iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Empty
MesajKonu: Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler   Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Icon_minitimePaz Mart 07, 2010 3:16 am

Allah, bundan 14 asır önce, insanlara
yol gösterici bir kitap olan Kuran-ı Kerim'i indirdi. Tüm insanlığı bu
kitaba uyarak kurtuluşa ermeye davet etti. İndirildiği günden kıyamete
dek, insanlığın yegane yol göstericisi de bu son ilahi kitap olacaktır.

Kuran'ın eşsiz üslubu ve içerdiği üstün hikmet, onun Allah'ın sözü
olduğunun kesin bir delilidir. Bunların yanı sıra, Kuran'ın Allah
katından indirildiğini ispatlayan pek çok mucizevi özelliği de vardır.
Bu özelliklerden biri, ancak 20. yüzyıl teknolojisiyle eriştiğimiz bazı
bilimsel gerçeklerin 1400 yıl önce Kuran'da bildirilmiş olmasıdır.
Elbette ki Kuran bir bilim kitabı değildir. Fakat çeşitli ayetlerinde,
son derece özlü ve hikmetli bir anlatım içinde aktarılan bazı bilimsel
gerçekler ancak 20. yüzyıl teknolojisi ile keşfedilmiştir. Kuran'ın
indirildiği dönemde bilimsel olarak saptanması mümkün olmayan bu
bilgiler, günümüz insanına Kuran'ın Allah sözü olduğunu bir kez daha
ispatlamaktadır.
Kuran'ın bilimsel mucizesini anlamak için, öncelikle bu İlahi kitabın
indirildiği dönemdeki bilim düzeyine bir göz atmak gerekir.
Kuran'ın indirildiği 7. yüzyılda, Arap toplumu bilimsel konular
hakkında sayısız hurafeye ve batıl inanca sahipti. Evreni ve doğayı
inceleyecek teknolojiye sahip olmayan Araplar, nesilden nesile
aktarılan efsanelere inanıyorlardı. Örneğin, gökyüzünün dağlar
sayesinde tepede durduğu sanılıyordu. Bu inanışa göre dünya düzdü ve
iki ucunda yüksek dağlar vardı. Bu dağların ise birer direk gibi gök
kubbeyi ayakta tuttukları düşünülüyordu.
Ancak Arap toplumunun tüm bu batıl inanışları Kuran'la birlikte ortadan
kaldırıldı. "Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti" (Rad
Suresi, 2) ayeti göğün dağlar sayesinde tepede durduğu inancını
geçersiz kıldı. Bunun gibi daha pek çok konuda, o dönemde hiçbir
insanın bilmediği önemli bilgiler verildi. İnsanların astronomi, fizik
ya da biyoloji hakkında çok az şey bildikleri bir dönemde indirilen
Kuran, evrenin yaratılışından insanın oluşumuna, atmosferin yapısından,
yeryüzündeki dengelere kadar pek çok konuda kilit bilgiler
içermekteydi.
Şimdi, Kuran'da yer alan bu bilimsel mucizelerden bir bölümünü birlikte görelim.
Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti.
(Rad Suresi, 2)


EVRENİN VAROLUŞU
Kuran-ı Kerim'de evrenin ortaya çıkışı şöyle açıklanır:
Kuran'da verilen bu bilgi, çağdaş bilimin bulgularıyla tam bir uyum
içindedir. Bugün astrofiziğin ulaştığı kesin sonuç, tüm evrenin madde
ve zaman boyutlarıyla birlikte, bir sıfır anında, büyük bir patlamayla
var olduğudur. "Büyük Patlama", orjinal adıyla "Big Bang" teorisi, tüm
evrenin yaklaşık 15 milyar yıl önce tek bir noktanın patlamasıyla
yokluktan meydana geldiğini kanıtlamıştır. Büyük Patlama teorisi bugün
evrenin varoluşu ve başlangıcı konusunda bütün bilim çevreleri
tarafından ortak kabul gören yegane bilimsel açıklamadır.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image002
1- Koyu mavi bölgeler background radyasyonunu göstermektedir.
2- Pembe bölgeler sıcaktır
3- Mavi bölgeler soğuktur.
4- Kırmızı bölgeler en sıcak yerleri belirtmektedir.
NASA'nın
1992'de gönderdiği Cobe uydusunun hassas tarayıcıları Big Bang'den
sonra tüm evrene yayıldığı varsayılan radyasyonun kalıntılarını buldu.
Bu buluş evrenin yoktan var edildiği gerçeğinin bilimsel bir açıklaması
olan Big Bang teorisinin ispatı oldu.

Big Bang'den önce
madde diye bir şey yoktur. Maddenin, enerjinin, hatta zamanın dahi
bulunmadığı, tamamen metafizik olarak tanımlanabilecek bir yokluk
ortamında madde, enerji ve zaman yaratılmıştır. Modern fiziğin ortaya
koyduğu bu büyük gerçek, Kuran'da bize 1400 yıl önceden haber
verilmektedir.

EVRENİN GENİŞLEMESİ
14 asır önce, astronomi biliminin
henüz gelişmemiş olduğu bir dönemde indirilen Kuran-ı Kerim'de evrenin
genişlediğinden şöyle bahsedilir:
Biz göğü ‘büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.
(Zariyat Suresi, 47)

Ayette geçen "gök" kelimesi Kuran'ın pek çok yerinde uzay ve evren
anlamında kullanılır. Burada da bu anlamda kullanılmıştır. Yani
Kuran'da, evrenin genişleyici olduğunu bildirilmiştir. Bilimin bugün
varmış olduğu sonuç da budur.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image003

Yüzyılımızın başlarına dek bilim dünyasında hakim olan tek görüş,
"Evrenin durağan bir yapıya sahip olduğu ve sonsuzdan beri süre
geldiği" şeklindeydi. Ancak, günümüz teknolojisi sayesinde
gerçekleştirilen araştırma, gözlem ve hesaplamalar evrenin bir
başlangıcı olduğunu ve sürekli olarak "genişlediğini" ortaya koydu.
Rus fizikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı evren bilimci Georges
Lemaitre, bu yüzyılın başlarında evrenin sürekli hareket halinde
olduğunu ve genişlediğini teorik olarak hesapladılar.
Bu gerçek, 1929 yılında gözlemsel olarak da ispatlandı. Amerikalı
astronom Edwin Hubble kullandığı dev teleskopla gökyüzünü incelerken
yıldızların ve galaksilerin sürekli olarak birbirlerinden
uzaklaştıklarını keşfetti. Herşeyin sürekli olarak birbirinden
uzaklaştığı bir evren ise, sürekli "genişleyen" bir evren anlamına
gelmekteydi. Evrenin genişlemekte olduğu, ilerleyen yıllardaki
gözlemlerle de kesinlik kazandı.
Ancak bu gerçek, henüz hiçbir insan tarafından bilinmezken, Kuran'da
açıklanmıştı. Çünkü Kuran, tüm evrenin yaratıcısı ve hakimi olan
Allah'ın sözüdür.

YÖRÜNGELER
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image004
Kuran'da Güneş ve Ay'dan bahsedilirken her birinin belli bir yörüngesi olduğu vurgulanır:
Geceyi, gündüzü, Güneşi ve Ay'ı yaratan O'dur; herbiri bir yörüngede yüzüp gidiyor. (Enbiya Suresi, 33)
Güneşin sabit olmadığı, belli bir yörüngede yol almakta olduğu bir başka ayette de şöyle bildirilmektedir:
Güneş
de, kendisi için (tesbit edilmiş) olan bir karar yerine doğru akıp
gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin takdiridir.

(Yasin Suresi, 38)

Kuran'da bildirilen bu gerçekler, çağımızdaki astronomik gözlemlerle
anlaşılmıştır. Astronomi uzmanlarının hesaplarına göre Güneş, Solar
Apex adı verilen bir yörünge boyunca Vega Yıldızı doğrultusunda saatte
720 bin km.'lik muazzam bir hızla hareket etmektedir. Bu, kabaca bir
hesapla, Güneş'in günde 17 milyon 280 bin km. yol katettiğini gösterir.
Güneş'le birlikte onun çekim sistemi içindeki tüm gezegenler ve
uyduları da aynı mesafeyi katederler. Ayrıca, evrendeki tüm yıldızlar
da buna benzer planlı bir harekete sahiptirler.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image005Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image006Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image007Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image008Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image009Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image010Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image011Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image012Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image013
Tüm
bu gök cisimleri çok ince hesaplarla saptanmış yörüngelere sahiptir. Ve
milyonlarca yıldır her biri kendi yörüngesinde diğerleriyle kusursuz
bir uyum ve düzen içinde akıp gitmektedir.

Tüm evrenin bu şekilde yörüngelerle donatılmış olduğu, yine Kuran'da şöyle haber verilmiştir:
Özen içinde yollar ve yörüngelerle donatılmış' göğe andolsun.
(Zariyat Suresi, 7)
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image014
Evrende
yaklaşık 200 milyar galaksi mevcuttur ve her galakside ortalama 200
milyar yıldız bulunur. Bu yıldızların pek çoğunun gezegenleri, bu
gezegenlerin de uyduları vardır. Tüm bu gök cisimleri çok ince
hesaplarla saptanmış yörüngelere sahiptir. Ve milyonlarca yıldır her
biri kendi yörüngesinde diğerleriyle kusursuz bir uyum ve düzen içinde
akıp gitmektedir. Bunların dışında pek çok kuyruklu yıldız da kendisi
için tespit edilmiş yörüngede yüzüp gider.
Evrendeki yörüngeler
sadece gök cisimlerine ait değildir. Galaksiler de şaşırtıcı hızlarla
planlı ve hesaplı yörüngeler üzerinde hareket ederler. Bu hareketleri
esnasında hiçbir gök cismi bir diğeriyle çarpışmaz, yolları kesişmez.
Öyle ki bazı galaksilerin, hiçbir parçası diğerininkine değmeden
birbirlerinin içinden geçip gittikleri gözlemlenmiştir.
Elbette,
Kuran'ın indirildiği dönemde insanlık, günümüzdeki gibi uzayı
milyonlarca kilometre uzaklıklara dek gözlemleyecek teleskoplara,
gelişmiş gözlem teknolojilerine, modern fizik ve astronomi bilgilerine
sahip değildi. Dolayısıyla uzayın, ayette bildirildiği gibi, "özen
içinde yollar ve yörüngelerle donatılmış" olduğunu, o dönemde bilimsel
olarak tespit edebilmek imkansızdı. Ancak o çağda indirilmiş olan
Kuran-ı Kerim'de bu gerçek bizlere açıkça haber verilmiştir; çünkü
Kuran, Allah'ın sözüdür.

KORUNMUŞ TAVAN
Kuran'da Allah, gökyüzünün ilginç bir özelliğine şöyle dikkat çeker:
Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar. (Enbiya Suresi, 32)
Gökyüzünün bu özelliği, 20. yüzyıldaki bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Yerküremizi
çepeçevre kuşatan atmosfer, canlılığın devamı için son derece hayati
işlevleri yerine getirir. Dünyaya doğru yaklaşan irili ufaklı pek çok
göktaşını eriterek yok eder ve bunların yeryüzüne düşerek canlılara
büyük zararlar vermesini engeller.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image015
Bu temsili resimde de görüldüğü gibi göktaşları dünyamız için çok
önemli bir tehlike olabilirdi. Ancak Allah kusursuz yaratışı ile
atmosferi koruyucu bir tavan kılmıştır.


Atmosfer, bunun yanısıra, uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan
ışınları da filtre eder. İşin ilginç olan yanı, atmosferin sadece
zararsız orandaki ışınları, yani görünür ışık, kızıl ötesi ışınlar ve
radyo dalgalarını geçirmesidir. Çünkü bunlar yaşam için gerekli
ışınlardır. Atmosfer tarafından belirli oranda geçmesine izin verilen
ultraviyole ışınları, bitkilerin fotosentez yapmaları ve dolayısıyla
tüm canlıların hayatta kalmaları açısından büyük önem taşır. Güneş
tarafından yayılan şiddetli ultraviyole ışınlarının büyük bölümü,
atmosferin ozon tabakasında süzülür ve Dünya yüzeyine yaşam için
gerekli olan az bir kısmı ulaşır.
Atmosferin koruyucu özelliği
bunlarla da kalmaz. Dünya, uzayın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu
soğuğundan yine atmosfer sayesinde korunur.
Dünya'yı zararlı etkilerden koruyan, yalnızca atmosfer değildir.
Atmosferin yanı sıra "Van Allen Kuşakları" denilen ve dünyanın manyetik
alanından kaynaklanan bir tabaka da, gezegenimize gelen zararlı
ışınlara karşı bir kalkan görevi görür. Güneşten ve diğer yıldızlardan
sürekli olarak yayılan bu ışınlar, insanlar için öldürücü etkiye
sahiptir. Özellikle Güneş'te sık sık meydana gelen ve "parlama" adı
verilen enerji patlamaları, Van Allen Kuşakları olmasa, dünyadaki tüm
yaşamı yok edebilecek güçtedir.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image016Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image017
1- Yerküre
2 ve 3- Dünyayı saran iki manyetik kuşak
Van Allen kuşakları Dünya'nın manyetik alanından kaynaklanan bir
tabakadır. Bu tabaka gezegenimize gelen zararlı ışınlara karşı bir
kalkan görevi görür.

Geçtiğimiz yıllarda tespit edilen bir parlamada açığa çıkan
enerjinin, Hiroşima'ya atılanın benzeri 100 milyar atom bombasına eş
değer olduğu hesaplanmıştır. Parlamadan 58 saat sonra pusulaların
ibrelerinde aşırı hareketler gözlenmiş, Dünya atmosferinin 250 km
üstünde sıcaklık sıçrama yapıp 2500° C'ye yükselmiştir.
Kısacası, Dünya'nın üzerinde, kendisini sarıp kuşatan ve dış
tehlikelere karşı koruyan mükemmel bir sistem işler. İşte Dünya göğünün
bu koruyucu kalkan özelliği yüzyıllar öncesinden Kuran'da bizlere
bildirilmiştir.

GERİ DÖNDÜREN GÖK
Kuran-ı Kerim'de, Tarık Suresi'nin 11. ayetinde gökyüzünün "geri döndürücü" özelliğinden bahsedilir:
Dönüşlü olan göğe andolsun (Tarık Suresi, 11)
Ayette "dönüşlü" olarak tercüme edilen kelime, "geri çeviren" ya da "geri döndüren" anlamına gelmektedir.
İlginç olan, gökyüzünün Kuran'da belirtilen bu özelliğinin, Kuran'ın
indirilmesinden yüzyıllar sonra bilimsel olarak tespit edilmesidir.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image018
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image019
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image020
İyonosfer
tabakası, belli bir merkezden yayınlanan radyo dalgalarını yeryüzüne
geri yansıtarak bu yayınların uzak mesafelerden algılanması sağlar.
Ozonosfer
tabakası ultraviyole gibi zararlı kozmik ışıkları uzaya geri
döndürerek, bu ışınların yeryüzüne ulaşmasını ve canlılığı zarar
vermesini engeller.
Troposfer tabakası okyanuslardan buharlaşan su buharını yoğunlaştırarak yeryüzüne yağmur olarak geri döndürür.

Bilindiği gibi Dünya'yı çevreleyen atmosfer pek çok katmandan oluşur.
Her katmanın canlılığın yararına yönelik önemli bir görevi vardır.
İncelendiği zaman her tabakanın kendisine ulaşan madde ya da ışınları
uzaya ya da yeryüzüne geri döndürme özellikleri olduğu anlaşılmıştır.
Örneğin 13 ile 15 km yükseklikteki Troposfer yeryüzünden yükselen su
buharının yoğunlaşarak yağış olarak yere geri dönmesini sağlar.
25 km yükseklikteki Ozonosfer uzaydan gelen radyasyon ve zararlı
ultraviyole ışınlarını yansıtarak yeryüzüne ulaşamadan uzaya geri
dönmelerini sağlar.
İyonosfer tabakası da yeryüzünden yayınlanan radyo dalgalarını bir uydu
gibi yeryüzünün farklı bölgelerine geri yansıtarak, telsiz
konuşmalarının, radyo ve televizyon yayınlarının, uzak mesafelerden
izlenebilmesini sağlar.
Atmosferin manyetosfer tabakası ise, Güneş'ten ve diğer yıldızlardan
yayılan zararlı radyoaktif parçacıkları, yeryüzüne ulaşmadan uzaya geri
döndürür.

ATMOSFERİN KATMANLARI
Kuran ayetlerinde evren hakkında verilen bilgilerden biri, gökyüzünün yedi kat olarak düzenlendiğidir:
Sizin
için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe istiva edip de
onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir.

(Bakara Suresi, 29)
Sonra,
duman halinde olan göğe yöneldi... Böylece onları iki gün içinde yedi
gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti...

(Fussilet Suresi, 11-12)

Kuran'da gök kelimesi tüm evreni ifade etmek için kullanıldığı gibi,
Dünya göğünü ifade etmek için de kullanılır. Kelimenin bu anlamı
alındığında, Dünya göğünün, bir başka deyişle atmosferin 7 katmandan
oluştuğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Nitekim bugün Dünya
atmosferinin üst üste dizilmiş farklı katmanlardan meydana geldiği
bilinmektedir. Üstelik ayette bildirildiği gibi, tam yedi temel
katmandan...
Bilimsel bir kaynakta bu konu şöyle açıklanır:
Bilim adamları atmosferin birçok katmandan oluştuğunu keşfettiler.
Katmanlar, basınçları ve bunları oluşturan gazların bileşimi gibi
belirgin fiziksel özelliklerle birbirlerinden farklılaşırlar...
Atmosferin Dünyaya en yakın katmanı "TROPOSFER"dir. Atmosferin toplam
kütlesinin %90'ını oluşturur... Troposfer'in üzerindeki katman
"STRATOSFER" dir... Stratosfer'de ultraviyole ışınlarının emildiği
katmana "OZONOSFER" adı verilir... Stratosfer'in üzerindeki tabakaya
"MEZOSFER" adı verilir... Mezosfer'in üzerinde "TERMOSFER" yer alır...
İyonize olmuş gazlar Termosfer'in içinde "İYONOSFER" adı verilen bir
katman oluştururlar... Dünya atmosferinin en dış tabakası 450 km . den
960 km . ye uzanır. Bu katmana "EKZOSFER" adı verilir. 46
Bu kaynakta belirtilen katmanları saydığımızda atmosferin ayette bildirildiği gibi tam olarak 7 tabakadan oluştuğunu görürüz:
1- TROPOSFER
2- STRATOSFER
3- OZONOSFER
4- MEZOSFER
5- TERMOSFER
6- İYONOSFER
7- EKZOSFER
Bu konuyla ilgili bir diğer önemli mucize de Fussilet Suresi'nin 12.
ayetinde geçen "her bir göğe emrini vahyetti" ifadesinde yer
almaktadır. Yani Allah'ın her tabakayı belli bir görevle
görevlendirdiği belirtilmektedir. Gerçekten, daha önceki bölümlerde de
gördüğümüz gibi, yukarıda saydığımız tabakaların her birinin insanların
ve yeryüzündeki tüm canlıların yararı açısından çok hayati görevleri
vardır. Yağmurların oluşmasından, zararlı ışınların engellenmesine,
radyo dalgalarının yansıtılmasından, gök taşlarının zararsız hale
getirilmesine kadar her tabakanın kendine özgü belirli bir işlevi
bulunmaktadır.
20. yüzyıl teknolojisi olmadan tesbit edilmesi hiçbir biçimde mümkün
olmayan bu bilgilerin 1400 yüzyıl önce indirilmiş olan Kuran-ı Kerim'de
açıkça bildirilmesi ise, çok büyük bir mucizedir.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image021
Atmosfer, basınçları ve bunları oluşturan gazların bileşimi gibi
belirgin fiziksel özelliklerle birbirlerinden farklılaşan 7 katmandan
oluşmaktadır. Her katmanın ise yeryüzündeki canlılık için hayati önemi
olan görevleri vardır.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image022Bugün
Dünya atmosferinin üst üste dizilmiş farklı katmanlardan meydana
geldiği bilinmektedir. Üstelik atmosfer aynen ayette bildirildiği gibi,
tam yedi temel katmandan oluşmaktadır.


DAĞLARIN GÖREVİ
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image023
Kuran'da dağların önemli bir jeolojik işlevine dikkat çekilmektedir:
Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık...
(Enbiya Suresi, 31)
Dikkat edilirse ayette, dağların yeryüzündeki sarsıntıları önleyici bir özelliği olduğu haber verilmektedir.
Kuran indirildiği dönemde hiçbir insan tarafından bilinmeyen bu gerçek,
modern jeolojinin bulguları sonucunda ortaya çıkmıştır. Jeolojik
bulgulara göre, dağlar, yeryüzü kabuğunu oluşturan çok büyük
tabakaların hareketleri ve çarpışmaları sonucunda meydana gelir.
İki tabaka çarpıştığı zaman daha dayanıklı olanı ötekinin altına girer.
Üstte kalan tabaka kıvrılarak yükselir ve dağları meydana getirir.
Altta kalan tabaka ise yeraltında ilerleyerek aşağıya doğru derin bir
uzantı meydana getirir. Yani dağların yeryüzünde gördüğümüz kütleleri
kadar, yeraltına doğru ilerleyen bir uzantıları daha vardır.
Bu şekilde dağlar, yeryüzü tabakalarının birleşim noktalarında
yerüstüne ve yeraltına doğru uzanarak bu tabakaları birbirine
perçinler. Bu şekilde, yer kabuğunu sabitleyerek mağma tabakası
üzerinde ya da kendi tabakaları arasında kaymasını engeller. Kısacası
dağları, tahtaları bir arada tutan çivilere benzetebiliriz.
Bir başka ayette de, dağların bu işlevine, "kazık"lara benzetme yapılarak işaret edilir:
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık?
(Nebe Suresi, 6-7)
Dağların bu sabitleyici özelliği bilimsel literatürde "izostasi" terimiyle tanımlanır. İzostasi'nin kelime anlamı şöyledir:
İzostasi: ... Jeolojide, dağların dünya yüzeyinin altında
oluşturdukları yerçekimsel kuvvet sayesinde yer kabuğunun genel
dengesinin sağlanması. 47
Görüldüğü gibi, modern jeolojik ve sismik araştırmalar sonucunda
keşfedilen dağların çok hayati bir işlevi, yüzyıllar önce indirilmiş
Kuran-ı Kerim'de Allah'ın yaratmasındaki üstün hikmete bir örnek olarak
bildirilmiştir. Bir başka ayette ise şöyle buyrulur:
Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı...
(Lokman Suresi, 10)
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image024
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image025
Şematik
kesit. Kazık şeklindeki dağların toprağın içerisine iyice yerleşmiş
kökleri vardır. (anatomy of the Earth, Caillleux, s. 220)
Dağların
derin kökleri dolayısıyla şekil olarak kazıklara benzediklerini
gösteren diğer resim (EARTH SCIENCE, Tarbuck and Lutgens, s. 158)


Parmak İzİ
Kuran'da, insanları ölümden sonra diriltmenin
Allah için çok kolay olduğu anlatılırken, insanların özelikle parmak
uçlarına dikkat çekilir:
Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz.
(Kıyamet Suresi, 3-4)

Parmak uçlarının vurgulanması, son derece hikmetlidir. Çünkü tüm
insanların parmak izi, tamamen kendilerine özeldir. Şu an dünya
üzerinde yaşayan her insanın parmak izi birbirinden farklıdır. Dahası,
tarih boyunca yaşamış insanlarınki de birbirlerinden farklıdır.

Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image026
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image027Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image028
Resimde görüldüğü gibi herkeste farklı şekillere sahip olan parmak izi, tüm insanlarda aynı yapıdan meydana gelmektedir.


İşte bu nedenle parmak izi, herkese özel çok önemli bir "kimlik kartı" sayılmakta ve tüm dünyada bu amaçla kullanılmaktadır.
Ancak önemli olan, parmak izinin özelliğinin ancak 19. yüzyılın
sonlarına doğru keşfedilmiş olmasıdır. Ondan önce, insanlar parmak
izini hiçbir özelliği ve anlamı olmayan çizgiler olarak görmüştür.
Fakat Kuran'da, o dönemde kimsenin dikkatini çekmeyen parmak izleri
vurgulanmakta ve bu izlerin ancak çağımızda fark edilen önemine dikkat
çekilmektedir.

DAĞLARIN HARAKET ETMESİ
Bir ayette dağların göründükleri gibi sabit olmadıkları, sürekli hareket halinde bulundukları bildirilmektedir:
Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler.
(Neml Suresi, 88)

Dağların bu hareketi, üzerinde bulundukları yer kabuğunun hareketinden
kaynaklanır. Yer kabuğu kendisinden daha yoğun olan manto tabakası
üzerinde adeta yüzer gibi hareket etmektedir. İlk olarak bu yüzyılın
başlarında Alfred Wegener isimli Alman bir bilim adamı, yeryüzündeki
kıtaların dünyanın ilk dönemlerinde bir arada bulunduklarını, daha
sonra farklı yönlerde sürüklenerek birbirlerinden ayrılıp
uzaklaştıklarını öne sürmüştü.
Ancak jeologlar, Wegener'in haklı
olduğunu onun ölümünden 50 yıl sonra yani 1980'li yıllarda
anlayabildiler. Wegener'in, 1915 yılında yayınladığı bir makalede
belirtmiş olduğu gibi yeryüzündeki kara parçaları yaklaşık 500 milyon
yıl önce birbirlerine bağlılardı ve Pangaea ismi verilen bu büyük kara
parçası Güney Kutbu'nda bulunuyordu.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image029

Yaklaşık 180 milyon yıl önce Pangaea ikiye ayrıldı. Farklı yönlere
sürüklenen bu iki dev kıtadan birincisi Afrika, Avustralya, Antartika
ve Hindistan'ı kapsayan Gondwana idi. İkincisi ise, Avrupa, Kuzey
Amerika ve Hindistan'sız Asya'dan oluşan Laurasia idi. Bu bölünmeyi
izleyen yaklaşık 150 milyon yıl içindeki çeşitli zamanlarda Gondwana ve
Laurasia daha küçük parçalara ayrıldılar.
İşte Pangaea'nın
parçalanmasıyla ortaya çıkan bu kıtalar sürekli olarak kara ve deniz
arasındaki dağılımı değiştirerek, yılda birkaç santimetrelik hızlarla
Dünya yüzeyinde sürüklenmektedirler.
20. yüzyılın başlarında yapılan jeolojik araştırmalar sonucunda
keşfedilen yer kabuğunun bu hareketi bilimsel kaynaklarda şöyle
açıklanmaktadır:
Yerkabuğu ve üst mantodan oluşan 100 km . kalınlığındaki dünya yüzeyi
"tabaka" adı verilen parçalardan oluşmuştur. Dünya yüzeyini oluşturan
altı büyük tabaka ve sayısız küçük tabaka vardır. "Tabaka tektoniği"
adı verilen teoriye göre bu tabakalar kıtaları ve okyanus tabanını da
beraberinde taşıyarak dünya üzerinde hareket ederler... Kıtasal
hareketin yılda 1 ile 5 cm . civarında olduğu hesaplanmıştır. Tabakalar
bu şekilde hareket ettikçe dünya coğrafyasında değişiklikler meydana
gelir. Örneğin, Atlantik Okyanusu her sene biraz daha genişlemektedir.4

Burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta da şudur: Allah dağların
hareketini ayette "sürüklenme" olarak bildirmiştir. Nitekim bilim
adamlarının bugün bu hareket için kullandıkları İngilizce terim de
"Continental Drift" yani "Kıtasal Sürüklenme"dir. 48
Bilimin çok yeni keşfettiği bu bilimsel gerçeğin, Kuran'da bildirilmiş olması kuşkusuz Kuran'ın mucizelerinden biridir.

DEMİRDEKİ SIR
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image030
Demir, Kuran'da dikkat çekilen elementlerden biridir. Kuran'ın "Hadid", yani "Demir" adlı suresinde şöyle buyrulur:
Ve kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik...
(Hadid Suresi, 25)

Ayette, demir için özel olarak kullanılan "indirme" kelimesi, mecazi
olarak insanların hizmetine verilme anlamında düşünülebilir. Fakat
kelimenin, "Gökten fiziksel olarak indirme" şeklindeki gerçek anlamı
dikkate alındığında, ayetin çok önemli bir bilimsel mucize içerdiği
görülmektedir.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image031
Çünkü modern astronomik bulgular, Dünyamız'daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur.
Evrende ağır metaller, büyük yıldızların çekirdeklerinde üretilir.
Güneş sistemimiz ise demir elementini kendi bünyesinde üretebilecek bir
yapıya sahip değildir. Demir ancak Güneş'ten çok daha büyük yıldızlarda
bir kaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova
veya süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli
bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz ve patlar. Bu patlama
sonucu, içinde demir bulunan gök taşları uzaya dağılır ve bir gök
cisminin çekimine yakalanıp çarpana kadar boşlukta dolaşır.
Tüm bunlardan anlaşılacağı gibi demir madeni dünyamızda oluşmamış, gök
taşları vasıtasıyla süper novalardan taşınarak, aynen ayette
bildirildiği şekilde "Dünya'ya indirilmiştir". Bunun Kuran'ın
indirilmiş olduğu 7. yüzyılda bilimsel olarak tespit edilemeyeceği ise
açıktır. Ancak bu gerçek, herşeyi sonsuz bilgisiyle kuşatan Allah'ın
sözü olan Kuran'da yer almaktadır.
Bunun yanı sıra içinde demirden bahsedilen Hadid Suresi'nin 25. ayeti oldukça ilginç iki matematiksel şifre içermektedir:
"El-Hadid" Kuran'ın 57. suresidir. "El hadid" kelimesinin Arapça'daki
sayısal değeri, yani ebcedi hesaplandığında karşımıza çıkan rakam da
aynıdır: 57.
Sadece "hadid" kelimesinin sayısal değeri 26'dır. 26 sayısı ise demirin atom numarasıdır.

AŞILAYICI RÜZGARLAR
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image032
Bu yüzyılın başlarına kadar, rüzgarla yağmurun yağması arasında bir
bağlantı bulunduğu bilinmiyordu. Rüzgarların yağmurun oluşumunda önemli
bir "aşılayıcı" rol oynadıkları, modern meteorolojik çalışmalarla fark
edildi.

Kuran'ın bir ayetinde rüzgarların "aşılama" özelliğine ve bunun sonucunda yağmurun oluştuğuna dikkat çekilir:
Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık.
(Hicr Suresi, 22)

Ayette, yağmur oluşumundaki ilk aşamanın rüzgarlar olduğuna dikkat
çekilmektedir. Oysa bu yüzyılın başlarına kadar, rüzgarla yağmurun
yağması arasında bir bağlantı bulunduğu bilinmiyordu. Rüzgarların
yağmurun oluşumunda önemli bir "aşılayıcı" rol oynadıkları, modern
meteorolojik çalışmalarla fark edildi.
Rüzgarların bu aşılama özelliği şöyle gerçekleşir:
Okyanusların ve denizlerin yüzeyinde, köpüklenme nedeniyle her an
sayısız hava kabarcığı oluşmaktadır. Bu kabarcıklar patladıkları anda,
milimetrenin 100'de biri çapındaki binlerce parçacığı havaya
fırlatırlar. "Aerosol" adı verilen bu parçacıklar, rüzgarlar sayesinde
karalardan gelen tozlarla karışarak atmosferin üst katmanlarına
taşınır. Rüzgarların bu şekilde yükseklere taşıdığı parçacıklar, burada
su buharı ile temas eder. Su buharı da bu parçacıkların etrafına
toplanarak yoğunlaşır ve su damlacıklarına dönüşür. Bu su damlacıkları
önce bir araya gelerek bulutları oluşturur, bir süre sonra da yağmur
olarak yeryüzüne iner.
Görüldüğü gibi rüzgarlar, havada serbest halde bulunan su buharını
denizlerden taşıdıkları parçacıklarla "aşılamakta" ve böylece yağmur
bulutlarının oluşumunu sağlamaktadır.
Eğer rüzgarların bu özelliği olmasa, yüksek atmosferdeki su
damlacıkları hiçbir zaman oluşamayacak ve yağmur diye birşey de
olmayacaktı.
Burada önemli olan nokta ise, rüzgarların yağmur oluşumundaki bu kritik
görevinin asırlar önce Kuran ayetinde bildirilmiş olmasıdır. Hem de
insanların doğa olayları hakkında hemen hiçbir şey bilmedikleri bir
devirde...

YAĞMURDAKİ ÖLÇÜ
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image033

Kuran'da yağmur hakkında verilen bir diğer bilgi ise, yağmurun belli
bir ölçü ile indirildiğidir. Zuhruf Suresi'nde şöyle buyrulur:
Ki
O, belli bir miktar ile gökten su indirdi de, onunla ölü bir memleketi
‘diriltti (ve her yanına hayat) yaydı'; siz de böyle (kabirlerinizden
diriltilip) çıkarılacaksınız. (Zuhruf Suresi, 11)

Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image034
Yeryüzünde su, sürekli bir denge içinde, "bir ölçüye göre" dönüp
durmaktadır. Yeryüzündeki hayatın devamı da, bu su döngüsü sayesinde
sağlanır.

Yağmurdaki bu ölçü de, yine çağımızdaki araştırmalarla tespit
edilmiştir. Ölçümlere göre, yeryüzünden bir saniyede 16 milyon ton su
buharlaşmaktadır. Bir yılda bu miktar 513 trilyon ton suya ulaşır. Bu,
aynı zamanda bir yılda dünyaya yağan yağmur miktarıdır. Yani su,
sürekli bir denge içinde, "bir ölçüye göre" dönüp durmaktadır.
Yeryüzündeki hayatın devamı da, bu su döngüsü sayesinde sağlanır. İnsan
sahip olduğu tüm teknolojik imkanları kullansa dahi bu döngüyü asla
yapay olarak gerçekleştiremez.
Eğer bu miktarda en küçük bir
değişiklik bile olsa, kısa bir zaman sonra büyük bir ekolojik
dengesizlik ortaya çıkacak ve bu da hayatın sonunu getirecektir. Fakat
hiçbir zaman böyle olmaz; yağmur, Kuran'da bildirildiği gibi, yeryüzüne
her sene aynı miktarda inmeye devam eder.

DENİZLERİN BİRBİRİNE KARIŞMAMASI
Denizlerin,
araştırmacılar tarafından çok yakın bir geçmişte tespit edilen bir
özelliği, Kuran'ın bir ayetinde şöyle bildirilir:
Birbirleriyle
kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel (berzah)
vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.

(Rahman Suresi, 19-20)

Birbirine açılan, fakat suları kesinlikle birbiriyle karışmayan
denizlerin ayette bildirilen bu özelliği, okyanus bilimciler tarafından
çok yakın bir zaman önce keşfedilmiştir. "Yüzey gerilimi" adı verilen
fiziksel bir kuvvet nedeniyle, komşu denizlerin sularının karışmadığı
ortaya çıkmıştır. Denizlerin farklı yoğunluklarından kaynaklanan yüzey
gerilimi, adeta bir duvar gibi sularının birbirine karışmasını
engeller.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image035Akdeniz'in
suyu, Cebelitarık Boğazı'nda Atlas Okyanusu ile karşılaşır. Ama bu
karşılaşma sonucu kendi sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk özellikleri
değişmez. Çünkü iki deniz arasında da bir sınır vardır.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image036Bu
denizlerde büyük dalgalar, güçlü akıntılar ve gel-gitler olmasına
rağmen deniz suları birbirlerine karışmazlar ya da bu sınırı aşmazlar.
Bilimin çok yakın geçmişte keşfettiği bu gerçek 14 asır önce Kuran'ın
Rahman Suresi'nde haber verilmiştir.
Elbette ki işin ilginç yanı,
insanların, ne fizikten, ne yüzey geriliminden, ne de okyanus
biliminden haberdar olmadıkları bir devirde bu gerçeğin Kuran'da
bildirilmiş olmasıdır.

BEBEĞİN CİNSİYETİ
Yakın bir zamana kadar, insanlar,
bebeğin cinsiyetinin anne hücreleri tarafından belirlendiğini
sanıyordu. Ya da en azından, anne ve babadan gelen hücrelerin birlikte
cinsiyet belirledikleri zannediliyordu. Ancak Kuran'da bu konuda farklı
bir bilgi verilmiş ve erkeklik ve dişiliğin, "rahme dökülen meniden"
yaratıldığı bildirilmiştir:
Rahime dökülen meniden erkek ve dişi iki çifti O yarattı...
(Necm Suresi, 45-46)

Kuran'ın verdiği bu bilginin doğruluğu, genetik ve mikrobiyoloji
bilimlerinin gelişmesiyle birlikte bilimsel olarak da ispatlandı.
Cinsiyetin tümüyle erkekten gelen sperm hücreleri tarafından
belirlendiği, kadının ise bu işte hiçbir rolü olmadığı anlaşıldı.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image037Kuran'da
erkeklik ve dişiliğin, rahme dökülen meniden” yaratıldığı
bildirilmiştir. Oysa yakın zamana kadar cinsiyetin anne hücreleri
tarafından belirlendiği sanılıyordu. Kuran'da verilen bu bilgiyi bilim
20. yüzyılda keşfetmiştir.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image038
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image039
Cinsiyetin belirlenmesindeki etken kromozomlardır.

Cinsiyet belirlenmesindeki etken, kromozomlardır. İnsan yapısını
belirleyen 46 kromozomdan iki tanesi cinsiyet kromozomu olarak
adlandırılır. Bu iki kromozom erkekte XY, kadında ise XX olarak
tanımlanır. Bunun sebebi bu kromozomların bu harflere benzemesidir. Y
kromozomu erkeklik, X kromozomu ise kadınlık genlerini taşır.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image040

Bir insanın oluşması, erkek ve kadında çiftler halinde yer alan bu
kromozomların birer tanesinin birleşmesi ile başlar. Kadında yumurtlama
sırasında ikiye ayrılan eşey hücresinin her iki parçası da X kromozomu
taşır. Oysa erkekte ikiye ayrılan eşey hücresi, X ve Y kromozomları
içeren iki farklı sperm meydana getirir. Kadında bulunan X kromozomu,
eğer erkekteki X kromozomu içeren spermle birleşirse doğacak bebek kız
olacaktır. Eğer Y kromozomu içeren spermle birleşirse, bu kez doğacak
çocuk erkek olur.
Yani doğacak çocuğun cinsiyeti, erkekteki kromozomlardan hangisinin kadının yumurtasıyla birleşeceğine bağlıdır.
Kuşkusuz genetik bilimi ortaya çıkıncaya dek, yani 20. yüzyıla kadar
bunların hiçbiri bilinmiyordu. Aksine pek çok kültürde, doğacak çocuğun
cinsiyetinin kadın bedeni tarafından belirlendiği inancı yaygındı.
Hatta bu nedenle kız çocuk doğuran kadınlar kınanırdı.
Oysa Kuran'da, insanlara genlerin keşfinden 13 yüzyıl önce bu batıl
inanışı reddeden bir bilgi verilmiş, cinsiyetin kökeninin kadın değil,
erkekten gelen meni olduğu bildirilmiştir.

RAHİME ASILIP "ALAK"
Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir “alak”tan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir.
(Alak Suresi, 1-3)

Kuran'ın insanın oluşumu hakkında verdiği bilgileri incelemeye devam
ettiğimizde, yine çok önemli bazı bilimsel mucizelerle karşılaşırız.
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image041

Erkekten gelen sperm ve kadındaki yumurta birleştiğinde, doğacak
bebeğin ilk özü de oluşmuş olur. Biyolojide "zigot" olarak tanımlanan
bu tek hücre, hiç zaman yitirmeden bölünerek çoğalacak ve giderek küçük
bir "et parçası" haline gelecektir.
Ancak zigot bu büyümesini
boşlukta gerçekleştirmez. Rahim duvarına asılıp tutunur. Sahip olduğu
uzantılar sayesinde toprağa yerleşen kökler gibi, buraya yapışır. Bu
bağ sayesinde de, gelişimi için ihtiyaç duyduğu maddeleri annenin
vücudundan emebilir.
İşte burada çok önemli bir Kuran mucizesi ortaya çıkmaktadır. Allah
Kuran'da, anne rahmine tutunarak gelişmeye başlayan zigottan söz
ederken, "alak" kelimesini kullanmaktadır:
"Alak" kelimesinin Arapça'daki anlamı ise, "bir yere asılıp tutunan
şey" demektir. Hatta kelime asıl olarak deriye yapışarak oradan kan
emen sülükler için kullanılır.
Kuşkusuz, anne karnında gelişmekte olan zigotun bu özelliğini işaret
eden bir kelimenin kullanılması, Kuran'ın Alemlerin Rabbi olan Allah
tarafından indirildiğini bir kez daha ispatlamaktadır.

KEMİKLERİN KASLA SARILMASI
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image042
Kuran
ayetlerinde bildirilen bir diğer önemli bilgi ise, insanın anne
rahmindeki oluşum aşamalarıdır. Ayetlerde, anne karnında önce
kemiklerin oluştuğu, daha sonra ise kasların ortaya çıkarak bu
kemikleri sardığı haber verilmektedir:
Sonra
o su damlasını bir alak (hücre topluluğu) olarak yarattık; ardından o
alak'ı bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et
parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik;
sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan
Allah, ne yücedir.

(Müminun Suresi, 14)

Anne karnındaki gelişimi inceleyen bilim dalı embriyolojidir. Ve
embriyoloji alanında, yakın zamana kadar kemiklerle kasların birlikte
ortaya çıkarak geliştikleri sanılmıştır. Bu yüzden bazı kimseler uzun
bir süre bu ayetlerin bilime ters düştüğünü iddia etmiştir. Ancak
gelişen teknoloji sayesinde yapılan daha ileri mikroskobik incelemeler,
Kuran'da bildirilenlerin harfiyen doğru olduğunu ortaya koymuştur.
Bu mikroskobik incelemeler göstermektedir ki, anne karnında, tam
ayetlerde tarif edildiği gibi bir gelişme gerçekleşir. Önce embriyodaki
kıkırdak doku kemikleşir. Daha sonra ise kas hücreleri kemiklerin
etrafındaki dokudan seçilerek bir araya gelir ve bu kemikleri sarar.
Bu durum, "Developing Human" yani "Gelişen İnsan" adlı bilimsel bir yayında şöyle tarif edilmektedir:
6. haftada kıkırdaklaşmanın devamı olarak ilk kemikleşme köprücük
kemiğinde ortaya çıkar. 7. hafta sonunda uzun kemiklerde de kemikleşme
başlamıştır. Kemikler oluşmaya devam ederken kas hücreleri kemiği
çevreleyen dokudan seçilerek kas kitlesini meydana getirirler. Kas
dokusu bu şekilde kemiğin etrafında ön ve arka kas gruplarına ayrışır. 49
Kısacası insanın Kuran'da tarif edilen oluşum aşamaları, modern embriyolojinin bulgularıyla tam bir uyum içindedir.

BEBEĞİN RAHİMDEKİ ÜÇ EVRESİ
Kuran'da insanın anne karnında üç aşamalı bir yaratılışla yaratıldığı bildirilmektedir:
Dikkat edilirse, ayette, insanın anne karnında, birinden diğerine
farklılaşan üç ayrı evrede meydana geldiğine işaret edilmektedir.
...
Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan
sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz
olan Allah budur, mülk O'nundur. O'ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen
nasıl çevriliyorsunuz?

(Zümer Suresi, 6)
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Kurandakibilimselmucizeler_clip_image043
Zümer
Suresi'nin 6. Ayetinde insanın anne karnında, birinden diğerine
farklılaşan üç ayrı evrede meydana geldiğine işaret edilmektedir.
Gerçekten de bugün modern biyoloji, bebeğin anne karnındaki
embriyolojik gelişiminin üç farklı devrede gerçekleştiğini ortaya
koymuştur.
Gerçekten de bugün modern biyoloji, bebeğin anne
karnındaki embriyolojik gelişiminin üç farklı devrede gerçekleştiğini
ortaya koymuştur. Bugün tıp fakültelerinde ders kitabı olarak okutulan
bütün embriyoloji kitaplarında bu konu en temel bilgiler arasında yer
alır. Örneğin, embriyoloji hakkında temel başvuru kitaplarından biri
olan Basic Human Embryology isimli kaynakta bu gerçek şöyle ifade
edilmektedir:
Rahimdeki hayat 3 EVREDEN oluşur; preembriyonik
(ilk 2,5 hafta), embriyonik (8. haftanın sonuna kadar), ve fetal (8.
haftadan doğuma kadar). 50
Tıp dilinde "trimester" yani "üç dönem" olarak da tanımlanan bu evreler
bebeğin farklı gelişim aşamalarını içerir. Bu üç gelişim safhasının
belli başlı özellikleri kısaca şöyledir:
- Preembriyonik evre:
Yaygın olarak "1. trimester" olarak anılan bu ilk evrede zigot
bölünerek çoğalır, bir hücre kitlesi haline geldikten sonra kendini
rahim duvarına gömer. Hücreler çoğalmaya devam ederken 3 tabaka halinde
organize olurlar.
- Embriyonik evre:
"2. trimester" olarak da tanımlanan ikinci evre toplam 5,5 hafta sürer
ve bu süre boyunca canlı "embriyo" olarak adlandırılır. Bu evrede hücre
tabakalarından bedenin temel organ ve sistemleri ortaya çıkar.
- Fetal evre:
Gebeliğin "3. trimesteri" olarak adlandırılan döneme girildiğinde
embriyo artık "fetus" diye adlandırılır. Bu dönem gebeliğin sekizinci
haftasından itibaren başlar ve doğuma dek sürer. Bir önceki dönemden
ayırt edici özelliği yüzü, elleri ve ayaklarıyla belirgin, insan dış
görünümüne sahip bir canlı olmasıdır. Dönemin başında 3 cm . boyunda
olmasına rağmen tüm organları ortaya çıkmıştır. Bu 30 haftalık dönemin
özelliği doğum haftasına dek fetusta büyüme ve orantılarında
değişmedir.
Anne rahmindeki gelişim ile ilgili bu bilgiler, ancak modern teknolojik
aletlerle yapılan gözlemler sayesinde elde edilmiştir. Ancak görüldüğü
gibi bu bilgiler de, diğer pek çok bilimsel gerçek gibi, mucizevi bir
biçimde Kuran ayetlerinde haber verilmiştir. İnsanlığın tıbbi konularda
hiçbir detaylı bilgiye sahip olmadığı bir dönemde, Kuran'da bu derece
ayrıntılı ve doğru bilgiler verilmiş olması, elbette Kuran'ın insan
sözü değil, Allah Kelamı olduğunun açık bir delilidir.

ANNE SÜTÜ
Biz insana anne ve
babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk
üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl
içindedir. "Hem bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız banadır."

(Lokman Suresi, 14)
Anne
sütü, bebeğin besin ihtiyaçlarını eksiksiz olarak gidermek ve bebeği
olası enfeksiyonlara karşı korumak üzere Allah tarafından yaratılmış
eşsiz bir karışımdır. Günümüz teknolojisi ile hazırlanan bebek mamaları
dahi bu mucizevi besinin yerini tutamamaktadır.
Anne sütünün
bebeğe olan faydaları her geçen gün daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Bilimin anne sütü ile ilgili yeni keşfettiği gerçeklerden biri ise
bebeğin anne sütü ile 2 yıl boyunca beslenmesinin son derece faydalı
olduğudur. Bilimin yeni keşfettiği bu önemli bilgiyi Allah bizlere " …Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir... " ayetiyle 14 asır önce bildirmiştir.


Bu indirdiğimiz mübarek bir Kitap'tır. Şu halde O'na uyun ve korkup-sakının. Umulur ki esirgenirsiniz.
(Enam Suresi, 155 )'
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
sessizce
Yeni Üye

Yeni Üye



Mesaj Sayısı : 43
Kayıt tarihi : 28/04/10

Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler   Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Icon_minitimeCuma Mayıs 21, 2010 8:32 am

Paylaşım için teşekkürler konu o kadar güzel anlatıılmış ki söz bulamadım.Diyeceğim şu ki;Bizim kitabımız her ilim ve bilimi kapsayan, her zerreyi her kürreyi anlatan bir kitabtır anlayana,düşünene,inanana...Kur'an hem dünyadır hem ahirettir birşeyi bilmek isteyen ona baksın.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler   Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Icon_minitimeÇarş. Haz. 09, 2010 7:32 pm

sessizce demiş ki:
Paylaşım için teşekkürler konu o kadar güzel anlatıılmış ki söz bulamadım.Diyeceğim şu ki;Bizim kitabımız her ilim ve bilimi kapsayan, her zerreyi her kürreyi anlatan bir kitabtır anlayana,düşünene,inanana...Kur'an hem dünyadır hem ahirettir birşeyi bilmek isteyen ona baksın.

haklisin kardesim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler   Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Icon_minitimePtsi Haz. 21, 2010 4:28 pm

güncel
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
sahra
Seçkin Üye
Seçkin Üye
sahra


Mesaj Sayısı : 903
Kayıt tarihi : 26/05/10
Yaş : 45
Nerden : KAYSERİ

Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler   Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Icon_minitimePtsi Haz. 21, 2010 6:16 pm

Sağol kardeşim.paylaşımların çok güzel.emeğine sağlık.A.R.O.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler   Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Icon_minitimeSalı Haz. 22, 2010 2:51 pm

[quote="sahra"]Sağol kardeşim.paylaşımların çok güzel.emeğine sağlık.A.R.O.[/quote

sizdende aro kardesim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
yoncam
Normal Üye

Normal Üye
yoncam


Mesaj Sayısı : 241
Kayıt tarihi : 12/09/10

Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler   Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Icon_minitimeÇarş. Ara. 08, 2010 6:59 pm

MAŞAALLAH SANIRIM SANAL ALEMİN EN GÜZEL DİNİ AÇIKLAMALARI BİZDE ALLAH RAZI OLSUN ABİM
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
islam73
Medaratör

Medaratör
islam73


Mesaj Sayısı : 3832
Kayıt tarihi : 04/03/10
Nerden : Türklügün Bekcisi ve islamin Kölesi

Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Empty
MesajKonu: Geri: Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler   Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler Icon_minitimePaz Ara. 12, 2010 12:16 am

yoncam demiş ki:
MAŞAALLAH SANIRIM SANAL ALEMİN EN GÜZEL DİNİ AÇIKLAMALARI BİZDE ALLAH RAZI OLSUN ABİM
HEPIMIZE MASAALLAH SENDENDE ALLAH RAZI OLSUN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kuran-i Kerimde ki Bilimsel Mucizeler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kuran-i Kerimde Adi Gecen Hayvan isimleri
» Kuran'a başlama Duası !!Okuyana Kuran ın her harfine 50.000 sevap verilcek İNŞALLAH
» Kuran-ı Kerim'de Reenkarnasyonun olduğu iddia ediliyor. Bu konuda nasıl cevap vermeliyiz? Kuran ayetleriyle açıklar mısınız?
»  PEYGAMBERIMIZIN DOĞDUĞU GÜN YAŞANAN MUCİZELER
» Kurani Kerimde Farz olmayan emirler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

İslamiyet ( Her Müslüman 'a Lazım Din 'i Bilgiler )

 :: İman'ın Şartları ( Akaid ) :: Kitaplar'a İman ( ve Son Gönderilen İlahi Kitap Kur'an-ı Kerim )
-
Buraya geçin: