlayanların ellerine kolaylıkla bırakmaktadır. Oysa ki kuantum fizik bilimi ile kuantum düşünce tekniği denilen şey arasında hiçbir bağlantı yoktur. Yukarıdaki örnekleri okuduysanız, olayın çok basit olduğu ve aldatmacadan ibaret olduğu görülebilir. Kısaca kişi dünyaya ilişkin bir şey istemektedir. Bu iş olabilir, para olabilir ev olabilir. Kuatum düşünce tekniği uygulayoruz diyen kişilerin eline gelen ava pozitif telkin yapılır ve kişinin bu telkini tekrarlaması istenir. Kişi bir müddet sonra hayatında istediği şeyin olduğunu görür. Kur’an’la tanışmamış insanlar için bu olağanüstü bir şeydir. Dikkat edilecek olursa, kişiden dua etmesi istenmez, Yaradan yakarması istenmez. Ona bu gücün kendinde olduğu söylenir. Kişi de kendisine bir müddet pozitif telkin yaptıktan sonra istediği şeyin olduğunu görür ve kendindeki bu yüksek özelliklere hayret ederek hayran olur. Kur’an’i bakış açısıyla olanı anlatmaya çalışalım: Rabbimizin çağırın çağrınıza cevap vereyim dediğini biliyoruz. Bu çağrıya cevap verme herhangi bir istek ile sınırlı değildir. Dünya hayatından isteyebileceğiniz gibi ahireti için de isteyebilirsiniz. Aşağıdaki ayeti kuyalım:

“Her kim aceleciyi [çarçabuk geçen dünyayı] isterse, istediğimiz kimseye, dilediğimiz şeyi çabuklaştırırız. Sonra onun için cehennemi kılarız [hazırlarız] ; kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer. Kim de âhireti isterse ve mümin olarak ona [âhirete] yaraşır bir çaba ile onun [âhiret] için çalışırsa, işte öylelerinin çalışmalarının karşılığı verilir. Hepsine; onlara [dünyayı isteyenlere] ve bunlara [âhireti isteyenlere] Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir”(İsra 18-19-20).

Kim dünya için isterse ona ondan verilir, kim de ahiret için isterse ona da ondan verilir. Kişi kendisine yaptığı pozitif telkinle istekte bulunmuş, Rabbi de isteğini ona vermiştir. Burada dikkat edilecek nokta şudur: Bu pozitif telkin yapılırken kişi Rabbine yakarmamakta, dua etmemektedir. Referans noktası kendisi isterse ve bu tekniği kullanırsa bunun olabileceği yönündedir. Kişinin bu işe başlarken kendine referans aldığı “ben istersem ve bu tekniği uygularsam olur” düşüncesi, istek gerçekleştiği anda kişi de “bende yüksek özellikler var” sonucuna varmasına neden olur. Kişi istemiştir, istediği olmuştur, bu fitnedir, ancak kişinin bu işe başlarken kendine referans aldığı “ben istersem ve bu tekniği uygularsam olur” düşüncesi sonucu bu isteğin oluşması onda ham düşünce yaratmıştır. Başlangıç noktası yanlış olduğu için istek gerçekleştiğinde kişide oluşan ham fikir dolayısıyla sonuç da yanlıştır. Doğrusu, Rabbine yönelmek, O’ndan istemek, Rabbin verdiğinde de şükür etmek (karşılığını ödemektir). Düşünce gücü ve evrensel akıl safsatalarından sonra bilimsel bir terim kullanılarak uydurulan “kuantum düşünce tekniği” en basit tabiriyle profesyonel şeytanlıktır.