iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Vakit Namazınızı Kıldınızmı?

Hoş Geldiniz Forumdaki Konulardan Tam Anlamıyla Faydanalabilmek İçin Giriş Yapınız Uye Degılsenız 1 Dakıkanızı Ayırarak Kayıt Olunuz---ByNoKta
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi

CİNLERE, ŞEYTANLARA, İFRİTLERE ve DİĞERLERİNE, BÜYÜYE VE SİHRE KARŞI İNSANLARIN KALESİ ( SİTEMİZDEKİ HERŞEY ÜCRETSİZ ve KARŞILIKSIZDIR )
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Biz efendimize borçluyuz...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mümine sultan
Administrator

Administrator
mümine sultan


Mesaj Sayısı : 6157
Kayıt tarihi : 15/01/10
Yaş : 48
Nerden : ELFU ELFİ SALATİN VE ELFU ELFİN SELAMİN ALEYKE YA RASULALLAH.

Biz efendimize borçluyuz... Empty
MesajKonu: Biz efendimize borçluyuz...   Biz efendimize borçluyuz... Icon_minitimeSalı Şub. 23, 2010 5:03 pm

Her fırsatta, Peygamber Efendimiz'e (aleyhissalatu
vesselam) salât u selam getirmemiz ona karşı vefamızın gereğidir. Çünkü salât u
selamlarla onu her anışımız, hem onun peygamberliğini bir tebrik, hem getirdiği
saadet-i ebediye müjdesine karşı bir teşekkür ve hem de bildirdiği fermanlara
itaatimizi ve biatımızı yenilememiz manasına gelmektedir. Evet, Efendiler
Efendisi'ne salât u selam okumakla, ahd-ü peymanımızı yenilemiş, ümmeti arasına
bizi de dâhil etmesi isteği ile kendisine müracaat etmiş oluyoruz. "Seni andık,
Seni düşündük; Allah Teala'ya Senin kadrini yüceltmesi için dua ve dilekte
bulunduk." demiş ve "Dahîlek ya Resûlallah - Bizi de nurlu halkana al ey
Allah'ın Resûlü!.." talebimizi tekrar ederek onun engin şefkat ve şefaatine
sığınmış oluyoruz. Dolayısıyla, salât u selama Efendimiz'den daha çok biz muhtaç
bulunuyoruz. Ona müracaatımızla mevcudiyetini, büyüklüğünü kabullenmiş ve
küçüklüğümüzü, hiçliğimizi ilan etmiş; aczimiz ve fakrımızla beraber, şiddetli
ve çok büyük bir günün endişesiyle melce ve mencâ olarak Resûl-i Ekrem'e dehâlet
etmiş, arz-ı ihtiyaç ve arz-ı halde bulunmuş oluyoruz.


Bildiğiniz
gibi, "salât", tebrik, dua, istiğfar, rahmet gibi anlamlara gelmektedir. Salât
kelimesinin çoğulu "salavât" gelir. Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Allah ve
O'nun melekleri Peygamber'e hep salât ederler. Ey mü'minler, siz de Ona salât
(ve dua) edin ve samimiyetle selam verin." (Ahzab, 33/56) Bu âyeti kerimeyle,
Peygamberimiz'e salât ve selamlar getirerek hürmetlerini arz etmek her
Müslüman'ın yapması gerekli olan bir görevdir. Her Müslüman en azından
"Allahümme salli alâ Muhammed - Allah'ım rahmet ve bereketin Efendimiz Hazreti
Muhammed üzerine olsun." diyerek salât getirmek mecburiyetindedir.



Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Yanında benim adım anılıp da bana salât
getirmeyen kişinin burnu sürtülsün, hakarete uğrasın." buyurmuştur. Bununla
beraber, Peygamberimiz'in ismi her işitildiğinde veya anıldığında salât
getirilip getirilmeyeceği hususunda; bazı âlimler, "Bir yerde, Hz. Peygamber'in
adı ne kadar anılırsa anılsın bir defa salât edilmesi yeterlidir." derken,
âlimlerin çoğunluğu ise, "Efendimiz'in mübarek adı her anıldığında salât u selam
getirilmesi gereklidir." demiştir. Bazıları, insanın, ömründe bir kere salât u
selam getirmesinin vâcib olduğunu söylerken, İmam Şâfi gibi kimseler de nâm-ı
celil-i Muhammedî ne zaman anılırsa anılsın hemen salât u selamla O'na senâda
bulunmak gerektiği kanaatindedirler.


Nitekim hadis ilmiyle
uğraşanlar, hadisleri rivayet ederken, O'nun adı ne kadar çok anılırsa anılsın,
her anılışında, "Sallallahu aleyhi ve sellem" diyerek hürmet ve vefalarını ifade
etmişlerdir. Hatta bazı yerlerde, ezanda Efendimiz'in ism-i şerifi de anıldığı,
"Eşhedu enne Muhammeden Resûlullah" dendiği için, ezandan sonra da salât u selam
okuna gelmiştir. Erzurum da bu yerlerden birisidir. Orada da, ezanı müteakip
"es-Salâtu ve's-selamu aleyke ya Resûlallah, es-salâtu ve's-selamu aleyke ya
Habîballah, es-salâtu ve's-selamu aleyke ya hateme'n-nebiyyîne" şeklinde salât
okurlar. Aslında, ezan kelimelerinin içinde böyle bir salât u selam yoktur,
fakat bir vefa borcu olarak söylerler.
O'nun caddesİnden başka yol
yok.

Evet, salât u selam meselesine bir vefa borcu nazarıyla bakmak
lazım. Biz Efendimiz'e karşı borçluyuz. Allah, bazılarımız için ağır gelebilecek
şekilde her an o borcu ödüyor olma şuuru içinde bulunmakla bizi mükellef
kılmamış. Hayatımızın her saniyesinde O'nu hatırlıyor olma, O'na hiç durmadan
salât u selam getirme teklifinde bulunmamış. Fakat biz zaten O'nun getirdiği
dinin hükümlerine riayet ettiğimizde bir yönüyle O'na karşı medyuniyetimizi de
sürekli ve fasılasız dile getirmiş oluyoruz.


Günde beş defa
minarelerimizden olduğu gibi gönüllerimizden de yükselen ezanımızı düşünün.. her
namaza yürüyüşümüzde,
"Gök nûra gark olur nice yüz bin minareden,
Şehbâl
açınca rûh-u revân-ı Muhammedî;
Ervah cümleten görür "Allahu Ekber"i,

Aks eyleyince arşa lisân-ı Muhammedî." (Yahya Kemâl)
sözlerinin
hakikatini seslendiriyor ve önce ezanla vefamızı ilan ediyoruz. Zât-ı
Ulûhiyet'in yanında Efendimiz'in nâm-ı celîlini de anıyoruz. "Lâ ilahe
illallah"ın, "Muhammedün Resûlullah"tan ayrılamayacağını, şehadetin ancak
ikisini beraber söylemekle gerçekleşmiş olacağını gösteriyoruz. Üstad
Hazretleri'nin de Mektubât'ta belirttiği gibi, kelime-i şehadetin iki kelâmının
birbirinden ayrılamayacağını, onların birbirini tazammun ve isbat ettiğini, biri
birisiz olmayacağını ifade ediyoruz.


Evet, madem Peygamberimiz
(aleyhissalâtü vesselâm) Hâtemü'l-Enbiya'dır, bütün enbiyanın vârisidir. Elbette
O, bütün vusûl yollarının başındadır. O'nun cadde-i kübrâsından hariç hakikat ve
necat yolu olamaz. Umum ehl-i marifetin ve tahkikin imamları, Sadi-i Şirazî gibi
derler: "Ey Sâdî! Muhammed'i (sallallahu aleyhi ve sellem) örnek almadan bir
kimsenin selâmet ve safâ yolunu bulması imkânsızdır."





Özetle:
1 - Salât u selamlarla Efendimiz'i her anışımız,
hem peygamberliğini bir tebrik, hem getirdiği müjdeye bir teşekkür ve hem de
bildirdiği fermanlara itaatimizi bildirme manasına gelmektedir.
2 - Salât u
selama Efendimiz'den daha çok biz muhtacız. Ona müracaatımızla büyüklüğünü
kabullenerek, aczimiz ve fakrımızla beraber arz-ı halde bulunmuş oluyoruz.
3
- Zât-ı Ulûhiyet'in yanında Efendimiz'i de anıyoruz. "Lâ ilahe illallah"ın,
"Muhammedün Resûlullah"tan ayrılamayacağını, şehadetin ancak ikisini söylemekle
gerçekleşeceğini gösteriyoruz.
alıntı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Biz efendimize borçluyuz...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Her güne bir "dua" borçluyuz
» Efendimize Şiirler .........
» Efendimize hakaret var yine :(
» Efendimize Şiirler ....Resimli
» Efendimize Yazılan Resimli Şiirler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
iSLAMi GiZLi iLiMLER SiTESi :: 

Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa ( SAV) Hakkında Herşey

 :: Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)
-
Buraya geçin: