iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Peygamberimizin rüyaları

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Peygamberimizin rüyaları Empty
MesajKonu: Peygamberimizin rüyaları   Peygamberimizin rüyaları Icon_minitimePaz Mart 21, 2010 3:35 am

Peygamber Efendimiz hayatının vahiyden sonraki kısmında da pek çok rüya görmüş, bu rüyalarını da ashaba nakletmiştir Efendimiz bu rüyaları bazan bizzat kendisi tâbir eder, bazan da meşhur tabircilerin ilk sırasında yer alan Hz Ebu Bekir’e anlatır ve tabir etmesini isterdi
Sevgili Peygamberimiz (sav) Hıra mağarasında “İkra!” (Oku!) emri ile vahye ilk muhatab oluşundan sonra, yaklaşık altı ay boyunca görmüş olduğu her rüya aynen çıkmaya başlamıştı Allahu Azimüşşan, bu nevi rüyalarla Habib-i Ekrem’i dünyanın en mühim vazifesine hazırlamaktaydı
Hz Aişe validemiz o devrede görülen rüyalar için şöyle demektedir:
“Resulullah (sav)’de vahyin başlangıcı salih rüya olup, herhangi bir rüya gördüklerinde sabah aydınlığı gibi aynen zuhur ederdi”
Peygamber Efendimiz hayatının sonraki kısmında da pek çok rüya görmüş, bu rüyalarını da ashaba nakletmiştir Efendimiz (asm) bu rüyaları bazan bizzat kendisi tâbir eder, bazan da meşhur tabircilerin ilk sırasında yer alan HzEbu Bekir’e anlatır ve tabir etmesini isterdi
Resul-i Ekrem’in görüp te Ebu Bekir’in tabir etmiş olduğu rüyalardan bazılarına bakalım:
Rüyada merdiven çıkılması
Peygamber Efendimiz, Ebu Bekir Hazretlerine hitaben şöyle buyurmuştur:
“Ya Ebu Bekir, öyle bir rüya gördüm ki, güya ikimiz bir merdivenden çıkıyormuşuz, ancak ben seni iki basamak geçmişim”
Hz Ebu Bekir bu rüyayı şu şekilde tâbir etmişti:
“ Ya Resulallah, Allah sizin ruhunuzu alıp rahmetine kavuşturduktan sonra ben iki buçuk sene daha yaşarım”
Siyah koyun- beyaz koyun
Efendimizin naklettiği bir başka rüyası:
“Ya Ebu Bekir! Rüyamda gördüm ki, siyah bir koyun bana tâbi olup arkam sıra ve o siyah koyuna da beyaz bir koyun tâbi olup onun arkası sıra geliyordu”
Hz Ebu Bekir bu rüyayı da şu şekilde tabir etmiştir:
“Ya Resulallah size ilk önce Araplar ittiba, Araba da Arap olmayanlar ittiba ederler”
İdarecileri haber verdi
Efendimiz bir başka rüyasını şu şekilde nakletmiştir:
“Rüyamda bir meydana toplanmış büyük bir kalabalık gördüm Ebu Bekir, onlara su vermek için ayağa kalktı ve oradaki kuyudan güçlükle iki kova su çekebildi Sonra Ömer kovayı Ebu Bekir’in elinden aldı Kova Ömer’in elinde büyüdükçe büyüdü”
Peygamberimiz bu rüyayı yorumlamasını isteyince Hz Ebu Bekir şu şekilde yorumladı:
“Ya Resûlüllah! Sizden sonra İslamın idaresi bana, benden sonra da Ömer’e geçecektir”
Efendimiz de bu tabiri tasdik etti ve bu tabir de Hz Ebu Bekir’in diğer tabirleri gibi aynen gerçekleşti
Taif muhasarası esnasında Peygamber Efendimiz şöyle bir rüya görmüştü:
Müslümanların getirmiş olduğu bir tabak kaymak bir horoz tarafından gagalanmış ve çanak delinerek kaymak yere dökülmüştü Hz Ebu Bekir bu rüyayı şu şekilde tabir etti:
“Göreceksiniz ki, bu kuşatma ile Taif’i alamayacağız”
Peygamber Efendimiz de muhasarayı kaldırttı
Savaşın safhalarını haber veriyor
Peygamber efendimiz Uhud savaşı öncesinde şöyle bir rüya görmüştü:
“Hayırdır inşaallah Bir öküz kesiliyordu Kılıcımın ucu kırılmıştı Ellerimi sağlam bir zırh içine sokmuştum”
Bu rüyayı bizzat kendileri şu şekilde tabir etmişlerdi:
“Kesilen öküz öldürülecek bazı insanlara işarettir Kılıcımın ucunun kırılması, Ehl-i Beytimden birinin şehit olması demektir Elimi soktuğum sağlam zırh ta müstahkem Medine şehridir”
Bu rüya da aynen çıkmış ve Hz Hamza şehit olmuştur
Hz Yusuf Aleyhisselam Cenab-ı Hak ona rüya tabiri İlmini öğretmişti Gördüğü rüyanın tabiri
Yıllar sonra çıktı
Hz Yusuf yedi yaşındaki iken gördüğü rüyayı babası Hz yakup’a (as) şöyle anlatmıştı:
“On bir tane uzun sopa daire şeklinde yere dikilmiş duruyorlardı O esnada küçük bir sopa gelip onların hepsini kaldırıp yere attı”
Babası bu rüyanın ne mânaya geldiğini anlamıştı Kendi kendine rüyayı şöyle tabir etmişti:
“Küçük sopa Yusuf, diğer on bir sopa da kardeşleridir Onları Yusuf mağlup edecektir”
Hz Yakup daha o sıralar oğlu Hz Yusuf’a, “Rüyanı sakın kardeşlerine anlatma” diye sıkı sıkıya tenbih etmişti
Hz Yakub’un on iki oğlu dünyaya gelmişti Bunlardan ilk on’u ilk hanımı olan Leyya’dan, Yusuf ile Bünyamin ise ikinci hanımı olan Rahil’den dünyaya gelmişti
Hz Yusuf’un güzelliği, huyu, zekası dillere destan olmuştu Kardeşleri onu açıkça kıskanmaya başlamışlardı Hz Yusuf bir gün yine heyecanla uyanmış ve gördüğü rüyayı babasına anlatmıştı:
“Babacığım! Ben bu gece rüyamda on bir yıldızı, ayı ve güneşi bana secde eder halde gördüm”
Hz Yakup bu rüyanın ne mânaya geldiğini anlamıştı Oğluna şöyle dedi:
“Sevgili yavrum, rüyanı kardeşlerine sakın anlatma! Sonra sana bir tuzak kurarlarÇünkü şeytan, insanın apaçık bir düşmanıdır Rabbin seni, rüyada gördüğün gibi beğenip seçecek; seni peygamber yapacak, mülke ve saltanata nail edecek; sana rüya tabirine dair bilgi verecek; sana karşı da, Yakup hanedanına karşı da, nimetlerini – daha evvel ataların İbrahim’e ve İshak’a tamamladığı gibi- tamamlayacaktır Şüphesiz ki senin Rabbin herşeyi hakkıyla bilen, tam hüküm ve hikmet sahibidir”
Hz Yakup on bir yıldızı on bir oğlu, güneşi ve ayı da hanımı ve kendisi olarak tevil etmişti Bu tevili de aynen çıkacaktı Daha önce naklettiğimiz gibi, Hz yusuf uzun maceralardan, hayli çilelerden sonra Mısır Azizi olacaktı Yani bir nevi hükümdar selahiyetinde en yetkili idareci olacaktı Bütün kardeşlerini, babasını ve annesini Mısır7a getirtecek, onları şehrin girişinde merasimle karşılayacaktı Kardeşlerini, anne ve babasını tahtında yanıbaşında oturtunca, bütün aile fertleri secdeye kapanmışlardı Bu manzarayı gören Hz Yusuf yıllar önce gördüğü rüyanın tahakkuk ettiğini belirterek şöyle diyecekti:
“Babacığım, işte bu vaktiyle gördüğüm rüyanın tahakkukudur Rabbim onu gerçekleştirdi Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana pek çok iyilikte bulundu Doğrusu Rabbim dilediğine lütufkârdır Şüphesiz ki O, Alîm’dir, Hakîm’dir” (Yusuf suresi/ 99,100)
Görmüş olduğu rüyada, on bir yıldız, güneş ve ay kendisine secde etmişti İşte şimdi ise, on bir yıldızı temsil eden kardeşleri, güneşi temsil eden babası ve ayı temsil eden annesi, güzel günlerin gelmesi sebebiyle Allah’a secde ediyorlardı
Hz Yusuf bütün dünya nimetine kavuşmuştu Mızır Azizi ölünce dul kalan hanımı Zelihayı hükümdar, onu Hz Yusuf’a nikah ile vermişti Kendisi de bir hükümdar kızı olan Zeliha ile Hz Yusuf’un evliliklerinden Efrayim ve Menşa isimli oğullarıyla Rahmet isimli kızları dünyaya gelmişti Mesut bir evliliği çocukları vardı Mevkii, makamı vardı Bol maddî imkanı vardı Üstelik yıllardır ayrı kaldığı bütün ailesine kavuşmuştu Ama Hz Yusuf bütün bu dünya nimetlerini bırakıp Rabbine kavuşmayı arzu ediyorduŞu şekilde dua etmekteydi:
“Rabbim bana hükümdarlık verdin, rüyaların yorumunu öğrettin Ey göklerin ve yerin yaratanı, dünyada da âhirette de yarim yardımcım Sensin Benim canımı Müslüman olarak al ve beni salihler zümresine kat” (Yusuf Suresi/ 101)
İslamiyet müjdesini yıllar önce rüya ile almıştı
Hz Ebu Bekir Mekke’nin hatırı sayılır tüccarlarındandı Peygamber Efendimize risalet vazifesinin verilişinden on iki sene önce ticaret maksadıyla Şam’a gitmişti Orada iken şöyle bir rüya gördü:
Ay gökten inip kucağına düşüyor, o da elleriyle onu yakalayıp bağrına basıyordu Heyecan içerisinde uyanan Hz Ebu bekir, derhal meşhur Yemliha adındaki rahibe gitti, rüyasını anlatarak tabir etmesini istedi Yemliha ona nereli olduğunu ve ne iş yaptığını sordu O da Mekkeli olduğunu ve ticaretle uğraştığını söyledi Rahip ona müjde verip şöyle dedi:
“Gökten inen ay, son peygamberdir ve yakında ortaya çıkacaktır Sen de hayattayken onun veziri, vefatından sonra da halifesi olacaksın Ben sağken ona yetişirsen bana haber ver, onu görmeye geleyim Eğer ölmüşsem ona selamımı söyle ve dinine girdiğimi, onun ümmetinden olduğumu bildir Âhiret günü beni şefaatinden mahrum bırakmasın”
Hz Ebu Bekir, rahibe, rüyasının doğru çıkması halinde yüz altın vereceğini söyledi
Aradan yıllar geçti Cenab-ı Hak, sevgili habibini Peygamberlikle vazifelendirmişti Efendimiz de en yakınlarından başlayarak İslamiyeti tebliğ ediyordu Bir gün mekke sokaklarında Hz Ebu Bekir’e rastlayınca şöyle buyurdu;
“Ey Ebu Bekir, ne olurdu Müslüman olaydın”
Ebu Bekir yıllar önce görmüş olduğu rüyasını çoktan unutmuştu Ama Allah’ın resûlü ona bu rüyayı hatırlattı Ellerini Hz Ebu Bekir’in göğsüne dayayarak şöyle dedi:
“Senin on iki sene önce gördüğün ve Rahip Yemliha’ya yorumlattığın ve de gerçekleşmesi durumunda yüz altın vaat ettiğin o rüyan bir mucize olarak sana yetmez mi?”
Bu cevap üzerine, rüyasını hatırlayan Hz Ebu bekir oracıkta kelime-i şehadet getirdi ve “İlk Müslüman erkek” şerefine kavuştu
Rüyasında O’nunla konuştu ve şehâdeti seçti
Hz Osman’ın (ra) evi günlerdir muhasara altındaydı Gözü dönmüş âsiler, Hz Osman’ın dışarı çıkmasına ve evine bir damla su, bir lokma yiyecek girmesine izin vermiyorlardı İşte böylesine sıkıntılı bir zamanda, Hz Osman (ra) şöyle bir rüya gördü
Rüyasında Resulullah (asm), Hz Ebu Bekir (ra) ve Hz Ömer’in (ra) yanındaydı Peygamber Efendimiz kendisine hitaben şöyle diyordu:
“Ya Osman! Seni esir edip buraya mı kapattılar?”
Hz Osman cevaben “Evet” dedi
“Seni susuz mu bıraktılar?”
“Evet”
Resul-i Ekrem bir kova dolusu suyu uzatmış, Hz Osman da alıp içmişti
Daha sonra Efendimiz şöyle buyurmuştu:
“Ey Osman! İstersen yarın akşam iftarını bizim yanımızda yaparsın, istersen yardımına gelip seni kurtarsınlar”
Hz Osman, “İftarı sizinle yapmak isterim Ey Allah’ın Resulü” dedi
Ertesi sabah asiler eve girdiler Hz Osman’ı Kur’an-ı Kerim okurken şehit ettiler
Rüya gerçekleşmiş ve Hz Osman iftarı Berzah âleminde sevgili dostlarıyla yapmıştı
Fetih Sûresi’nde doğrulanan rüya
Peygamber Efendimiz Hudeybiye anlaşmasından önce rüyasında, ashabının ve kendisinin başını güven içinde traş ederek Mekke’ye girdiklerini görmüş ve bunu ashabına anlatmıştı
Mekke’ye girilmeden, Hudeybiye anlaşması yapılarak geri dönülmesi ve Mekke’nin fethinin ertesi yıla kalması üzerine münafıklar dedikoduya başlamışlardı Bunun üzerine Fetih suresinin 27 Âyeti nâzil oldu ve Cenab-ı Hak, Habib-i Ekrem’in görmüş olduğu rüyanın gerçekleşeceğini müjdeledi Üstelik, Mekke’nin fethinden önce mühim bir fetih daha gerçekleşecekti O da Hayber’in fethiydi Âyet-i Kerimede meâlen şöyle buyrulmaktadır:
“Andolsun ki Allah, Resulünün gördüğü rüyanın hak olduğunu tasdik etti İnşaallah hepiniz emniyet içinde ve saçlarınızı tıraş etmiş veya kısaltmış olarak Mescid-i Haram’a gireceksiniz Allah sizin bilmediğinizi bilir; onun için, Mekke’nin fethinden önce size yakın bir fetih daha ihsan etti”
Hz Ali’nin rüyasındaki duası kabul oldu
Hz Ali (ra), hilafeti esnasında, Allah’ın resûlünden ne görmüşse onu yapmaya, Kur’an’ın ve sünnet-i seniyyenin yolundan zerre miktar ayrılmamaya çalışıyordu Ama onun bu azmine, takvasına, dindeki gayretine mukabil, bazı beldelerin ahalisi, söz vermelerine rağmen hak mücadelesinde kendisini yalnız bırakıyorlardı İşte öylesine sıkıntılı günlerdeydi Hz Ali bir rüya gördü Rüyasında, Peygamber Efendimiz halini sorunca şöyle demişti:
“Ey Allah’ın Resulü, nedir senin ümmetinden çektiklerim Bana rahat nefes almayı dahi çok gördüler”
Efendimizin mübarek gözlerinden yaşlar dökülmeye başlamıştı Hz Ali’ye hitaben şöyle dedi:
“Ya Ali onlar hakkında beddua et”
Hz Ali: “Ey Allah’ın resulü! Siz bedduadan hoşlanmazdınız”
Resul-i Ekrem: “Gönlüne nasıl geliyorsa öyle dua et”
Bu tavsiye üzerine Hz Ali rüyasında ellerini kaldırıp şöyle dua etmişti:
“Allah’ım, bana onlardan daha hayırlısını ver Onlara da benden daha şerlisini”
Hz Ali (ra) rüyadan uyanınca, bu rüyayı ehl-i beytine anlattı Daha sonra sabah namazını kıldırmak için camiye gitti Tam namaz kıldırırken İbn-i Mülcem tarafından zehirli kılıçla yaralandı İki gün sonra da şehadet şerbetini içti

Hazırlayan: Burhan Bozgeyik__________________
Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.
(Nisa)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Peygamberimizin rüyaları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» BAZI SALİHLERİN RÜYALARI
» Peygamberimizin Aile Büyükleri!!
» Peygamberimizin Şefkati
» Peygamberimizin Ögrettigi Dua:
» PEYGAMBERIMIZIN MUTFAGI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa ( SAV) Hakkında Herşey

 :: Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)
-
Buraya geçin: