iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 ÖNCÜ HANIMLAR

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
firdevs
Aktif Üye
Aktif Üye



Mesaj Sayısı : 306
Kayıt tarihi : 09/03/10

ÖNCÜ HANIMLAR Empty
MesajKonu: ÖNCÜ HANIMLAR   ÖNCÜ HANIMLAR Icon_minitimeÇarş. Mart 17, 2010 11:37 am

ÖNCÜ HANIMLAR
94. Sayı
Ekim 2008
ÖNCÜ HANIMLAR R945201 Modern
Dayatmalar Dönemi


Anneannem anlatır; annemle babam, iş vesilesiyle
İstanbul’a göçünce, içine bir tasa düşmüş; “kızım şehir yerinde asrileşir, yani
zamanın icabı sayılan hayat tarzına uyarsa…” diye. Ama annemin memlekete
dönüşünde, üzerinde gördüğü kıyafetle içi rahatlamış. Çünkü annemin kıyafeti
eskisinden daha bol ve uzun; ibadetlere riayeti daha devamlı, davranışları daha
ölçülüymüş.

Elbette anneannemin endişesi boşa değil; o yıllarda İslami
hayat tarzı ve kıyafeti, şehir hayatından neredeyse sökülüp atılmış bir
vaziyetteymiş. Anadolu’dan büyük şehirlere göçenler, “köylü, taşralı”
muamelesine uğramamak için kısa zamanda modern hayat tarzına ayak uydurmak
zorunda hissedermiş. Bilhassa hanımlar…

Kadınlar yaratılışlarındaki
hissilik icabı, toplum tarafından beğenilmeyi, önemsemeden edemezler. Bu
özellikleri sebebiyle, içinde bulundukları muhit onları nasıl giyinmeye ve
davranmaya yönlendiriyorsa, o şekilde davranırlar. O zamanın hanımlarının çoğu
eğer gelenek göreneklere bağlı bir muhit içinde iseler, kınanmamak için
geleneğin icap ettirdiği giyim kuşama bürünür; modern bir muhite geçerlerse, bu
muhitte yaygınlaşmış olan giysileri giyermiş. Bilhassa kendince bir fikri,
inancı, tercihi olmayan kadınlar; çevresinden kendisine ne aksederse onu
yansıtan bir ayna gibiymiş anlaşılan.

Bu nedenle orta Anadolu’nun
muhafazakârlığıyla bilinen bir şehri olan memleketimizde de hanımların çoğu;
ananevi bir şekilde örtünür, ama çoğu bunun Allah’ın bir emri olduğunu
bilmezlermiş. Yalnız örtünme değil, Ramazan’da oruç tutmak, gusletmek gibi
birçok dini hükümlere dayanan uygulamaları, sadece bir adet olarak
sürdürürlermiş.

Bu arada artık şalvar, bürgü, çarşaf gibi geleneksel
kıyafetler köylülere ve yaşlılara mahsus giyim kuşam sayıldığından, genç
hanımlar, piyasada satılan çoğu dar ve diz altına kadar uzanan mantoları
giymekte ve başlarını küçük eşarplarla örtmekte imişler. Anneannem gibi tasavvuf
yoluna bağlı, şuurlu bir tercihle dini hükümleri yerine getiren hanımlar hariç
tutulursa, birçok kadın, düğün-dernek gibi özel günlerde onu da açmakta mahzur
görmezlermiş.

Yol Ayırımındaki Kadının Rehberi;
Hocahanımlar


Annem de İstanbul’a geldiği vakit, bir yol ayrımına
gelmiş, ya modern bir hayat tarzını benimseyecek, ya da şuurlu bir şekilde
İslam’ı yaşayacak.

İşte, İstanbul’a göçenlerin pek çoğunun yaşadığı bu
yol ayrımında, annemin karşısına, güzel örnek olan ve inancını yaşamakta
cesaretlendiren Hoca Hanımlar çıkmış, Allah’a şükür. Hiç kuşkusuz bunda,
anneannemin duasının da payı vardır.

Annem anlatıyor: “İstanbul’a bizleri
ziyarete geldiği zaman, annem onu Sümbül Efendi camiine, Yaşar Hocahanımın
vaazına götürmüş. Anneannem o gün çok duygulanarak anneme şöyle demiş: “Siz
İstanbul’a gittiğiniz günlerde çok geceler Mevla’ya dua ettim ‘kızımın karşısına
hayırlı insanlar çıkar’ diye. Allah dualarımı kabul etmiş, çok
şükür…”

Kim bilir böyle kaç anne-babanın duasının bereketiyle olsa gerek;
manevi değerlerimizi tamamen yitirmekten korkar hale geldiğimiz bir zamanda,
Allah (cc) o mübarek Hocahanımları ümmetin genç kız ve kadınlarının imdadına
gönderdi, hamdolsun. Tabii, o hocahanımları yetiştiren ve yönlendiren zevat da
tasavvuf ehli âlimler ve ileri gelen hocaefendilerdi.

Sözünü ettiğim
Yaşar Hocahanım, bir yandan kız kuran kursunda, bir kısmı öksüz, yetim olmak
üzere, birçok kız çocuğuna sahip çıkmış; hiç evlenmeyerek hayatını onların
yetişmesine adamıştı. Kursunun mescidinde Cuma günleri vaaz ederdi. Ben de
ilkokula devam ederken, yaz tatillerinde onun kursuna gittiğimi hatırlıyorum.
Ayrıca, hala ezberimde olan birçok dua, salâvat ve ayeti kerimeyi onun
vaazlarında ezberlemişimdir.

Tıpkı peygamberimizin eğitim metodunda
olduğu gibi, ezberlenmesini tavsiye ettiği duaları vaazlarında sıkça
tekrarlardı. Henüz taze olan hafızamıza, birkaç kere duyduğumuz bu dualar
kolayca yerleşirdi.

Kalplere Hayat Veren Vaazlar,
Sohbetler


Henüz ilkokula yeni başlamış küçük bir çocuk olduğum halde,
annemin dizinin dibinde oturup onun vaazlarını zevkle dinlediğimi hatırlıyorum.
Zevkle dinliyorduk, çünkü geçirmekte olduğu ağır hastalıklara rağmen, iman
heyecanı ve ibadet kuvvetiyle; coşkusu hiç düşmeyen, duygulandıran, güven
uyandıran ve çeşitli misallerle düşündüren bir üslupta vazederdi.

Zihin
açan konuşmasını, peygamberimizin hayatı ve peygamberler tarihinden manzaralarla
örneklendirirdi. Her insan, onun vaazından kendi hayatı için bir ibret ve kendi
dertlerine bir teselli alırdı.

Onun vaazından, yıllar sonra hala aklımda
kalmış olan bir bölüm şöyleydi: “Hanımlar! Sabah yatağınızdan kalktığınız andan
akşam yatağınıza girdiğiniz ana kadar, her an imtihan oluyorsunuz. Mesela
kapınız çalındı, zengin komşunuzun çocuğu geldi gülümsediniz, sonra kapıcının
yoksul çocuğu gelmiş, yüzünüzü ekşittiniz. İşte, defterinize bir günah yazıldı.
Peygamberimiz yoksularla gariplere iyi muamele ile emrolundu ve bize de böyle
emretti…”

Allah razı olsun o Hocahanımlardan; kimisi camilerde, kimisi
kurslarda, kimisi de evlerde düzenlenen sohbetlerde halkı aydınlattılar.
Bilhassa Gönenli (Mehmed Efendi) Hocamızdan feyz alan hoca hanımların, bu yolda
hizmetleri çok büyüktür.

Hiçbir karşılık beklemeden, kimseyi küçük
görmeden, en kenar mahallenin, en kırık dökük evine kadar her türlü mekânda,
herkese sohbet verdiler, mukabele okudular, kıssalar, menkıbeler anlattılar...


Onlar, yalnız anlatmadı, sözlerine uygun hayatlarıyla örnek oldular.
Bunlardan aklıma gelen birkaç güzel örnek; hem kurslarda talebe yetiştiren, hem
ev sohbetlerinde hanımları Kur’an ahlakına davet eden Mukaddes Çıtlak Hocahanım
ve kız kardeşleri…

Fedakâr ve Cefakâr, Örnek
Hanımlar


Beytullah sevgisini anlattığı şiiri bestelenen Mukaddes
Hocamız ve kızı Reyhan Abla, gönüllerindeki Allah (cc), Peygamber (sav) ve
Beytullah aşkını, karşılarındaki kişilere aksettiren kişilerdi.

Sevecen
bir heyecanla, hep mütevazı bir üslupla herkesi kucaklarlardı. Mukaddes
Hocamızın kız kardeşi Hayrünnisa Hocamız, benim Mehmet Akif Kur’an Kursu’nda
edebiyat hocamdı. Onun ağır başlı sükûnetiyle işlediği dersleri, bize yalnız
bilgi değil, ruhani zevkleri de aşılardı.

Kursumuz ve onun gibi birçok
kursun öncülüğünü yapan hocamız ise üniversitelerde başörtüsü takanların
öncülerinden, Eczacı Fevziye Nuroğlu idi. Hümeyra Ökten, Gülsen Ataseven gibi
ablalarımızla birlikte onlar, Müslüman hanımın İslami hayat tarzına riayet
ederek kendini yetiştirebileceğinin birer örneği oldular. Onlar diploma ve
kariyer için değil, hizmet için ilim tahsiline koyulmak gerektiğini hem
anlattılar, hem gösterdiler.

Pek bilinmez ama Hatice Babacan’ın
başörtüsü sebebiyle 1968 yılında üniversitede problem yaşamasından önce, Gülsen
ablamız Tıp fakültesini birincilikle bitirmesine rağmen diploma törenine
alınmayarak ilk başörtüsü mağduriyeti yaşamıştı. Ancak, bu mağduriyet onun
Mukaddesatçı Hanımlar hareketine katılmasına mani olmadığı gibi birçok eğitim ve
kültür çalışmasına kurucu ve yönetici olarak öncülük etmesini teşvik edici
olmuştu.

Gülsen ablamız da, Fevziye hocamız gibi, çevresine heyecan ve
coşku yayan, pek çok hizmete öncülük eden, vakıf bir insandı. O ve arkadaşları
kurdukları vakıfta bir yandan manevi değerlerimizin taze bir iman, uyanık bir
şuurla benimsenmesine, bir yandan da kadınlarımızı ülkemizde hayli yaygın olan,
İslam’ın özüne aykırı örf ve adet baskılarından kurtarmaya çalışıyorlardı.


Sosyal ve Ekonomik Yardımlaşmanın İlk Örnekleri;
Vakıflar


Bu uğurda kadının statüsünü yükseltmesi, kendini
yetiştirmesini sağlayarak; bilhassa büyük şehirlere göçle birlikte gelen
problemlerin aşılmasına destek veriyorlardı. Örneğin kadınların aile içi
üretimlerinin değerlendirildiği pazarların kurulmasına, varlıklı ailelerle
yoksul aileler arasında yardımlaşma köprülerinin kurulmasına vesile oluyorlardı.


Hanımlar Eğitim ve Kültür Vakfı’nda görev aldığım zamanlardan bilirim,
vakfa gelen hanımlar önce onun gelip gelmediğini sorarlardı. Onun bulunmadığı
sıralarda yapılan faaliyetler daima biraz eksik kalırdı. Muayenehanesinde pek az
zaman geçirerek, enerjisinin çoğunu hizmetlerde harcayan Gülsen ablamız,
Müslüman’ın hayatı nasıl kulluk huzuru ve hizmet sevinciyle yaşadığının canlı
bir örneğiydi.

Yanında geçirdiğim yıllarda onu hiçbir gün asık suratlı,
öfkeli, canı sıkkın görmedim. Bir insanın hiç mi problemi olmaz, hiç mi keyifsiz
bir günü geçmez?

Elbette bu mümkün değildir. Ama o ve onun gibi
tasavvufi ahlakı benimsemiş hanımlar, Allah’ın takdirine teslim olmuş, O’ndan
geleni gönül huzuruyla kabul etmiş kişilerdi. Üzücü meselelere bile hüzünle
birlikte ümitle bakmayı ihmal etmezlerdi. Onların bu iyimserliğini görenler,
onlar gibi olmaya özenir, onları örnek alırdı. Vakfımızın hayır amaçlı
yemeklerinde görev almaya başlayan bir hanım anlatıyor.

“Ben bu vakfa
gelmeden, bu hanımları tanımadan önce, kendine dert arayan biriydim. Maddi bir
sıkıntım veya başka bir derdim olmamasına rağmen boşluk içindeydim, huzursuzdum.
Her şeyi kendime dert edinebiliyordum. Buraya gelince, yaşama sevinci hissetmeye
başladım. Şu anda bu hayırlara vesile olmak benim hayatımın gayesi oldu.”


ÖNCÜ HANIMLAR R945202
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ÖNCÜ HANIMLAR
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hoca Hanımlar Buraya
» “HANIMLAR, GÜÇ KAYNAĞIMIZ SİZLERSİNİZ”
» Böyle Hanımlar Ve Beylerde Var Günümüzde
» Bakın önceden ne hanımlar varmış....

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

Aile Ve Kadın Dünyası

 :: Kadın Gündem, Güncel Konular, Hobiler ve El sanatları
-
Buraya geçin: