iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Ehl-i Kitap; Anlam ve Mâhiyeti

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
haydarı kerrar
Administrator

Administrator
haydarı kerrar


Mesaj Sayısı : 2630
Kayıt tarihi : 24/05/09
Nerden : ANKARA

Ehl-i Kitap; Anlam ve Mâhiyeti Empty
MesajKonu: Ehl-i Kitap; Anlam ve Mâhiyeti   Ehl-i Kitap; Anlam ve Mâhiyeti Icon_minitimePaz Şub. 28, 2010 2:49 am

Ehl-i Kitap; Anlam ve Mâhiyeti

“Ehl-i kitab”, kitap ehli, kitaplı anlamına gelir; Vahiy yoluyla indirilen kutsal bir kitaba inananlar için kullanılan bir tâbirdir. “Kitab ehli”, “kendilerine kitap verilenler” anlamındaki bu terim, müslümanlar dışındaki ilâhî kitap sahibi din mensupları için kullanılır. Kur’an, bu terimle, müşriklerden (putperest ve ateistlerden) ayırt etmek için Tevrat, Zebur ve İncil’e inanan yahûdi ve hıristiyanları kasteder. Kur’ân-ı Kerim, birçok yerde yahûdilerden ve hıristiyanlardan, ehl-i kitap diye bahseder; hadislerde de bu tâbir çokça kullanılmıştır. İslâmî literatürde “ehl-i kitap” yerine “kitâbî” kelimesinin kullanıldığı da görülmektedir.
Bu kitaplar (Tevrat, Zebur, İncil) tahrif edilmiş olmakla beraber, içlerinde vahye dayanan hakikat ve hikmetler de bulunma ihtimalinden dolayı İslâm, onlara inanan yahûdi ve hıristiyanları, müşriklere nisbetle kısmen ayrıcalıklı bir konuma oturtmuştur. İslâm, müşriklere yapılanların aksine, İslâm idaresine itaat eden yahûdi ve hıristiyanları, cizye ve haraç karşılığında, kendi ibâdetleriyle serbestçe meşgul olmalarına izin vermiştir.
Allah katından indirilmiş, hükümleriyle amel edilmesi gereken Kur’an’ın dışında iki kitap (Tevrat ve İncil) vardır. (Zebur, şiir tarzında ilâhîlerden oluşan bir kitap olduğundan, içinde ahkâmla ilgili hususlar yoktur. Dâvud (a.s.), Tevrat’ın hükümleriyle hüküm ve amel eden, yeni şeriat getirmeyen bir peygamberdir.) Kur’an’daki ehl-i kitap tâbiriyle de bu kitapların muhâtabı olan yahûdilerle hıristiyanlar kastedilmektedir. Ehl-i kitap terkibinin geçtiği âyetleri, “Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi” (6/En’âm, 156) meâlindeki âyeti göz önüne alarak tefsir eden ilk müfessirler, bununla yahûdi ve hıristiyanların kastedildiğini ifade etmişlerdir (Mücâchid, 1/186; Taberî Câmiu’l-Beyân, 8/69; İbn Kesir, Tefsîru’l-Kur’ân, 2/44). Bu âyetten hareketle Hanbelî ve Şâfiî mezhepleri sadece yahûdi ve hıristiyanları ehl-i kitap saymışlar; Hanefîler ise semâvî bir dine inanan ve Tevrat, Zebûr, İncil, suhuf gibi vahyedilmiş bir kitabı bulunan her ümmetin ehl-i kitap olduğunu söylemişlerdir.
İslâm’ın yayılmasına paralel olarak ehl-i kitabın sadece yahûdi ve hıristiyanları ifade eden bir tâbir olduğu kanaati de değişmiştir. Bunun temel sebeplerinden biri, Kur’ân-ı Kerim’de yahûdilik ve hıristiyanlığın dışında Sâbiîlik, Mecûsîlik gibi ilâhî olmayan başka dinlerden de söz edilmesi ve bu dinlerin kendilerince bir kitaba sahip bulunması; diğeri de müslümanlar açısından siyasî, iktisadî, ve sosyal şartların bunu gerekli kılmasıdır.
Kur’an’da, tahrife uğramamış yegâne hak din olan İslâm’ın dışında; haniflik, yahûdilik, hıristiyanlık, sâbiîlik ve mecûsîlikten bahsedilmektedir. Hanîf kelimesi, İslâm’ın eş anlamlısı şeklinde ve Hz. İbrâhim’le ilgili olarak zikredilmektedir. Sâbiîlik ve Mecûsîlik ise sadece ismen geçmekte, inanç esaslarından ve peygamberlerinden söz edilmemekte, kutsal bir kitaba sahip olup olmadıkları açıklanmamaktadır. Öte yandan İslâmiyet’in ortaya çıktığı dönemde dünya üzerinde birçok din bulunmasına rağmen Kur’ân-ı Kerim bunların çoğundan bahsetmemiştir. Zira ilâhî vahyin ilk muhâtabı olan Araplar arasında bu dinlerin mensupları mevcut değildi ve onların söz konusu dinler hakkında bilgileri yoktu. Ayrıca bu dinler İslâm’a rakip olacak seviyede bulunmayıp Kur’an’da yer alan inanç gruplarından bazılarına dâhil edilebilecek bir nitelik de taşıyordu.
Kur’ân-ı Kerim’de ismen zikredilen dinlerden Sâbiîlik hakkında âyet ve hadislerde bilgi yoktur. Gerçek Sâbiîlik, ilk dönem İslâm kaynaklarında yahûdiliğin veya hıristiyanlığın bir mezhebi olarak görülüp ehl-i kitap kapsamında mütâlaa edilmiştir. Ebû Hanîfe ve Ahmed bin Hanbel bu görüştedir. Ayrıca Harranlı putperestler Halîfe Me’mûn kendileriyle görüştükten sonra Sâbiî adını almışlar ve ehl-i kitap kabul edilmişlerdir. İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed gibi bazı fakîhlerin ehl-i kitap saymadıkları Sâbiîler ise Sâbiî adını taşıyan, ancak yıldızlara tapan putperestlerdir.
Mecûsîlerden Kur’an’da sadece bir yerde bahsedilmekte (22/Hacc, 17), fakat bunlar hakkında da bilgi verilmemektedir. Eski müslüman araştırmacıların çoğunluğuna göre Mecûsîler ehl-i kitap değildir. Hz. Peygamber’in “Mecûsîlere ehl-i kitap muâmelesi yapın” (Muvattâ, 1/278) dediği rivâyet edilir. Ancak Rasûl-i Ekrem, Mecûsîlerin kestiklerinin yenilmesini ve kadınlarıyla evlenmesini yasaklamıştır. Mecûsîlerin ehl-i kitaptan olduğunu söyleyen Hz. Ali de şirkleri sebebiyle kestiklerinin yenilmesinin ve kadınlarıyla evlenilmesinin müslümanlara yasaklandığını belirtir (Ebû Yûsuf, Kitabu’l-Harac, 140-141). İmam Şâfiî, Hz. Ali’nin sözüne dayanarak onları ehl-i kitap saymıştır (Muhammed bin İdris eş-Şâfiî, El-Üm, 4/158).
Kur’an’da ehl-i kitap olarak sadece yahûdi ve hıristiyanların muhâtap alınması, bu iki din mensubunun birtakım eksiklik ve yanlışlıklarının yanından Allah, peygamber, âhiret ve kitap inançlarının bulunması, yani ilâhî kaynağa dayanmaları ve Kur’an’ın o dönemde muhâtabı olan insanlarca söz konusu dinlerin bilinmesi sebebiyledir. Nitekim bu din mensupları Hicaz bölgesinde önemli bir etkinliğe sahip olarak müslümanlarla iç içe yaşıyorlardı. Kur'ân-ı Kerim muhtelif âyetlerinde İslâm dışı din mensupları arasında ehl-i kitaba önemli bir yer vermekte, onların bazı farklılıklarını belirtmekte, özellikle hıristiyanlarla diyalog kurulmasını önermekte, ancak temel iman esasları, ayrıca müslümanlarla olan ilişkilerindeki eksiklik ve yanlışlıkları vurgulamaktadır. (1)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ehl-i Kitap; Anlam ve Mâhiyeti
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İslam Anlam ve Mahiyeti
» Hamd; Anlam ve Mâhiyeti
» Şehadet Anlam ve Mahiyeti
» Kur’an-ı Kerim’de Ehl-i Kitap Kavramı
» İslâm’a Girmeden Ehl-i Kitap Kurtulabilir mi?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

Reddiye Kitabı Ve İslama Davet ( Nasıl Müslüman Olurum )

 :: diğer din ve inanışlar ve Reddiyeleri
-
Buraya geçin: