iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Gizlenen Türk Soykırımı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

Gizlenen Türk Soykırımı Empty
MesajKonu: Gizlenen Türk Soykırımı   Gizlenen Türk Soykırımı Icon_minitimePaz Mart 21, 2010 2:46 pm

Rus İstilasından Sovyet Ermenistanı'na
Erivan(Revan) Vilayeti'nin Demografik Yapısı
(1827-1922)


Serdar Sarayı, Erivan.
1913-1918 yılları arasında Ermenilerce yakıldı.

Ermeniler yıllardır yalanlarla dolu propagandalarla süsledikleri sözde
1915 yılında Türkler tarafından bir soykırıma uğratıldıkları
iddialarını gün geçtikçe ve her platformda daha aktif olarak
yürütmekte, dünya kamuoyunu Türkiye ve Türk Milleti aleyhine çevirmeye
çalışmaktadırlar. Dünyadaki büyük güç odaklarının Türkiye'ye yönelik
siyasetlerinin bir aracı olarak kullanılan ve Ermeniler tarafından
ustalıkla sahneye konulan "Ermeni Genosidi" konusu uzun vadede Türkiye
Cumhuriyeti'nin birliği ve bütünlüğüne yönelik önemli bir tehdit haline
gelmiş ve Türkiye'yi yıllardır müttefiklik yaptığı ülkelerle dahi karşı
karşıya getirmiştir.

Ancak her nedense ,Osmanlı Devleti'nin düşmanlarıyla çok uzun yıllardır
işbirliği yapan ve özellikle I. Dünya Savaşı'nın sıkıntılı günlerinde
Osmanlı Devleti'ne başkaldıran, Türk insanına karşı tecavüzkâr
hareketlerde bulunan, binlerce masum insanı katleden Ermeni vahşeti
görülmek istenmemekte, bütün bunlara karşın Osmanlı Devleti'nin son
derece insanî bir davranışla yürürlüğe koyduğu geçici olarak
Ermenilerin savaş bölgesine çıkarılmaları olayı, sanki Ermenileri
soykırıma uğratma kararı gibi değerlendirilerek, Türk Milleti'nin
şerefli tarihi "Soykırım" gibi bir barbarlıkla lekelenmek
istenmektedir. I.Dünya Savaşı ve sonrasının son derece dramatik ve
kanlı yıllarında pek çok milletin büyük acılar yaşadığı bir gerçektir.
Ermeniler de bu yılların olumsuzluklarından etkilenmişlerdir. Ancak bu
dönemde en çok acı çeken, en fazla kırgınlara uğrayanlar hiç şüphesiz
Müslümanlar, özellikle de Türkler olmuştur.

Pek çok bölgede Türk Milleti'ne karşı büyük vahşetler yapıldığı gibi,
tarihi Türk yurdu olan bugünkü Ermenistan'da ve Doğu Anadolu
Bölgesi'nde Ermeniler tarafından Türk halkına karşı son derece
sistematik, planlı bir soykırım hareketine girişilmiştir. Bunun
sonucunda Erzincan'dan Erivan'a yüzlerce Türk köyü yakılıp yıkılırken,
yüz binlerce insan soykırım ve sürgüne maruz bırakılmıştır .

Bu çalışmada; 200 yıl önce ahalisinin hemen hemen tamamı Türk olan
bugünkü Ermenistan bölgesinde Rus işgali ile başlayarak,
Sovyetleştirilinceye kadar geçen 100 yıla yakın bir zamanda demografik
yapının nasıl değiştirildiği Rus kaynakları ve Rusya Devleti'nin nüfus
istatistiklerine dayanılarak ortaya konulacaktır.

Azerbaycan kaynaklarına göre bugünkü Ermenistan arazisinde, M.Ö. 1000
yıllarında Türklerin yerleşik oldukları belirtilmektedir . M.Ö
yıllardan başlayarak bu araziye Hunlar, Gengerliler, Bolgarlar,
Hazarlar vs. mensup boylar gelerek yerleşmişlerdir. XI-XII. Asırlarda
ise Oğuz boyları bölgeye yoğun olarak yerleşmişlerdir. "Kitab-ı Dede
Korkud"da geçen yer adlarının bir kısmının bugünkü Ermenistan
arazisinde olması elbette ki bir tesadüf değildir .

Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Seferi sırasında, Revan(İrevan-Erivan)
ve Nahçıvan bölgelerine gelerek, Revan surları önünde konakladığından
bahsedilmesi ile bu bölgelerin adı ilk kez Osmanlı tarihlerinde yer
almıştır . Kanuni Sultan Süleyman döneminde bu bölgedeki çeşitli
faaliyetlerde yine Revan Şehri'nden söz edildiği görülmektedir. III.
Murat döneminde, Ferhat Paşa tarafından bu bölge Osmanlı topraklarına
katılmıştır (1583). Revan, 1590 yılında İran ile imzalanan anlaşma
sonrası Osmanlı Devleti'nde kalmış IV.Murat dönemine kadar Osmanlılar
ve Safeviler arasında sık sık el değiştirmiştir. IV.Murat 1634'te,
Revan'ı tekrar Osmanlı topraklarına katmış, ancak 1639 Kasr-ı Şirin
Antlaşması ile Safevilere bırakılmıştır .

1722'de, İran'ın iç durumunun karışması ve Şirvan ile Dağıstan'ın
Osmanlı Devleti'nden yardım istemesi üzerine, bu tarafa sefer açılmış,
Revan tekrar fethedilmiş ise de, 1746'da Nadir Şah ile yapılan anlaşma
sonucu tekrar İran'a verilmiştir. Nadir Şah'ın ölümü ile Revan'da
müstakil bir Türk Hanlığı kurulmuştur. 19. yüzyıl başlarında Revan
Hanlığı; Kırkbulak, Zengibasar, Gernibasar, Vedibasar, Şerur, Sürmeli,
Derekend-Parçanis, Körpübasar, Abaran, Dereçiçek ve Göyçe mahallerinden
ibaret idi ve hanlığın merkezi Revan (Erivan) şehri idi . İran'daki
Kaçarlar döneminde de bağımsız veya yarı bağımsız bir şekilde yaşamaya
devam eden hanlık, XVIII.yüzyılın sonlarından itibaren Ruslar
tarafından tehdit edilmeye başlanmıştır . Rus Çarı I. Aleksandır'ın
1801'de, Doğu Gürcistan'ı Rusya ile birleştirdiğini ve Gürcü
Guberniyası'nı kurduğunu ilan etmesi ile Rusların Revan ve çevresini
işgal etme süreci de başlamıştır. Rusya ve İran arasında bu tarihten
itibaren daha şiddetli bir şekilde Kafkasya'da başlayan mücadele, 1806
yılında başlayan Osmanlı-Rus Savaşı'nın 16/28 Mayıs 1812 Bükreş
Antlaşması ile sonuçlanmasından sonra Rusya'nın lehine dönmüş ve Rusya
daha etkin bir şekilde İran üzerine harekete geçebilmiştir. Bunun
sonucunda Rus Ordusunun İran Ordusunu mağlup ederek, Tebriz'e doğru
ilerlemeye hazırlanması üzerine, İran Şahı, Rusya ile anlaşma yoluna
girdi. 12 Ekim 1813'de Karabağ'ın Gülistan Şehri'nde, İran ve Rusya
arasında barış imzalandı.

Gülistan Antlaşması ile bütün Azerbaycan Hanlıkları Rusya'ya dahil
edilmesine ve İran, Doğu Gürcistan ve Dağıstan'da hak iddia etmekten
vazgeçmesine rağmen, Revan ve Nahçivan Hanlıkları İran himayesi altında
bağımsızlıklarını koruyabilmişlerdir .

Bu anlaşmadan 13 yıl sonra Rusya ile İran arasındaki savaş yeniden
başladı . 1826 yılında başlayan bu savaşta, Azerbaycan'daki hanlıkların
Rusya'ya karşı ayaklanması sırasında, Revan Hanı da İran'a yardımcı
olarak bölgedeki Rus kuvvetlerini sıkıştırmıştı. Ancak Eylül 1826'da,
Şamhor yakınlarında İran Ordusunu büyük bir mağlubiyete uğratan Rus
Ordusu, Gence'deki isyanı bastırarak, 1827'de Erivan ve Nahçıvan
Hanlıklarını aldı ve Tebriz'e doğru ilerledi. Bunun üzerine İran Şahı
barış istemek zorunda kalmış ve 10 Şubat 1828'de Rusya ile İran
arasında Türkmençay Antlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre; Rus
Orduları Azerbaycan'ın güney bölgelerinden çekilirken, Revan (Erivan)
ve Nahçıvan Hanlıkları Rusya'ya bırakıldı .

Türkmençay Antlaşması'ndan birkaç ay sonra başlayan Osmanlı-Rus
Savaşlarında, Osmanlı Devleti Balkan ve Kafkaslarda Ruslara mağlup oldu
ve 2/14 Eylül 1829'da, bu iki devlet arasında Edirne barışı imzalandı .
Bu anlaşma ile Osmanlı Devleti de, Türkmençay Antlaşması ile Rusya'ya
bırakılan Revan ve Nahçıvan Hanlıklarının Rusya'ya ait olduğunu kabul
etmek zorunda kalmıştır .

Türkmençay Antlaşması'nı 20 Mart 1828'de tasdik eden Rus Çarı I.
Nikola, ertesi gün (21 Mart 1828) Erivan, Nahçıvan ve Ordubad'ı içine
alan bölgeyi "Ermeni Vilayeti" olarak adlandıran fermanını ilan
etmiştir .

Ermeni Vilayeti, Erivan ve Nahçıvan Eyaletlerine ve Ordubad Dairesi'ne
(Okrug) bölünmüştür. Erivan Eyaleti'ne, eski Revan Hanlığının 15
mahali, Nahçivan Eyaleti'ne 5 mahal ve Ordubad Dairesi'ne 5 mahal dahil
edildi. Ermeni Vilayeti idaresine ise Aleksandır Çavçavadze tayin
olundu .

1829 yılı başlarında Rus Generali Graf Paskyeviç Erivanski'nin emri
ile, İ. Şopen oluşturulan Ermeni Vilayeti'nde bölge halkını ve
bölgedeki yaşayış mıntıkalarını listelere geçirmiştir. El yazması 20
cilten oluşan bu listelerin sonuçları, yazarın 1852 yılında
Petersburg'da yayınlanan "İstoriçeskiy Pamyatnik Sostoyaniya
Armiyanskoy Oblasti v Epohu yego Prisoyedineniya k Rossiyskoy İmperii
(Ermeni Vilayetinin Rusya İmparatorluğu İle Birleştirilmesi Devrinin
Tarihi Eseri)" adlı eserinde ortaya konulmuştur.

İ.Şopen'e göre; Ermeni Vilayeti'nde 752 köy bulunmaktadır. Onlardan
521'i Erivan bölgesinde, 179'u Nahçivan'da, 52'si ise Ordubad
bölgesindedir. Savaş sonucunda vilayetin arazisinde 359 köy (Erivan
bölgesinde 310 köy , Nahçıvan bölgesinde 42 köy, Ordubad bölgesinde 6
köy) tahrip olmuş ve ahalisi doğma yerlerinden ayrı düşmüştü. Yani
tahrip edilen 359 köy ilave edildiğinde Ermeni Vilayeti'nde 1111 köy
bulunmakta idi .

İ.Şopen'in hesaplarına göre; hanlıklar işgal edilmeden önce Erivan
Vilayeti'nin arazisinde tahminen (17.000 hane Erivan, 4600 hane
Nahçivan ve 2130 hane Ordubad Bölgelerinde olmak üzere toplam 23.730
hane ahali yaşamakta idi. Her hanenin ortalama 5 kişiden ibaret olduğu
nazara alınarak, bu arazide 118.650 kişi yaşadığı belirtilmiştir. Bu
listelerde, Ermeni Vilayeti'nde 81.749 Müslüman ve 25.131 Ermeni
bulunduğu kayda alınmıştır .

Rus Ordusu'nun bölgeyi işgal etmeye başladığı ilk günlerden itibaren
Erivan bölgesinden bir kısım Müslümanların ayrılmak zorunda kaldığı
görülmektedir. Nitekim Paskyeviç 27 Temmuz 1827'de, Çar Hükümeti'ne
gönderdiği mektupta; yaklaşık 4100 hane Müslümanın Türkiye'ye göç
ettiğini bildirmektedir . Daha işgalin ilk günlerinden başlayarak
bölgeden Türkler çeşitli bahane, sıkıştırma ve zulümlerle
uzaklaştırılmaya başlanırken, diğer taraftan İran ve Türkiye'den
bölgeye Ermeniler göç ettirilerek, bölgede Ermeni çoğunluğu
sağlanılmaya çalışıldı. Çar Hükümeti bu siyaseti ile hem kendilerine
sadık Hıristiyan bir unsur olarak Ermenileri kullanabilecek ve hem de
Türkiye ile Azerbaycan Türkleri ve diğer Orta Asya Türkleri'nin
birbirleriyle olan temaslarını engelleyebilecekti.

Nitekim İ.Şopen'in yaptığı araştırmaya göre, 1829-1832 yılları arasında
İran'dan, 366 hane(1715 kişi) Erivan, 265 hane (1110 kişi) Nahçivan'a,
36 hane (182 kişi) Ordubad Şehirlerine göç ettirilerek
yerleştirilmişlerdir. Ayrıca bu tarihte Erivan'ın 119, Nahçivan'ın 61,
Ordubad'ın 11 köyüne İran'dan Ermeniler göç ettirilmiştir ki, şehir ve
köylere İran'dan göç ettirilerek yerleştirilen Ermenilerin toplam
sayısı; Erivan bölgesine 4599 hane (23568 kişi), Nahçıvan bölgesine
2137 hane (10652 kişi), Ordubad bölgesine 250 hane (1340 kişi) olmak
üzere 6949 hane (35560 kişi)'dir . Daha sonraki dönemlerde de İran'dan
bu bölgelere Ermeniler göç etmeye devam etmişlerdir.

1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşları esnasında Ermeni Vilayeti bölgesinde
yaşayan bir kısım Türkler, kırgınlar ve tacizler sonucu Türkiye
içlerine göç etmeye mecbur kalırken, savaş sonunda yapılan Edirne
Antlaşması'ndan sonra Rusya, Türkiye'de işgal ettiği yerlerden
çekilmeye başlayınca, bu bölgelerde yaşayan ve Rus kuvvetlerine
yardımcı olarak, yıllardır birlikte yaşadıkları Türklere ihanet eden
Ermeniler de Kafkasya'ya göç etmeye başlayacaklardır. Kemal
Beydilli'nin "1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Doğu Anadolu'dan
Göçürülen Ermeniler" adlı makalesinde belirtildiğine göre, Edirne
Antlaşması imzalanması sırasında ve sonrasında yaklaşık 100.000 kişiden
oluşan kalabalık bir Ermeni topluluğu Kafkasya'nın çeşitli bölgelerine
göçürülerek yerleştirilmişlerdir .

Edirne Antlaşması'nın 13. maddesinde, Ruslar tarafından Türkiye'nin
işgal edilen arazilerinde yaşayan Ermenilere 18 ay zarfında,
taşıyabilecekleri emlakları ile Rusya vatandaşlığına geçmek hakkı,
Rusya'nın isteği üzerine verilmişti. Edirne Antlaşması gereğince,
Rusların Kars, Ardaha, Beyazıd, Erzurum ve diğer bölgelerden geri
çekilmesi, Türklere ihanet eden, Ermenileri son derece sıkıntılı bir
duruma sokmuştu. Ermeniler yaptıkları ihanetlerden dolayı Osmanlı
Devleti tarafından cezalandırılacaklarını düşünüyorlardı. Rus-Kafkas
Ordusu Komutanı General Paskyeviç Ermenileri bu durumdan kurtarmak
için, onları yeni işgal edilmiş bölgelere göç ettirmeyi ve böylece
Osmanlı Devleti ile sınır olan bölgelerde Hıristiyanların sayı
üstünlüğünü sağlamaya karar verdi. Bu amaçla 10 Ekim 1929'da Paskyeviç
Rus Çarı I.Nikola'ya şu raporu yazmıştı :

"Bayazıd'da 2 bin Ermeni bizim kuvvetlerle birlikte Türklere karşı
savaşmıştır. Erzurum'da Hıristiyan ahalinin büyük bir kısmı bizim dini
bayramımızı kutlamışlardır. Kars'ta, Ermenilerden oluşan 800 kişilik
gönüllü batalyon teşkil edilmiştir ki, onların ailelerinden oluşan 10
bin kişi tehlike altındadır. Bu talihsiz kurbanlara dikkatinizi
yöneltin ve Rusya'ya gösterdikleri muhabbetten dolayı Osmanlıların
onlardan intikam almasına yol vermeyin. Bunları dikkate alarak siz,
büyük imparatorumuzdan bana bu aileleri Gürcistan ve Ermeni
Vilayetlerine yerleştirmek yetkisini vermenizi rica ediyorum".

18 Kasım 1929'da, Çar Hükümeti'nin Savaş Bakanı Çernişev, Paskyeviç'e
teklifinin Çar tarafından kabul edildiğini bildirmesi üzerine,
Paskyeviç derhal harekete geçerek, bölge Ermenilerini Kafkasya'ya göç
ettirmeye başlamıştır. Hatta bu amaçla özel bir komite dahi tesis
etmiş, bu komite Ermenilerin göçürülmesi ve yerleştirilmesi için
çalışmalar yapmıştır. Bu komitenin ne şekilde çalışacağını belirten 12
maddelik bir kararnamede ilan edilmiştir .

İhanetlerine rağmen Osmanlı Devleti Ermenilerin Doğu Anadolu'dan göç
etmesine engel olmak için, onların cezalandırılmayacaklarına dair
fermanlar çıkarmış ve hatta bölgeye temsilcilerini göndererek
Ermenileri göç etmemesi için ikna etmeye çalışmıştır .

Edirne Antlaşması'nın 13. maddesinde belirtilen 18 aylık sürenin
sonunda, 3 Nisan 1831'de düzenlenen bölgede; toplam 14.044 hane
Ermeni'nin Kafkasya'nın çeşitli bölgelerine Ruslar tarafından göç
ettirildiği kaydedilmektedir . Ve bunların yerleştirilmesi ve
ihtiyaçlarının karşılanması için Çarlık Hazinesi'nden 380 bin Gümüş
ruble ayrılmıştı .

Türkiye'den Kafkasya'nın çeşitli bölgelerine göçürülen Ermenilerden
Ermeni Vilayeti arazisine yerleştirilen Ermenilerin sayısını,
Paskyeviç'in emri ile Ermeni Vilayeti'nde araştırmalar yapan İ. Şopen
eserinde; vilayetin arazisine 21666 kişiden oluşan 3682 hane Ermeni ve
324 kişiden oluşan 67 hane Yezidi Kürd göçürüldüğünü kaydetmektedir.
İ.Şopen tarafından yapılan çalışmalar sonucu, Ruslar tarafından
oluşturulan Ermeni Vilayeti'nde, 1828-1830 yılları arasında bulunan
ahalinin sayısı, hangi mahallerde ne kadar Müslüman ve Ermeni olduğu ve
İran ve Türkiye'den göçürülen Ermenilerin sayısı da belirtilerek
aşağıdaki şekilde verilmiştir :

Şimdiki Ermenistan arazisine Ermenilerin kitlesel olarak göç
ettirilmesi daha sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Ayrıca bu
araziye Ermenilerin yanısıra Yezidi Kürtlerde gelip yerleşmişlerdir.
1834 yılında, Erivan Eyaleti'ne, Bayazıd'dan gelmiş 1000 kişilik
(yaklaşık 300 hane) Yezidi Kürtleri yerleştirilmişlerdir. Eleyez
Dağı'nın eteklerinde boşaltılan Türk köyleri, Türkiye'den gelen Yezidi
Kürtlere verilmiştir. Yezidi Kürtleri, 1839'da da Mirek, Kuruboğaz,
Çarçarçı, Çobangerekmez köylerine, daha sonraları ise Pembek,
Gundahsaz, Büyük Camışlı, Küçük Camışlı ve Karbulak köylerinde
yerleştirildiler. Türkiye'den göçürülen Rumlar ise esasen
Şöregel-Pembek bölgelerinin Alakilise, Bayandur, Sisimedin köyleri ve
Gümrü'ye yerleştirilmiş olup, sonraları bu Rumlar Ermenistan'da
asimilasyona maruz kalıp, tedricen Ermenileşmiştirler. Bu arada Çar
Hükümeti 19.yüzyılın başlarından itibaren Zakafkasya'da işgal ettiği
belirli bölgelere özellikle Ermenileri değil, Rusya içlerinden
getirttiği Rus kolonilerini (Kazak, Malakan, Duhobor) yerleştirme
siyasetini de gütmüştür.

Kafkasya'yı işgal ettikten sonra gerçekleştirdiği adaletsiz
uygulamalardan dolayı, Kafkasya'da Rus yönetimine karşı oluşan
tepkiler, Rus Çar Hükümeti'ni Kafkasya'nın idari yönetiminde bazı
değişiklikler yapmaya mecbur bıraktı. Çarlık Hükümeti, halkın durumunu
iyileştirici bazı ıslahatlar yaparken, 1844'te doğrudan Çar'a bağlı
olarak Kafkasya Genel Valiliği oluşturuldu ve M. Vorontsov da ilk
Kafkasya Genel Valisi olarak atandı .

Önce Kafkasya Genel Valiliğine bağlı olarak, Tiflis, Kutais, Şamahı ve
Derbend'den oluşan dört Guberniya (Vilayet) kurulmuş, birkaç yıl sonra
ise Ermeni Vilayeti'nin yerine, 1 Ocak 1850'de Erivan Guberniyası
(Vilayeti) oluşturularak, Nahçivan ve Ordubad Kazaları da bu vilayete
dahil edilmiştir .

Şimdiki Ermenistan arazisine bu tarihten sonrada Ermeni göçü devam
etmiş, özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşları sonrası 1890'lı
yıllarda meydana gelen Ermeni İsyanları esnasında 400 bine yakın Ermeni
Kafkasya'nın çeşitli bölgelerine göçüp yerleşmişlerdir.

N.Şavrov, 20. yüzyılın başlarında Zakavkasya'da yaşayan 1.300.000
Ermeni'den bir milyonunun Ruslar tarafından göçürülerek
yerleştirildiklerini eserinde kaydetmektedir .

Kafkasya Genel Valiliği tarafından oluşturulan Zakafkasya İstatistik
Komitesi tarafından yapılan nüfus sayım sonuçlarına göre; Erivan
Vilayeti'nde yaşayan ahalinin dağılımına ait 1886, 1897, 1902, 1908,
1915, 1917 yıllarının istatistikleri, geçen yüzyıla yakın bir süre
içerisinde, 1827'de, 25 bin yerli Ermeni ahalisi olan şimdiki
Ermenistan arazisinde Ermenilerin sayısının, daha önce belirtilen
İran'dan ve Türkiye'den Ermenilerin göçürülmeleri ve bölgenin yerli
halkı olan Türklerin bölgeden uzaklaştırılmaya çalışılması ile
arttığını ve Türk nüfusa oranla bir miktar üstünlük sağladığını
göstermektedir. Rus Kafkasya Genel Valiliği tarafından yayınlanan
"Kavkazski Kalender"lerden çıkarılan ve Azerbaycan Cumhuriyeti Merkezi
Devlet Yeni Tarih Arşivi'nde bulunan bu istatistikler aşağıda
verilmiştir:

Bu istatistiklerden kolayca anlaşılacağı gibi, bir taraftan Ermeniler
İran ve Türkiye'den Erivan Vilayeti arazisine göçürülmesine ve diğer
taraftan bölgedeki Türkler çeşitli bahane, tazyik, kırım ve zulümlerle
bölgeden uzaklaştırılmalarına rağmen 1917 yılına gelindiğinde bütün
Erivan Vilayeti'nin % 40'a yakın nüfusu Türk'tür. Bu vilayetin
Şerur-Dereleyez, Sürmeli, Nahçivan bölgelerinde Türkler büyük
çoğunluktadır. Erivan bölgesinde ise ahalinin % 45'i Türk'tür. Rus
nüfus istatistiklerinde göze çarpan diğer bir özellik Kafkasya'daki
Türk nüfusun Müslüman genel kimliği ile bazen de Tatar ismi ile
kayıtlara geçirilmesidir. Kafkasya'da yaşayan diğer milletler, kendi
adları ile bu istatistiklere geçirilirken, Çarlık Rusyası'nın bu
yaklaşımı; Türklere karşı düşmanca tavrının ve onları Türkiye
Türklerinden ayırma siyasetinin bir ürünü olduğu açıktır. Örneğin
yukarıda verilen 1902 yılı nüfus istatistiklerinde Ruslar, Ermeniler,
Müslüman Gürcüler, Müslüman Kürtler, Yezidi Kürtler, Yahudiler, Polyak
ve Çıganlar ayrı ayrı kendi adları ile yer alırken, yalnız Türkler
Müslüman genel kimliği ile verilmiştir.

Rusların bölgeyi istila ederek, bölgenin demografik yapısını
değiştirmek üzere yaptığı çalışmalara, Ermenilerin Büyük Ermenistan
Devleti kurma hayali de eklenince Erivan Bölgesi'ndeki Türklerin
vaziyeti çok daha kötüleşmiştir. Özellikle 1890'da Tiflis'te kurulan
Taşnaksütyun un 1904'te, kuracağı Büyük Ermenistan Devleti'nin
sınırlarına Kafkasya'yı dahil etmesi ile Türklere karşı Ermeni terör
hareketleri de artmıştır .

Ermenilerin bu hareketleri 1890'lı yıllarda, Rusların dahi tepkisine
sebep olmuştu. Çarlığın kaynaştırma siyasetinin Ermeni milliyetçiliği
ile çatışması sonucu, kısa bir süre için Rus-Ermeni dostluğu bozulur
gibi olmasına rağmen, 1905'te Varontsov Daşkov'un Kafkasya Genel
Valiliği'ne atanması ile sorunlar çözülmüş ve Varontsov Daşkov'un
Ermeni yanlısı tutumu Taşnak Ermenilerini iyice cüretlendirmiştir.
Bunun sonucunda 1905-1907 yılları arasında Kafkasya'da Ermeni-Türk
çatışmaları başlamıştır ki, yıllardır teşkilatlanarak silahlanan
Ermeniler Erivan, Nahçıvan, Ordubad, Karabağ, Şuşa, Gence, Bakü ve
Şirvan'da silahsız ve müdafaasız kendi hallerinde yaşayan Türklere
saldırarak, onları kırmaya, öldürmeye başlamışlardır . Erivan Vilayeti
bölgesinde Ermenilerin Rus işgalinin ilk günlerinden başlayan terör
hareketleri 1905-1907 yıllarında kitlesel kırgınlara dönüşmüş ve bunun
sonucunda pek çok Türk bu bölgeden göçmek zorunda kalmıştır .

Ermenilerin Türklere karşı katliamları Birinci dünya Savaşı esnasında
ve sonrasında da devam etmiş ve özellikle 1918-1920 yıllarında,
Rusların 28 aralık 1917 Erzincan Mütarekesi ile işgal ettikleri
bölgelerden çekilmeye başlanması ile Türkiye'nin Doğu Anadolu ve
Karadeniz bölgelerinde Ermenistan'ın her bölgesinde Taşnak Ermenileri
tarafından Türk soykırımı gerçekleştirilmiştir .

Erivan Vilayeti'nde (1918'den sonra Ermenistan Cumhuriyeti) 1918-1920
yılları arasında, Taşnak Hükümeti ve Taşnak Ordusu tarafından
gerçekleştirilen "Türk Soykırımı" esnasında şimdiki Ermenistan
bölgesinde yaşayan 575 bin Türk'ten 565 bini soykırıma ve sürgünlere
maruz kalmıştır . Bu rakamı Ermeni araştırmacısı Zevan Korkodyan'ın
kendisi "Sovyet Ermenistanı'nın Ahalisi son yüzyılda 1831-1931" adlı,
Erivan'da, 1932'de, Ermenice olarak yayınlanan eserinde tasdik
etmektedir. Z.Korkodyan'ın tespitlerine göre; Sovyet Ermenistan
Hükümeti'ne Taşnaklardan toplam 10 binden biraz fazla Türk kalmıştır .

Birinci Dünya Savaşı öncesinde (1914) Erivan Vilayeti'nin Türk ve
Ermeniler dahil toplam nüfusu 1.014.255'tir. 1914-1919 yılları arasında
Türkiye'den Erivan Vilayeti'ne 300 bin Ermeni gelmiştir . Bu rakamı
üstteki rakama ilave ettiğimizde 1.314.255 etmektedir. Bu yıllar arası
bu nüfustaki doğal artışı da hesaba aldığımızda 1922 yılına geldiğinde
Erivan Vilayeti'nin nüfusu 1.400.000 civarında olması gerekir.

Ancak Sovyet Ermenistanı'nın 1922'de yaptığı nüfus sayımında bütün
Ermenistan'daki nüfus 772.052'dir . Aradaki fark 600 binden fazladır.
Bu durum dikkate alındığında Türklerin ne kadar büyük bir soykırıma
maruz kaldıkları ortaya çıkmaktadır.
Ermenistan'da Sovyet hakimiyetinin kurulması ve Türkiye ile yapılan
Kars Antlaşması sonrasında, Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti'nin teşebbüsü
ile daha önceden Ermeni Taşnak zulmünden İran ve Azerbaycan'a göçen
Türklerden 60.000 kişi Ermenistan'daki ata topraklarına dönmüşlerdir.
Bunların gelmesi ile Ermenistan'da 1922 yılındaki Türk nüfusu 72.596'ya
ulaşmıştır . Bu sayı 1926'da 84.717'ye, 1939'da ise 130.800'e
yükselmiştir .

Ermenistan'da yaşayan Türkler için 70 yıllık Sovyet döneminde de acılı
günler sona ermemiştir. 1948-1953 yılları arasında Stalin, Harutyunov
ve Mikoyan üçlüsü Ermenistan'da yaşayan Türklere karşı bir sıra baskı
tedbirleri uygulamış ve binlerce Türk bu topraklardan başka yerlere
sürülmüştür. En son Ermenistan 1988'de başlattığı etnik temizleme
politikası sonucunda, 1988-1990 yıları arasında 200 binden fazla Türk'ü
Ermenistan'dan sürgün etmiştir .

1827'de nüfusunun hemen hemen tamamı Türk olan bugünkü Ermenistan
arazisinde, yukarıda belirtilen süreçte, soykırım ve göç ettirmeler
sonucunda 1990 yılına gelindiğinde bir tek Türk dahi bırakılmamıştır.
1827'de Rusların bölgeyi istilasından önce 25 bin civarında Ermeni'nin
yaşadığı şimdiki Ermenistan Devleti arazisinde bugün yalnız Ermeniler
ve Yezidi Kürtler yaşamaktadır. Bu da geçen 163 yıl esnasında bölgenin
demografik yapısının tamamıyla değiştirildiğini açıkça ortaya
koymaktadır.


Dipnotlar:

G.E.Geybullayev, Kadim Türkler ve Ermenistan, Bakü, 1992.
Ermenistan Azerbaycanlılarının Tarihi Coğrafyası, Tertip Eden: Sabir Esedov, Bakü, 1995, s.7-8.

Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas -Ellerini Fethi(1451-1590), Ankara, 1993, s.347-349.

Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, s.349.

Osmanlı Devleti İle Azerbaycan Türk Hanlıkları Arasındaki Münasebetlere Dair
Arşiv Belgeleri, II, Ankara, 1993, s.28.

Vagıf Arzumanlı- Nazım Mustafa, Tarihin Kara Sahifeleri(Depotasiya,Soykırım, Kaçkınlık), Bakü,1988, s.20.

Osmanlı Devleti İle Azerbaycan Türk Hanlıkları Arasındaki Münasebetlere Dair Arşiv Belgeleri, s.28.

Mahmud İsmail, Azerbaycan Tarihi, Bakü, 1993, s.207

Firuz Kazemzadeh, The Struggle for Transcaucasia(1917-1921), New York, 1951, s.6.

Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya, Ankara, 1990, s.50-5

Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, 4.Baskı, Ankara, 1983, s.98-102.

Abbas Kuli-Ağa Bakihanov, Gülistan-ı İrem, Yayına Hazırlayan: Z.M.Buniyatov, Bakü, 1991, s.196

M.Aleskerov, "Mejdunorodnaya Protivopravnost Gülistanskogo i

Türkmençayskogo Dogavorov", Hazar, No.1 (2), (Mart 1990), Bakü, s.133; İstoriya Azerbaydjana, I, Bakü, 1954, s.207.

W.E.D. Allen-Paul Muratoff, 1828-1921 Türk Kafkas Sınırındaki Harplerin Tarihi, Ankara, 1966, s.20

Betül Aslan, I. Dünya Savaşı Esnasında Azerbaycan Türklerinin Anadolu

Türklerine Kardaş Kömeği (Yardımı) ve Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, Ankara, 2000, s.12; Azerbaycan Tarihi, s.579.

Sobraniye Aktov, Otnosyaşihsa k Obozreniyu İstorii Armiyanskogo Naroda, I, Moskova, 1833, s.178-179.

Arzumanlı- Mustafa, Tarihin Kara Sahifeleri, s.23.

Şopen, İstoriçeskiy Pamyatnik Sostoyaniya Armiyanskoy Oblasti, s.510.

Şopen, İstoriçeskiy Pamyatnik Sostoyaniya Armiyanskoy Oblasti s.542.

AKTI, Sobrannıye Kavkazskogo Arxeografiçeskogo Komissiyeyu Arhiv Glavnogo Upravleniye Namestika Kavkaza, VII.Cilt, Belge:512.

Şopen, İstoriçeskiy Pamyatnik Sostoyaniya Armiyanskoy Oblasti , s.636-642.
Beydilli, "Osmanlı Rus Savaşı'nda Doğu Anadolu'dan Rusya'ya Göçürülen Ermeniler" , s.386-387.

Enver Konukçu, Selçuklulardan Cumhuriyete Erzurum, Ankara, 1992, s.493).
Obozreniye Rossiyskih Vladeniy za Kavkazom, IV.Cilt, Senpetersburg, 1836, s.270

Materialı Dilya İzuçeniya Ekonomiçeskogo Bıta Gosudorstvennıh Krestyan Zakavkazskogo Kraya, I.Cilt, Tiflis, 1885, s.4.

Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s.442-454.
Mehmet-Zade Mirza Bala, Milli Azerbaycan Hareketi, İstanbul, 1988, s.55-56.

Murtuz Sadıklı, Atvet Tebiye Dost İstoriya (Gezosid Azerbaytjansev ve Stifrah, Faktah Dokumentah-XX Veka), Bakü, 1995, s.16

Yavuz Aslan, "Bugünkü Ermenistan Arazisinden Türklerin Çıkarılması Meselesi",Türk Kültürü, XXXII/372, (Nisan 1994), s.195

Zaven Korkadyan, Sovyet Ermenistanı'nın Ahalisi Son Yüzyılda 1831-1931,
(Ermenice), Erivan, 1932'den naklen. Ermenistan Azerbaycanlılarının
Tarihi Coğrafyası, s.35.

Korkadyan, Sovyet Ermenistanı'nın Ahalisi, s.35-36




















Gizlenen Türk Soykırımı Quote
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Gizlenen Türk Soykırımı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Balkanlar'da unutulan türk soykırımı
» BALKANLAR VE ADALARDA TÜRK VE MÜSLÜMAN SOYKIRIMI
» Yunanlı Subayların Hatıra Defterinden Türk Soykırımı
» 1944 deki Kırım Soykırımı
» Türk düşmanlığı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

İslam Tarihi ve Ehli Sünnet Muhafızları Özel Bölüm ( Türk-İslam Ülküsü, Alperenlerin Yolu )

 :: İslam Tarihinde Türklerin Hizmetleri ve Yeri Genel vede Müslüman Türk İmparatorluk ve Devletleri :: Osmanlı İmparatorluğu ve Padişahlarımız ( Osmanlı Padişahları )
-
Buraya geçin: